24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Erhan Bener, daha önce okurlanna sunduğu, kimileri sinemaya, kimileri tiyatroya uyarlanan birbirinden ilginç, birbirinden değerli yapıtlarının kurgu atelyelerinde biîediği neşterlerini, toplumsal ve bireysel kokuşmuşlukların, yanlış insanlarla yamş kurulan ilişkilerin cehenneminde debelenen ruhların ortasına vurmuş, yarmış, pisliklerini akıtmış. MUZAFFER BUYRUKÇU ınzır' sözcüğü Arapça'da 'domuz' demektir. Ayrıca Türkçe sözlükte, 'katı yürekli, kötü düşünceli, gaddar/genellikîe hoşa giden bir davranış ve durum için şaka yollu söyenir' diye tanımlar. 'Hınzır' sözcüğünü çocukluğumdarr beri işitirim; ya bana ya da başkalarına söylenirdi. Ben de söylerim kimilerini azarlamak, aşağılamak; zekâsının kıvraklığına ve şaşırtıcı marifetlerine duyduğum hayranlığı belirtmek amacıyla. Ama Tıınzır'lık dişiymiş gibi gelir bana ve kızlara daha çok yakışır, onları sıradanlıktan çıkararak seçkinleştirir. Herhalde 'hınzır'lığın bu yanını çekici bulan ve bir roman çerçevesinde işlemeyi tasarlayan Erhan Bener, bir sözcükten hareketle kocaman bir yapıt yazdacağını da ortaya koymuştur. "Hınzır Kız ı bir 'çığlık' diye özetler Erhan Bener. Okurlara düşen o çığhğın doğduğu kaynağa inmek, kaynağın bunyesindeki nedenleri arastırmak, ıncelemek, çığhğın çekirdeğine el atmaktır. Evet, nasıl bir çığlıktır bu? Bir katilin pişmanlıklarla kemirilen varlığındaki gerilimin vicdanına baskı yapması sonunda doğan bir başkaldırı püskürmesi midir? Kocasının gözleri önünde kendisine tecavüz edilen bir kadının mahvolduğunu anlatan bir haykırma mıdır? Çocuğu öldürülcn bir ananın ellerini gökyüzüne kaldırarak Tanrı'ya isyan etmesi midir? Itden, kakılan, sokağa bırakdan ve kötü yola düşen bir kızın kaderine sövmesi, yazgısına boyun eğmemesi midir? Yoksa ruhundaki kirli birikimleri dışarıya akıtacak fırsatlardan birini yakalayan bir kızın sevincini dinamite dönüştürmesi midir? Nedir o çığhğın anlamı, anlamları? Bu soruların yanıtlarını "Hınzır Kız"ı dikkatle okumayı sürdürürsek satırlara yığıIan gerçekler kitlesinde, gerçekler kitlesine malzeme taşıyan olgularda bulacağız. "Hınzır Kız" başlar başlamaz sergilenen bir itirafın içeriğiyle etkiler okuru, kendine bağlar. "O gün, yaşamla ölüm arasında bir noktadaydım. Üçüncü katın penceresinin kenarına oturmuş, çıplak bacaklarımı pervazdan aşağı sarkıtmış../ Oğuz'dan yediğim tokat, daha önce bir yumrukta kırdığı köpek dişimi/ Oğuz'un bu tokatı atmasının nedeni, çocuğunu doğurmayacağımı söylememdi. Beni istemiyorlardı, ama çocuğu doğurmamı istiyorlardı./ Aşağıda, uçsuz bucaksız bir burgacın dibinde üst üste yığdmış gibi duran ve durmadan kıpırdayan insanlar, leşe üşüşmüş bok böceklerini andırıyorlardı. Eğilip başparmağımla işaretparmağımı birleştirerek bir riskede darmadağın etmek geçiyordu içimden onları." Bu metnin sanibi "Hınzır Kız" Olcay'dan baskası değildir. Ve Erhan Bener, 'çığlık'ı oluşturan sorunlann fokurdadığı ortama götürür, 'çığlık' atmakla hiçbir şeyin düzelmeyeceğini ve "Hınzır Kız"ın çığlık'ı aşarak ölüme koştuğunu, büsbütün susmak istediğini anlatır." O çocuk doğurmamalıydı. O doğacak olursa, yaşama yeniden bağlanmamın gerekeceğini biliyordum. Hem de nasd Dİr yaşam olacaktı bu! Biliyordum, o, haciz memurlarının bütün eşyaları alıp, sadece iki kişilik yatakla, mutfaktaki birkaç parça araç gereci bıraktıkları SAYFA 6 jlkelleştirilen bir ülkenin övküsii • f ^ ) W güçlenir. Âç.k ol• / Jj mayı, kendi aleyhiH ğğr gjflS tne de olsa (olanı bien UğğM ^^^m ') dosdoğru söy^9(m f ^ ^ B lemeyi ilke edinmiştir. Her şeyi danıştığı ve güvendiği Hoca, "Ama herkes senin bu içtenliğini anlayamaz. Başına iş açabilirsin!" der. Olcay zaten başına iş açmıştır. Marmaris'te tatddeyken bir gece dışarıya çıkar. "Ay vardı. Deniz ıpıl ıpıl. Su ılıktı. Küçük balıklar dolaşıyordu yüzeye yakın. Pulları ışıldıyordu. Sonra oğlanı gördü. Arkaüstü uzanmıştı kumların üstüne; çıplaktı./ Avucunun içinde canlı bir şey vardı sanki ve oğlan, sarsak ve tutkulu bir biçimde o seyle oynuyordu. O şey ay ışığında parudadı bir an ve onun inanılmaz büyüklükte bir erkeklik organı olduğu kaçındmaz bir gerçeklikle ortaya çıktı. O zaman fark etti Olcay oğlanın ne yaptığını. Soluğu kesildi. İçinde titreşimler oluştu. Sonra oğlan onu gördü, ayağa kalktı, yanına yaklaştı, hiçbir şey söylemeden, niç güçlük çekmeden sırtüstü yatırdı onu, niç konuşmadan, hiç okşamadan, kocaman organıyla çabucak içine girdi ve hemen boşaldı." Bu kendüiğinden olan şeyin özündeki gizin karakterini öğrenmek ister ama bir türlü beceremez, Hoca'ya anlatır. "îki cinsel figür arasındaki olumlu ya da olumsuz her türlü yakınlığın temelınde libido yatmaktadır. Kaçınılmaz bir gücü vardır 'libido'nun ve temeUnde de elbet cinsellik yatar. Yani, sen o oğlanı cinsel anlamda çekici bulmasaydın, onunla birleşmeye razı olmazdın. Bu açıklama Olcay'ın kafasındaki düğümü çözmekten uzaktır. "Ama, ben o anda onunla yatmayı aklımdan bile geçirmemiştim ki.../ Marmaris'teki tutumumu onaylıyor musunuz?" Kesin bir sonuca varılamaz. Ayrıca hamiledir, o sıkıntı bunaltmaktadır, bir de hamilelikten önce oğlandan AIDS kaptığı kuşkusu gecelerini, gündüzlerini zehır etmiştir. Olcay'ın çocukluktan baslayan inişli çıkışlı serüveni acılarla, mutluluklarla, seviçlerle, mutsuzluklarla yüklüdür. Kendisinden onbeş yaş büyük babasını terkedip sevdiği güzel bir adamla kaçan annesiyle birlikte geçirdiği tatlı günler bir yıl sürer. Ve bir gün adam da, annesi de ölür. "Onlar gitmemiş olsalardı Olcay, Oğuz'la evlenmezdi. Dahası, onlar yanında olsalardı belki Ayten'le Nurten'in hücresine de katılmazdı." Aysel'le Nurten 12 Eylül öncesi devrimci gruptandı, Olcay lise yıllarında yer almıştı yanlarında. O dönemde başlayan dostlukları Aysel'in kiraladığı bir evde başka anlamlara bürünmüştü. "Bu evde afişler, kuşlamalar, bildiriler, Molotof kokteylleri nazırlamışlardı günler, geceler boyunca. Sokak çatışmalarında, Taşoların taşları, sopalan, polisin copları, giderek kurşunlarıyla yaralanan yoldaşlarının yaralarını burada sarmışlardı./ Askeri darbeden önce burası örgüt eviydi. Polisten kaçanlar buraya saklanırlardı. Bir polis baskınında, resmi bildirilere göre, teslim ol çağrısına ateşle karşı koydukları için öldürülenlerin kan izleri bile silinmemişti duvarlardan. Aysel o olaydan yıllar sonra, eskiden olup bitenleri artık çok kimsenin anımsamadığı bir sırada, içinde ilk gençlik yıllarının Delki de en heyccanlı, cn coşkulu, ama aynı zamanda en acılı günlerini geçirdiği bu daJ M , H"8İ bir özclliğidir, bu özellik, yaşantısının her yanına dal budak salan ve onu tanımlayan edimleri scrgileyen içtenlikle Erhan Bener'den "Hınzır Kız" Ertıan Bener 'Hınzır Kız* araeıltgıyla. uygarlıua dogru deglı, llkelılue, yobazlığa, bllglslzlTge douru savrulan bir ülkenin geçlrdlgl sarsıntılı dönemlerl sergllemlş kltabında. bomboş evde ikide bir saçlarımdan tutulup cilalı parke salonda yerlerde sürüklendirilerek ve karnımdaki dayanılmaz sancılara karşın, zorla sevişmelere soyundurularak geçireceğim günleri./ O günlerde tek istediğim, bir gece, bütün bir gece, bir otomobilin arka koltuğunda değil, kapıları sıkı sıkı kapatılmış bir odada, sımsıcak bir yatakta, sımsıcak ve yumuşacık bir yorgana sarılarak uyuyabilmekti." Ve Olcay pencereden atar kendini ama ölmez ve hastanede tedavi edilerek ayağa kalkar. Onu tedavi eden, iyileştiren Hoca bir de görev vererek iplerinı koparttığı yaşamla yeniden tanışmasını sağlar. Hoca, kimi cümlelerin arasına Fransızca sözcükler sokarak konuşan avdın bir doktordur, insan varlığı ve edimleri üstüne derinlemesine düşünen, onu en yalın bir bicimde tanımlama yöntemleri arayan bir bilgedir. Olcay, onun bilgisayar disketlerine geçirilmek üzere verdiği notlara eğiliyor. Filozoflar, toplumbilimciler, hatta doğabilimciler, insanoğlunun özgür bireyler olarak doğduklarını, kölelik düşüncesinin ve kölelik olgusunun sonradan edinildiğini ileri sürerler. Oysa gerçek, bu önermenin tam tersidir. Çünkü insanlar gerçekte köle olarak doğuyorlar. EUerine doğdukları kişilere her yönden ve tam anlamıyla bağımlı birer yaratık olarak dünyaya geliyorlar. Daha doğmaları ile birlikte, analannın, babalarının, aile çevrelerinin elinde oyuncak oluyprlar." Bu konuda tartışıyor Hoca'yla. Ozgürce davranabilmek, tam yerinde ve zamanında kullanabilmek, yaşamına sayısız nimet ve güzellik kazandırabilmek için özgürlük Dİlincini destekleyen bilgiye, görgüye gereksinim vardır, bunlar ofmadan kullanılan özgürlük bcdenlerle ruhları sağaltması olanaksız yaralarla donatır. Aklına eseni, dilediği her şeyi o fırsat belirince yapmak Olcay'ın ireyi, eski bir örgüt üyesinden devralmıştı./ Her türlü cinsellik; ter, idrar ve osuruk kokularıyla, sigara, pipo, puro, esrar ve belki de ithal malı marihuana dumanları ve pahalı birtakım parfüm , losyon, krem ve makyaj malzemesi kokularının birbirine karıştığı boğucu bir havanın egemen olduğu odanın büyük bölümünü kaplayan çift yaylı, bronz başlıklı karyolada, günün hemen her saatinde, değişik cinsten, değişik yaşlarda insanlar uyuyor ya da sevişiyorlardı." O evde Aysel'le Olcay'ın "sanatçı dostları, meteliksiz şairler, birlikte olacakları yer bulamayan eşcinseİ oğlanlar, sevici kızfar." da gelirdi. Aysel'le Nurten de birer sevicidirler, Aysel Olcay'la da sevişmeyi denemiş ama Olcay 'hayır' deyincc geri çekilmiştir. Yalnız bu anormal birliktelik, onu çoğu kez tedirgin ctse bile dostluklannı bozmamaktadır. Kendi marjinal yaşamlarının labirentlerinde koşup durmadan önce sık sık Mülkiyelilcr Birliği'nin geniş bahçesinde buluşur Aysel ve Nurten'le. (Erhan Bener, bu bahçeyi, bahçeyi kalabalıklaştıranları çok güzel betimler, betimledıği anda orda devinen her şey, herkes canlanır.) Bahçeye her akşam gelen ve bir duble 'iltimaslı rakısını 'kavun, beyaz peynir, çoban salatası'yla içen emekli valinin dikkatini çeker kızların masası, özellikle de Olcay. "Onunla ilk kex doğrudan göz göze geliyorlardı. Şaşırdı. Böyle bir şeyi niç beklememişti. Genç kızın yüzünde korkutucu bir ciddiyet, anlaşılmaz bir hınzırlık okunuyordu. Adam, ilk kez o zaman onun her bakımdan öteki iki kıza hiç benzemediğini, onun masadaki varlığının sanki rastlantısal bir birliktelik olduğunu düşündü./ fnsanı şaşırtan, zekâ, hırçınlık ve küstahlık ışıkları saçan bakışlarından rahatsız oldu. Hınzır bir kızdı bu." Çocuk doktoru karısından boşanıp Ankara'ya yerleşcn valinin sağa sola para dağıtmasıyla, garsonlara bol bahşiş vermesiyle kızlar da ilgilenmekte, bir bakıma onu gözaltında tutmakta, hakkında olumlu olumsuz tahminler yürütmektedirler, hatta ilişki kurmayı da tasarlamaktadırlar, çünkü paraya gereksinimleri vardır. Ev kirasını ödeyeceklerdir, yemek yiyeceklerdir. Olcay, "Şu adamdan iki beşltk isteyeceğim. Marmaris'e gitmeden önce kendi gözlerimle gördüm. Gcncecik bir kızın eline bir beşlik sıkıştırdı, sonra da yemek ısmarladı." der ve kalkıp valinin masasına doğru yürür. Tanışırlar. Ve cinselliğin değil, duygusallığın ağır bastığı bir dostluk baslar. Artık "Hınzır Kız" bu yeni kanalda akacak, olaylar bu çizgide gelişecektir. Erhan Bener, daha önce okurlanna sunduğu, kimileri sinemaya, kimileri tiyatroya uyarlanan birbirinden ilginç, birbirinden değerli yapıtlannın kurgu atelyelerinde biîediği neşterlerini, toplumsal ve bireysel kokuşmuşlukların, yanlış insanlarla yanlış kurulan ilişkilcrinaslında hepimizin yaşamında yok mudur bu yanlışlıklar? Bu yüzden acı çekmiyor muyuz, bu yüzden kendimizi suçlamıyor muyuz? Cehenneminde debelenen runların ortasına vurmuş, yarmış, pisliklerini akıtmıştır. "Hınzır Kız" aracılığıyla, uygarlığa doğru değil, ilkclliğe, yobazlığa, bilgisizliğe doğru savrulan bir ülkenin geçirdiği sarsıntılı dönemleri sergilemiştir Erhan Bener. Ama bu arada seçtiği tipleri deneylerinin, bilgilerinin sağladığı birikimle ustaca çizmiştir. Bir iki kez görünüp kaybolan ama oıcurların üzerinae derin izler bırakan bu kişiler, romana soluk aldıran, romandaki renkleri çekici kılan güçlerdir. Onlardan biri Hoca, biri Murat, biri de valinin eski sevgilisi pek frapan giyinenRuhan'dır. Kanlı canlı, fıkır fıkır bir kadın ve hemen belleğe yerlesiyor. Erhan Bener'in zengin anlattmının hızında yiten ve birkaç sözcükle var olan ama hemen unutulan tiplerden de bir iki minik fotoğraf kahr geriye. "Hınzır Kız"Erhan Bener'in değerine değer katan bir romandır. • Hınzır Kız/ Roman/ Erkart Bener/ Omti Yayınahk/ s 216 CUMHURİYET KİTAP SAYI 314 Köta olarak doğmak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear