28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Dursun Akçam Almanya'da Iyaşayan Türklerin dünyasını ' değişik bir gözleyansıtıyor "Sevdam Ürktü"deki öykülerinde. Alışılmış göçmen işçüerin, siyasal sığınmacılann, aydınların, entellerin, ycrleşik ahlaka sırt çevirmiş delikanlıların, kendini kapıp koyvermiş kızların portrelerine yepyeni çizgiler ekliyor. Sevdam Urktii VECİHİ TİMUHOfiLU sın perisi, Demodokos'un gözlerini kör ctmiş, ama ona güzel söz söyleme yeteneği vcrmiş. Homeros'ıın da kör oldıığu söylenmis.tiı. Bizim Veysel'in en cski soydaşjarı Demodokos ıle Uomeros herhalde. Dursun Akçam'ın yeni öykülerini okurken geldi bunlar aklıma. Doğrusunu isterseniz, Dursun, buıiları yayımlamadan okuduın. Almanya öykiileri diyt'bileccğim yeni öykülerini, bir dosya ıçinde verdi bana. Aigane'yi, entel Gül'ü okudııktan sonra, "12 Eylül, bizim Dursun Akçam'ı, doğup büyüdüğü ülkcsinden kovmuş, ama ona yeni öyldiler yazma ulanağı sağlamış" dedim. Bugüne değin, çok gurbetçi öyküsü, rumanı, şiiri okııdum. Doğrusu, soruna kükten yaklaşmış bir eserle karşılaştnadım. Büyük konuşmak, iri söylemek, düş.ünürümüzden yazarımıza, yazanmızdan şairimize değin tümü müzün bir hastalığıdır. Almanyi'ya, Türkiye'nin ekonomik cılızlığıııdan dolayı gitmiş insanımızın orada karşılaştığı yeni ekinde (kültür) içine düştüğü durumu rahat, içten, kurama sapmadan anlatan yapıtlara gereksinimimiz var. Dursun Akçam'ın "Sevdam Ürktii" adlı öykü kitabı, bu işlevi yerine getiriyor. Türk ve Alman insanının, ye«ıi oluşumunda bangi beceri sıkıntıları yaşadiklarını görüyoruz bu öykülerde. Dursun Akçam, henüz bileşe E memiş ikıckinin (kültür) sayrıhklarını konu gereci yapmış. Hastalığın durumöyküsiinü.yazıyor. Öykü tekniğine yeni bir katkıda bulunmuyor. Kİasik olay öyküsii yazıyor. İnsanı, olayın içinde inceleyip çözümlemeyc çalışıyor. Bu öykülerın "malzcmesi" yeni. Alman ya da Türk, ekinlerini yeni bir bileşime kavuşturamamtş, tarihsel kökenlerinin ayrdığı yüzünden bileşimi oldukça zor iki toplumun insanının bireysel ve toplumsal sıkıntılarını, bileşimi sağlayamamaktan kaynaklanan "nevrozlu kişilikleri" çözümlemeye çalış,ıyor. En ünemlısı de Dursun, kendi öğretisini doğrulayan birçok sezgisel görüşü de sergiliyor. Köksüz döneklerin "küreselleşme" heyecanına kaptırmamış, kendisini.İlginç tipler çiziyor Dursun, çok öncınli bir durumu yansıtıyor: İki uzlaşmaz ekin, onmaz hastalıklı insanlar yaratıyor. Ne ki, bu insanlar yine de yaşa mın bir ycrinden iıuarjk biı bırlerıne yardımcı oluyorlar. Bunu nasd yorumlarız? tlk ortaya çıktıklarında, içgfidii sel duyumların yadsınmasını kendüerine yediremcytn, gcizlerini gerçeğe kapayan, fantczilerini bilmediklerı erotik ve tutkulu isieklerinı diişsel bir ortamda ba^ıbo^ bırakan kışiler, yeni bir gerçeklikle anlıyorlar birbirlerini: Yeni bir insan sevgisi. Renate, Gül, Hascemal, Notarzt, İnge, Süleyman, Prof. Heike Schmidt, Mi^i, lıepsi, hepsi de 'yeni insan sevgisi'ni oluşturmaya çalı^ıyorlar.İki uzlaşmaz ekinin yarattığı yeni hir insan var Dursun, gözlemci gerçekçi lik dediğimiz bir akıını, yeni den kullanıyor. Ancak yasa dıklarınayeniduyarhklarkatarak. Yajam üzerine yeniden yapılmış yorumlar diyebiliri? bu öykülere.Almanya'ya gittikıen sonra da yazmayı sürdüren birçok yazarımızda, ürünlerinin yapısını değiştir me eğilimi gördüm. Doğrusu, böyle bir eğilim, kişiliği değiştirmeden olanaksızdı. Dursun, kişiliğini değiştirme yerine, dünya görüşüne süreklilik kazandırmış. Gdliba, beni en.çok sevindirendebu oldu. • Sevdam Ürktü / Dursun Akçam I öykü I Sımavı Yaymlart I 1992 tstnnbul.. "ic Savas Sonrası Ispanyol Romam" PROF.DR.GÜRSELAYTAÇ • spanyol edebiyatı ülkemizde çeviI rilerle yeni yeni tanman bir Batı • edebiyatı. Ama Alman, İngiliz, • Fransız edebiyatlarından farklı bir Batı bu. İspanya'nın tarihinde Arap dönemi, dolayısıyla Şark da var. Edebiyat meraldılarının tek tük çevirilerle tanımaya başladığı 20. yüzyıl İspanyol edebiyatının Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde öğretimi ve araştırmaları yapılıyor. Doç. Dr. Yıldız Ersoy Canpolat bu anabilim dalında kariyerini sürdürüyor. Yeni yayımlanan bu kitabı, İspanyol edebiyatı üzerine tanıtıcı, akademik bir eser oluşuyla önemli. İç savaşın İspanyol düşünce ve sanat dönyasını nasd etkilediğini anlatmakla ve uzunca (28 s.) bir "giriş"le başlıyor kitap. Camila Jose Cela, Carmen Laforet, Miguel Delibes, Luis Romers, Rafael Sanchez Ferlosio, Jesus Fernandez Santos, Juan Goytisolo, Ignacio Aldecoa, Juan Garcia Hortelano, Ana Maria Matute, Jesus Lopes Pacheco, Luis MartinSantos'u, İspanyolca kaynaklardan derlenmiş bügilere dayanarak tanıtıp değerlcndiTİyor. Yıldız Ersoy Canpolat, ele aldığı yazarlamı edebi özelliklerini, edebiyat dünyasındaki yerlerini belirterek romanlarını irdeliyor. Yazarlann özgeçmişini biyografik dipnotlar halinde vermekle yetiniyor. Romanlarının listesini Ugili bölümün stınunda buluyoruz. Ne var ki Türkçeye hangilerinin çevrildiği, çevirüeri kimin yaptığı, nerde ne zaman yayımlandıkları hakkında bilgi yok.Doç. Dr. Yddız Canpolat, 1987 yılında yayımladığı "Çağdaş. İspanyol Romanı" (Hatiboğlu Yayınlan Ankara) başhklı kitabıyla başlattığı İspanyol edebiyat tarihi çalışmalarına "tç Savaş Sonrası İspanyol Romanı" ile 19401962 ydlarını irdeleyen kalıcı bir halka ekliyor. Dileğimiz, araştırma çizgisini günümüze kadar getirip edebiyat dünyamıza sunmasıdır. Yabancı edebiyatlar üzerine bu türlü tanıtıcı toplu bakışlar, hem okımımuza hern de yeni çeviriler konusunda yayımcılanmızayolgöstermektedir. • İç Savaş Sonrası tspanyol Romanı / Doç. Dr. Yıldız Ersoy Canpolat, GundoğanYay. 1993,188 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 6 5 SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear