25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ne suç işledim, ne büyük hatam oldu ki, daha doğmadan önce, gökJer düşman kesildi; yazgı astı suratını bana? Nc idi günahım daha çocuk yaşımda, yasamın kötülüklerden uzak çağında; öyle ki yaşamımın demir ipliği, gençlikten ve albenisindcn yoksun, takudı ığıne katı yürcklı Parca'nın. Neler söylüyorsun; ağzından çıkam kulağın duysun: Gizlı bır güç güder olayları yazgının belirlediği; giz dolu hcr şcy; ıstırabımızın dışında. Ağlamak için dogduk, bir iivcy cvlat gibi; ncdeni tannların aklmda gizli. t y arzuları, umutları ilk gençfik yıllarının! Ne ki, dış görünüşe, güzcllere sonsuz bir iktidar vcrdi Babamız insanlar içinde; istcr yiğit olsun, istcr usta lirıyle, türküsüyle; parıldamıyor erdem çırkin bedende. Öleceğiz. Çirkin kılıfımızı yeryüzündc bırakarak; çıplak ruhumuz Dite'ye sığınacak; ve insanlara körükörüne yazı yazanın insafsız hatasını silip düzcJtccck. Boşuboşuna bir sevgi beni sana bağlayan; sonsuz bir bağlılık ve boş bir çılgınlık, karşılıksız bir arzudan doğan. Ama sen ınutlu yaşa! Mudu yaşadıysa yeryüzünde eğer ölümlii doğanfar. Düşmedi payıma tatlı içkisinden Jüpiter'in sürahisindc kıskançlıkla saklı tuttuğu, öldükten sonra düşleri ve imgclcri çocuklufiumun. Nc çabuk geçiyor neşeli günlerimiz. Hastalık, yaşlilık alıyor yerini ve gölgesi soğuk ölümiin. Işte, tadı yanılsamalar ve nıınca palmiyeden bir tek Tartarus bana kalıyor. Ve soylu ruhum, yeralrındaki kraliçe, cehcnnem karanlığı ve suskun kıyıların nıaJı oluyor. çocuklan; çıkarlar evlerinden, dağılırlar kasabanın yollarına; bakarlar, bakı^ırlar birbirlerine göz ucuyla; coşkulanır yürekleri. Bense yalnızım kırlara açılan bu uzak köşemdc; bir başka zamana erteledim tüm zevkleri, nyıınları, dingin havada yayılmakta olan bakı^larıma çarpan Güneş: "Mudu gençlik yıllarına son demektcdir sanki, uzaktaki tepelerin arkasında yitip giderken. Sen, tck başına kalmış kiiçiik kuş, gelınce akşamı yaşamının, sana anna^anı yıldızların; üzüntün olınayacak böylc '' yaşamış olmaktaıı ötürü. Çünkü doğanın ürünü, senin ve senin gibilcrin beklentıleri. Bana gelince, ığrendiğim yaşlılık eşiğini arlamak zorunda kalırsam eğer bir gün gözlerim bir başka gönüle kör kör baktığında ve bomboş göründüğünde bana dünya ve gelccck günler daha sıkıcı ve karanhk şimdikınden, ne işime yaravacak ki bu dileğim? Ydlarım? Benliğim? fcyvan! Pişmanlık içinde ve sık sık, geriye döncceğim, ama çaresiz, geçmişi arayarak. gelen ezgileri. Kadınlar sokakta, toplamaya çıkmışlar yarışarak aralarmua, yeni yağan yağmurdan arta kalanı. Bahçevan geliniş, hergünkü gibi, bağırıyor sokak sokak; bak, güneş açmış ve gülümsüyor evlerde, balkonlarda. Penccre, kepenk ve pancurları açınakta hizmetçiler. Uzaktan, ana yoldan gelen çıngırak seslcri, ve yeniden yola koyulan yolcunun arabası, gıcırtısı geliyor kulağıma. Gönüller şenleniyor. Yaşam hiç böyle tadı, hiç iç açıcı oldu mu şimdiki gibi? Böylesine işine dalmış, gördünüz mü, siz, hiç, insanı? Böylesine etkin ya da girdiğini yeni girişimlere? Ne zaman böylesine uzak kaldı acılardan? Boş bir sevinçtir, geçmiş korkuların ürünü; acıdan doğar bu tatlı yaşam Korkuyla sarsıldı bir an, korktu ölümden her insan; yaşamdan iğrcncni bile. Buz kesmiş, suskun ve solgun insanlar terledilcr yürek çarpıntısı içinde; simşeğin, bulutların, rüzgârın Dİzlere saldırdığını görünce. Ey jnce ruhlu doğa, bunlar senin bize armağanların; bunlar birer zevktir senin biz ölümlülere sunduğun; acıyı yenmek bizim için bir zevk. Sen acı dauıtırsın bolca; acı kendiliğinden ürer; büyük bir kazançtır, oysa, bu zevk, mucizc gibi, azıcık, kimi zaman, acıdan dogan. Ey Tannların sevgilisi insanlık! Kimi acılardan firsat bulursan eğer bir parça, mudu olacaksın; ancak gcrçck mutluluğu ölümle bulacaksın, ölüm acüarını sardığı zaman. FIRTINADAN SONRAKİ DtNGÎNLİK Fırtına geçti; Duyuyorum şenlik yapıyor kuşlar; saklandığı yerden yola çıkan tavuk gıdaklamasını sürdürüyor. Bak, nulutlar dağılmaya ba^ladı bile dağlann bulundugu yerden, batıdan; sisten, dumandan kurtulinus kırlar; vadidcki ırmak, suları berrak. Herkes keyfinde ve gürülrü yeniden her köşede; işindc herkes gücünde. Emekçi, dükkânının eşiginde, koklar nemli navayı; aracı gereci elinde, ışınde kullandığı; mırıldanır içinden YALNIZ SERÇE Yalnız serçe, eskil kulenin tepesindcn şarkılarınla ulaşırsın kırlara, sabahtan aksama; yankılanır sesin bu vadidc. Işıldar ycrde, göktc ilkbahar, coşku içindedir kırlarda; duygulanır insan derindcn bakmca. Duyarsın süriileri melerken; sığırlar böğürürken; kuşların cıvıltısını yarı^ içindc; sayamazsın attıkları turları sınırsız gökyiizünde, kudarkcn neşc içinde sürekli cn güzel çağlarını. Sen oysa bir kenarda düşiınceli, ızlersin olup bıteni; yoldaşın yok; uçmaya gönlün hıç yok, umurunda dcgil eglencc, aldırnııyorhiın oyuna; şarkı söylüyor ve ge^iniyorsun böylece en güzel günleıiııi yılııı ve öınrünün Ahh! ne kadar çok benziyor yaşam tarzın yaşam tarzıma! Zevk ve eglence, gençliğin keyif verici yoldaşları; aşk tutkusu, atcşli yıUarda ayrılmaz parçan; ilerlemi^ ya^ında insanın aradığı, acı çektigi anımsadıkça; umurumda değil; bilmem nc olduklarını; dahası, ncrdeyse kaçıyoruın onlardan; yalnız ve yabancı gibi doâduğuııı yerlere; geçiriyorum yaşaınıınm ilkbanarını. Yerini artık akşarna bırakan bugün, bayram gunüdür töreye göre yöremizde; duyarsın çan seslerıni berrak navada, ve uzaklardan yanktlanarak gelen top atışlarını, küme küme evler arasından. Bayram giysileri içindc yörc CUMHURİYET KİTAP SAYl 279 SAYFA 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear