22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bireyin kendi içinde özgürleşmesine değinen öyküler Yaratıcı anlatıcı Ey Karanhk Güneş / Muzaffer İlhan Erdost / Öyküler / Onur Yayınları Ankara, Ekim 1990 / 88 s. / 6.000 TL CKKKodNo:087. 116 VECİHİ TİMUROCLU Muzaifer İlhan Hrdosr'un ilk KARANI.IK MAVI öyküleri, Seçilmiş Hikâyeler'de çıktı. 1952de yayımlamaya başladığı öyküleri, sanat çevrelerinde büyük bir ilgiyle karşılanrnıştı. Muzaffer'in ilk öykülerinde bile belirgin bir ustalık görülür. Sanatta ustalık, sanıldığı gibi bir sanatçının tek başına kotardığı bir nitelik değildir. Ustalık, yüzyıllar boyu, toplumda, u konuda verilmiş birçok uğraşın sonucudur. İlk yapıtlarını vermeden önce verilmib, uğraşları iyice incelcyen, o dalda, tüm dünyada verilmiş ürünleri iyice özümseyen biri, ilk yapıtlarında da olgundur. Ustalık, giderek kendisinden sonrakilere örnek olabilecek biçimde gelişir, çok özgün bir nitelik kazanır. Bir sanatçı, özellikle büyük bir yetenek, kendisinden önceki birikimlere sırt çevirmez. Molier'in, "KuUanabileceğim her şeyi, nerede görürsem, kimde E f i İ T İ M E Y A J D I M C I K İ T A P L A R Altın Kitaplar Yayıncvı, "Eğitime Yardımcı Kitaplar" adıyla yenı bir diziye başjadı. Dızıdc ycr alacak kitapların öntelikle oğretmen ve öğrencilere seslenınesi öngöriiliiyor. Öğrenım vc öğretımc yararlı bircr ba^vuru kitabı, birer kaynak ya da kılavu/. kitap olnıası düşünülen yapitların yalnızca bu lşjevle sınırlı kalmaması, incelemecı ve edebiyat tarihçilcri ile kultür ve sanat meraklısı okurlarn, da yararlı olnıası amaçlanıyor Yayınevi yetkılileri , "Eğitime Yardımcı Kitaplar"ın çeşitli alanları ve türleri kapsayacağım, ölmüj ya/arların yanr sıra yaşayan değerli yazar ve şaırlerın monografilcrinın de dizide yer alacağını beliniyorlar. Yonetınenliğini elejtirmen ve •ıraştn nıacı Asım Bezirci nin vaptığı dıziden 5u anda pıyasaya çıkan kıtaplan şunlar: Orhan Veli (Asım Bezirci), Salâh liirsel (Mu/ailer Uygııner), Naınık Kemal (Şiikran Kurdakul), Fuzuli (Ccmıl Yencr), Yunus Emrc (Menıet Fual) Di/Cİ i(,intle onumü/.deki hahalarda yayımlanması düşünülen kitaplar ise şunlar: Sait Faik (Ahmct Mıskioğlu), AbdülhakHâmit(Asım Bezirci), Cahit Külebi (Mu/atrer Uyguner), Reşat Nuri Giintekin ( Olcav Onertoy), Yaşar KemaK Feridun Anda(,), Oktay Akbal (Aiim Be/irci). Oğrenci ve öğretmemere bulursam alırım" sözü, bu söylediklerimin ka nıtıdır. Molier, Batı toplumlarındaki dramatik kalıtların birçok değerlerini yadsımıştır, anıa yine de sanatsal gelenegin büyük izlerinin süinmemesini istemiştir. Sözü, Muzaffer İlhan Erdost'un öykiilerine getirmek ibtiyorıım. Muzafter, yaşamla gelenek arasındaki bağıntıyı nasıl kuruyor? Muzaffer, kendi yazınımızın büyük gelenekleriyle göbek bağı kurmuyor. Ama cılız da değil. Cumhuriyetle birlikte özleşen Türkçenin yaratıcı etkisiyle doğmuş, Latin ekininden (kültür) yaMuzaffer İlhan Erdost öykülerini 1952 vana yayımlıyor Erdost yenı yapıtı "Ey rarlanarak oluşmuş ye vı Cunes"te yasamla gelenek arasındakiyılından bu yenl duzyazı geleneğinden yararlanarakKaranhk Mabağlantıyı kuruvor ni düzyazı geleneğinden besleniyor. Ama Mercümek Ahmet'in anlatı bu işaretler sistemidir. Güzellik bilimcileri, buna, biçemini iyice özümsediği de gözden kaçmıyor. "sanatsal kod" diyorlar. Müziğin, resmin, heykelin, Marksçı ögeleri, yer yer Camus'nün tiksinti, Sart dansın, kısaca her sanatsal eylemin ayrı bir bildirim re'ın bulantı, Kafka'nın bunalım estetikleriyle yordamı vardır. Resim, renklerin dilini kullanıyor. yansıtıyor. Marksçı yazarların, 20. vüzyılda seçtikleri Şiirin ve anlatının dili sözdür Mallarme, şiirin söztoplumcu gerçekçi estetleri kullanmıyor. Ey Karan cüklerle yazıldığını söylemişse de sözcük tek başına lık Mavi Güneş'teki öyküleri incelediğimizde, bu ni soyut anlamı yaratâmıyor, bir bildirimde bulunamıtelikleri gtirürüz. Böcekleme'de, toplıımun derin yor. Sözcükler, salt bir nesneyi ya da bir davranış biçilerine işlemiş çürümenin bireyde yarattığı bulantıyı mini, bir devinimi anlatmaya yarayabiliyor, ama düve tiksintiyi, "bilmeliğin derinindc, diplikte, bilincin şünceyi yansıtmıyor. buyruğuna, buyurganlığina karşın, bilgicikler" ve Ancak söz (sözcük dizini, anlamlı sözcük dizini), "durdurulamayan bir devingenlikle" yeni bileşimlemaddeleşmiş düşünceyi yansıtabilir, başka bir deyişre ulaştınr. Bireyin kendi içinde özgürleşmesine katle kodlayabilir. Evrenin ve tarihsel olanın, insan için, kıda bulunur. Birey "kendi içliği"nde, ayrı ve farklı şiirsel ve düşünsel algılamşı, entelektüel kuramsal bilşeyler düşleyerek, konıışıılandan ayrılır, ba^ka düşlegiden çok daha karmaşıktır. Bu karmaşıklığı yansıtarin ardına takılır. îşte bu noktada, dış dünyadan algıbilmek için, sanatın sessel, renksel, yontusal ve sözsel ladıkJarını bilincinin bir yerinde biriktirir. "İçlik" dedillere gereksinimi vardır. Çünkü sanatsal bildirim, diği budur Muzatfer'in. Dış dünyadan algıladıklaçok katmanlıdır. Muzaffer'in öykülerinde, bu bilrımızın biriktiği yerdir. Bunlar, yeniden dısa çıkandirimi yapacak imgesel yapı, yansıtmanın içerikle balırken dağınık biçimde iletişim kanalına sokulur. Duğıntısı, kuramsal ve dilbilgisel rahatlık, geniş çapta yulabilire dönüşüne değin, içlikte durur algıiadıklarıdeğişkenlik, gerçekten mükemmel. Beşeri değer alamız. İletilirken, "uzlaşmaz karşıtlar"la birlikte yeninının Marksçı modellendirilmesinin, yönlendirilmiş den oluşur, yeniden bileşir. "Kıyıda Düş"te, kimlikbildirimin özgün bir dilidir bu öyküler. örneğin, Atın siz ve kirli bir kalıtın "iç bulantısı"nı anlatırken de Yeri Dar'da, toplumsal olarak belirleyici etkenlerle, birden "dil sorunsaF'ına değinir. Yine, diyalektik çöiçkin (salt bilinçte var olan) etkenlerin birbirine dolazüm yollarını gösterir. Başarılı Bir întihar Deneyi böşık etkileri, çok açık biçimde görülüyor. Tüm öykülelümündeki beş öyküde de "bunalım" durumlarını işrinde, sanatsal yaratım, sanatsal algılama, sanatsal yeler. Bütün bu öykülerde, cumhuriyetin geliştirdiği tişim, sanatsal eleştiri, toplumsal ereklerle belirlenTürkçenin özgün anlatımından yararlanıyor. Ozgün miştir. Ortaya koyduğu değerlerle, öykümüzde, yeni ve ulıısal bir gelenegin yaratıcıları arasında yer alıyor. bir beğeni düzeyi, yeni sanatsal gereksinimler geliştiHer şeyden önce sanatın bir dilinin olduğunu bili riyor. Ekinsel olarak yarattığı tüm değerler, kendiliyor. Sanatta dil, hiçbir zaman, günlük konuşma dili ğinden sanatsal eyleme, daha önemlisi sanatsal ekine mizde amaçladığımız anlaşma aracı değildir. Sanatçı, dönüşmüş. Her öyküsü, ister yaratılmış olsun, ister soyutu aktarabilmek için özgün bir işaretler sistemi, örünlenmis, olsun, sanatdışı ve sanatsal tüm gereçleözgün bir anlatım yordamı geliştirir. Sanat dili, işte rin örgensel birliğini koruyor. D S A Y F A 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 62
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear