05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 1 T E M M ü Z 1 9 9 B umhurıyet U Çerkes Karadağ'ın "Tanıdığım Yüzler"ini, Alberto Modiano değerlendirdi . 1 uıyfthhı Ü "Aziz Nesin Günleri"ni, Huseyin Atabaş değerlendirdi . 5 \av/<ic/n ü Burhan Oğuz'un "Laiklik"ini Alpay Kabacalı değerlendirdi V vıyjıuhı ü Zeki Coşkun'un "Öteki Sivas"ı üzerine bir yazı ve bir söyleşi 10 \a\fiuLi Güncesive ü günleri ile... Aziz Nesin Aziz Nesin, yayımladığı kitap sayısı ölüm yaşına dcnk bir yazar. Buna karşılık, yazdıkları iistüne yapıimış araştırma ve inceleme sayısının, özellikle Türkiye'de, yok denecek ölçüde az olduğundan söz edebiliriz. lıdebiyateılar Demeği'nin 2930 Haziran 1996'da düzenlediği Aziz Nesin Semineri'nin ve bu seminer sonunda yayınılanan kitabın bıı konuda atılmış önemli bir adım olduğunu belirtelim. Nesin, güncesinde, yazdıklarıyla ilgili degerlendirmelere ne kadar önem verdiğini belirtmiş. Kcndi romanları, oyunları konusunda değerlendirmeler de vapmı^. Kuşkusuz onııiı bıı kendi yazdıklarına ilişkin eleştirileri onıınla ilgili çalışmalar yapaeaklar icin önemli bir kaynak. Aziz Nesin'in güneeleri yalnızca eserleriyle ilgili değil. Bir de yaşadıkları, onu etkileyen olaylar ve yakın çcvresindeki kişilerlc ilgili değerlendirmeler var. Aziz Nesin'in güncesini ve 1 lüscyin Atabaş'ın Ankara'da Edebiyatçılar Derneği'nce düzenlenen "Aziz Nesin Günleri"ni değerlendiren yazılarını sunuyoruz. SENNUR SEZER U ııliı olmak srizü ncyi hazırlatır sizc? Bu sözciiğiiıı haıiii (,<ı£n$tır(.lıklurının olumlu olmadığını acıklamalıyım öncı. Hir kcz, ünlü sözcüğiiniın anlaıııcla^ı, "tanınmıs". Bu sözcük de günümüzdc politikacılan, Hlm yıldızhırını kapsıyor bence. Bir dc saıkıcı parank'zine sıkışmış olarak müzikçilori.. Bu kcsinıin, soluk alışları bilf "habcr". Istcr istcmc/ tanınıyorlar. flayıanlan ayakkabı numaralannı tla, duvnu dünvalarındaki dal^alanmaları cla, son günlcrdc'kı vcmck rcrdhlcıini dı i/liyorlar, nıcr.ık cdiyorhır. (Bıı satırları ya/arkcn, hıtbolculartlaıı sö/ ctmcdijii min l.ırkınılayıın. Aıııa |x'k ı,ok ülkc j;iİ5İ, ülkcnıı/elc ik\ lııtbolcıılıık öylc* oıumlı bir mcslck ki, onlardan KİTAP SAYI 334 söz ederken, ünlü ya da tanınmıs sıfatlarını kullanmaya gerek yok.) Ünlü sanatçı, sevilen sanatçı tanımları da zaten bilinen sanat dallarını değil, eğlence dünyasının gösteri kişilerini anlatıyor. Yazmak, resim yapmak öylesine sıradan işler ki, ünlü sanatçılarımız bu marifetleri, "boş zamanlarında " başarıveriyorlar.. Bıı y üzden bir yazarın ya da ressam, besteci, çızer gibi •>i b r "sanat erbabı"nın adının başına ünlü sözcüğü pek gelmiyor. Kamuoyu onu ya "biliyor" ya da "tınmıyor". Bu oldukça uzun giriş bölümü, çok geniş bir okur kitlesine sahip oldugunu bildiğimiz Aziz Nesin yüziinden yazıldı. Bana hep Aziz Nesin'i, "biliyoruz ama tanımıyoruz" gibi gcliyor da. Sevdiğimiz bir yazarın bütün yazdıklarmı izlemek gibi bir alışkanlığımız yok, okur olarak. ( ) yüztlen Aziz Nesin adı onun okurlarına, ele^tirel bir mi/.ah yazarını ammsaiıyor, yalnızca. Okııru olmadan A/iz Nesin adını bilenler ise onun siyasal tavrını yorumlamakla yetiniyorlar, katılarak ya da reddcdip kınavarak. Bu dıırıını, A/iz Nesin adını anmatlan da baska ya/.arlar için söylenebilir ıııi? Belki bir ya cla iki ki^i için dalıa: Yaijar Ke nı.ıl, Orhan Pamıık. Kamuoyunun bıı yazarlarla ılgi lenmesi sanat haberliği yanında siyasal lıaberlere ko nu olmasından. Aziz Nesin için de boyle bıı. Aziz Nesin'in yeni kitabı Mıım lîâlâ'yı okurken düşündüm bunları. Nesin'in günceleıinin 1. kitabının son sayfalarında şöyle bir yargı vardı da: "Bir ulu sun bireyleri aynı anadilini konuijtuklaıı için, her yurttaş, o ulusun edebiyatına karı^acagı, edebiyat üzerine konuşabileceği kanısındadırlar. Yurttaşlar, bir müzesyene, bir yontueuya, bir mi mara, bir rcjisöre, bir ressama, bir etlebiyatçıya karıştıkları denli karışamazlar, hatta onlara hiç karı^amaz lar. Çünkü o sanatlar, o sanatların dili ve tekniği ketıdilerinin bilmediği bir iştir. Oysa edebiyat övle değil, edebiyatın dili anadilidir. Bütün yurttasjar da anadil lerini bildiklerine, konıışııp ya/ılıkların<ı gore, kcndilerini etlebiyata karışmakta yetkilı gorürler. I lenıen hemen herkes gençliğinde şiir ya/.mı^tır, (iykü hatta roman ve oyun bile yazmıştır. (,ünkü bunları yazmak için müzikte, mimaritle, yontu vb. sanatlarıla ol tlııgu gibi aynca bir teknik bilginin gercknıedıgi k.ı nısııuladırlar. I lerhangi bir yıırttaş, roman, ^iir, övkıı, Devıımı 4 savlcıılıı •" CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear