24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

FİLİZ ÖZDEM Elzbicta Ettingcr'dcn "Bir Aşkuı Anatomisi" H i'i .ı^kın tcııhasında kışılı^in i/bcsindc olııp bitcn s,eylcr dol.ııııı ve .ı^kın içinde dııran iki ki^idcıı biri IK j;arip bir "yaz^ı'dır ki karsjlaştijıı liıı iç ben'in dısa vurdıığu de^il ama "içe vurdu^u" i/lerlc cebel lesjr ılıınır. Bıı noktada, kinıı yakla.şımlaıını bcnimsememekle.birliktc, ( )rtej;a Y Cias set'nin Sevgi Üstiine'dc kisjliktcıı M'V. cderken kullandif;ı ifadcleri annıamak elde değil; " Kisjli^imizin, ihmal yü/ünden ele verdiğimiz bir yanındaıı dolayı başka birisi bizi yargılamaya kalktı£ında hcp canımız sıkılır. İnsan lar bi/.i habcrsi/. yakalamısjaıdır; bıı da bizi rahatsı/ cdcr. Aslında istcdigimiz, yar^ılanmadan öncc uyanlnıak vc lotograt çcktiriyormuş j^ibi, kcndi istenıimizk denetim allına alabileeeğimiz bir durııma girerck poz vermektir. (...) lîlbctte, insan yüreğini araştıran kişjnin görüş açısından bakıldığmda cn il ginç scrüven, insanın haşka birisinin içinc cıı bcklcnmedik ycrden sızması vc oııu in fiagranti (sııçüstü) yakalamasıdıı." (1) Aşkı böylesi bir "sızma ' vc "saplanma" olarak nitelcycn (îassct, Freudcu anlaında bir psikolojik yaklaşjmı as,an bir sorgulama vc scrinılcmcyc girişjrkcn, aynı zamanda aşkın o akıl almaz yanlarına da ı^ık tutmuş olur. Bu saplannıalar ve yürck yaraları sınır, sınır, statii, cins, yaş ^özctmcksi/.in liinı insanlaıı bağlar. Aska dü^cııin gönlii, ncıcdcysc aynı tiir bir dalgalaıv ma, ccsarct, kuijku bcklcnti vc garip bir alılgaııhfiın vc ic,c dönmcnin ^iicii vc zayıllıjîıyla dolar. A^kın larihi bi/.c hcp bıınu anlatır. üidi Usta ile müridi ya da hain ile aşığı "Bir Aşkın Anatomisi" 20. yüzyıl Alman kültürünün iki önenıli isminin, Martin Heideggcr ve Hannah Arendt'in, erkek 35, kaclın 18 yaşınclaykcn naşlayan vc iniş çıkışları, kopuş ve birleşmcleriyle 50 yıl sürcn aşklarının öyküsü. Bir Askın Anatomisi 20. yüzyıl Alman kültiıriiniin iki öncmli isminin, Martin 1 Ic idcgger vc Hannah Arcndı in, erkek 35, kadın 18 yasjindaykcn basjlayan ve iniş (,ıkış]an, kopuij \'c birlc^mclcriylc 50 yıl sürcn aijklarının övküsü. I leidegner; lcfsclcsiylc vc varlı^ın unutulıışuna yaptıüı vur»ıılarla kendinden önccki mctali/.ik lclscle gclcncgini kökteiı sarsan, Nazi Almanyası'nda iiniversitc rektörii, Nasyonal Sosyalist Parti iiycsi (ki Hcidcgj»er l<)3 3 mayı sında parti üyesi olur vc 1945'tc parıi dagılana kacfar üyeli^ini ^eri alma/ hatta bıı konııda Hcrbcrt Marcusc gibi aydınların ona ncıcdcysc yalvarma sıııa karijin ..), Arcndt'i tanıdı^ı zaman evli okluuıı Ivltridc I lcidcggcr'lc olenc dek biıiiktc kalan, ciıkli, ketulini pek clc vcrmcycn, (,atık kaijlı, dii^ünccli bir adanulır. Düşünccnin nc oldujiıı ii/cıinc dü^üncelcr ürctcn, "düşüniir " sözünü çok scvcn, diişiiıuliiklcrini iladc cdcbilmck adına dili alabikliKİne zorlayan vc nercdeyse kendiııce bir tclscre dili yarat.ııı bir lclscfc a^ı^ıdır. Alman lclscle f;clcneğinin önenıli isimlcıi Kant, I le^cl gibi zor aıılaijilır bir dili vaıdır. Bıına kaiMiı ya/.dıkları büyiik bir ilf;iyle, nercdeyse yutularak özellikle ficnçlcr tarahndan yayf»ın biçimde okunmu^tur. "Ikinci Dünya Savaşı sııasında sırt cantalarında Ilölderlin'in ve I lcidc^gcr'in kitapları olduğıı haldc Rıısya ve Alrika nııı herhan^i bir iicra köscsinde ölmii^ olan Alman askcrleri sayılamayacak kadar çoktur." (2) ] leidcgşer, ıneslektaşlarından ögrcncilerinc (özellikle kı/. ögrencileri) dck herkesi neredeyse büyüleyen, üniversi ledeki <\\ büyiik amlileri bilc tıklım tıklım doklııran dinlcyicilcıini lıipıuıiize edcn k(imı.şma yetcne^i ve kari/matik ki^ilıı;i\lc de ünlüdür. Deıs verirken "( )ıue diişüncclerdcn karmaşık bir yapı kııraı, sonıa bıı yapıyı tek tek sökcrek (larealar, aşırı üerginleşmi^ ö^^ rcncinin kar^ısına bir bilmcecvle eıkarak, oıuı hoşlııkta bırakıverirdi. Bıı tiir biiyii saııatının çok tchlikeli sonuçlan da olabilİNordu: Cenellikle a/ ya tla çok psiko/.lu kalalara çekici f>elivordıı vc kız ö^rencilerindeıı biri iie yıl bil mcee çö/.meklc uğraştıktan sonıa kcndi eanına kıydı." (3) Paııl I Uihnerfcld'in HeideggerBir Filozof Bir Alman adlı kitabının 1. bölümünün ba.şlığı "Biyogralisi Olmayan Aılam'dır. Ya/.arm bumlaki amaeı, I lcitlegacr'in Aristotcles iizerinc vcrdiği bir derste onun içiıı "O do^dıı, ealiijtı vc öklii." cümlesini kullannıasi ve bu yaklaşınıın altında yatam vurgulama istcğidir. Bilindi^i gibi Aıistoteles'in böylcsine ruhsuz bir ciimleyi hak ctmeyeeek bir yaşamı vaıdır I lühnerlcld de bu nedenlc I lcidcuger'in bu sözüniin haıif>i ö/nel amaçla sövlcnmiş' ola bileıvfjini sorgıılamaya ealışır. (.ünkii I lcidcg^er'in yaşamı neredeyse nir sır olmııs;, yakın çevresi, onun çok dcrinılcn ctkilcdiği müritkri, mcslektaşları (hatta ona kırgın olan ve Karl Jaspcrs gibi hcp küs kaklıkları bilc) bildiklerini açıklanıaktan kaçınnııijlardıı. İle idegger'in kcndisi bu konuda zatcn sııskun k.ılniış, örneğin 31 Mayıs 1976 taıihindc Alman Der Spiegel (.lcrgi.sindc yavımlanan söyleşi (4), onıınla 1966 yılında yapılmış ama I Icidcg^cı'in istcği üzcrinc ancak ölümünden sonra yayımlanabilmi^tir. Ama ülkcmi/ okurıı na kazandırılan bıı söyle^inin arka kapaktaki sıınumıı bilc, onun ;uiç tlenc mcsini \c hipnotize gücünü nercdeyse belgelcycn bir kaynaktır. "Bu kitap, çağımızın en etkili düşiiniirlerindcn Martin Heidcgger'in, felsefesiyle rabıtalandırılan bir şaibeyle, Uçiincü Rcich yıllarında Nazizmlc işbirliği içinde olduğu şaibesiyle, kamuoyu öniinde ilk ve son hesaplaşmasıdır." iladcsi Yapı Kredi Yayınları editörleıine mi aittir, yoksa özgün mctindcn yapılan bir tanıtım iladcsi midir bilcnıiyoruz... Ama Heidegger'in Nazilerle işbirliği içinde oldu£u bir ijaibe dcğildir; hcr nc kadar bu, I leitleg^er'in kcndisi ve yakın çevresi taralından böyle jjöstcıil meyc, üsıii örıülmeye çalışılsa da... lijtc bu kibiıii, somurtkan, melanko lik, münzcvi, Dostoyevski vc Kicrkcgaard hayranı düşünür 1916 yılında Çuns Scotus'un Kategori ve Anlam Ögretisi adlı doktora tçzini verdikten iki yıl sonıa Frciburg Üniversitesi'nde çalışmaya başlar. Hoeaları Ilickert vc I lusscrl oııu çok dcrindcn ctkilcr. Ama "o kerıdi kiş.iliğ'iııi ortaya koymak isti yor, kendisine örneklik etlen kişjnin, Husserl'in arkasma sığınmak istemi yordu. Çok ^eçnıctlcn tünj çckin^enli ğini ve alçakgönüllü tavırlarını bir yana atmakla kalmayacak, Platon'la kcndisi arasında do£ru dürüst lel.sefe yapılmadığını söyleyen bir filozof olacaktır." (5) Hcide^ger, çevrcsinde söylcntiler aracılığıyla bir hale oluşmıı^, han^isi nin doj>ru hangisinin..yıtnlış oldııi;unu scçmck jjiiçlcşmiştir. ()rneğin Beda Al lcman (6) I leidegger'in kısa sürcn iiniversitc rektörlüğünden istila cttiâini, bunun Naziler'in iiniversitc politikası nı yeıcn açık bir jest olduğunu, Nazi ler'in 1934'ten sonra Heidcgger'e karşı açık düijinanlığırıı kanıtlayan sayısız ılokiiman okluâunu söylcr. Alleman, Hcidcg>»cr'i kollayan bir tutumla onun bu rektörlüğü sadecc 10 ay vc çok o/el koşullarda sürdürdüğünü beliıtir ve Sehnccbeif>er, Adorno ve Flühncr tcld'in kitaplaııiKİaki vakla^ımların, bir dizi dcnctimdcn yoksun önkabuller ol CUMHURİYET KİTAP SAYI 352 SAYFA 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear