Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Son Araştırmalardan rı arasında 0,85 derece artarken, deniz seviyesi de 1901 – 2010 yılları arasında 19 santim yükselmiş. İklim değişimiyle ilgili bilimsel bilgiler hiç olmadığı kadar kesin diye konuştu IPCC sözcüsü Rachendra Pachauri. Isınmayı iki derecenin altında tutmak için çok az zaman kaldı. İklime zarar veren karbondioksit gibi gazların salımını önemli ölçüde düşürülmediği taktirde, dünyamız dört derece kadar daha ısınacak ki bu ısınma fırtına, aşırı sıcak ve sel gibi sonuçları da beraberinde getirecektir. Sera gazlarının 20102050 yılları arasında yüzde 4070 düşürülmesi gerekiyor. Ve 2100’e kadar da sıfır emisyona ulaşılması gerekiyor. 195 ülkenin uzmanlarından oluşan bağımsız kurul, bu amaçta petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtların yerine güneş, rüzgâr ve su gibi yenilenebilir enerjilerin kullanması gerektiğini, enerji tüketiminin de önemli ölçüde düşürülmesinin şart olduğunu söylüyor. IPCC’nin hesaplarına göre CO2 emisyonlarındaki düşüşü küresel büyümeyi çok fazla etkilemeyecek. le yapmış. Tavandaki parlak taşlar yıldızları anımsatıyor. Buluntular gelişkin kültür tarihine yeni bir bakış açısı sunuyor diyor Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü müdürü Maria Teresa Franco. Teotihuacan’ın en parlak dönemi olan 5. ve 6.yy’da kent Orta Amerika’nın en önemli metropolü, dünyanın ise en büyük şehirlerinden biriydi. Aztekler kenti 14.yy’da terk etmişler. Kültürün ne şekilde yok olduğu bilinmiyor henüz. Tapınak alanı 1987 yılında UNESCO’nun dünya mirasları listesine girmişti ve Meksika’nın en önemli turistik yerlerinden biridir. CBT 1443/14 Kasım 2014 Çin, ilk Ay yolculuğunu başarıyla tamamladı Çin ilk Ay’a gidiş ve dönüş yolculuğunu başarıyla tamamladı. Xinhua haber ajansından yapılan açıklamaya göre, bir sonda yolculuğun başlamasından bir hafta sonra Moğolistan’ın içlerine düşmüş. Misyon sırasında Dünya ve Ay’dan “inanılmaz görüntüler” alınmış. İsimsiz sonda Dünya atmosferine girerken saniyede 11,2 km hızla ilerliyordu. Sekiz gün önce uzaya fırlatılan sonda Ay’ın etrafında dönerek, gelecekteki Ay misyonu için bir tekniği test edecekti. 2017 yılında Ay’dan örnekler toplanacak. Başarıyla tamamlanan yolculukta Dünya’dan en uzak nokta 413.000 km idi. Pekin yıllardan bu yana iddialı bir uzay programını takip ediyor. Programın odağında ticari ve bilimsel yararlanma yer alıyor. “Yeşim Tavşanı” (“Yütü”) isimli Ay aracının inişi, 2020’ye kadar kalıcı bir uzay istasyonunun kurulmasını öngören programın önemli bir aşamasıydı. Ordunun sorumluluğunda olan uzay yolculuğu programı ülkenin büyümekte olan uluslararası önemi için bir sembol olduğu gibi bir yerde de Batı’nın ve Rusya’nın bilimsel ve teknolojik seviyesini aşma çabasıdır. Bir amaç da Ay’a bir Taikonot (astronotun Çin’deki adı) göndermek. New York’un ortasında yeni bir kurbağa türü! New York’un büyükşehir cangılının ortasında yeni bir kurbağa türü bulundu. Dış görünüşü açısından diğer türlerden pek farklı ol Meksika’nın merkezindeki bir tapınak alanında, Teotihuacan kültürüne ait “Yeraltı dünyası”nın girişi bulundu. “Yeraltı dünyası” Güneş Piramidi ve Tüylü Yılan tapınağı arasında bir tünel aslında. Bu tünelin içinde yaklaşık olarak 50.000 mezar armağanı bulundu. Bunların arasında tütsü kapları, değerli taşlar ve midye kabukları da yer alıyor diyor kazıyı yöneten arkeolog Sergio Gomez. Teotihuacan insanları için tünel, yeraltı “Yeraltı dünyası”nın girişi bulundu Kararlaştırılmış adımların anında atılmaması halinde dünya iklimindeki geri döndürülemez değişim engellenemeyecek. Uluslararası İklim Değişimi Paneli’nin (IPCC) geçen pazar Kopenhag’da sunulan kapanış raporunun ana mesajı buydu. İki dereceyi aşan bir ısınmayı önlemek için önümüzdeki on yıllarda karbondioksit emisyonlarının önemli bir oranda düşürülmesi gerekiyor. Atmosferdeki İklim değişimini engellemek için zaman daraldı dünyasına girişi sembolize ediyordu. Bir olasılıkla buraya hükümdarlar da gömülmüştür. Yerin 18 metre derinliğinde bulunan tünelin uzunluğu 138 metre. Bölgedeki çalışmalar 11 yıldır sürüyor. Teotihuacan’da yaşayan insanlar tünelin içine bir gökyüzü tasviri bi madığı için bugüne kadar gizli kalan kurbağa, Rana kauffeldi olarak isimlendirildi. Kurbağanın özellikle de çiftleşme çağrısı, benzer türlerden çok farklı. Keşif çok kalabalık yerleşim yerlerinde bile yeni türlerin bulunabileceğini gösterdi. New York ve bitişiğindeki eyaletlerdeki yeni bir kurbağa türüne işaret eden genetik kanıtlar aslında 2012 yılındaki incelemelerle ortaya çıkmıştı. Bölgenin yerel kurbağa türleri arasında her şeyden önce Rana pipiens ve Rana sphenocephala yer alıyor. Yeni türe Amerikalı bilim insanı Carl F.Kauffeld’in anısına Rana kauffeldi ismi verilmiş. Kauffeld on yıllar önce bu bölgede üçüncü bir Rana kurbağa türünün bulunduğunu tahmin etmişti. Çiftleşme zamanında dört ila beş erkek kurbağa bir araya gelerek çok da iyi duyulmayan düşük frekanslı sesler çıkarıyor (PLOS ONE). İsveç’te gerçekleştirilen bir araştırmaya göre çok fazla inek sütü içen insanlar daha erken ölüyor. Ayrıca kadınlarda daha fazla kemik kırılması görülüyormuş. Fakat bilim insanları bununla birlikte inceleme sonuçlarında birçok soru işaretinin de bulunduğunu itiraf ediyorlar. Karl Michaelsson ve ekibi yaşları 39 ila 74 arasında değişen 61.000 kadının (veriler yirmi yılda toplanmış) ve yaşları 45 ila 79 arasında değişen 45.000’in üzerinde erkeğin on bir yılda toplanan verilerini incelemiş. Katılımcılar yaşam biçimleri, yeme içme alışkanlıkları, beden ağırlıkları, spor yapma alışkanlıkları ve sigara içimi hakkında bilgi vermişler. Uzun inceleme döneminin ardından 25.000 kişi yaşamını yitirmiş, 22.000 kişide de kemik kırığı meydana gelmiş. Değerlendirme çok fazla süt tüketiminin kemik kırılması riskini düşürmediğini, hatta ölüm riskini yükseltebileceğini göstermiş. On yıl boyunca günde en az üç bardak süt içen 1000 kadından 180’i hayatını kaybetmiş. Genel ortalamada bu oran 1000’e 126 çıkmış. Günde sadece bir bardak veya daha az süt içenlerde ölüm riski 1000’de 110. Çok fazla süt içen kadınlarda kalça kırığı riski 1000’de 42, genel ortalamada 100’de 35, az süt içenlerde ise 1000’de 31. Çok ve az süt içen erkeklerde böyle bir farklılık ortaya çıkmamış. Günde en az üç bardak süt içen kadınlarda ölüm riski yüzde 90, kalça kırığı riski yüzde 60 ve diğer kırılma riskleri ise yüzde 15 civarında diyor Uppsala Üniversitesi’nden Karl Michaelsson. İçilen sütün yağlı yarım yağlı olması fark etmiyor. Günde iki bardaktan fazla süt riski artırıyor. Peynir ve yoğurt için aynı şey geçerli değil. Süt, peynirden farklı olarak bol miktarda laktoz içeriyor ki bu sindirim sırasında her şeyden önce galaktoz olarak parçalanır. Hayvan deneyleriyle bu şekerin hızlı Sütün fazlası zararlı mı? karbondioksit oranı 800.000 yıldan bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda diye uyardı IPCC. Uzmanların açıklamasına göre dünya genelindeki sıcaklık 18802012 yılla Son derece ender bir bulut türü olan Undulatus Asperatus belki de 60 yıldan bu yana yeni sınıflandırılan ilk bulut türü. Undulatus bulutlarını izlemek deniz dibinden dalgaların altını bakmak gibi diyor araştırmacılar. Bu görsel şölen sadece birkaç faktörün uyumlu bir şekilde ortaya çıkmasıyla meydana geliyor. Bunun için doğru oranda atmosferik istikrarsızlık, yeterli yoğunlukta bulutlanma gerekiyor. Ve yeterli kuvvette bir rüzgârın uygun açılarda bulutun üzerinde buluşması lazım. Bu bulut formasyonu 2009 yılında bulut uzmanı Gavin PretorPinney tarafından keşfedilmişti. Cloud Appreciation Society’nın kurucusu, fotoğraflara bakarken ilginç dalgalar fark etmişti. PretorPinney aynı yıl içinde Dünya Meteoroloji Organizasyonu’na söz konusu bulut türünün Uluslararası Bulut Atlası’na dahil edilmesini önerdiyse de organizasyon Undulatus Asperatus’un çok ender görünmesi nedeniyle bu işe zaman ayırmamıştı. Fakat Uluslararası Bulut Atlası 2015’te artık Undulatus Asperatus’un da bir yeri olacak. 2013 yılında kurulan bir çalışma grubu Undulatus Asperatus’un yeni bir bulut türü olarak sınıflandırılmasını için baskı yaptı. Altmış yıldan sonra yeni bir bulut türü