05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Percy Shelley'den "Yalnızhğın Ruhu" Ideal askın pesinde evlilik kurumuna) karşı oluşu ona pek çok düşman kazandırmıştır. Yaşamının sonuna dek insanlığın günün birinde özgürleşeceğine olan inancını yitirmeyen şair, ülkesindeki politik, dinsel ve ekonomik baskılara karşı sesini yükseltmekten çekinmemiş, her türlü otoriteye karşı "güzelliği ve özgürlüğü" savunmuştur. Şürlerinde de yenilikçi bir tavn benimsemiş, aşkın, idealizmin, insanlığin kozmik dramının ve zarif, soylu ve yalnız bir şair olarak kendi ruhunun şıirini yazmış, kullandığı kendisine özgü imgelerle bir Shelleydünyası yaratmıştır: bulutlu ve ışıltılı, uzak, hayalgücünün egemen olduğu bir dünya. Buluş açısından güçlü olan şiirleri teknik açıdan disiplinsizdir ve onlan okurken bir bircy olarak şairin varlığını kısa bir süre için bile olsa akıldan çıkarmak neredeyse olanaksızdır Şiirinin bu özellikleriyle T.S. Eliot gibilerinin tepkisini çekmesi şaşırtıcı değildir. Shelley'nin yaşadığı dönem geleneksel değerlerin sorgulandığı bir geçiş döncmiydi. Amerika'nın bağımsızlıgını elde etmesi, Fransız Ihtilali ve Endüsrri Devrimi insanlannın yaşamlannı dönüştürüyor ve şiir de bu dönüşümlerden payını alıyordu. "Yalnızhğın Ruhu", Percy Shelley'nin 23 yaşındayken yazdığı uzun bir gençlik şiiri. Ideal aşkın peşinde koşan, aradığını bulamayıp yalnız bir şekilde ölmek üzere diyar diyar gezen bir şairin öyküsünü anlatıyor "YalnızlığınRuhu". ECETURKELI S helley, yaşamı boyunca pek çok saldınya hedef olmuş ve pek çok kişinin tepkisini çekmiş bir şairdi. Kendisinden tiksinenler onu uzaktan tanıyanlardı: yakın arkadaşlarıysa kişiliğine, dış görünüşüne (Shelley'nin meleksi bir güzelliğe sahip olduğu söylenir) ve sanatçı yönüne karşı derin bir hayranlık besliyorlardı. Yayıncı John Murray ondan "Günümüzde yaşayan en aşağılık insan," diye bahsederkcn Lord Byron "Hepiniz tanıdığım insanlann içinde istisnasınız en iyisi ve en az bencili olan Shelley hakkında gaddarca bir yanılgıya düştünüz. Onunla kıyaslanınca hayvan sayılamayacak birine rastlamadım şimdiye dek," karşılığını vermekten çekinmiyordu, ki Lord Byron'ın insanları, özellikle diğer şairleri övmek gibi bir ahşkanlığa sahip olmadığı bilinen bir şeydi. Shelley'nin yaşamı ve kişiliği üzerine birbirine zıt bu ikı kanı şairin ölümünden bunca zaman sonra bile insanların kafasını karıştırmayı sürdürmektedir. Shelley diğer bütün Ingıli7 şairlerinden, hatta yarattığı etkiyle son derece ilgilenen Byron'dan bile daha fazla olarak şiirinin dışında yaşamaktadır. Ona ilişkin narin, iri gözlü vc efemine delikanlı imajı öylesine benimsenmiştir ki, öldüğünde otuzuna yaklaştığı, iki kez evlenmiş vc beş çocuğun babası iri, kaslı ve gri saçlı, ölümünden birkaç gün önce "Eğer yarın ölürscm büyükbabamdan daha fazla yaşamış olacağım, şu anda doksan yaşındayım," diyen bir adam olduğu unutulmaktadır. Shelley'nin "Ateizm Gerekliliği" adlı kitapçığı yüzünden Oxford'dan kovulması, ilk karısı Harrict'i terkedip Mary Godvvin'le Avrupa'ya gitmcsi ve Harriet'in daha sonraki intihan, kadınlarla olan maccraları (Shelley'nin idealizmi onu kadınlar için son derece çekici kıhyordu, ancak karşısındakilerle olân ilişkilerinin hangi yönde ilerlediğini görmesini engelleyen bir masumluğa sahip olması ilişkidc bulunduğu kadınların acı çekmelerine yol açıyordu), üniversitede yaptığı şeytan çağırma ayinleri, dünyadaki tüm kötülükleri zulümc bağlaması ve her türlü otoriteye, kurumlaşmaya (örneğin Shelley; Wordsworth ve Coleridgc'in 1798'de "Lyrical Ballads"ı yayımlamalanyla başlayan ve Byron'ın 1824'teki ölümüyle son bulan Romantik akımın tkinci Kuşak şairlerindendı. Wordsworth "Lyrical Ballads"ın önsözünde şıirde basit vc gündelik olana yönclmcyı seçtiğıni, kullandığı dilin gündelik yaşamın dili olmasına özen gösterdiğini belirtmiş, ayrıca "tüm iyi şiirler güçlü duygulann kendiliğinden taşmasıyla oluşurlar," demişti. Günümüzde hiç de sıradışı gclmeyen bu açıklama 18. yüzyılın kontrollü ve elit bir şiir tarzını benimsemiş edebi dünyası için şok ediciydi. Shelley bu estetik karşıtlıkların ortasında büyüdü. Birinci kuşak romantiklerin (Wordsworth ve Coleridge) olduğu anlamda yenilikçi değildi, çünkü onun zamanında romantizm bir akım olarak benimsenmişti. Ancak ruh olarak çağının şairlerinin en romantiğiydi. Alastor, ya da Yalnızhğın Ruhu, şarin 23 yaşındayken yazdığı uzun bir gençlik şiiridir ve ideal aşkın peşinde koşan, aradığını bulamayıp yalnız bir şekilde ölmek üzere diyar diyar gezen bir şairin öyküsünü anlatır. Otobiygorafi Shelley'nin tüm diğer şürlerinde olduğu gibi, Yalnızhğın Ruhu'na da baştan sona sinmiştir, ama şairin kısa şürlerinde belli bir andaki ruh haline ve belli bir kadına karşı beslediği duygulara ilişkin ipuçlanna rastlanırken, Yalnızhğın Ruhu'nda idealize edilmiş, ancak gözden kaçması olanaksız. bütünlük içeren bir Shelley portresine rastlarız. Yalnızhğın Ruhu duygulan bayağılaşmamış ve maceracı bir dehaya sahip, kusursuz ve görkemli olan her şeye karşı duyulan bir yakınlığın alevlendirdiği ve tertemiz kıldığı bir hayal gücü tarafından atılganlaştınlmış bir gencin, evren üzerine düşünme sürecini anlatan uzun bir şiirdir. Yalnızhğın Ruhu/ Percy Shelley/ Çeviren: Dost Körpe/ Kabalcı Yayınlan/ 58 s. John Huston Açık Bir Kitan OTOBİYOGRAFİ, TÜRKÇESİ: İRMA DOLANOĞLU, BİRİNCİ BASIM, 400 SAYFA, 5.5X23.5 CM, 45 FOTOĞRAF, ISBN: 975 7496 50 2 NİSAN YAYINURI SİNEMA İSTİKLÂL CAD 389 BEYOĞLU TEL: 293 39 68 FAKS: 251 17 35 CUMHURİYET KİTAP SAYI 309 SAYFA 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear