25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

İki kitap ve bir öykünün düşündürdükleri Şîîr,öyku ve kitaplarda konu olarak dil yazım sorunları Dil ve dildeki yanlışlar konusunda aydınlar ve gerçek anlamda okur yazarlar daha duyarlı olmak zorundadırlar.Insanların ilgisini bu konuya çekmek,,onların duyarhğını arttırmak için dildelci yanlış kullanımın giderilmesigerekiyor. GÜISÜMAKVÜ7 " Sözlerle başlar varlığın ayrıntıları Sözlerle başlar Yürümek avlanmak Tohumudur sözler yapmalarımızın etmelerimizin" diyor ozan Dağlarca son yapıtı olan Dildeki Bilgisayar kitabındaki Sözcüklerle Yaratmak şiirinin bir bölümünde. Ozan, dil konusunda son derece duyarlı ve sorumlu. Dilimize sevgi ve saygısını "Türkçem bcninı, sen bayrağım" dizesiyle en güzel biçimde dışa vurmuştur. Ozanın dil konusundaki duyarlığı sürmektedir. Son kitabı Dildeki Bilgisayar'daki şiirlerinde; dil, ses, sözcük ve sayıları konu edinmiştir. Çeşitli şiirlerinde sorular sorarak, bazen bu sorulara yanıtlar vererek dil ile insan, dil ile doğa, dil ile düşünce arasındaki ilişkileri irdelemektedir. ozan, sözcüklere, harflere, sayılara büyük bir önem vermekte, onlara oldukça geniş anlamlar yüklemektedir. " Sözcükler doğa parçalarına Benzerbenzemecesine benzerDeğiştirmek isterler doğayı Daha kalıcı olmak isterler evrenden Kideğiştirmek isterler bizi bile" dizeleriyle insanın, doğanın gelişip değişmesine koşut olarak dildeki gelişmeyi, yenileşmeyi de vurgulamakta; "Bu yazıların hepsi / Geçmişimiz geleceğimiz" dizesiyle de yazıh dilin önemine dikkat çekmektedir. Fazıl Hüsnü Dağlarca; dil, yazım, sözcükler, sayılar konusundaki görüşlerini dizelere dökerken ş.irinin estetik düzeyindert ödün vermez, bunun için gereken titizlik ve özeni clden bırakma2. Tıpkı: " Birdalımben Sözcükler yapraklarım işte Sustum mu Sallanır boşlukta dal Yapraksız"ve " Kuşdemesek Yokturkanatlannsesi Kanatdemesek Yokturkuş"dizelerindeolduğugibi. Ozan dilimize sevgiyle, umutla yaklaşmakta, bizim adımıza sorduğu sorulara yanıtlak vermektedir: " Söz nedir mi diyorsunuz Varlıklar üzre Değişe değişedir Varlıîdar üzre Başka başka görülür o örneğin Ağacın özsuyudur söz Ki çiçeğ dönüşüverir birdenbire", " Saydar nasıl oluşmuştur Yaşamaktırbu Doğadaki düzenden oluşmuştur", " Doğa oluşumundan kalmadır ses Bundan ötürü Birbirlerini çağırmasıdır bireylerin". Ozan bir şiirinde de; " Dilbirülkedir Tümceler yolları onun Sözcükler kentleri" diyor. Düşünüyorum, ozanın bunca önemsemediği, sevdiği dilimizi yeterince onemsiyor, sözcükleri doğru, yerinde kullanıyor muyuz? İnsan olarak, aydın olarak bu konuda kendimizi sorumlu sayıyor, üzerimize düşen görevleri yerine getiriyor muyuz? Televizyonlardan ülkeye yaydan o çeviri söylemini, moda sözcükleri, görevleri gereği dili iyi konuşmak zorunda olan spikerleri duydukça; gazetelerde, dergilerde, kitaplarda ve hatta ülkenin en yetkili yerlerinde oturun kişilerin konuşmalarında, sözcüklerin, yazıların arasına İngilizce ya da Fransızca sözcük sıkıştırma modasına kapıldıklarını gördükçe dilimiz adına, dilimize duyarlı kişiler adına üzüntü duyuyorum. Bu konuda aydınların, gerçek anlamda okuryazarların sorumluluk duyması gerektiğini düşünüyorum. Söylem ve yazım yanlışlarına karşı daha duyarlı olmak, insanların ilgisini bu konuya çekmek, onların duyarhğını artırmak gerektiğine inanıyorum. İşte bu yüzden sevinçle karşılıyorum dil üzerine yazılan şiir, yazı, deneme, öykü ve kitapları. özellikle de çocuklar için yazılanları. Eğitimin, alışkanlıkla rın çocuklukta daha etkin olduğunu düşünerek. Roland Topor'un ALtS HARFLER DİYARINDA adlı çocuk öyküsü bunlardan biri. Yapı Kredi Yayınları arasında çıkan kitap, Roland Topor'un çizdiği özgün resimlerle basılmış. Yazar öyküyü, Lewis Carroll'un anısına yazmış. Oyküde, Alis adlı bir küçük kız, okuduğu kitaptaki harflerin arasına giriyor. Onları tanıyor. Bu arada başkalarını da tanıyor: "Gösteri, daha başka sözcükler ve daha başka haflerle sürdü. Hepsi de aynı ölçüde güzeldi, ama, sonunda, Alis biraz yorulduğunu farketti. Salondan çıktığı sırada iki parantez arasında yürümekte olan bir M gördü. Elleri kelepçelenmişti. 'Neyaptı ki?' diyesorduhemen yanıbaşındaki bir R'ye. 'Bir imlâ hatası' karşılığını verdi beriki. ' Yargılanacak ve mahkum olacak' R gerçekten de çok korkmuş görünüyordu. 'Kim yargılayacak?' diye üsteledi Alis" Harfler korku içindeydiler. Alis sonunda M harfinin Ses Ûyumu ve îmlâ adlı iki yaşlı kadın tarafından yargılanacağını öğrendi. "Alis ürperdi. 'Zavallı M diye düşündü. 'Benim de imlâ hataları yaptığım oluyor, ama öğretmenim bunlar kadar acımasız değildir." Harfler diyarında tam bir baskı egemendi. Suçlu harfler "kürek mahkum ları gibi giyinmiş haflerin ayaklanna, kaçmalarını önlemek için demir gülleler zincirlemişlerdi." Harfler bile böyle bir baskıya dayanamazdı. Sonunda başkaldırdılar. "Ama ihtiyarlar, harflerin üzerine noktalar, virgüller, konuşma çizgileri yağdırmaya başladılar." Harflerle Ses Uyumu ve İmlâ arasındaki savaş bittiğinde ortaya çok ilginç bir durum çıkmıştı. Alis, doğrusu ne düşüneceğini bilemiyordu. Roland Topor; bu çok önemli konuyu, çok hoş bir anlatımla öyküleştirmiş, Turhan Ilgaz da aynı akıcılıkla dilimize kazanidırmış. Çocuklarla birlikte biiyükler de okumalı diye düşündüm. Ülkemizde okullardaki dilbilgisi eği timinin ne kadar yetersiz olduğunu gözönüne alırsak, bu tür öykü ve kitapların önemsenmesini de yadırgamayiz. Yazar, editör Fatih Erdoğan da bu konuyu önemseyen kişilerden biri. Kırimızı Fare dergisinin 11. sayısında yayımladığı DEDEM DE DEVELER DE DERELERDE YÜZDÜLER adlı öyküsünde yazım konusunu işlemiş. Belki hepimizin bildiği, ama uygulamada pekçok yüksek okul diplomalı kişinin bile hata yaptığı de'ler ve ki'ler öykünün konusıı. Ydzar, çocuklann seveceği bir biçemle, akıcı ve esprili bir anlatımla yazmış öyküsünü. İşte öyküden birkaç cümle: "Tbai ki birlikte gezer develer, ama her ne kadar birlikte gezerse de devler, ayrı yazılır bazı de'ler ve ki'ler. Bunu devler bile bilirler.", "Ama..." dedi dedem. "Heryerdeayrı yazılrnaz ki bütiin de'ler ve ki'ler. Hani bitişik yazılanlar neredeler?" öykü bu anlatımla sürüp gidiyor. Yazar özellikle bitişik ve ayrı yazılan de'ler ve ki'lerle ilgili sözcükleri kullan mış sık sık, tekerlcme söyleminden de yararlanarak. Öyküde ayrıca bilerek dört yazım yanlışı yapılmış. Yazar, çocukları da öykünün içine kadarak onlardan bu yazım yanlışlarını bulup dergiye göndermeleri istemiş öykünün sonunda. Çocukların bu konuda da büyüklerden daha duyarlı olacağına ve dergiyeyazacağına inanıyorum. Dileğim, Fatih Eridoğan'ın öyküsünü anlatmanın yanısıra resanıini de çizdiği dedenin, yazım ve dil konularım içeren başka serüvenler yaşaması. Dileğim, bu tür yapıtların artması ve gerek televizyonlarda gerekse yazılı basında alıp başını giden in'li, out'lu, beş gibi'li üzgünüm'lü söylemlerin son bıılması ve her geçen gün daha çok sayıda insanın yürekten ve inanarak "Türkçem benim, ses bayrağım" diyebilmesi... C UM HURIY ET KIT A P SA Y I 1 3t S A Y F A 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear