25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CARRIERE MAHABIIARATA"YlSAHNEYE UYARLAMIŞ, OYUN 1985 YILIAV1GNON FESTİVAÜNDE BAŞARl KA/.ANMIŞTI. G i ÇMI 5 I N GE L EC E M Kamil ve Sait Paşa'nın anıları Kamil Paşa'nın Anıları / Yayına hazırlayan: Gül Çağalı Güven /Arba Yayınları, 1991. MELİN CEVIET JHMJIV Elimizdeki kitap, gerçekte bu iki paşanın, bu iki Abdülhamid sadrıâzamının anılarını içermektedir. Kapakta yalnızca Kâmil Paşa adının bulunması okuru şaşırtmamah. Kâmil Paşa'nın basılı anılarını okuyan Sait Paşa, kendi anılarının basılmasını beklemeden, Kâmil Paşa'nın anılarındaki kendisini ilgilendiren kinıi anhıtılara vakil geçirmeksizin yanıt vermek zorununu duymuştur. Böyle olması okur açısından daha heyecan vericidir kuşkıısuz. Sık sık birbirinin ycrinı alan bu iki iinlü devlet adamı dost değildiler elbette. İşte onların arasındaki çckişmeyi "Hatıralarıma başvurulursa ne bu kitap çok güzel goz önüne koyııyor. Ben okıırlarıma bu kitaptan bir bölümü, zaman sokağa Sait Paşa'nın Saray'da hapsedilmesine çıksam takibe ilişkin olan bölümü aktarmak istiyorum. Sait Paşa şöyle anlatıyor: uğradığım "Hatıralarıma başvurulursa ne zaman öğrenilir." sokağa çıksam takibe uğradığım öğrenilir. Bu hal oldukça eskiyse de sonraları da ziyaretçilerin evime girmeleri engellenmeye çalışıldı. Ilatta bir gün Rusya Sefiri beni görmeye gelmişti. Hane kapibindan içeri girdikten sonra mahut polisler görüşmenin yasak olduğunu söyleyerck sefiri bile dışarı çıkardılar. Meğer bu cesareti Hakanı Sabık'ın (II. Abdülhamid. Ben ekledim M.C.A.) aklına Kâmil Paşa taraiından sokulan iikirlcrdcn kaynaklanmış. Bıııuı da bu kez hatırattanöğrendım. Hatıratın 170. sayfasındaki maddeninse bana da zararı dokunııyor. 'Hükümetin değişmesi sonucu kindar kişiler amaçlarına ulaşmışlarsa da bir süre bunların iftiralarından da kurtıılamayacağım açıkrır. Bıı nedenle, izin verilirse, Sarayı hümayunun bir köşesindt vcyahut Akkâ'daki çittliğimde kalma ricasında bulunmuştum... ilah." 17 Sefer 309 tarihli bu arızada, saltanata yaklaşma amacı uğruna böyle yalvarıp yakarması ü/erine Başkitabet'ten Kâmil Paşa'ya yazılan tezkirede ise, 'Sarayı Hünıayunda bir oda tahsisi hakkındaki isteğimiz, burada iradei seniyeye gerek olmadan yükümlü olarak çağırılanlar vc saltanata yaptıkları hizmet sonucu taltif ve ikram için çağırılanlar olup, Sarayı Hümayunda haşka şekilde kimsenin çağırılmasımn emsali olmadığından..." denilmiş. Hakanı Sabık'ın cevabı Kâmil Paşa'nın arizasındaki dile göre çok daha makuldür. Ancak, bu düşünccde sebat etmemiş ve daha sonra beni Saray'da haps etmişti. Bu hareketi, eski bir kinin sonucu olduğu kadar, Kâmil Paşa'nın buna benzer isteklerinin verdiği cesaretin de ürünüymüş, Sadarete ulaşan bir kişı her ne sebeple olursa olsun, Saray'da kendisine bir oda ayrılmasını nimet bilir ve hatta onu bizzat talep ederse, benzerlerinin bu tür muameleye uğramasına zemin hazırlaınış demektir. Hatıratın son saylasında Kâmil Paşa, Kanunu Esasi'nin ilanından sonra sadarette bulunan Sait Paşa'ya hasbelkader yine halef olınam, ikinci ciltte ayrıntılarıyle anlatılacaktır' diyor... Son olarak şunu belirtmeliyim ki Kâmil Paşa'yı endişelendiren memleketin manzarası Mısır ve Doğu Rumeli meseleleri de bunlar arasındadır kendi döneminde izlenen siyasi çizginin ürünüdür.' Bir dönemin bu iki rakıp politıkacısı arasında gcçcn tartışmalar ilgirıç olduğu kadar öğretici de. Tarihçiler için önemli bir kaynak. D Her sey diinya imparatorluğu icin Mahabharata / Jean Claude Carriere Çeviren: Nâzım Aslan / Can Yayinları, İst. 1991 / 252 s. / 21.000 TL. / CKK Kod No: 021. 522 Ünlü Fransız tiyatro ve senaryo yazarı JeanClaude Carriere'in yazdığı, büyük Hint destanı Mahabharata'nın romanı ülkemizde de yayımlandı. Jean Claude Carriere daha önce Mahabharata'yı tiyatro oyununa dönüştürmüş, oyun Avignon festivalinde sahnelenmişti. Elliden fazla senaryo yazan, senaryoları Bunuel ve Wajda gibi yönetmenler tarafından da filme alınan sanatçı, Mahabharata üstüne on yıldan fada bir süre çalışmış. Tamamı încil'den 5 kat daha uzunlukta bir şiir olan Mahabharata, Hint dilleridışında ancak 1900 dolaylarında yayımlanmış. Carriere, UNESCO "Görüş" dergisinde de yayımlanan söyleşisinde Mahabharata ile tanışmasının öyküsünü anlatıyor. 1985'te sizin bu şiirden yaptığınız sahne uyarlaması Pcter Brook tarafından sahneye konuldu. Evet, bu tarihte Avignon Festivali'nde Mahabharata oyunu gün ışığına çıktı. Oyun dokuz saat sürüyordu. Bazen üç gece üstüste oynanıyor, bazen de aralıksız olarak bütün bir gün ya da bütün bir gece boyunca sergileniyordu. On altı ayrı ulustan oluşan, yirmi beş kişilik oyuncu kadrosu, kesintisiz olarak oynamayı yeğliyordu.Sanskrit dilinde "Maha", büyük, tüm anlamına gelir. "Bharata" ise önce efsane konusu bir bilgenin, sonra da bir ailenin adıdır. Şiirin başlığı Bharatalar'ın Büyük öyküsü olarak algılanabilir. Ama Bharata sözcüğünün genişletilmiş anlamının Hintli ve genel olarak da insan demek olduğunu da dikkate alınca "Insanlığın Büyük Tarihi" demek daha doğruolur. Gerçekten de "bu büyük şiir", beş erkek kardeşten oluşan Pandavaslar ile akrabaları yüz kişilik Kauravaslar arasındaki uzun ve şiddetli çatışmaları konu edinir. Dünya imparatorluğu konusunda çıkan bu aile çatışması, bütün insanhğın yazgısını gündeme getiren büyük bir savaşla sonuçlanır. ~ Böyle bir çalışmaya girişmeye nasıl cesaret ettiniz? ö n c e metnin tütnünü mü okudunuz? îngilizce mi yoksa Sanskritçe metni mi okudunuz? Sanskritce uzmanı Philippe Lavastine ile bir rastlantı sonucu tanıştım. Bir akşam benimle Peter Brook'u evine davet etti. Canlı ve neşeli anlatımıyla bize Mahabharata'dan söz etti. Haftada bir ya da iki gece birlikte oluyorduk ve Lavastine bize şiiri anlatıyordu. Daha sonra tek başıma Lavastine'e gitmeye ve notlar almaya başladım. Dört beş ay kadar sonra, yapıtın tümünü değerlendirmeye başladım. Olağanüstü karmaşıklığını, ancak Shakespeare'in yapıtlarıyla karşılaştırılabilecek karmaşıklığını sezdim. Sonra çalışmaya koyuldunuz herhalde!.. Hazırlık dönemi 1974'ten 1985'e kadar tamon bir yıl sürdü. Bir yandan tiyatroda ve sinemada başka işler yaparken, bir yandan da tek başımıza ya da bir arada Mahabharata üzerineçalışıyorduk. Yazmaya başladığınızda, şiiri başından mı ele aldınız? Hayır kimi sahneleri yazabilmek için, aralardan girdim. Mahabharata'da vazgeçilmez sahneler var dır. Bunları sahneye dönüştürmck için dramatik du rumlar yaratmak, yeni kişiler katmak, bunların bü tünle uyumlu olup olmadıklarına bakmak gerekiyordu. Oyundaki sahnelerin aşağı yukarı üçte biri şiirde bulunmayan sahnelerdir. D HİNT DESTANl'MAHAliHARATA" NIN ROMANI TÜRKÇEYE ÇEVRİLDİ C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 8 6 S A Y F A S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear