05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vedat Bev'in öarencisi olmak AYDIN ERGİL ^{ TT T ğur Mumcu'yu katlettiler, yak I I tığı ateşi sürdüreceğiz. Vedat \*^s Günyol un Öğrencilcri." Uğur Mumcu'nuıı üldürülmesini kınayan birçok koca ilan arasında kimlerdi bu ilanı vcren insanlar? 19 Mayıs 1965, Taksim Atatürk Erkek Lisesi'nin Fransızca öğretmeni, öğrencilerini, Burgazada'daki Kalpazankaya'ya pikniğe götürüyor. Işte, aynı "Köy Enstitüleri" gibi bir kille haline gelen vc sayıları binlcri geçen Vedat Bey in öğrcncilcrinin ilk.buluşma sı. Tam otuz yıldır süren btı ateşlhiç sön medi, söneceğe de bcnzenıiyor. Dayanaksız savlarla Vedat Bey'in 1971'de tutuklu olduğıı döııemde bilc sürcn bu toplantılar iic anlıyor insan gerçck "Dost Meclisi"nin nc olduğunu. Sevinç, Bostancı Vapıır Iskelesi'nde başlar her 19 Mayıs sabahı Ellerinde gitarları, radyoları tetlcri, Adalar'a gitmek iizere iskelcde buluşan gençlcrin yanında bir de orta yaşlı insanları eörürsünüz aynı mekânda hcr 19 Mayıs sabahı, hep güfer yüzle. Söyleşi vapurda başlar, çaylar yudumlanırken. Burgazada'da iskclcnin önünde buluşulur, ckmek, içki ve diğer lojistik gereksinimler sağlandıktan sonra dcrin tarrışmaJarın yapıldığı 40 dakikalık yürüyüş başlar Kalpazankaya'ya doğru. tşte Vedat Bey'in öğrcncilcri, bu insanlar. Önce, kurarlar sofralarını, mühendisiyle, avukatıyla, demir tüccarıyla, yazarıyla, mühendısiyle, işçisiyle, müzisyeniy le, oyııncusuyla, yayincısıyla, kırkı aşkın insan, her aynı giin hazır buldukları büyük masalarında. Adını anmadan ve abartmadan, doğallıkla uyguladıkları bu imece, getirilen tünı yiyeceklerin herkese eşit payTaştırılmasıyla sürer her yıl. Getirilen birbirindcn güzel dolma, börck, köftclcrin yanında Vedat Bey'in getirdiği haşlanmış patates ile dolan tabaklar, insanın gözi'ınü doyururöncc. Yalnızca gülcryü/lu insanları görcbilcceğiniz bu bulusmaya, hem de uyarılmadan ve anımsatılmadan, gelen insanların ortak yanı Vedat Bey'in öğrencisi olmasıdır. Bir de Vedat Bey'in dostları var ki, öğrencisi olmamakla birlikte kendilerini ayrı düşünemezler bu topluluktan. Yazın öğretmeni vc yazar Vasfi Bingöl ile yazın tarihçisi Nuri Erten bu aydınlıg'ın önemli parçalarıdır. I lep scvgiyle andıgımız Edip Sakarya gibi aydınlar da zaman zaman konukları olmuşlardır bu dost sofrasının. tlk kadehlcrin "lçmeyen ne olsu.n...", ardından "Beninı gibi olsun" sözleriyle kaldırıldığı bir dost sofrası açılır ilk ge lcnlcrle. Sonradan gelenlerin de katılı mıyla büyür de büyür bu solra. Sonra türkülcr başlar. Bajjta "Karadır Kaşlann", sonra da rir Sultan türküleri. Orada bulunamayanları, scvdikleri tiirkülerlc anmak ta, gclencöin bir parçası ol muştur. Ardından Vasri Hoca'nın ayakta söyledığı Pasınler türkiisii ile Vcysel tür külcri gclir. Ruhi Sıı tar/.ıyla söyleııen türkülerin peşinden bir uzıın hava gclir LcCUMHURİYET KİTAP SAYI 270 vent'ten. Bir yandan da bu insanların, ki mileri 25'ine varan ve çogunun adları Ve dat ya da Cîünyol olan çocukları geri dönerler, aittikleri deniz kıyısından. 1995 lerde insan soruyor: "Vedat Bey, otuz yıl önce neden giin olarak 19 Ma yıs'ı, yer olarak ta Kalpazankaya'yı seç miş?" diye. Vedat Bcv'in, Atatürk'e vc onun gencli^e atadıgı bayrama saygısı 19 Mayıs ın scçiminin en büyük nedcni. 1980'dc diger bayramlar kaldırılırken 19 Mayıs'a dokıınulmayacağı sanki yıilar öncesinden kestirilmiş gibi. Kalpazankaya ise Istanbul'un en az neton giren köşesi. Bir de onuruna kadeh kaldırılarak, bazen de öykülcri okunarak anılan Sait l'aik var. Burgazada'nın seçiminin gerekçeleri arasında. Vedat Bey'in öğrencisi olmaya, sınıfında okumuş olmak yetmez. Bu aydınlığı yansıtmak ta vardır işin içindc. Hoşgörü lü değilseniz, ruhunuzda kara bücürlük varsa, insanları sevmiyorsanız, türküleri sevmiyorsanız, söylemiyorsanız, karanlığın düşmanı değilseniz onun sınıfında da okumuş nlsanız, Vedat Bey'in öğrencisi olaınazsınız. 1970'dc bu dost sofralarını karalamak, gamnıazlamak istcycn, Beranger'nin Sa bahattin Eyuboğlu'nun l'ürkçesiyle "kara bücür" dediği tiirden insanlar, daha son raları, Âşık Mahsuni'nin "Gücenme Ey Sofu Baba", Neşet Ertaş/m "Kö|)rüdcn Geçti Gelin" türkülerini bize tanıtan, scvdiren söyleten Vedat Bey'i, "mitolojik" diyc küçümscyen zavallılar çıkmıştır ortaya. Her iki rür dc yok olurken Vedat Bey'in diktiği binlcrce fidandan koca bir orıtıan oluşmuştuı bugün. Aydınlığın ta kendisi olan Vedat Bey'in en iyi betinılemesini 99 Yüz adlı kitabında Ccmal Sürcya şöyle yapıyor: "tçindcki aydınlığı k.ırşısındakine yalnı/ yansıtmak la kalınaz, kendininkinin bir eşini de he men yaratır onda." Vedat Bey'in öğrcnciliği bir kurum haline gelnıişür günümüzdc. Kurumun do ğal üycleri Vedat Bey'in düşüncelerini paylaşanlar, kımlik belgeleri de gülen yüzleridir. • * Vedat Bey'in öfcrenası Her 19Mayıs sabahı, otuz yıldır süren bu bulusmaya, hem dc uyarılmaaan ve anımsatılmadan, gelen insanların ortak yanı Vedat Bey'in öğrencisi olmaktır. Charles Bukowski: "tlgi duymuyordum. Hiçbir şeye ilgi duymuyordum. Nasıl kaçabileceğime dair hiç fıkrim yoktu. Diğerleri yaşamdan tat alıyorlardı hiç olmazsa. Benim anlamadığım bir şeyi anlamışlardı sanki. Bende bir eksiklik vardı belki de. Mümkündü. Sık sık aşağılık duygusuna kapılırdım. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama. tntihar? Tanrım, çaba gerektiriyordu. Beş yıl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi." Mi'tis I (kl)i\;ıC Dizisi'ıulc EKMEK ARASI Charles Bukowski Çeviren: Avi Pardo Metis Yayınlan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear