27 Eylül 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Başlığı, kaldırımlarla ilgili ilk yazımdan sonra Ankara’dan yazan bir okuyucumun mektubundan ödünç aldım. Ankara’daki kaldırım yaşantısını özetliyor... “Vahşi Yaşamda Bile Bu Kadar Düzensizlik, Başıbozukluk Yok” İki hafta önce Başkent’in kaldırımlarının ‘Türkiye için gelişmişlik ölçütü’ olarak ele alınabileceğini yazmıştım. Meğer ‘kaldırımlar’ çoktan beri ölçüt olarak kullanılıyormuş; ben farkında değilmişim. Sayın Prof. Dr. Taner Derbentli (İTÜ) mektubunda şöyle diyor: “Sayın Göker, 14 Kasım 2012 tarihli CBT’de çok doğru bir saptamada bulunmuşsunuz. İstanbul sokaklarında (caddelerinde) kısa bir yürüyüş, bulunduğumuz uygarlık düzeyi için bir ölçü olabilir. 1970’li yılların sonunda Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında Sayın Doğan Kuban’ın ‘İnsana Saygı’ başlıklı bir yazısı çıkmıştı. Yazı, yaya kaldırımlarına ve kaldırımlara park etmiş arabalara değiniyor, insana saygıda ne kadar duyarsız olduğumuzu vurguluyordu. 30 yılda bu konuda bırakın ileri gitmeyi daha da geriye düştük. “...ben de bir çelişkiyi dikkatinize getirmek istedim. Bildiğiniz gibi son bir yıl içinde yaya kaldırımlarının engelliler tarafından daha kolay kullanılması amacıyla sarı renkli ve özel malzemeden yapılmış, inişçıkışlar (rampalar) yaptırıldı. Bu rampalar ne yazık ki, engelliler tarafından değil, moto kuryeler, yemek taşıyan motosikletliler ve seyrek de olsa motosikletli polisler tarafından kullanılıyor. Bu motosikletler yayaların arkasından, önünden, yanından hızla geçerek onları korkutuyor, can güvenliklerini tehlikeye atıyor. Karşı çıkanlar kavgayı göze almak zorunda. Saygılarımı sunar, iyi bir hafta dilerim.” Sayın Hocam, Ankara’da da kaldırımların park yeri olarak kullanılmayan bölümleri sözünü ettiğiniz motosikletliler tarafından zaten rahatça kullanılıyordu. Son bir yıldır Ankara’da da engelliler için kaldırımlara sarı şeritler çekiliyor. O şeritler de aynen sizin dediğiniz gibi, motosikletliler için yol oldu. Demek, kaldırım ölçütümüze yeni bir alt ölçüt ekleyip engelliler için kaldırımlara döşenen sarı şeritlerin hangi amaca hizmet ettiğini de soruşturacağız. Sayın Mimar (İTÜ) Erdoğan Elmas’tan da bir mektup aldım. Sayın CBT, Elmas, daha önce de “Otomobili Baş Tacı Eden Kent...” (C 29.04.2011) başlıklı yazım üzerine bana Yapı Dergisi için hazırladığı “Seattle & Puget Sound: Okyanus’a göl, koy ve kanallarla bağlanan zengin bir coğrafya...” başlıklı yazısını göndermişti. O yazıda Londra, NewYork, Helsinki (özellikle ‘bahçeşehir’ olarak nitelediği Tapiola yerleşimi), Edinburgh ve Canberra’nın parklarına değinip bizim mahvettiğimiz parklarımızdan söz ettikten sonra 2010 ve 2011 yıllarında ziyaret ettiği, Washington Eyaleti ve Seattle’ı tanıtıyordu. Bu tanıtımın ağırlık merkezinde de parklar, arabaların park yerleri ve kaldırımlar vardı; başka bir dünyanın da var olabileceğinin örnekleri olarak... Sayın Elmas bu kez yazdığı mektubundaysa diyor ki: “Sevgili Aykut Bey, son yazınızın devamı için ufak bir katkı; ...ülkemizde görev yapmış Prof. Olsner’e atfedilen bir özdeyişi yazmak istiyorum. ‘Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi kaldırımlarının yüksekliği ile ters orantılıdır!’ Örneğin, Zürih’de meşhur istasyon caddesinde kaldırım çizgi ile tarif edilmiş olup kimse o sınırı aş(a)maz. Sevgi ve saygılarımla.” Biraz mübalağa edeceğim ama Ankara’da biz yaşlıların merdiven koymadan çıkamayacağı yükseklikte kaldırımlar var! Bunun tam aksine yolla arasında kot farkı kalmamış kaldırımlar da var ama ikinci gruptakileri, ine çıka arabalar hemzemin hale getirmiş. Demek ki, yeni bir alt ölçütümüz daha olacak: Kaldırım yükseklikleri... Ancak bu alt ölçütün yanına, değerlendirmeyi yapacak uzmanımız için açıklayıcı bir not düşeceğiz: Eğer kaldırım ve yol hemzeminse, kot farkı bulunmamasının hangi etkene dayandığı soruşturulacaktır. Bu gerçekten bir uygarlık emaresi midir; yoksa tam tersi bir durumun göstergesi mi? Kaldırımları yürümek için kullanmaya çalışanlar, sağlıcakla kalın. 2013’e merhaba! Kış soğuğunda Dünya Güneş’e en yakın... H as an H . Es enoğl u İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü [email protected] gün saat 1 08:35 Batıda Ay güneydoğuda Güneş ufuktan 9 derece yüksekte 2 07 Yer Güneş’e en yakın 2 08:52 Batıda Ay güneydoğuda Güneş ufuktan 12 derece yüksekte 3 09:09 Batıda Ay güneydoğuda Güneş ufuktan 15 derece yüksekte 3 ?20 Göktaşı yağmuru 4 09:25 Batıda Ay güneydoğuda Güneş ufuktan 16 derece yüksekte 5 06 SON DÖRDÜN 5 22 Spica Ay’ın 0.6 derece kuzeyinde ve örtülüyor 7 03 Satürn Ay’ın 4 derece kuzeyinde (resimde verildi) 10 12 Ay Yer’e en yakın 10 14 Venüs Ay’ın 3 derece güneyinde 11 22 YENİ AY 13 14 Mars Ay’ın 6 derece güneyinde 14 19 Neptün Ay’ın 6 derece güneyinde (resimde verildi) 17 07 Uranüs Ay’ın 5 derece güneyinde 18 11 Yer–Merkür–Güneş dizilişi ile üst kavuşumda 19 02 İLKDÖRDÜN 22 05 Jüpiter Ay’ın 0.5 derece kuzeyinde ve örtülüyor 22 13 Ay Yer’e en uzak 22 15:05 Güneybatıda Güneş doğuda Ay ufuktan 18 derece yüksekte 23 15:33 Güneybatıda Güneş doğuda Ay ufuktan 14 derece yüksekte 24 16:02 Güneybatıda Güneş doğuda Ay ufuktan 10 derece yüksekte 27 07 DOLUNAY 27 20 Vesta sabit görünümde (resimde verildi) 30 18 Jüpiter sabit görünümde (resimde verildi) OCAK’TA GÖK OLAYLARI GÜNLÜĞÜ lır), deniz tanı (gri; Güneş ufuktan 6–12 derece aşağıda iken), günlük tan (açık gri; Güneş ufuktan 6 dereceden az aşağıda iken) ve gündüz (tam beyaz; Güneş ufkun üzerinde iken) gerçek saatlerinde verildi. Karanlıktan aydınlığa yada tersine gündüzden geceye geçişlerde 3 ayrı gri ton arasında 6 derecelik fark, yaklaşık yarım saat kadar bir zamana karşılık gelir. Sabah veya akşam tan geçişlerinin toplamda yaklaşık 1,5 saati bulduğunu söyleyebiliriz. Bu bilgi kullanılarak Güneş’in doğuş batış saatlerinden itibaren ileriye–geriye tan zamanları kestirilebilir. Ay boyunca gece, gündüz ve tan süreleri resim ve çizelgede verildi. Resimden gündüz süresi sabah erkene ve akşam geç saate genişlediği görülüyor. Akşamki ilerleyişin sabahkinden daha fazla olduğunu da belirtebiliriz. CBT 1345/ 8 28 Aralık 2012 GÜNEŞ 147 milyon km. ile Dünyamız Güneş’e en yakın olduğu tarih 2 Ocak 2013 sabah saat: 07. En uzun gecenin yaşandığı 21 Aralık 2012 tarihinde Kış mevsimine girdik. Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya ve günler de uzamaya başlayacak. Resimde 1 ve 31 Ocak 2013’te sol(sağ)dan sırasıyla: gece (tam karanlık; Güneş ufuktan 18 dereceden çok aşağıda iken), astronomik tan (koyu gri; Güneş ufuktan 12–18 derece aşağıda iken; bilimsel astronomik gözlemlerde kullanı GÖKTAŞI YAĞMURU Ejderha takım yıldızı civarından 1–5 Ocak arasında yağan Quadrantidler isimli göktaşı yağmuru 3 Ocak’ta en yüksek sayıya ulaşır: saatte 120 kadar göktaşı görülebilir. Göktaşı yağmurunu izlemek isteyen okuyucular, özellikle 3 Ocak Perşembe akşam saatlerinden itibaren tüm gece ve sabah saatlerine kadar kuzey taraftaki Kutup yıldızına yakın bulunan Ejderha takım yıldızı bölgesine bakabilirler (gök atlasında belirtildi). Biriki göktaşının görülmesi yağmurun yerini de belirler. 1– TÜBİTAK Uzay ve Uçak Sanayi (USAŞ) işbirliği ile gerçekleştirilen ikinci yerli uydumuz Göktürk– 2 geçtiğimiz günlerde atıldı ve görevini başarıyla sürdürüyor; Askeriyeden resmi–sivil kurum ve kuruluşlara kadar geniş yelpazede uzaydan 2.5 metreye kadar duyarlıklı görüntüleme gereksinimlerini karşılayacak… GÜNCEL HABERLER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear