25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

gerçekçi ve daha ağırbaslı olarak." Led Zeppelin, 1980 Eylülü'nde Kuzey Amerika turnesine hazırlanıyordu. Jimmy Page'in Windsor'daki evinde bir araya gelailer. Prova yapılıyordu. Bon ham 25 Eyliil 1980 günü öğleyin içmeye başladı votkayı. Bütün giin boyunca içti. Peşinden stüdyoya gitti ve orda da içmeye devam etti. Geceyarısı yatana kadar da içmeyi siirdürdü. 1970'te Jimi Hend rix nasıl öldüyse, Bonham da öylc kendi kusmuğuyla boğularak öldii. Bu trajik sonun ardından grup heınen dağılma kararı aldı. 1 lepsi çok sarsılmıştı. "Oylesine berbat bir durumdayım ki, gitar çalmak bile bir işkencc halini almıştı benim için. Gitar çafmayı bir kenara bırakın, miizik scsi bile duynıuk istemiyordum. Müzik onıı hatırlatıyordu" diyor Jimmy Page. Bu olaydan sonra Page, elini aylarca gita ra sürmcdi. Page'i bu durıımdan kurtaran, tekrar roplum içine çıkmaya ve gitar çalmaya ikna eden Roy Harper oldu. Cîrun, böylesine zor bir durum içindey ken bile dcdikodu mckanızmaları, per iormansını hiçbir şeyı umursamadan siirdüriiyordu. John Bonham'ın ölümüylc bırlıkte grup elemanlarının'ruhlarını şeytana sattıklarına dair söylentıler tekrar canlandı. Ve Jimmy Page sanki bunu dogrulamak istercesine, lanetli şair Aleister Crowley'nin Loch Ness'teki cvini satın alıyordu. Grup dağılmasına dagılmış tı ama gürıdemdcki ycri, söylentiler sayesinde eskisi gibi canlıydı. Tüm elemanlar kcndi yolunda ılerliyordu ama Led Zcppelin tazeliğini hâlâ koruyordu. Grubun yeniden bir araya gelecegi söylentileri sürerken, grup elemanları gcnç müzisyen lerle yeni ve larklı çalışmalar yapıyordu. Robert Plant solo çalışmaya başladı. Jimmy Page film miiziklcri besteleui, çeşitli sanatçıların albümü ve konscrlcrinde konuk sanatçı olarak ycr aldı. John Paul Jones ise prodüktörlüge başladı ve daha çok altcrnatıf akım gruplan ile çalıştı. Bunlardan biri Mission dı. Şu anda da Butthole Surters'la çalışıyor. Grup elemanları bir araya gelıne fikri ne isc pek sıeak bakmıyor. Jimmy Page, "Yine aynı atmosferi yaratabilnıek im kânsız. Gerçi konserlerimde bazı eski parçaları çalıyorum ve hoşça vakit geçiriyorum, ama hepsi bu kadar. Şimdi artık yeni bir şeyler yapma zamanı. Belki ben zer yöndc ama yeni bir şeyler..." Robert Plant de şunları söyliiyor: "lîence, Led Zeppelin milyonda bir oluşturulabilccck bir kombinasyondu. Birliktc birçok şarkı yaptık. Hepsiyle hâlâ çok gurur duyııyorum ve hepsi dc hâlâ sapasağlam ayakta. Çok çılgın günlerdi o günler..." Tüm bu yeniden birlcşme söylentılcrindeıı sonra grup 1988de Lıvc Aid konserinde bir kereye mahsus roplanmış tı. Ama kadro farkhydı. Davuldu Tony Thompson, Phil Coflins ise basta Paul Martinez vardı. Klavyeyi ise John Paul Jones çalıyordu. Grııbun yeniden bir araya gelmesi Plant, Page ve Jones için yıllar öncesinin mutlu günlerinin acıyla hatırlanması an lamıııa geliyor. Çiinkıi, dcmişlerdi ya, "Led Zeppelin milyonda bir yakalanabi linecek bir kombinasyon ve atmosferdi."" Led Zcppelin, Stüdyo \mge Yayınlan S 345 CUMHURİYET KİTAP SAYI 279 Nadtr Paksoy'un geziyazıları Kuzey Sardunvaları Yüreği eenç, ruhu gezgin ve kitapsevcr biriyseniz, şimdilerde 'bir Akaeniz kenti'nde yaşayan (ama bu gezginlere hiçbir zaman ve hiçbir yaşta güvenilmez, onlar asla yerleşemezler!) Nadir Paksoy'u zaten tanıyorsunuzdur. Ama hcnüz tanışmadıysanız "Kuzey Sardunyalan" iyi bir neden olacaktır. düşünürken, bunun küciik bir bedeli olarak kuzeydc tiitün ve içlcinin pahalı oldugunu kcşfedecektir. Kuzey Sardunyalan, aslında bilimsel bir bursla bir yıllığına Norveç Kanser Hastanesi'ne gitmek için yola çıkan patalog doktor Nadir Paksoy'dan otobiyografik izler tasıyor ve yer yer yazarın bir tıp doktoru olduğunu unutmamıza olanak vermeyecck tıbbi göndermelerle okuru yakalıyor ki, bu da serüvenin kurgu ile gezi arasında daha özgün bir yere oturmaşını sağlıyor. Ülkemizde ürctken, yapıcı ve yaratıeı insanlarımıza hâlâ 'öbürferinden farklı' BUKET UZUNER A rtık ülkemizin gezgin çocukları onu tanıyor.Tıpkı denizcilerin ortak karakteri gibi, gezginlerin dc paylaştığı enerjisi bol, lıer yaşta gcnç, önyargısız ve çevresiylc ilgili olmak özclliklerini taşıyor ve sürekli yeni coğrafyalar arıyor. Buluyor da; kimi kez Antalya'nın çevresinde, kimi kez Pasifik Okyanusu'nda, ya da Dağlar Krailığı Norveç'te. Nadir Paksoy geçen aylarda üçüncü kitabını yayımlaJı. Bir Demet Pasifik (1989 Milliyct cdebiyat ödülii) ve Sırt Çantanı da Coğrafyalar adlı iki gezi kitabıyla oldıığu kadar ("umhuriyet'e ve Atlas a yazdığı gezi yazılarıyla da konunun ilgilileri tarahndan çoktan tanınan ve sevilen Nadir Paksoy, yeni kıtabı Kuzey Sardunyaları'nda bir sürpriz yapıyor okurlarına. Paksoy'un edebiyatla eiddi bir ilişkisi olduğunu bilenlerden biri olarak beni şasırtmayan, hatta artık bekledigim bu gcfişme, Kuzey Sardunyalan'nın kurgusal bir boyutla zetıginleşcrck Vikingler ülkesiııde gezdirdifti okuru, anları lezzetiyle de buluşturuyor olması. Kuzey Sardunyalan, gezgin doktor Nadir Paksoy'un öbür kitapiarından farkh olarak keyiflikurgusal bir öyküyle gcziyor yeni coğrafyaları. Serüvenci bir uzunyol kaptanının düşsel 'geceyansı güneşi ülkesi' tutkusuyıa çıktığı bilinmez yolculuk, güvercindcn, yunusbalığına dönüserek kaptanı peşinde sürükleyen güzeller güzeti bir deniz kızının rotasını çizdiği, yer yer çileli, ama geri dönülmez bir arayışa dönüijijyor. Bu arada lskandinavya'nın o muhtcşem 'beyaz geceleri'yle onun bedeli olarak yaşananlcâbus gibi uzun ve karanlık kışiannda dolaşıyoruz. Bu doğasal şanssızlığı akıl ve çalışkanlıkla 'kara kı^'tan 'beyaz keyif'e dönüştüren Viking torunlarının (özelde Norveçlilerin) içe kapanık ama birbirlerine son derccc saygılı birer dcmokrasi ıızmanı olduklarını gıptayla okuyoruz. Onlar kendilerini, içindc sıcak kahve dolıı birer terınosa benzedyorlar. Dıştan soğuk, mctalik ama kapağı açılınca sıcakk Bu kapagı açmak bazen yıllarca sürse dc, uzun ömiirfii bir dürüst dostluk ve sıcak ilginin 'has'ını bulmak açısından Nadir Paksov'un bulgularına, dcncyimlcrimle katılıyor, erkenden yaşlanmış biri gibi gülümsüyorum... Serüvenci ve düşsever uzunyol kaptanı, gürültülü, abartalı, yüzeysel, yılışık ve çoğu sahte samimiyetlcrden bunalmış bir Akdenizli için, Norveç'te yaşamanın bir anlamda Nirvana'ya ulaşma olduğunu oldukları için ceza vermek zihniyeti yaşanır ve bu ceza, engelleme, yıpratma ve/ya ilgisizlik formlarında uygulanır. Gezgin yazar, doktor Nadir Paksoy'un, Kuzey Sardunyalan scrüveni başlangıcında böyle bir cngelle karsılaştığını ama, dikenlcrc vc yılanlara pabuç bıraknıayan uzunyol kaptanının hcr şeyc karşın tutkusal bir aşkla bağlandığı 'Geceyansı Güneşi Ül kesi'ne ula^tıöını anlıyoruz. Çünkü Uzakdofiu scferinden tanıdığı bir bilgenin söyIeuiği gibi: "Sorunlarını çözmenin yolu, onlardan kacmak değildir. Bczginlik, gevşemck ve teslimiyct, karanlıkta beslenen gece kuş larıdır. Oysa umut, günışığıdır." Vc kantan, keşif lutkudirenç vc umutla yolcuıuğunu sürdürür. Vüreği genç, ruhu gezgin ve kitapsever biriyseniz, şimdilerde 'bir Akdeniz kenti'nde yaşayan (ama bu gezginlere hiçbir zaman ve hiçbir yaşta güvenilmez, onlar asla yerleşemezler!) Nadir Paksoy'u zatcn tanıyorsunuzdur. Ama henüz tanışmadıysanız Kuzey Sardunyaları iyi bir neden olacaktır. Yazarın, kitabını alanlara bir saksı güney sardunyası armağan cttiğini de kıtabı okuyunca göreceksiniz. • Kuzey Safdunyalan/NaJ/r Paksoy/Bağlam Yayınlan SAYFA 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear