25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Collıngux)od kitabında tarih üstüne düşünmenin önemini vurguluyor 'Önkosul tarihi anlamaktır' DOfiAN ÖZLEM TarihTasarımı / Robin G. Collingvvood Çeviren: Kurtuluş Dinçer / Ara Yayıncılık İst. 1990 / 322 S./20.000 TL./ CKK Kod No: 308.062 Tarih fclsefesi gibı bir tcrimin ve bu te; ımle anılan bir felsete disipli ninin ortaya çıkışına, ancak 18. yüzyıl ortalarında rastlanıt. Bu yeni telsefe disiplininin gelişımi öylesıne hızlı ve güçlü olmuştur ki bazı felsere tarihçileri, özellikle 19. yüzyılı "tarih yüzyılı" olarak adlandırmıs,lardır. Ne var ki tarihe karşı özellikle 19. yüzyllda karşılaştığımız bu voğun ilgiylc oranlanamayacak olsa bile, tarihin bir felseli dıışünlcmenin (refleksivonıın) kontısu olmasına NE O K U V O R L A R T (Muzısven) ihdemir Erdoğan Nâzım Hikmet'in "Memlekctimden lnsan Manzaralan" nı yeniden ukudutn. Şu sırada da, Doğan Avcıoğlu'nun "Türlder'in Tarihi"ni okuyorum. Antikçağ dan beri rastlanır. Örneğin Grek kosmolojisı, Greklerin tarih anlayışlarını da önük olarak ıçerır. Evrene düzenini veren yasa ve aynı /anıanda evrendekı akıl olarak logos, aynı evreni değişmez, kalıcı bir düzenlilik alanı, yani kosmos kılıyordu. Kosmoloji, evrenin değişmez, ezeliedebi anlamda yasalı ve mantıksal yapısının açıklanması (daha da doğrusu; açımlanması) giriş,iminden ibarettı. Böyle bir kosnıolojinin, evreni, değijmez, genelgeçer yasaların bclırlenımındc hep aynı $ckildc devincn döngüsel bir evren olarak kavrayacağı açıktır. Öyleyse, insanların ve toplumların geçmışi olarak tarih de aynı döngüsellikten payıııı alacaktır. Buna karjılık Ortaçağ, özellilde Augustinus'la bırlikte, doğa ıle tarihi belli ölçülerde birbırinden ayıracak ve tarilıte, Hırisıiyan inancına uygun olarak, yaratılıştan kıyamete kadar uzanan çizgisel bir gelişim görecektir. Bu çizgizel tarih anlayı^ı, 18. yüzyılın Aydınlanmacı dünya görüşüne sinmiş olan ilerleme düşüncesiyle pek uyuşmuştur. Örneğin IV. yüzyılda Hegel'in tarih felsetesi, Hıristiyanlığın çizgisel tarih anlavışının lelsefi söylem ıçerisıne taşınıp yetkınleştırılmesinın doruktaki örneğıni oluşturnuıştur. Daha da ilginci, Comte gibi Hıristiyanlık dışı bir yeni dünya dinı projesinden veya Marx gibi dini dışlayan bir öğretiden hareket etmiş olanlar bile, kendi tarih felsefelerinde, Hıristiyanlığın kalıtı olan bu çizgisel tarih anlayışından yola koyulmusjardır. Geçen yü/yılda özellikle Hegel, Comte ve Marx tarafından geliştırilmiş en etkili tarih telselelerinin öbur önemli karakteristigi ise bunların tarihin bütününü açıklamak isteyen bütüncü/ sistemci lelseleler olnıalarıdır. Felsetede bir bütünca'sistemci eğilim kadar septik/ cleştirel bir eğilim de olduğu ve bu ikincı eğilimirı bütüncü/.sistemcı eğilimle ortaya konulmu^ düşünce binaları karşısında olumsuz, hatta yıkıcı eleştirilerle kcndisini göslerdiği bilinen bir ^eydir Bütüncii/sistemci (arih lelsefele ri ıçın de böyle olmuştur ve bu tür tarih felsefelerınin olabıÜıiiğini yadsıyan, bunları kötü anlamda "spekülasyon sayan filozoflar, özellikle geçen vüzyılın sonu ıle bu yüzyılın ilk yarısını içine alaıı bir dönemde, "tarihsel bilginin olanaklılığı' sorununj ele alnıışlardır. Bu çabalar sonucu, tarih ve toplum bilimlerinin metodolojisine ağırlık veren ve bu nedenle kendısini bir "sosyal bi'imler felsefesi" olarak da anlayan bir ikınci tarih lelseiesi geleneği ortaya çıkmışlır. Oroysen, Dilthey, "^ickert, Max Weber, Croce, Co\lingwood, Popper gibi adları, bu ikincı peleııek içerisinde değişik yönelinıleri lenısil eden lilozoHar olarak görüyoruz. Böylece, tarih ielsetesının 250 yılı bulan tarihi içerisinde, bu tertmden ikı larklı şeyı anlayan iki ayrı gelenekten böz etmek ulanaklıdır 1 Tarihin bütününü açıklamayı heder cdınmij bütüncü/sistemcı tarih fclsefesi, 2. Tarihe vc toplunıa ilişkin bilgimizın epistemolojik kaynağını, değerinı ve sınırlarını ortaya koymayı hedefleyen, özellikle tarih biliminin metodolojisine yönelen antisistemci bir tarih telsetesi. Yüzyılımızın ilk yarısımn önemli tarih filozoflarından R. C>. Collingwood (18891943), yukarıda anılan geleneklerden ikincısi içinde yer alır ve felsefe tarihinde Croce ile birlikte anılır. Başyapıtı olan Tarih Tasarımı, bu nedenle, bütüncü/sistemcı tarih feisetelerınin yoğun bir eleştirisini vc tarih biliminin bir epistemolojisini birlikte içerir. ( A)llingwood, kitabının "Gıriş" bölümünde önce "tarih k'lsefesi" ile "tarih bilimi" kavramlarından ne anladığını belirlıyor. l . , 2 . v e i bölümler, tarih biliminin felsefi açıdanyazılmışbırgeliiinı tarihi olarak okunabilir. 1. Bölümde Herodot lan I'aeıtus'a kadar YunanRoma tarihçilığıclealınmı^, 2. Bölum, Hırıstiyanlıkla bırlikte tarih yazımında ortava çıkan dönüşüme, Yenıçağ başlarındaki Descarlesçı ctkılerc ayrılmış. Bu boluıııde. Locke, Hume ^ıbı Hegel (ustte), Comte ve Marksın tarih felsefelerınin en Önemli özelliğı tarihin butununu açıklamak Istemeleridir empirist filozofların geliştirmek istedikleri "insan doğasının bilinıi'nin bir eleştirisi yapılıyor. 3. Bölüm, bütüncü/ sistemci tarih felsefelerinın tanıtımına ve eleştirisine yer veriyor. Burada romantiklerin, Alman idcalizminin, Comte'un (pozitivizmin) ve Marx'ın tarih felsefelcri, "bilimsel tarih'e geçiş açısıhdan değerlendiriliyor. 4. Bölümde, ikinci gelenek içerisinde yer alan tilozofların görüjleri işle niyor ve bu filozoflar ülke bazında (tngiltere: Bradlcy, Bury, Oakeshut, Toynbee; Almanya: Windelband, Rickcrt, Simmcl, Dilthey, Meyer, Spengler; Fransa: Revaisson, Lachelier, Bergson; ltalya: Croce) tanılılıp •'leşliriliyor. Anılan tüm bu bölümleri, topluca, "tarih felsefelerınin eleştirel tarihi" olarak adlandırmakdaolanaklıdıı Kitabın son vc 4. Bölümü, Collingwood'un ikincı gelenek içerisinde yer alan kendi tarih lelselesınin bir serirnlenişidir. Collingwood burada "zihın bilgisi olarak tarih", "tarihsel imgelem", "tarihsel kanıt", "tarih ve özgürlük", "tarilısel düşünme" gibı başlıklar altında, "tarih" denilen alanın özgüllüğünü vurguluyor ve bu özgüllüğü gözetecek bir tarih biliminin olanaklılığını irdeleyip tartışıyor. Collingwood'a göre tarih, insanların amaçlı ve niyetli, bu demektır ki düşünceye dayalı yapıp etmelerinin alanıdır ve bu nedenle Dilthey, Rickcrt ve Max Weber'in vurguladıkları gibi pozitivistlerin savundıığu tüıden bir bilim modeline göre ele alınamaz. Tarihi kavramamn yolu, tarihsel yapıp etmelerin ardındaki diişünceyi anlamaktan geçer. Dilthey 'ın tarih ve toplum bilımlerı (Dilthey'ın verdiği adla: "Tin bilimlcri") için ısrarla savunduğu anlama yönteminin işlevi de burada ortaya çıkar. Tarihçinin atacağı ilk adım, düşünce ile tarihsel olay arasındaki bağmtıya(arihteki düşünce'ye yönelmek olacaktır. Ancak tarihçinin böyle bir yönelim için, ilgüi tarihsel olayı zihründe kurması, imgeleminde yeniden canlandırması, kısacası (arihi düşüncesinde bir kez daha inşa eımesi gerekir. O ancak zihninde ve imgeleminde kurduğu bir tasarım altında, düşüncctarih bağıntısı kurabilir vc bize bir yorum sunabilir. Bu, bana göre tarihin her zaman tarihçinin düjüncesindeki tarih, düşüncedeki tarih olmasıdır. Tarihçi, tarihteki diişünceyi düşüncedeki tarihe göre yorumlayan kişidir. Tarih üstüne düşünmek sadece teorik/entelektüel bir gcreksinimin ürünü dcğildir. Tarih, insan olarak kendımizin yaratıp içinde yer aldığımız bize ait ve tam da bu anlamda özgül bir alandır. Tarihi anlamak, kendimizı (birey ve toplum olarak) anlamanın Ve aşmanın en önemli koşullarından birisidır. Dolayısıyla tarih üstüne düşünmek, pratikyyaşanısal bir gereksınimin de urünüdür. Kurtuluş Dinçer'in dıkkatlı ve akıcı çevırısiylp Türkçeye kazandırılnıış olan Tarih Tasarımı, bu çill vuzlü gereksininıin yüzvılımızdakı önemli ürünlerınden bırısıdır D Ferlde Çiçekoğlu < Jale Sancak ın "Aynadaki Yüzler" ini okuyorum. Kandemlr Konduk (Oyun yazarı) F.mre Kongar'ın "Hocaefcndinin Sandukası" çok ilginç bir kitap. Ayrıca, Orhan Paıııuk un "Kara Kitap" ını ve Tennessee Williams'ın "Yaz ve Duman" ını çok sevdim. Adalet Ağaoğlu'nun "Ruh Üşümesi" ne yeni başladım. . J t İ 8 PlPİS ( Bogaziçi Üniversitesi öğretim Üyesı) Mina Urgan'ın "tngiliz Edebiyatı Tarihi" nin üçüncü cildini, Metin Kaçan'ın "Ağır Roman" ını, Fatih Özgüven'in "Esrarengiz Bay Kartaloğlu" adlı yapıtını ve bir de Mitos Yayınları arasında çıkan "Lokantamızda Prens ve Prensesler Daima Taze vc Bol Masal Sosu tle Sunulur" adlı kitabı okudum. C U M H U R I Y E T KİTAP S AY I 5 8 S A Y F A 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear