Catalog

Sümer, romanında çocuklügunun kentini anlatıyor İmbat însanları Bir Düş müydü O îzmir / Dinçer Sümer / Roman / Bilgi Yayınevi Ankara, 1992 /134 s. MUZAFFER UY6ÜNER Dinçer Sümer'in Bir Düş müydü O tzmir adlı romanını okurken bir kişinin, anlaucının eski günlcrdcki iki komşu ailenin yaşantısını algılıyoruz ü yıl Ükokula başlayacak olan üsman'ın anımsadıgı günlerdcki bir yaşanrının romanı bu. Belirli bir donemde, bir yaz hoyunca gelip geçen günlerin romanı d.ı dıyebiliriz. Dinçer Sümer, oyaştakı bırçocuğun kendi ev yaşantılarını, bitişikte oturan ailenin yaşantısını ve çevrede oluşan bazı olayları jjöruyoruz. DemiryollarıiKİ.ı ıııakinistolanMustafa ile karısi vc o^ulları Osman bir ev"Tlir"" Düş M ü y d ü O İznıir de; Fuat öznefer ile karısi Güldem ve kızları Perizat yan evdedir. Aralarında çok iyi komşuluk ilişkileri var. Dinçer, yanyana yaşayan iki ailenin nasıl bir sevgi ve dostluk ağı içinde bulunduklarını görüyoruz. Osman ile Perizat arasında da bir çocukluk sevisi belirmiştir. Fuat Öznefer'in bir yaralama olayına karışması, tutuklannıası, tutuklarevindeki yaşantısı ve bununla birlikte Güldem'in v.ışama savaşı.. Mustafa ve Nazife h.m ı mın eski günlerdeki kaçak evliliklen, Nazife'nin babasının, Efe Dede'nin zenginliği ve geniş arazisi uygun bir düzenleme ile anlatılmakta; Efe Dede'nin kızına karşı sert davranışı, sonradan yaklaşmak istemesi ve hastalığı nedeniyle böyle bir yaklaşımın gerçekleşmesi dilegetirilmektedir. Bu olaylar topluınumuzda görülebilen olaylardır elbette. Ama, sevginin hep varolması, onun hiç eksilmemesi, üstelik daha da gürahlaşması işlenmiştir. Dinçer Sümer, romanında güzel bir kurgulama yapmıştır. Bu kurgulama içinde sevgiler, dostluklar güzel bir düzen içinde verilmiştir. Çaprajik kurgulama, dolambaçlı bir anlatım yoktur. o Dinçer Sumer, tıvdtro alanındakl ustalıflını bu kez romana taşıyor. Sümer "Bir Duş tnüydu O Izmlr'de cocukluğunun kentl Izmiri ve Izmlrlılerlanlatıyor. B İ Y 0 G R A F I kadar yalın bir anlatım diliyle ortaya konulmuştur ki olaylar ve olgular anlaşılmayacak hiçbir dolambaç yoktur. Düz, yalın bir anlatım; an duru bir dil alıp götürmektedir okuyanı. Uzun, çetrefil, karmaşık tümceler bulunmadığı gibi okurun anlayamayacağı sözcükler de kullanılmamıştır. Bu yönüyle de yaza rın iyi bir kurgucu ve anlatıcı olduğunu söyleyebilirim. Not: Roman 1950'li yılların başlarındaki bir yılda geçmektedir. O yıllarda naylon gömlekler bizde yoktu santrım (s. 13). Bu arada sanıyorum ki "Güldem'i içeri alın" kısa tümcesindeki de Perizat olacak (s. 113). Mutsuz prenses: Oiana Diana (Mutsuz Prenses) LadyColin Campbell Çeviren: Şengül Celasun Gül Ynyınları / 304 s. Jngilterc Kraliyei Ailesiyle akrabalık bağları olan yazar Lady C.olin Campbell, halen Londra'da Boadroom dergisinde çalışıyor. Campbell kitabında, ünlü prenses Diana'nın aile ve arkadaş çevresine girerek onıın yaşamı ve evliliğı hakkındaki gözlemlerini akiaııyor. Birhiyografi niteliğindeki kitap, prenses Diana'nın soyagacından başlayarak bugünkü Diana'ya kadar uzanıyor. Diana'nın gcçmıştckı ve bugünkü ilîşkilerini aynntılarıyla anlatan Campbell, gerçek Diana'yı anl.umak için masal prensesı mitini sorgulatnayı deniyor. ABD'lı psikanalist Robert Johnson'dan erkek psikolojisi üstüne bir kitap Yaşam, erkek için daha mı kolay? Erkek Psikolojisini Anlamak Robert A. Johnson / Çeviren: Kemal Kutlu / Gül Yayınlan, Ist. 1992 / 144 s. Yazar Robert A. Johnson'ındilimize "Erkek Psikolojisini Anlamak" adıyla çevrilenyapıtı psikoanalitik bir tez niteliğinde. Psikologve psikiyatrist Carl Cnibtav Jung'ın görüşlerini benimseyen Johnson ABD'de tanınan bir kişilik. îsviçre'deki Jung Enstitüsü'nde öğrenim gören Johnson kitabında, kadınların erkekleri sandıkları kadar iyi tammadıklarını belirtiyor ve şöyle diyor: "Yüzyıllar boyunca erkeklere uyum snğlama tekniğinde hatırı sayılır hünerler edindiler ama, bu onları tanıdıkları anlamına gelmez. Erkek çocukların erkekliğe geçiş sürecinde yüzlemek zorunda oldukları karmaşık çaba hakkında hiç bir fikri bulunmayan kadınlar, çoğunlukla, ya^amın erkekler için kendi yazgılarına oranla daha kolay olduğu kuruntusuna kapılırlar." Erkek çocuğun, yaşama başladığı andan itibaren, yani annesinden kendini koparıp ayırmak ve ondan örneklemeyle ya da eğitimle öğrenemeyeceği bir yaşam tarzından kendi başına deneyim kazanabilmek uğnına alması gereken uzun ve çetin yol konusunda kadınların bilgi sahibi olmadığını öne süren Johnson, Jungcu görüşün kadınla erkek arasındaki süregelen çekişmeyi uzlaştırmada uygun bir yaklaşım olduğunu belirtiyor. Jung ne dlyordu? Sigmund Freud'un asistanı olarak çalışırken, hocası ile bilinçaltı kavramı konusunda uzlaşmazlığa düşen Jung, psikonevrozda cinsel nedensellikler kuramını eleştirdi. Kişinin yakın zamanlardaki iç uzlaşmazlıklarını analiz etmenin, çocukluk dönemindekileri araştırmaktan daha yararlı ve etkin olduğunu savundıı. İnsanların içedönük ve dışadönük ruh yapılarını ayrımladı. Cinsellik içgüdüsünün (libido) tanımlanmasında, cinsel dürtülerden çok yaşama isteminin önemini vurguladı. Bilinç ve bilinçaltı arasında bir işbirliği olasığına dikkat çekti. Bilinçaltının; 1Bireyin öz bilinçaltı, 2Kalıtımı yoluyla atalarından aldığı bilinçaltı birikimi olmak üzere iki bölümden oluştuğunu öne sürdü. Bazı psikolojik genellemelere karşı çıktı. L C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 135 S A V F A 5