Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ların da özlemini duyan bir kahraman. Şarkıları ve müziği de "kadınca" buluyor Conan; onların insanları yanılttığını, uyuşturduğunu düşünüyor. Ama güzel sesler karşısında etkilendiğıni de gizleyemiyor. Howard'ın prototipi, biraz da "Batı uygarhğının reddi". Conan'ın gezdiği "uygar" kentlerde, yaşama sözümona verilen onca değere karşın çizilen kuralların dışındaki insanların tereddütsüz dışlanması, hatta çoğu kez "uygarca" öldürülmesi, Batı "uygarlığı"ndaki ahlâki değerler sisteminin çarpıcı bir karikatürü. "Uygar" toplumdan sofistike yaşamı ve "ulvi" değerleri çıkardığınızda, "saf' barbarlıkla yüz yüze geliyorsunuz (Zaten her şey karşıtına dönüşmez mi?). Conan, bu resim içinde daha doğal ve dolaysız olan bir yaşam biçimini seçiyor: Barbarlığı. Eğer sonuçta her ş,ey "bilek gücü" ve gizli ya da açık şiddetin egemenliğindeyse, şarkılar, kitaplar ve söylevlerle örtülen "uygarhğa" niçin teslim olsun ki Barbar, öyle değil mi? Tannlar, büyucüler, bo$ Inançlar Barbar yaşamının doğası, uygar insanların uzun yıllar sonucu düşünüp taşınıp planlayacakları "tek tanrı" sistemine gayet radikal biçimde ters düşüyor. Zatcn Robert Howard'ın kurguladığı "Hiborya çağı"nda da tek tanrılı dınlere ya da ahlak anlayışına pek yer yok. Ama Conan'ın yaşadığı dönemin değişik toplumlarında, değişik tannlar baskın çıkiyor. Bunları belirlerken Robert Howard yine tarihtcn ve klasik mitolojiden fazla uzaklaşmamaya gayrct göitermiş ama, kendi düşgücünün olanaklarını kullanmayı da ihmaî etmemiş. Conan'daki teolojik yapıyı, Conan'ın inanışları ve karşılaştığı toplumların inanışları olarak ayırmak pek hatalı olmayacak. Kimi zaman bunlar iç içe geçse de Howard'ın Conan için çizdiği profil, kurumsallaşmış dinleri belirgin biçimde yadsıdığından, Barbar'ın "uygar" dinler ile ayrılığını yine de yakalamak mümkün. Mezopotamya mitolojisi, Howard'ın Conan öyküsündeki "diyanet ijleri" çözümlemesine temel oluşturmuş. Barbar'ın gezdiği kentlerin çoğunda, bilinen en eski dini kişiliklerden Ishtar'ın tanındığını görüyoruz. Ortadoğu'da izine rastlanan ve Babil mitolojisinde netleşen Ishtar, verimlilik ve bereketin tanrıçası. Kılıcın bu "çok erken neolitik" dönemindeki iistiinlüğü dikkate alınınca, tarımla doğrudan ilgili bir tanrıçanın Conan'ın gündelik hayatını tazla etkılemeyeceğini görmek mümkün. Gezdiği kentlerin "yerleşik" insanlarının aksine, Conan "toprağa bağlılığı" simgeleyen Ishtar ile fazla muhatap olmuyor. Ote yandan Ishtar'ı Howard'ın on iki bin yıl öncesindeki kurgusuna taşıması, Erich Von Daniken ve diğer "Tanrıların Arabaları" taraftarlarının, bilinen anlamda tek tanrılı bir dine sahip olmayan Atlantislilerin "uzaylı ziyaretçilere" bağlı mitolojilerinin, uygarlığın beşiği Mezopotamya'ya taşınmış olduğu varsayımlannı da destekliyor. Ne var ki bilinen tek kayıp kıta Atlantis değil. Bir zamanlar Pasifik ükyanusu'nda bulunduğu ve Atlantis ile aynı zamanlarda aynı yazgıyı (muhtemelen jeolojik bir devinim sonucu) paylaştığı varsayılan Mu da spekülasyonlara çok açık verilerle tanımlanıyor. Mu, Atlantis kadar popüler değil belki; ama Howard'ı belli oranda etkilediği de açık. "Hiborya çağı" mitolojisinde rastladığımız Mitra, belki de Pasifik'ten Güney Asya'ya, oradan da Mezopotamya'ya tasınmış bir kültür izlerinden biri. Conan'ın döneminde etkinliğini koruyan ünlü Mitra, bizim yalnızca eski Hintİran kökenli olduğunu bildiğimiz bir GüneşAdalet ve Işık Tanrısı. Asya kökenli bu tanrı, İsa'nın doğumundan bin beş yüz yıl önce Mezopotamya'ya, oradan da Yunan ve Roma mitolojilerine sızan etkilere sahip. Tek tanrılı dinlere rağmen uzun süre varlığını koruyan, güçlü tanrı Mitra, acaba "dıs ziyaretlerin" etkilediği Mu kıtasından mı AsS A Y F A 1 • Conan, özellikte 80'II yıllann ortalannda lylce popüler oldu, beyazperdeye aktarıldı. öyle görunüyor kl bugune deflın, çoflu çızgı katıramanının saOlayamadığı yoflun etkiyi Conan buyük bir rahatlıkla sağlamış. ya'ya ve oradan da Batı uygarhğına taşındı? Bunu tabii ki bilemiyoruz ama; Howard'ın Barbar Conan'ı nedense ona pek saygı duyuyor ve pek korkuyor. Mısır mitolojisindn izler de Conan'ın dini yaşamında etkili. Bereket Tanrıçası Ishtar'a ve Adalet Tanrısı Mitra'ya karşı, kötülük ve ölümün simgesi "yılan tann" Seth, öykülerde sık sık karşımıza çıkıyor. Mısır'ın çok tanrılı dini yaşamında Osiris'in düşmanı olarak beliren ve sonunda onu öldürmeyı başaran kötü Seth, kendi rahipleri, kendi büyücüleri ve kcndi canavarlarıyla dünyevi yaşamın bir bölümü üzerindeki etkisini "Hiborya çağı"nda koruyor. Conan, Seth Ve onun "uşaklan"ndan hayli tedirgin; ama büyücülerden ve kötü tanrılardan tüm bilinçaltı korkusuna karşın, "çelik" ile büyüye karşı durmaktan da vazgeçmiyor. Kılıcım çoğu kez büyücülere ve onların üzerine saldığı ürkünç yaratıklara karşı kullanırken hiçbir mitolojide izine rastlamadığımız, muhtemelen Robert Howard'ın kurguladığı "asli" tanrısına sığınıyor: İyiliğin, doğruluğun ve cesaretin simgesi "Crom"a. Barbarların "batd inanç" saplantısı doğrultusunda, Conan'ın hemen her serüveninde bfr büyücü, bir "Şeth uşağı" ya da bir canavarla karşılaşıyoruz. Ama buna karşın tek tanrılı dinlerin varolmamasının sağladığı gözle görülür bir fark da var Hiborya çağında: Ozgür aşk. Dini ya da ahlaki hiçbir kuralın sınırlamadığı cinsellik güdüsü, Conan'ın yaşadığı varsayılan o mutlu Hiborya çağında, kadın ile erkek arasında olabilecek hiçbir "günah"ı da tanımıyor. Günahsız, haramsız, türbansız bir dünya. Galiba Hiborya çağının kulağa en hoş gelen yanı bu. FntezMan çizgl romana Şimdi biraz da aktüalite: Howard'ın bilerek ya da bilmeyerek büyük bir iç tutarhlıkla oluşturduğu Conan'ın serüveni, önce hızla gelişen çizgi roman endüstrisine, ardından da sinemaya sıçradı (Conan taklidi çizgi r o manlar ve filmler de cabası). Yetmişli yılların hemen başında mürekkep ile kâeıt arasına sıkıştınlan Barbar'ın, çizgi roman evrenindeki hızlı tırmanışının mimarı, Marvel Comics grubunun yetenekli çizeri ünlü John Buscema. Fantastik kahramanlann öykülerini görüntüleyen çizgi romanların tıkanıklık içine girdiği yetmişli yıllarda, Howard'ın romanından yola çıkarak "başka bir zaman dilimi"nde "bilinmez" uygarlıkların dönemini yaşayan Conan'ı kâeıt üzerinde görüntüleyen John Buscema, üstün desenleri ve çarpıcı serüvenleriyle Marvel Comics grubuna hatırı sayılır bir başarı kazandırdı. Ama bunda, bir "takım ruhu" içinde çalışan yayınevi ekibinin ve Michael Fleisher ile Roy Thomas gibi editör / senaristlerin de katkısı azımsanacak gibi değil. Ilerleyen zaman içinde yirmiye yakın senarist ve çizerin çalıştığı Conan öyküleri, çizgi roman tarihinde çok tipik bir yere sahip. İçerdiği tüm "şiddet" ve "ölüm" temalarına karşın da Conan öyküleri, son yılların Mickey Mouse'u "Rambo"dan farklı özellikler taşıyor. Savaşı, şjddeti, bilek gücünü ve adam öldürmeyi ustata belirlenmiş "uygar" manevralarla çifte standartlı hale getiren Batı "uygarlık"larına karşı, on iki bin yıl önceki Hiborya çağının kahramanı Kimmeryalı Conan, ilginç bir eğretilemeyi sergiliyor. Eğer mesele "oyunu kurallarına göre oynamak"sa, Conan o kurallardaki yanılsamaları ortadan kaldırıp net görüntüyü sunuyor, o kadar. Ya bilek gücü, şiddet ve "kılıç", ya da "akıl vc sağduyu". İkinci egemen olamadığı sürece birinci her zaman varlığını koruyacak. Bir anlamda, savaşın ve adam öldürmenin "uygarca" formlar altında onanmasına tepki, Barbar Conan. Gördüğü ilginin büyüklüğünün sosyolojik tahlillerini yapmaksa en azından şu aşamada pek kolay değil. D CUMHURİYET KİTAP SAYI ffl