Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Daver Darende'den htanbul ve sanatçı portreleri... Istanbul üzerine cesitlemeler Daver Darende; Ncjat Devrim'i, Ilaldun Taner'i, Ahmet Adnan Saygun'u, Seha Meray'ı, Hikmct Şimşek'i, Gürcr Aykal'ı ve bazı ünlü şanatçıları anlatiyor "tstanbul Üzerine Cesitlemeler" adlı kitabında. MUZAFFER BUYRUKÇU GürerAykal A. Adnan Saygun Hlkmet $lm$ek Haldun Tanar urdumuzdakı kcntlcrın cn büyiigü, en kültürlüsü, cn soylusu, cn güzcli vc cn. en, en, cn kendisindcn ycryüzünün lıcr ycrinde hayranhkla, övgüyle, özlcmlc, sevgiyle söz edilen tstanbul da yaşamak, birbirinc bcnzcmeyen çiçek kokulu, yosun kokulu (şimdi egzoz gazı vc lâğıın kokuyor, pislik, gerilık, cenalet kokuyor) rüzgârların estiği Arnavut kaldırımtı, kaldırınısız, asfaltla, parke taşıyla kaplanmış sokaklarında yııkarıya aşağıya, öne arkaya, saga sola baka baka gezintı adımlarıyla dolaşmak; eşsizliĞinin sarıp sarmalayan büyülü sıcakıı^ında hem gcrçck hcm de gızemli bir biçımde kaybolurken onun gövdcsinc katıldıöını ve gövdesiyle bütünleştiöıni hissetmck, olaöanüstü bir olgunun derinliklerinde saklanan hazinclere sahip olmak gibi bir şeydir. Geçmiş çagları tıkabasa dolduran şanlı, şeretli trajık olaylara, tarihin akışını değiştıren müthiş atılımlara tanıkJık edeıı yapılarına, anıtlarına, ağaçlarına, mitolojık dcnizinin maviliğine sevdalanmak ömürdür. Türkçe'nin kazandığı cstetik yüccliklcri oya uibi işlcycn şiirlcrlc, kcndiııe özgü renkii vc kıvrak müziğiyle özdeşjeşmek ve esrikleşmek; bir vapur, bir tren, bir martı scsiyle hayallcre dalnıak ömürdür. Varlığındaki sonsuzluklarda devinirken çılgınlıkların bitişigindeki ölümsüzlükleri üiklerinde duymak ömürdür. Y Cîeçmişte kalan durumu bir yana, uzun zamandan beri hırlıyı hırsızı, dostu düşrnanı, ılkclı, köylüyü, puralıvı parasızı, işliyi işsizi kendine çekcn, çektiklerine olanaklar sunan, besleyen, doyuran, ödüllendircn dev bir mıknatıstır ıstanbul. Bir ilginç üJkcdir uygarlıkların kalıntılarıyla zenginlestirdi$i. ımparatorlukların doğup battıgı. Ve kadrini, kıynıctini bilcne tükenmez hizmetlcr gctircn bir nimctler topluluğudur. I lakkında sayısız incelemeler, araştırmalar yapılmış, sayısız öykü, roman, oyun yaratılmıştır. Onun için yüzlerce şarkı hestelenmiş, yüzlerce tabloda canlandırılmıstır. Bıı çalışmalar, sadece dünyanın birinci sınıf kcntlcrindcn biri olmasından ötürü defiil, bir başka dünya, bir başka cvrerı olduğu, ürcttiği her şeylc boynuna kollarını dolayan, ellerini öpen bireylerini mutlu kıldığı için ortaya konmuştur, konulınaktadır, konulacaktır. Bclki uc dcğcrinin ölçülemczliöini herkesten daha iyi kavrayan şair Nedim, (Bir sengine yekpaCUMHURİYET KİTAP SAYI 283 Btr başka dünya rc acem mülkü fedadır) demiştir. Sanatçıların coğunun mckânıdır, bel bagladıj^ı güctür tstanbul. Söz gelişi taşının, topra^ının sözeülüğünü, savunmanlıgını üstlencn Yahya Kemal, tam bir Istanbul delisidir. Tııtmuştıır, tstanbul'u simgeleyen eski şemtlerinı, o semtlerde yaşayanlarla ölülerini; scssizIigin, tevekkülün, boyun eğmenin görüldıiğü ahşap evlerin tcnha sofalarındaki geccleri ayak seslerı işitilen hayalerleri, Usküdar'ın pencerelerindeki camların rutuştuğu akşamları, bu tutuşmaların yürcklcrde başlattıgı yangınları...hüzünleri, anıları, Kanlıca'nın ihtiyarlannı, (Sana bir tcpcdcn baktım aziz Istanbul) dizcsini, o dizcnin hcr harfindcn fışkıran sevg^iyi, saygıyı soknıubtur unutulnıak şiirlerıne, Ya Orhan Velı nin siirlerinde soluk alan tstanbul vc (Istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı) adlı scnfonisindeki ynğunlıık ve şapka çıkarılacak gözlem, saptama gücü ve duygusal yoğunluğu; ya Burgaz adasında sürgiin bir prens gibi yaşayan Sait Faik'in acılarla, umutlarla, umutsuzluklarla kusatılan insanlannın durumları, onlar aracılıgıyla Istanbul'un vc insanlıgın her köşesine yolladığı sev^i ınesajları, coşkularla yiiklü öyküleri, bir arkadaş yerine koyduğu tstanbul'a şımarık bir çocuk tavrıyla sık sık küsmesı? Bir sözcüğün çekirdeğinden koca koca romanlar, öykülcr çıkaran ve (Beş Şehir'dcki) Istanbul'un üzcrinc cğilcn bcnzersiz dcncmcsiylc çok ayrı, çok dcğisik bir tstanbul panoraması çızcn Ahmet Hamdi Tanpınar'a nasıl teşekkür etıneli? Ahmet Rasim sarhoş, keyifli, kavgacı, aşık, içkici, zampara, gülen, e^lcnen, üç kâöıtçılıklarıyla övünen kisile rın durumlarıyla hiçbir vakit dertlerden, sorunlardan kurtulamayan Istanbul'un yazgısını kurcalamıştır: dönemindeki ekonomik ve sosyal koşulların türettiği tipleri, kentin sel akışlı yaşamından cımbızla çekip almış, mizanımıza armağan etmiştir. Hüseyin Rahmi, gelenek ve göreneklerin, toplumsal baskıların avuclarında tepinen yoksul tstanbul halkının kcndisini avutacak bir kucak arama scrüvcnini, o korkunç bunalımını dcdelere, yatırlara, telli telsiz babalara götürmesini ve biraz olsun rahatlaması olgusunu, alafranga alaturka çatışmasını; cinleri, perileri, gulyabanileri, onlara tutsak, köle olan zavallıları, dalaverecilcrL.hele o, cumbadan cumbaya yapılan uzun soluklu ve ruhsal bozuklukların bir sonucu sayılan hastalıklı konuşmaları, rcnkleri, etkileri hiç solmayan dedikoduları, onlardan birıymiş gibi ne güzel anlatmıştır ama. Mithat Ccmal Kuntay'ın tck romanı (Üç lstanbul)daki kırık yasamlar vc dranılar, ihanetler, çöken evlilıklerin durumu, insanın yüzüne bir tokat gibi çarpar. Ercüment Ekrem'in dalga geçtiği veni zenginler, mirasyediler, vurguncufar, mahalle külhanbeyleri, azınlıklar ve onla rın gülünçlükleri Istanbul'un tarihine kazılmıştır. Sermet Muhtar'ın çapkınlıkları, harp fırsatçılarının içi boş öyküleri; Abdülnak Şinasi'nin geçmiş zaman üslubuyla sergilediği konak, yalı yaşamları ve belleklcrc çaktığı Bogaziçi tabloları unutulınayacak güzclliklcrdir. . Ve Melisa Gür.pjnar m Istanbul un içinde kendılerinı farkettirnıeden yaşayanların soylıı ycnilgilerini, hüzünlerini, yıkılmışlıklarını, ama hiç yitirmedikleri onurlarının üzerine titreyışlerini içeren (Istanbul'un Cözleri Mahnıur) kitabının getirdiklcri, ayn bir olaydır. Melisa Gürpınar o şaşırtıcı gözlemleriylc, duygu patlamalarıyla vc davranış, tutum ve tavır birikimlerınden süzdüruü^ü inceliklerle içtenliği birleştirmiştir. Sürer gider bu böyle... niyetim tstanbul hakkında yazılanların hepsinden söz etmek değildır, yalnızca ilk aklıma düşenleri sıraladım. Asıl söz etmek iştedi^im Daver Darende'nin (Istanbul Üzerine Cesitlemeler) adlı resimli yapıtıdır. Bir diplomat ve ressam olan Daver Darende, bu kitabıyla Istanbul'un kulaklarına bir şcyler fısıldamayı görev bilenlerin kervanına katılmıştır. Daver Darende (Istanbul Üzerine Çeşitlenıeler)e, limirgaıı'da dostlarıyla yaptığı söyleşilerle girer ve bir sürü fflme konu olacak tutkulu bir turu, bir iç geziyi gerçekleştirir... 'ay ışığında Bebek koyuna dökülen sandalları, Boğazın yakamozlarını, Kuzguncuk'ta balık tutarken yaptığı mehtap sefalarını, Sarayburnu önünde kayıkların fokstrota geçişlerini.. Anadoluhisarı'nda, otuz kulaç derinlikten çıkarılan midyclerin tadını, Vcfa bozasını, çançanlı tramvayları, Mecidiyeköy'deki dut bahçelerini, Arnavutköy'ün küçük, açık pembe renkli çiçeklerini, Anadolu Kayagı'nın balık lokantalarını, küçük siyah incırleri ni, tatlı, yumuşak içimlı sularını, Şehzadebaşı'ndaki Milli, Turan, Ferah ve Milli sinemalarını, 1940ların sonunda Lâleli'de, Genctürk Caddesi'nde oturdukları evi, Haydarpasa Garı önünde vapura bınişini, Haliç ve Boğaziçi'nin her gün değışen ışıldarını, Eminön.ü'nde milli piyango bileti satan Uzun Omer'in gülüşünü, bir sonbahar günü Tünel'den Taksim'e yürüyüşünü, Bogaz'ın kar^ı tepelerinden doğan güneşi, Büyükada dakı iskele meyda Hptaınst vo psuflnı nını, faytonla yaptığı gezilerı, düdük ç.ılarak, martı .çığhkları arasında narekct edcıı kadıre kolfuklu vapurları, Galata Köprüsü'nde bardaklarını şakırdatarak bağıran suculan, Ahırkapı Feneri'nin önünden Marmara'ya bakışını, TopkapıBahçekapı tramvayından arkadaşlarına el sallayışını, Beyoölu'nda, Alkazar Sineması'nda "Maskcli Suvari" ve "Zoro" filmlerıni seyredi^ini, Yeniköy'deki Sait Halim Paşa Yalısı önünden dcnizc girdikten sonra Büyükdere'ye gidişini, Adalar'ı karşısına alarak keyifle denize girdiği Süreyya plajını, plajın sembolü olan "Bakireler Mabedi"ni, Perihan Abla Sokağı'ndaki küçük lokantada yediği kuru fasulyeyi...çıkmazlar, dar sokaklar, gizli geçitlerfe dolu Galata'yı, yolda. tramvayaa, köprü üstünde, köprü altında, vapurlarda, sinemalarda, tiyatrolarda gördüğü insanların scvcccnliklerini, Yeldeğirmeni sokaklarında sek sck ve bilyc oynayan çocukları, Karag^ümrük'teki evlerin balkonlanna gcrilen ıpler üzerine asılmış rcnkii çamaşırları. Halepli Bekir, Tatlı Badem, Çukur Zerdaîi, Kadın Çıkmazı, Çukurcuma, Tom Toın Kaptan sokaklarını, Pürtelâş Mahallesi'ni, I,oğusa Kadın Türbcsi'ni, bir zamanlar balık Kaynayan Bebek Koyu'nu, Küçüksu çayırında yediği mısırları, Kandilli de yaz gecelerindekı yıldızlı karanlığı, Emınönü'nde güyerçinlere yem savurarak onlara vcda cdişini, geceye sığınıp bir sandala atlayarak Haydarpaja'dan Kadıköy'c geçişini. Hyüp Camiı nın avlusunda sıgarasını sol elınde tutan, sağ eliyle tespih çeken çember sakallı adamın donuk bakışını, deniz üstünde uyuya kalmış martılann uzaktan görünüşünü, Yerebatan Sarayı'nı dolaşırken kendini bilim kurgu romanlarındakı kahramanlara benzetışini, Ortaköy'de kırnıızı pancurlu evin cumbasında açan sardunyaları, Ferdi Tayfur'un güzel tsta.nbul Türkçesi'ni, onun LaurelHardy, Üç Ahbap Çavuşlar filmlerini seslendirişini, sırtlarında camlı dolaplarla tstanbul sokaklarında dolaşan gezginci satıcıları, Kumbaracı Yokuşu'ndan ınerken yolu aydınlatan köşe fenerlerini. loş ısık altında tezgahını toplayan yoksul giysili adamı...' vc claha bir sürü şcyi unutmaz. Ordan portre çizmc işlcmine gecer Daver Darcnde; Nejat Devrim'i, Fıaldun Taner'i, Ahmet Adnan Saygun'u, Scha Meray'ı, Hikmet Şimşek'i, Gürer Aykal'ı ve bazı ünlü şanatçıları anlatmaya koyulur (tstanbul Üzerine Cesitlemeler) kitabında. • tstanbul Üzerine Cesitlemeler/ Daver Darende/ Sanat Yapım Yayınalık. SAYFA 9