24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

kısıtlaması yetmezmiş gibi bir de sanatsal kısıtlamaya gidiliyordu. Oysaki sanatçı hcr şeyiyle özgür olnıalı, dar kalıpların dışına çıkubilmeliydk () ö/.gür oldukca toplumsal özgürlüklcıin savıınulması da kolaylaşırdl.' Ozyalçıner'in, T ü k c n m e y e n Panayır'da getirdiği açıklamalar, onuıı öykii çizgisini ikiye böyiip, ikiııci yeni/ varolıışçu dönemtoplumcu/sivasal döııcm tliyc yargılayanlara öııcmli bir vanıt. tlk kitaplarında, doğanın ve kapitaliznıin diyalcKtiğini kiıni /aıııan siıngesel .ya da masalsı ögelerle versc de, Adnaıı Ozyalçıncr'in öykii dünyasının siyasal bakış açısında bir dc£işiıııdcn söz cdileıııe/. Anlaııınında da, genel çizgiler hakınıın dan, bir defişinı söz konusııdıır. Oykülerdeki iç öykü ya d.ı ikiııci okıınuş öyküsü ortadan kalkmamış, yalııız dikkatli bir (ikurıın lark edcceği ayrmtılara sığınmıştır. Bir öyküyü dii/ okııınakla yetinen okura kolaylık sağiayan bıı anlatım biçi ıııi, ilk kitaplarmdan daiıa gcııiş gerçeküstü/masalsı ö^clcri içcrir. Baskııı öy kiisüıulc, öldüriilenlcr için haykıraıı sauır kapıcının kıılaklan açılır. Deg'işim'dc kaçmak için çarelcr arayaıı tutııklu hır sız, güneşin önündcn geçen bıılutla bir anda köpek olup kelcpçedeıı kurtıılur. KalabaliKtan Biri'nde jjchir durmadan küçüliir... liıı tür masal ögelerini kimi za nıan bir ınizah ögesi bile sanabilir okur, Soıı Tıılan öyküsündc çoğu labrika, atölyc bahçcsinde karşılastığımız kotra ve teknelcrin açıklanışı gibi. Oysa Ozyalçıner, Panayır'ın sonııç öykülerindcki ııyarısını ycnilenıekte, kapitaliznıin tüketti£i doğayı, do£ayı tüketenlerin kendilerini kurtarmak. için hazırlanışlarını göstermcktcdir. Öykiicü, ilk öykülerindeki kimi görüntüleri yinelerken de çözümler sezdirmeye çalışır. Bir tür ııygarlığın sonu masalı olan 'Ne de bir martı uçuyordu gökte'nin nıartısı, gözaltına alınan kocasını ne pahasına olursa olsuıı gör nıeyc çalışan kaılının peşine takılacaktır. Yaşam direnilirse sürecektir yeryüzünde. Panayır ilk yayımlamşından 35, Sur 32 yıl sonra yeniden okur önünde. Yeni bir kuşak okuyacak Ozlayçıner'in öyküleriııi. Oykülerin çoğunun varsayımdan gcreeğe dönüştüğü, insanı kusatan panayırfarla surların, ekranlarla oualarımıza girdiği günlcıde üstclik. Bu okurun jjansı, Panayır ile Sur'un yayımlandıgı günlcrde Türk yazar ve okurunun tanımadığı bir başka masalsı/toplumcu edebiyatı, Latin Amerika Edebiyatını neredeyse tüm külliyatıyla tanımış olmak. Bu okur, gcrçe^in başka yüzlcri olduğunu, Türk edebiyatının da anlatmış olduğunun kcyfiyle, edebiyatımıza güven duymaya başlayacak umarım. Vc bu giivcn, ona uzun sürcdir küçümsencn cdebiyatımızın gündemde olmayan yanını araştırmak, görmek için bir yolgöstcrici olacak. Çünkü, Adnan Özyalçıncr'in öyküsü anlatımı vc dili ilc özgün oldu^u kadar, gerçeüe bakış acısıylada, 1950 kuşağmm öykii vc gerçck anlayışının bir parcasıdır. • İki kitap, iki farklı tema Özyalçıncr'in öykülcrindc şehir yaşamının bütün çclişkilcrine, en küçük ayrıntıya vanncaya dcgin rastlamak mümkün: Hani hcr akşam bizimlc birliktc, aynı otobüslc, aynı vapurla, aynı trcnle cvine dönen, bclki hiç konuşmadığımız, bclki dışardan bakışla yaşamını sczinleycbildiğimiz hcrhangi birinin dünyasından hcrhangi bir kcsit, bir öykü, bir düş; hayatın içindc anlam bulabilcn... ERDAL OOGAN Libı bırden okuıııam. )zyalçıner'iıı öykii dünyasını il.ılı.ı yakııulan tanııııama ncdeıı oldıı. T.ıbii A'da yazdıkların ı /1 ,ı r 11 ıj m a I a r ı n ı ıınuımamak gerekirdi. ()/yalçıner, kcndinılen önceki kıışağı n.ısil eleştirınişti? Kendi öyküciiliiğünü nasıl kıırınuştu? Bu sorıılarııı yanıtını (İkiııci Yeni şairlerini de dii^iinürsek) 50 kıışağına, y.ını doııcmiıı geııç yazar ve şairleıine yöııcltilen "yetcıince" açık degiller" eleştirilcrinc kar^ılık verilen yanıtlardan çıkarabiüriz. Şinulı, böylesi cleştirilerden biri, o sıra Yeııilik dergisi y.ız.ırları Bay Safgil'dcn gelir. A'cılar adına Aılnan Ozyalçıner ise bu eleştiriye şövle yanıt verir: "Bay Satgil, Yenilik'tc bazı yapıtların yetcrincc açık olmadıklarından şıkıcı bir dıırımıa cJüştüklcıini yazıyor. Ozclliklc hikuycyc yeni ba^layan uenclerimizin karanlık nikâyelerini söz konıısu ediyor. Once şıınu soıayım Bay Sargil'e; yetcrincc ..açık olıııakta ö k ü s ü ncdir, kimdir? Olçü bir ()ktay Akbal, bir (3rhaıı Kcmal. bir Haldun Taner hikâyesiyse yanılıyor yazar. O lıikâyeler açıktır. Ama açık olduklarındaıı ötürii de eksiktirler. Gcrçc^i açık vc seçik, sıkmtiMZ vercbilmck için gcrçcktc birtakım btıdamalara girişmişlcrdir onlar. Gerçeg'i budamalarından ötiirü dc bircr sahte gerçckçi durumuna düşmüşIerdir. (...) hikâycler salt aydınlık, açık scçik olsuıı diye navallerle düşjeri budanır, ya da kesin sınırlarla belirtilnıeye kalkılırsa gerçck hiçc sayılmış olur." Özyalçıncr'in bu düşünceleri, her nc kadar salt onun öykü anlayışını yansıtıyor görünse de, başta da söyledijjim gibi neredeyse bütün bir 50 kuşagının düşüııceleridir. Onlar, ürünlcrini de bu anlayışlarına göre kalcmc almışlar ve özellikfe bircyin iç dünyasını yansıtnıakta bir önccki kuşaj*a göre daha özcn göstcrmişlerdir. Panayır ve onun ardından yayımlanan Sur, öykücülüjtünıüzün böylesi bir dönemccinde vazılmış yapıtlardır. hayatın içinde anlam bulabilcıı... Ba/.en keııdimize vakııı bııldujiunıuz, ba/eıı bizi öklürecek ılerece yakmlaşan, bazcn dc bizi ö l d ü r e c e k d e r e c e d e yakınına diiştüğümüz insanlar... ()yle ya, hayat bu bütiinliiğiin keııJ clisi değil mi. Işte, vazanmız bu bütüııliige saldırıyor ve göriilcnıeyen ya ıla es geçtigimiz biıey(ler)in gcrçekliğine iniyor. Korkıınç bir "uğııltu" ya L\A koıkunç bir karmaşa içeıisinde k.ıybohıp gidcn yaşantılar.. Orneğiıı çok basit gibi görünen, ama çt>ğunlukla gözdeıı kacıı dı^ımız, bircyin objelerle girdiği vc nir başkasını asla yanaştırnıayacag'ı ince örülmüş iliijkilerc uzanıvor/ sorguluyor; tıpkı "çıplak bir ampuıün altında olup bitenler" adlı öyküsüııdc, sabahın döı diinde kalkıp, biiyiik bir özeııle çoraplarını yıkayan adam gibi... Ustelik yazar bu adamın şiir de yazdığını bilir, belki ironiyle de olsa "çoraplarına da şiir yazmasını" ister, "birkerecik". Oysa adam da farkında dcgildir yaşadığı ayrmtının. Bu ancak dışardan görülebilir, bir başkası farkına varabilir ve onun bu ilişkisinin öyküsünü yazabilir. Yani birileri yaşar ama adını koyamaz, scıı yaşarsın ya da yaşanılanın larkına varırsın ve adını korsun. Aslında yazarla sıradan birey arasındaki lark da budur. Mesele, yaşanılanın adını vcrebilmcktcdir. Adnan Özyalçıncr'in öykülerinde illk dikkat çeken noktalardan biri de uzun cünılelerle uzun betimlenıeleri seçnıesidir. Yalnız ilginçtir bu bctiınlcmelerin, çevre ya da mckan bircy ikilcmindc, biraz Kafkaca işlendi^i görülür. Düşünün ki herhangi bir sokak ya da herhangi bir kahvehane, ev, işyeri/ bütün bu rnekanların en ufak ayrıntısının bile birey üzerindeki etkilerinin ustaca yansıtıldığını görürüz. Yanısıra kimi öykülerinde imgcyc daha sık yer vermesiyse anlatımına şiirsel bir boyut katar. Gcncl olarak hcr ıkı kitapta da, kendi içinde ortak bir tema işlenmiş. ilk kitap, Panayır, daha cok ölüm tcmasıyla karşımıza çıkar. Yalnız, Panayır'da ycr alan öyküler, ölümü clc alış vc işleyiş bakınıından son derccc çarpıcıdır. Orneğin Iri Elmalar adlı öykü. Bu öyküde, aııncsi ölcn bir adamı ve işini yapan bir rnanavı görürüz. İlk bakışta son derccc sıradan bir karşılaştırına olarak izlcnebilecek öy Adnan Özyalçıner'den "Panayır" ile "Sur" Y azın tarihçilerinc göre 1950li yıllar, (.umhuriyct sonrası yazın tarihinıizin lıemen heıııen her türünde öııemli gelişmelerin yaşandıgı yıllardır. (')zclliklc 19561959 yılları arası yayımlaııaıı Pazar Postası, Mavi, A, Yeııilik gibi dergileri taradıAımızda havli ilginç tartışmaların, yayımlanan ürünlcrdc bir önceKİ kuşakla farklılıkların içinde buluruz kendimizi. Aslında, Scçilmiş Hikâyeler dcrgisinin Ocak 195) tarihli sayısında Nezihc Mcriç öyküyü tanıınlarken, 50'lerin ikiııci yarısmda yogunlaşacak tartışmaların ip uçlarım ıla verir. Ona göre öykü; "Insanın bir rulı halinin, lıcrhangi bir olay karşısındaki durumunun, kısmetinc düşcn zaman içindc, bir gülüşün, bir davranışın ustaca makaslanışı vcrişidir." 50'lerin ikinci yarısındaysa bir yanda roman vc öyküde "gcrçekçilik" tartışmaları yapılırken, öte yanda ikiııci Yeni şiirinin doguşunu gözlcmleriz. Bu dönem, 40 kuşağı vc "köy edebiyatı" sıkı bir clcştiriden gcçirilir. Elcştirilcrin odak noktası ise, gcrçegi bütünüvle, yani iç ve dış gerçegi bir arada vereDİlmektir. Elcştircnlcr ise bııgün 50 kuşaöı olarak bildigimiz yazar vc şairlcrdir: İlk akla gelen isiııılcr arasında Orhan Duru, Hilrni Yavuz, Cîüner Şümer, Demir üzlü, Erdal Oz, Kemal Ozer, Yılmaz Gruda, Demirtaş (leyhun, Onat Kutlar ve Adnan Özyalçıner'i sayabilirim. Geçtigimiz günlcrdcysc bu kuşa^ın öykücülerinden Adnan Ozyalçıner'in "Panayır" vc "Sur" adlı kitapları tek kitap olarak yeniden yayınılandı. Bu kitapta ycr alan oykülerin bir kısmını A dergisini incelcrken okumuştum. Tekrar vc iki ki NreymgerçofcBği Özyalçıncr'in övkülerinde şehir yaşamının bütün çclişkilcrine, en küçük ayrıntıya vanncaya değin rastlamak mümkün: Hani hcr akşanı bizimlc birliktc, aynı otobüsle, aynı vapurla, aynı trcnle cvine dönen, belki hiç konuşmadıgımız, belki dışaıdaıı bakışja yaşamıııı sezinlcycbildigimiz hcrhangi birinin dünyasından herhangi bir kesit, bir öykü, bir düş; K kitap:fedfarkhtema ADNAN OZYALÇINER, YAPITLARI VE ÖDÜLLERİ Aldığı Odüller "Sur" adlı kitabıyla 1964 Sait Faik Hikâye Armağam'nı, "Ya^ma" ile 1972 Türk Dil Kurumu Hikâye Armağam'nı, 1980'de Ça^daş Cîazcteciler Dcrncöi'nin incelenıe^araştırma dalında, "Çamlıca" adlı röportaj öyküsü ile Yılın Başarılı Gazetecisi Odülü'ııü, 1990'da Scnnur Sezcr ile birliktc ya/zdıklan "Keloğlan ile.Kösc" adlı öykü kitabı ilc Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü'ndc Birirıcilik Odülü'ııü, "Caınbazlar Savaşı Yitirdi" öyküsiiyle 1991 Haldun Taner Oykü Odülü'nü, C.umhuriyet'tc yayınlanan "Babıâli Öliiyor" a.dlı yazısıyla Türkiye (iazeteciler C^emiyeti'nin 1993 Türkiye Gazetecilik Başarı Odülü'ııü aldı. Adnan Ozyalçıner'in Yapıtları Öykü Kitapları: Panayır (1960), Sur (1963), Yağma (1971), Yıkıııı Günjeri (1972), Gözlcri Bağlı Adam (1977), Caınbazlar Savaşı Yitirdi (1991), Alaycı Öyküler 11 Wl), Tıiş (Seçnıe Öyküler, 1992), Sağanak (1993) IncelemeAraştırma: Istanbul'ıın Taşı Ibprağı Altın (Eski Istanbul Yaşayışı \e l'olkloru, Scnnur Sezer ije birliktc, 1995) Çucuklara YöneHk Oykü Kitapları: Kırmızı Çini Kâse (1976), (îarip Nasıl Okuyacak (1977), Ölümsüzlcşeıı Bahçc (1980), Sabırtaşı Çatladı (1980), Anıtlatın ()yküleri (1981), Dcvlet Kuşu (1988), Keloğlan ile Köse (Semıur Sezer ile bir lıkte, 1989), KeloAİan'dan Masallar (5 Kitap, 1994), Tarihten (")ykiiler (1995), Anadoludan Ovkülcr (Scnnur Sezer ile birliktc 1995) Çeviri: lrgat S*inıan (Ivo Andriç, llhaıııi Eıııin ile birliktc, 1976) • Yıl 1957, soldan sağa: Erdal öz. Adnan özyalçıner. Doğan Hızlan. Onat Kutlar ve Konur Ertop. UMHURİYET KİTAP SAYI 323 SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear