26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Biz genellikle mimarlığın ne olduğunu, ne olması gerektiğini konuşmayan, tartışmayan bir toplumuz. Dünya mimarhğına katkıda bulunan ünlü yapı sanatçılarımız olmuş ama onlarda bu alanda çok bir şey üretmemişler. Batı'da durum çok farklı. Yapı sanatçıları eskiden beri yaptıkları işin düşünsel boyutunu, kuramsal temellerini anlamaya ve anlatmaya çalışmışlar. Elimizdeki kitap da bunlardan biri. 2O.Yüzyıl Mimarisinde Program ve Manifestolar tı unutarak kendimizi ruhsal olarak cehenneme gömüşümüzün utanç verici kanıtları olarak gelecek nesillere kalacak.." Bu satırlar yukardaki kitaptan yapılmış alıntılardan oluşuyor. Sırasıyla Frank Lloyd Wright, Ludwig Mies van der Rohe, Le Corbusier, Walter Gropius, Paul Scheerbart, Reinhard Giselmann / Ob\vald Mathias Ungers, Louis I. Kahn, Arthur Korn ve Bruno Taut gibi çağımızın önde gelen mimarlarının söylediklerinden, yazdıklanndan kısa örnekler. Yapıt onların dışında daha kırka yakın mimar ve sanatçı ile çeşitli grupların yapı sanatına Mimarlık Nedip, Ne Olmalıdır? ÜSTÜNALSAÇ ^^^^ ^^Hi "..(iyi bir mimar olabilmek için) Dünyadaki ınimarlıkları unutun mimarlık okullarından sakının şantiyelere gidin soru sormaya ve çözümlemeye alışın basil şeyler düşünün bir Amcrikan likri olan kestirnıe kazançtan zehirmişçisine uzak durun bolca zaman ayırın ve evinizden olabildiğince ıızağa gidin Hiçbir koşul altında mimarlık yarışmalarına katılmay ın.." "..Biçime karşı değilim. Biçimin amaç olmasına karşıyım. Ve bu karşı olu!}, bazı deneyimlerle bıınların kazandırdığı sezgilerden kaynaklanıyor. Bir amaç olarak biçim her zaman biçimcilikle sonuçlanır. Çünkü bu çaba bir içe değil, bir dışa yöneliktir. Fakat ancak yaşayan bir için yaşayan bir dışı vardır.." ".. Tiiın görsel sanatların en büyük amacı yapı bütünüdür! Yapıları süslemek bir zamanlar güzel sanatların en soylu işleviydi; bunlar anıtsal mimarlığın zorıınlu öğeleri sayılıyordu. Bugün sanatlar birbirinden ayrılmış durumda; ancak tüm sanatçıların bilinçli ortak çabasıyla bu durumdan kurtarılabilir. Mimarlar, ressamlar ve heykeltıraşlar bir yapının bileşik niteliğini hem bir bütün olarak, hem de ayrı ayrı parçalarıyla yeniden tanımalı ve kavramaya çalışmalıdır. Yapıtları ancak o zaman "salon sanatı" iken yitirdikleri arkitektonik ruhu yeniden kazanacaktır.." ". .Eğer cam mimarlık her yerde tuğla mimarlığın yerini alsaydı, yeryüzü çok değişirdi. Yeryüzü kendini sanki pırlania ve mineli takılarla donatmış gibi olurdu. Bu kesinlikle hayal edilemeyecek bir görkem. Ve o zaman yeryüzünde, Binbirgece Masallarındaki bahçelerden çok daha güzel şeylere sahip olurduk. ü zaman yeryüzünde bir K İ T A P S A Y I 1 7 2 cennçtimiz olur ve gökyüzündeki cennete özlemle bakmamıza gerek kalmazdı.." "..Mimarlık çok kâtmanlı, gizemli, gelişmrş ve yapısı olan bir gerçeğin yaşamsal etkenliğidir. Yaratıcı işlevi, karşısına çıkan görevi ortaya koymak, halenvarolanlabütünleşmek,vurgulama noktaları sunmak ve çevresindekilerden üstün olmaktır. Her seferinde onu yeşerten genius loci'nin ayrımına varılmasını ister. Mimarlık artık sadece ikiboyutlu bir izlenim olmak yerine, çevresinde yürüyerek ve içine girerek elde edilen bedensel ve mekânsal gerçeğin yaşanması haline dönüşüyor.. "..Tasarım düzen içinde biçim üretmektir. Biçim bir konstrüksiyon sisteminden ortaya çıkar. Büyüme bir konhtrüksiyondur. Diizende yaratıcı güç vardır. Tasarım aracı içerir nerede ne ile ne zaman ne kadar ile mekânın doğası onun he olmak istediğini yansıtır..'v "..Mimarlık tutkuyla sevmektir. Şahlanmak. Daireler çizerek dönmek. Bizim gibi aşağı bastırılmış, yukarı f ırlamış. Simge. Ateşli işaret. Çünkü gerçeği bir sanat yapıtına dönüştüren şey bu ateşli işarettir. Yanan kentler. yanankırlar.." ".. Mimarlık nedir? İnsan'ın en soylu düşüncelerinin, coşkusunun, insanlığının, inançlarının ve dininin kristalleşmişanlatımı! Bir zamanlar böyleidi! Pratik olabilme belasını taşıyan çağımızda yaşayanların hangileri, onun bu her şeyi içine alan, ruh veren doğasını hâlâanlayabiliyor? Sokaklarımız ve kentlerimizde dolaşıyor ve bu çirkinlik çölleri karşısında utançla (eryat etmiyoruz! Açıkça söyleyelim: İçinde yaşadığımız ve çalıştığımız bu gri, boş ve ruhsuz yapı maketleri, bizim neslimizin, mimarlık denen o yiice, eşsiz sana ilişkin düşüncelerini bir araya getiriyor. Biz genellikle mimarlığın ne olduğunu, ne olması gerektiğini konuşmayan, tartışmayan bir toplumuz. Dünya mimarlığına katkıda bulunan ünlü yapı sanatçılarımız olmuş ama onlar da bu alanda çok bir şey üretmemişler. Yazdıkları, daha doğrusu yazdırdıkları da yaptıkları işlerin bir listesi olmaktan ileri gitmiyor. Başka yerlerde, özellikle de Batı'da durum daha farklı. Yapı sanatçıları eskiden beri yaptıkları işin düşünsel boyutunu, kuramsal temellerini anlamaya ve anlatmaya çalışmışlar. Düşün tarihleri bu tür gelişmelerden de söz eder mi, bilmiyoruz ama 19. yy'ın ikinci yarısından günümüze doğru bu eğilim yoğunlaşarak çoğalıyor. Öyle ki, adını duyurup da düşüncelerini yazmayan mimar yok gibi. Peki ne söylüyorlar? Yanıt doğal olarak kendi uğraş alanlarının sorunları olurmuş gibi geliyor. O da var ama mimarlar bu tür yazılarında toplumsal sorunları da ele alıyorlar, eleştiriyorlar; yapı üretimine, esletiğe, ekonomikliğe ve işlevselliğe ilişkin çözüm önerilerigetiriyorlar. Buna başka hiçbir uygulamalı uğraş alanında rastlanmıyor. Öyle olması da çok doğal, mimarlık kadar insanları, toplumları ilgilendiren bir sanat, bir uğraş alanı yok. Işte bu kitap böyle bir seçki. Dr. Sevinç Yavuz dilimize kazandırmış, kitabın bilim editörlüğünü yapan Prof. Atilla Yücel önsözünü yazmış. Dil editörü olarak Bülent Artamlı'nın adı veriliyor. Arkasında bir kaynaklar listesi ile dizin var. Bu kitabı yayımlayan kuruluşun adı Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı. Amacı mimarlık konulannı gündemde tutmak ve yapı sanatını geliştirmek için çalışmalar yapmak olan bu vakfın yayımlamış olduğu üç kitap daha var: Vitruvius, Mimarlık Üzerine On Kitap, 1990, (205sayfa) Alan Colquhoun, Mimari Eleştiri Yazılan, 1990, (222sayfa) Robert Venturi, Miınarlıkta Karmaşıklık ve Çelişki, 1991, (256 sayfa) Çoğumuz yapay fiziksel çevremizin, yani kentlerimizin, onların için.de yer alan yapıların çirkinliğinden, iyi işlemeyişinden yakınıyoruz. Bu sorunların nasıl çözümlenebileceği ni de bilmiyoruz, çünkü onlarla ilgili bilgilerimiz çok sınırlı. Bırakın sorunların nasıl çözümleneceğini bilmeyi, ' uzmanların söylediklerini anlamamız bile olanaksız oluyor çoğu kez. Teknik adamların da kuramsal alandaki üretimi çok yüksek düzeyde değil, hele herkesin anlayacağı biçime getirilmiş olanlardahadaaz. Bu en çok kimin işine yarıyor, biliyormusunuz?Politikacıların,yerelyöneticilerin, yapı üstlenicilerinin, yapsatçdarın, kalfaların, arsa spekülasyoncularının, konut simsarlarının, gecekondu mafyalarının, kısaca bu bulanık ortamdan yararlanıp kentlerimizi çirkin ve işlevine uygun olmayan yapılarla dolduran, üstüne de para ve politik güç kazananların. Yukarıda anılan kitapları günümüzün mimarlığı ile onun düşünsel kökenlerini öğrenmek ve anlamak isteyenlere olduğu kadar geleceğin sorunları üslünde düşünmek isteyenlere öneriyoruz. • Not: Bu kitaplar Harbiye'deki Yapı Endüstri Merkezi (YEM) Kitabevinden sağlanabilir. ÜA. 20. Yüzyıl Mimarisinde Program ve Manifestolar / Ulrıch Cnnrads (derlvyen) I' yer belirtilmemış (Ankara), 199/, 16x22 an, 170 say/a. S AY F A C U M H U R İ Y E T 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear