Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
.0 Stephen F. Cohen'in "Buharin ve Bolşevik Devrimi" adlı kitabı gecikmeli de olsa yayımlandı. Buharin'in traiedisi CELALA.KANAT amansal bakımdan olmasa da, epistemik bakımdan oldukça uzak bir geçmişte, bir yerlerde, "Lenin'siz Leninizmin olağanüstü tehlikeli olduğıTnu ve Stalin fenomeninin, verili söylemde hemen hiç kurcalanmayan bir öntarihi bulunduğunu yazmıştım. O zamanlar, anılan söylem düzeyinde büyük öfke roplayan bütün bu deyişler şimdi, tarihin tümel krlıcı altında vc bütün bir paradigma evreniylc birlikte, kaybolup gittiler. Bu bağlamda, S. Cohen'in Buharin'in ülkemizdeki olağanüstü gecikmiş yayımı (Buharin ve Bolşevik Devrimi, 2 cilt, Kavram Yayınları), ilk bakışta, (belki profesyonel ve amatör tarihçiler topluluğu hariç olmak üzere) nostaljik bir hüzün üretmekten ve kapsamlı bir anılar arkeolojisi çağrıştırmaktan başka bir işlevle yüklü gözük meyebilir. Oysa, siyasal ve/ya toplumsal tarihe damgasını vurmuş herhangi bir kişiliğe ilişkin her ciddi biyografik çalışma gibi, Buharin biyografisi de dolaylı yoldan, başka işlevler de soğurmuş bulunuyor. Bunların tümünü deşifre edebümek de, yazmak da olanaklı (vegerekli) gözükmüyor. Dolayısıyla, aşağıdaki saptamalar bunlarla bağlantılı yalnızca birkaç sav niteliğindc ele alınmulıdır. 1. Bir tarih telsefesi olarak değilse de, pratik (politik) bir topluınsal düzen ve yaşam sisterriatiği olarak Marksizminyahut Marksist susyalizmin (modernist paradigmanın bütün üstyapısiyla birlikte )çoktançözünmüş bir tümliik, bir totalite olduğu apaçık sayılmalıdır. •Onun modernist söylemin organik ve kendine özgü muhalif bir parçası olması ölçüsünde, bu sonun kaçınılrnazlığı da baştan hükümlii gibidir. Oyleyse, bir çıkarsama olarak, bu sonda herhangi bir kişiliğin (olumlıı, olumsuz ya da nötr) işlevinin esasa ilişkin değil usule ilişkin olduğunu görmek gerektiği not edüebilinir. 2. Toplumsal bir düzen öngörüsü olarak Marksizmin, bu çok boyutlu tutsaklığı zaman zaman ve âdeta sezgisel biçimdeduyumsamış, hattatikelversiyonlanyla bundan sıyrılma gi Buharin Z etik ve ahlaksal itkileri besler ve güçlendirir;insanı idealliğe, idealliğin bitimsiz ve ulaşılamaz estetiğine bağlar; düStephen F. Cohen'in şünsel yaşamın Buharin biyografisi yeniden üretimi için tinsel ve coşnostaljik bir hüzün kusal nedenler üretmekten başka üretir. Ancak bütün bunların hoişlevlerde yüklenmiş bir mojen bir dagılıkitap. ^^^^^^^^^^ ma (yahut in toto gerçekleşebilirliğ e)sahip olduğunu varsaymanınkendirişimlerinde bıılunmuş olması onun si de, fazlaca iyimser ütopyadan başka hemgenealojik (soybakımından) hem bir şey değildir. Biz ne denli hoşlansak de pratik olarak, verili nesnelliğe da hoşlanmasak dabıı dağılımda seçmahkunı bulunmasını değiştirmemişkin zihinden sıradanlığa doğru dizimtir. lenen bir sıralanış, hatta kimi kerteler3. "Ezilmenin, sömürülmenin, yade net bir oligopolik ilişk'i vardır. bancılaşmanın bulunmadığı", "her4. İnsanlığın tüm tarihi erklerin ve kesten yapabildiği ölçüde, herkese gekarşıerklerin, otoritenin ve karşıotorireksindiği kadar" ahp/vermeyi öngöteninkuruluş, güçlenişveçöküş tarih iren, eşitsizlik ve baskıdan arınnuş bir dir. Insanlar âdeta boyun eğmek için dünya için yola çıktığını duyuran savaşım vcrmişlerdir ve veriyorlar. Marksizm, belki de "tarihsiz" diye niI ler büyük ütopyanın reelleşme, yani telendirilmeye layık bir ütopyanın özel kendini yadsıma, yani paradigmayla bir evresinden, özel bir türünden öte bütünleşme, yani ütopyaolmama aşabir şey değildi. İnsanlığa seçkin kafamasında, belli bir kertede Thermidor larca sunulmuş (ve sunulacak olan), sendromunun yaşanmış olması, buancak yaklaştıkça kaçan, ötclcnen bir nun yalnızca tikel bir durumudur. Bolütopyadır bu. Böylesi ütopyaların se<,şevik hareket de bundan sıyrılabilmiş kin zihinlerde üretilmesi ve formülas"değildir. yonu kuşkusuz yaratıcı ve yararlıdır; 5. Yukarıdaki paragrafta önerdiğim tarih niteleınesi geleceğe de izdüşürülebilinirse (ki, sıradanlığın kendiliğin denci evrimiyle, tanımdışı bir müda hale dışlandığında, bunu varsaymamak için hiçbir özel nedene sahip dcğilim), şunu yazmak da olanaklıdır: Erk ve otorite tutkusu insansal bir parametreyse, kuramsal aklın otoritesini yeğ tutmak, olası modellerden en az acılısı olacaktır. Buradaki akıl ne tikel bir akıldır, ne de hatasız, acısız bir geleceği güvencelemektedir. * * * Bütün bunların Buharin biyografisiyle örtük ilişkisine gelince, unıanm, çok şey yazmak gerekmeyecektir. Yalnızca uzunca bir parantez açarak, Buharin'in (de) hem bir karşıtı, hem bir tutsağı hem de bir simgesi olduğu pa radigmanın, tarihsel üstbelirleyicilerce a posteriori mahkum edilmiş bıılunduğunu; Buharin'in pek çok savruluş, hata ve yanılgıyla birlikte de olsa, görkemli bir ütopyanın savunuculuğunu yaptığı, ama 'olayların içinde yaşamak' gibi bir insanal özellikle ve ütopyanın homojen dağılımına yönelik yöntemsel bir illetle, antiütopik bir yanılsamayla malul olduğu; Stalinci totaliterliğin, o kertedeki tüm insanların, tüm ulusun hücrelerine kazınmış sosyogenetik bir kodun tikel ve aşırı "gelişmiş" bir tarzı olabileceğini varsaymayarak, kendisini otoriter yaıı koordinatların dışında görmesi sonucu, hem süylemin kurallarını unuttuğu hem de daha vahimi Stalin'in mevcut paradigmanın aklını temsil ettiğini göro mediği yazılabiliniı. Bu aklın, iına ettiğim tarzda kuram sal bir akıl olmadığını düşüntnek, öııderin simgelediği ontik ve toplumsal malzenıe ile o önder arasındaki sık örülmüş denkliği unutmaya ne bir gerekçe sağlayabilir, ne de ("malzeme"yi unııtup) önderi tek günah keçisi yapmaya haklıhk kazaııdırır. Kuşkusuz, tüm bu yazdıklarınıdaıı, Buharin'in (ve benzerlerinin) yaşamlarını boşa harcamış oldukları anlamı çıkarılamaz. Tersine, böylesine büyük ütopyalar ve onları şekillendiren kala lar ve bunlar ıığruna özveride bulunanlar olmasaydı, reel insanal gelişimler de olamazdı ve belki daha önemlisi, onlar için tüm olumsuzlukları geçişsel kılan, umutsuzluğun boğucu atmosferini temizleyen sosyopsikolojik sığınaklarda olamazdı. • Buharin ve Bolşevik Devrimi / Stephen F. Cühen 12 Cilt /Kavram Yayınları I Çevirenler: Neşel KocabıyıkoğluAyşe Günaysu/268 + 336s. SAYFA 15 C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 1 6 0