28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Son Araştırmalardan yaşlanma ve erken ölümden sorumlu olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak bilim insanları yine de süt tüketiminin azaltılmasını önermiyor. Kesin sonuca varabilmek için yeni araştırmalar yapılacak. Mesela osteoporoz riski çok yüksek olan insanlar, bu durumlarını öğrendikten sonra daha fazla süt içmeye başlamış ve böylece kemik kırılmalarından sütün sorumlu olduğu gibi bir sonuç çıkmış olabilir. CBT 1443/14 Kasım 2014 7 Kitap Bize Öz Türkçe Yaraşır Tarık KonalCinius Yayınları Tarık Konal 1949 İstanbul doğumlu bir öz Türkçe tutkunudur. Tarık Konal bu betiği, ulusumuza unutturmak istenilen görkemli Dil Devrimini ona anımsatmak, buna bağlı olarak da bu konudaki anlamlı çabalara bir katkı sunmak ereğiyle yazdı. Konal, “Bize Dil Devrimi gibi olağanüstü bir kalıt bırakmış bilge devrimci Atatürk’e olan borcumuzun hiç değilse bir bölümünü Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca sözcükler yerine öz Türkçe sözcükler kullanarak ödemeyi neden düşünmüyoruz” diye sormaktan, yaşamı süresince hiç erinmedi. Tarık Konal, öz Türkçeleri varken başka dillerin sözcüklerini yeğleyenlere yönelttiği eleştirilerini topladığı bu betiğinde, Türkçe düşünmeyle düşündüklerini Türkçe anlatmanın gönencini Türkçesevenlerle paylaştı. Tarık Konal’a göre Dil Devrimini, hece’ye seslem, harf’e yazaç; inatçı’ya gemalmaz; kült’e tapınç; pitoresk’e resimsi; bahane’ye nedensi; vesile’ye nedence; fıkra’ya güldüşün; performans’a başarım; sukunet’e dinginlik; sitkom’a yapmacık gülme; karikatür’e düşünçizi; huzur’a erinç; gaflet’e dalgı; nostalji’ye dünözlem; inovasyona yenileşimyenilikcilik; memnuniye’e gönenç; meskun’a yerleşilmiş; menzil’e erim; kromozom’a kalıtım iplikçikleri ya da soyaktaran; suni tenefüse yapay soluklama demek değildir yalnızca. Dil Devrimi, büyük bir ulusal kavganın bir bölümcülüğüdür. Bu kavga yabancı dillerin boyundurluğuna, dil köleliğine bir başkaldırıdır. Bu kavgaya omuz vermek gerekir. Aranan Artemis Tapınağı bulundu olmamış. İngiliz bilimciler iki yıl kadar önce, dünya üzerinde yaşamış en büyük köpekbalığının aynı zamanda tüm zamanların en kuvvetli çeneye sahip olduğunu hesaplamışlardı. 18 metre uzunluğundaki balığın ısırığı 10,8 ila 18,2 ton kuvvetindeydi. Elli milyon yılı aşkın bir sürede hemen hemen hiç değişmeyen bazı köpekbalığı türlerine karşın, Megalodon’un varlığı orta Miyosen’den Pliyosen devrine kadar yani en fazla 14 milyon yıl devam etti. Florida Üniversitesi paleontologu Catalina Pimiento, bu türün zamanla, bilinmeyen bir nedenden ötürü durmadan büyüdüğünü ve en sonunda evrimsel açıdan avantajdan çok dezavantaj sunan bir boyuta ulaştıktan sonra tükendiğini saptamış. Megalodon’un soyu yaklaşık 2,6 milyon yıl önce tükenmiş. Tahminlere göre Megalodon, ekosistemin korunması için evrim sahnesinden silindi. Ege kıyısındaki Didim antik kenti Apollon tanrısına adanan bir kenttir. Fakat eski belgelerden Didim’de başka tanrılara da tapınıldığı bilinir. Özellikle de Apollon’un kız kardeşi olan av tanrıçası Artemis’e. Alman arkeologlar burada 1906 yılından beri araştırıyor olsalar da bugüne kadar Artemis’le ilgili bir yapı bulunmamıştı. Fakat Kuzey Ren Vestfalya Bilim ve Sanat Akademisi arkeologları şimdi “Kült içinde Kültler” araştırma projesi çerçevesinde Hellenistik bir tapınağın temellerini buldu. Arkeologlar bunun on yıllardan beri aranan Artemis tapınağına ait olduğuna inanıyor. HalleWittenberg Üniversitesi’nden Helga Bumke yönetiminde süren kazılarda geçen yıl temelin bazı kısımları gün ışığına çıkarılmıştı. Fakat tam olarak ne olduğu şimdi açıklanabildi. 12 x 32 metre büyüklüğündeki temelin tamamen ortaya çıkarılması sonucunda özgün mimarinin rekonstrüksiyonu mümkün oldu. Tapınağın ölçüleri ve mimarı dizaynı, uzmanlara göre anıtsal Apollon tapınağının avlusunda yer alan küçük iyon tapınağının örnek alınarak inşa edildiğini gösteriyor. Bununla birlikte kesin sonuçlar için yeni kazıların yapılması gerekiyor. Arkeologlar özellikle de yapıya ait sunağın yerini bulmak ve tapınağın çevresi hakkında bilgi edinmek istiyor. Michigan Eyalet Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Stephen Hsu bir konuda emin: Gen manipülasyonu sayesinde insanoğlu gelecekte 1000 IQ zekâ seviyesine sahip olabilecek. Hsu son on yıllarda farkla alanlardaki çalışmalarıyla dikkat çekti. Evrenimizi dolduran, Karanlık Enerji’den geleceğin güven İnsanoğlu gelecekte 1000 IQ düzeyine ulaşabilir Ortakçının Oğlu Talip Apaydın Fevziye Özberk Kaynak Yayınları “Karanlık, uzun, engebeli bir köy yolunda, ışığa doğru yürüyen bir çocuğun fotoğrafını gördüm. Elinde bir keman tutuyor ve bir konçerto çalıyordu” Oğuz Makal’ın sözünü ettiği o çocuk Talip Apaydın’dır. Çaykovski’nin keman konçertolarından Canzonetta’yı çalarak yürümektedir. (Öner Yağcı) Talip Apaydın, Türk köylüsünden konçerto çalan; roman, öykü, şiir yazan aydın çıkartmanın ocağı Köy Enstitülerinin yetiştirdiği bir kişiliktir. “Köy Enstitüleri Türk Devriminin buluşudur. Talip Apaydın’ın yaşamı ise o buluşun yarattığı destansı öykünün tipik örneklerinden biridir. ‘Ortakçının oğlu’ Apaydın Köy Enstitülü aydının bütün özgün ve tipik özelliklerini kişiliğinde birleştirmiştir. (Adviye Meral) Carcharocies megalodon, en az 18 metre uzunluğundaydı ve balinalarla besleniyordu. Dev köpekbalığı buna rağmen pek başarılı bir evrim modeli Tüm zamanların en büyük köpekbalığı lik sistemlerinden genetiğe kadar birçok alanda çalışması bulunuyor. Hsu’ya göre bir canlının zekâsı doğrudan doğruya genetik donanımına bağlı. Bir insanın ağırlığı, göz rengi ve bilişsel olasılıklar olsun hepsi aşağı yukarı 10.000 gen tarafından belirlenmekte. Bu genleri sadece küçük bir faktör kadar iyileştirme imkânını bulabilirsek, çok daha yüksek bir zekâ seviyesi ortaya çıkarabilirler. Eski Beijing Genom Enstitüsü danışmanı olan Hsu aynı zamanda Bilişsel Genom Laboratuvarı’nın da kurucusu. Hsu burada üstün zekâlı insanların genleriyle çalışıyor. Amacı gelecekte günümüzdeki tüm zekâ seviyelerini aşan “süper bebekler” yaratmak. Oxford Üniversitesi’ne bağlı “Future of Humanity” Enstitüsü’nün kurucusu Nick Bostrom da süper insan yaratma fikrine sıcak bakıyor. Yüksek veya düşük zekânın temeli bir insanın ya da diğer bir canlının doğumundan önce atılıyor ve bilgiler de genlerde yer alıyor. Bostrom, anne babalara gelecekte yumurta hücrelerini taratarak en yüksek zekâ seviyesini yaratacak yumurta hücrelerini ayıklatmalarını öneriyor. Bunlar daha sonra doğan çocuğa aktarılabilecek. Bu şekilde mümkün olan en akıllı çocuklar tamamen anne babalarının kendi genetik özellikleriyle “yaratılabilir” diyor araştırmacı. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Çevremizde 40 Yıl Anılar Düşünceler Engin Ural Efil Yayınevi Çevremiz! Hem de en geniş anlamıyla... Hava, su, toprak ve insanı çevreleyen her şey. 40 yıllık geçmişe bir bakış Vakıfların, derneklerin ve benzeri kuruluşların; projelerin uluslararası ilişkilerin pek bilinmeyen dünyası. Üniversiteler, bürokrasi, hukukcular ve muhafazakârlık üzerine değerlendirmeler, görüşler, sorular... 40 yıldır bu konuların içinde olan TÇV Genel Sekreteri Av. Engin Ural’ın yaşamı, anıları ve düşünceleri...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear