Catalog

Rusen Hakkı son şürleriyle geldi okur karşısına Üretimde Sevda "Üretimde Sevda" Ruşen Hakkı'nın yedinci şiir kitabı ve Gerçek Sanat Yayınları tarafından yayimlandı. 64 sayfalık kitapta 43 şiiri yer alıyor URETİMDE SEVDA ozanın. IHSANTOPÇU ölürüm toprak olurum/ çiçek veririm günün birinde" (Günün Birinde, 50. sayfa). Bıınun yanında, insanlardan haklı bir beklentisi de var: "yürüdüm yol boyu ayıklayıp dikenleri/ sevgi çiçekleri ektim acının saksısına/ beİki sular diye gelip geçenler" (Günün birinde, 50. sayfa). Ozan, bazen anlamı güçlendirmek vişiyorbirkelebekle" (Gülcilvesi, 145. sayfa). "Taşımak istemiyor artık aynı binkiyi/ kaltağını kaydıran kısrak/ ve bıkmış aynı ovayı sulamaktan/ hazır mı akarsuya yeni y atak ? " (Değişim Zamanı, 33. sayfa). "sana koşulu yüreğim/ vurabilir beni/ bilinmez bir kıyıya" (Çeyrek Kala Hasret Sevdaya, 38. sayfa). "Peki kim karıştırıyor tarihi durmadan/ kimdir günümüze hükmeden yeniçeri?" (Yarası Yüzünde Sözü Derinde, 49. sayfa). "kedinin dengesini aldım/ bir tazının av sonu huznünü/ varıp eş dost sofrasına rakılandım/ ılkyaz diye sattım güzden kalan bir günü" (Defter arasında Bir Kuru Çiçek, tumdur bu. ÜRETÎMDE SEVDA'da doğa şiirleşirken, ozanın iç dünyasının zenginliğini yaşıyorsunuz. Dengeyi gözardı etmeden, dış dünyayla iç dünyayı bu denli guzel bütünleştirebilmek, Ruşen Hakkı'nın en onemli ve en olumlu özelliklerinden biri. Yaşamın yadsınamaz gerçeklerinden biri de huzün. Hüzünle yaşamak ürkütmüyor ozanı: "Ağaçtaki son yaprak/ dalga vurgunu kayık/ gibi çalkanarak/ batsa da/ yüzümün sularında/ biline/ hüzne makastar olmam" (Çeyrek Kala Hasret Sevdaya.38. sayfa). Şiire ad koymak, ozanlann zaman ıl 1970. O zamanlar, ilk kitabı nı yeni yayımlamış genç bir ozandım. Ruşen Hakkı'yı îstanbul'da yayımlanan Güney dergisindeki şiirleriyle tanıdım. O güne dek, üç şiir kitabına imzasını atan ozanın Köprü, Yuvarlak Masa Oturumu, Hüznün Dalgın Kuşlan adlı yapıtlarını okuma olanağı bulamamıştım. Ruşen Hakkı'yı Güney dergisindeki şiirleriyle sevmiş, kendisine derin saygı duymuştum Şimdilerde, Kıyı, Karşı ve Adam Sanat'ta zevkle okuyorum şiirlerini. Bu saygın ozanın 1993 Temmuz'unda basılan yedinci şiir kitabını, birkaç gündür elimden düşürmüyorum. ÜRETÎMDE SEVDA. Gerçek Sanat Yayınları'ndan çıkmış, şiir dizisinin ellinci kitabı. Altmıs dört sayfalık kitapta kırk üç şiir var. Üç bölüme ayrılmış kitap; böîüm başlarına ilgili bölümlerden ikişer dize konulmuş. Birinci bölüm: "Baik çiçeğini dökmüş kaldırıma/ az önce balkonda dövdüğün hah." İkinci bölüm: "Bi gören mören olur/ püf de dolunaya " Üçüncü bölüm: "ve güz toplayıp gitti tasını tarağını/ sonra sen gittin, eylül bana kaldı." Ozan, arayışı içinde, kendini aştığının bilincinde olup daha da aşma çabasında. Bunu, yer yer "yeni kimlik" olarak vurguluyor: "îşte yeni kimliğim: / bir yeşil bir maviyim/ bir balık bir kaplumbağa" (Değişim, 44. sayfa). "Adım dahil neyim varsa üleşin/ kefildir bana yeni kimliğim 1" (Dilim Varmıyor, 46. sayfa). Ozanın kişiliğinc sinmiş olan özveri, ŞLI dizelerde kendini ne güzel gösteriyor: "bir şey bulamadınızsa dirimde/ Y Rusen Hakkı için olacak alışagelmişin dışına çıkıyor. Bu yolla etkileyici de oluyor: "Ocağı tencerede unutuyorsun/ karyolayı bebekte" (Eli Îşte Aklı Oynaşta, 13. sayfa). "sıcacık çorbamda şeker demli çayımda tuz" (İki Zamanı Yaşamak, 55. sayfa). Şiirleri sindire sindire okurken, derinliği duyumsuyorsunuz. Bu, düşünsel bir derinlikten çok, çelebi insan derinliği. Kanımca, en zorıı da bunu verebilmek. Dizelerde, ozanın kendi derinliğini yaşıyorsunuz. Bazen ozanla örtüşüyor, özdeşleşiyorsunuz sanki. Dizelerin tadına doyum olmuyor o zaman. Birlikte okuyalım: "hemi de deriz ki/ severken Karacaoğlan'dı/ ipe giderken Pir Sultan!" (Alacasında Akşamın, 7. sayfa). "bir militanı vuruyorlar/ yüzü dizime düşüyor" (Bir Sincaba Kiralayıp Yüzümü, 9. sayfa). "Canevim yanardağV hava sulusepken" (Sazlar Arasında Bir Kayık, 10. sayfa). "thaneti gördüm ama yadırgamadım/ İki dost tutmuş kendine/ bir arıyla se 52. sayfa). "Yundum sularınde hep gündemde tuttum aşkı/ şiire taşıdı beni hüznüme inen incesaz" (Incesaz Faslı, 60. sayfa). "Yürüyorum son durağa doğru ellerim cebimde/ kar düşüyor sesime, sözcüklerim bembeyaz" (İncesaz Faslı, 61. sayfa). "Bir kırmızı güldü söz, sustun diken oldu/ her bakışın gitgide bir açık sitem oldu" (Yaprak Dökümü, 62. sayfa). Bu güzel örnekler çoğaltılabilir. Şiirinin derinliklerinde, ozanın emeğe adanan kavgacı ruhunu, özveriyi, dantellenmiş hüznü, seviyi, içten kaynayan ince bir erotizmi, arayışı, doğayla bütunleşmeyi, yaşama sevinci ve direncini görmekteyiz. Ruşen Hakkı, fildişi kulelerın sorumsuz ozanı değil. Onun şiiri yaşamın şiirıdir; kalıcılığı ve etkisinin hareket noktası burasıdır. Genellikleozgünimgelerlekuruyorşiirini, yer yer ironiyle kuçaklaşıyor. Bazen kendini, bazen yaşamı alaya alıyor; ciddiye almamak değil yaptığı. Kendine güvenen güçlü ozanlara özgü bir tu zaman zorlandüdarı bir iştir. Kimi ozanların bu konuda başarılı olduklan söylenemez. Ruşen Hakkı'nın şiire ad koyma konusunda usta olduğunu vurgulamadan geçemeyeceğim. Şiir, bir bakıma, damıtılmış sözdür. Ozanın bir önceki şiir kitabı CANEVÎMDEN'le karşılaştırdığımda, ÜRETİMDE SEVDA'da sözün eksiksiz damıtıldığı, şiirin tüm yönleriyle yakalanmış olduğu görülür. Ruşen Hakkı, bu kitabıyla, ozanların zor erişebileceği şiirin vanlabilecek (Bu sözcüğün altını özellikle çizdim) uç noktasına ulaşmış oldu. Onun hakkı olan bu doruk nokta, insanı kavrayışının, yeteneğinin, dünya görüşünün ve yılların emeğinin ürünüdür. Edebiyatımız, şiirin bayrağını göndermede dalgalandıran seçkin bir yapıtla karşı karşıyadır. ÜRETİMDE SEVDA'yı okursanız bana hak vereceğinize inanıyorum. • Üretimde Sevde/ Ruşen Hakkı/ Gcrçek Sanat Yaymlart/ 64 s C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 7 8 8 SAYFA 18