01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ZümrüttenAkisler A.M. Celal Şengör Gençlerin bilim şenliği Geleceğe bilim insanları kazandırmak amacıyla İzmir Ekin Koleji bu yıl da ‘AraştırmaBilim ve Proje Şenliği gerçekleştirdi. Şenliğe veliler de katıldı. Bilim şenliği için aylardır hazırlanan öğrenciler, projelerini büyük bir coşkuyla sergilediler. Fen dalında: Deniz suyundan kullanma suyu elde etme projesi, sigaranın insan sağlığına ve ekonomiye etkisi, hava kirliliğinin solunum sistemine etkileri; Araştırma dalında: İzmir’de çıkan gazeteler, İzmirli şair ve yazarlar, yerel tarih araştırması; Yayın dalında: Ekinli öğrenciler resimli roman ve resimli sözlük yazıyor projeleri; Eğitsel materyal üretimi ve beceri dalında: Matematik öğrenmeyi kolaylaştıran matematik oyunları projesi gibi ilginç projeler, katılımcıların ilgi odağı oldu. Bir Toplum Nasıl İntihar Eder? Geçen Pazar (8 Nisan) Cumhuriyet gazetesinin Pazar ekinde Bağdat Caddesindeki dört gençle yapılan bir mülâkatı okuyarak dehşete düştüm. Gençliğin idolleri arasında kimler sayılıyor: Sedat Peker, Polat Alemdar; bir tanesi de komünistmiş. Bu isimlerin ortak yönleri ne? Şiddet! İrrasyonalite (Türkçesi: Akılsızlık)! Ve tarihin defterinde olmamak (veya yalnızca olumsuz bir dipnot olarak var olmak; hani Al Capone gibi). Gençliğimizin ufku bu mu? Bildikleri gündelik gazete sahifeleri veya televizyonun sınırı dışına çıkamıyor mu? Geçen hafta belirttiğim öğrenci kalitesizliğinin bir başka cephesi değil mi bu? Gençliğimiz, ülkemizin geleceği, cahil, hem de zır cahil. Cahil olmakla kalmıyor, değer yargıları çarpık, zararlı. Bilgi kaynağı yalnızca benim dünyada görebildiklerim arasında en kalitesizi olan medyamız. Medyayı yönetenler, onun sahipleri, onun programcıları; kısacası ondan kim sorumluysa insanlık suçlusu! Burada bir komplo filan yok. Olan tek şey, cahil köylünün eline geçen medya, onun tek isteğini, tek tutkusunu karşılamak için çalışıyor: Para, daha çok para, güç, ne yapılacağı bilinemeyen güç. Bunlar yalnızca ve yalnızca hayvani dürtülerdir ve Türkiye bu hayvani dürtülerin etkisinde gençliğini perişan ediyor, hayvanlaştırıyor. NİÇİN KAŞİF, BİLİM ADAMI YOK ser üzerinde kalsiyum haplarının yarar sağlamadığı gösterdi. Ancak bu kadınlar kolorektal kanser riski taşımıyordu. Diğer çalışmalar ise bağırsaklarındaki polipler daha önce alınmış kadın ve erkeklerde kalsiyum haplarının polip oluşumunu azalttığı görüldü. Deneyler bazı yönlerden tartışma konusu edildi: Deneye katılan kadınların yarısı, kemik yoğunluğunu artırdığı bilinen hormon tedavisi görüyordu. Deneklerin pek çoğu, yedikleri yemeklerden ortalama bir Amerikalı kadından daha fazla kalsiyum ve D vitamini alıyordu. Bunlara rağmen, kesin olan nokat şu: pek çok kadın için kalsiyum ve D vitamininin yararları az. Ayrıca bu çalışmalara göre ilave kalsiyum alan kadınlarda böbrek taşı oluşumu riski ise yüzde 17 artıyor. Kalsiyum hapı yerine kemik yoğunluğunu artıran başka yöntemler de var. Mesela ağırlık kaldırma egzersizleri ve yoğunluğu artırıcı bazı özel ilaçlar. Bunların yanı sıra 50 yaşlarında kolonoskopi olmak kolorektal riskin düşürülmesinde en önemli önlemdir. Ailede kolorektal kanser vakası varsa, kolonoskopi olma yaşı erkene çekilmelidir. Hazırlayan: Nilgün Özbaşaran Dede mesiyle oluştuğu Samanyolu’nun bir bölgesinde bulunmakta. Metanol ilk olarak 2004 yılında genç yıldızların disk biçiminde topaklanması sırasında gözlemlenmişti. Ve bulgu, morötesi ışın ve diğer olumsuz koşullar yüzünden bozulabilecekleri için yıldızlararası uzayda aslında kompleks moleküllerin oluşamayacağına dayanan tezi tartışmaya açmıştı. O zamandan bu yana 130 organik molekül bulundu uzayda, ki bu da genç dünyadaki yaşamın temel taşlarının kompleks moleküller tarafından getirildiği tezini güçlendirmekte. poz dönemi sonrasındaki sağlıklı kadınlara 7 yıl boyunca standart kalsiyum ve D vitamini verildi. Bu dönemin sonunda ilaçların omur, kol ve kalça kırıkları açısından belirgin bir etkisinin olmadığı görüldü. Sadece kalçakemiği yoğunluğunda yüzde 1 oranında bir düzelme var. Vitaminmineral bileşimini 5 günün 4’ünde kullanan kadınlarda kalça kırıklarının yüzde 29, 60 yaşının üzerindeki kadınlarda kalça kırıkları yüzde 21 azaldı. İkinci araştırma ise kolorektal kan Niçin gençliğin idolü bir kâşif, bir gezgin, bir bilim adamı veya bir gerçek sanatçı değil. Niçin Fazıl Say idollerimiz arasında değil? Niçin İdil Biret değil, Suna Kan değil, Osman Hamdi değil, Darwin değil, Einstein değil, Wegener değil, onyedi dil bilen ve Alplerin sihirbazı denen Émile Argand değil, Grimm biraderler değil, Güney Amerika'nın kuzeyini keşfeden ve hemen her Amerika ülkesinde adına en az bir nehir, bir dağ veya bir üniversite, bir şehir olan, pasifik Okyanusunu bir uçtan ötekine kateden koskoca bir akıntı sistemine adı verilen Humboldt değil, Livingstone değil, Amundsen değil, Nansen değil, Prjevalski değil, Shackleton değil, Hedin değil.... Gençlerimiz arasında bir anket yapsak kaç tanesi bu isimleri tanıyabilir? Gençler idollerini yalnızca olumsuzlar arasından seçmekle kalmıyorlar; gündelik olumsuzlardan seçiyorlar. Yani bunlar gangster falan olmaya kalksalar onun bile kalitelisini olamayacaklar! Vurkırla kahraman olmaya kalkanlara bir sorsak Otto Skorzeny (19081975) adını hiç duymuşlar mıdır? Bu SS subayı, müttefiklerin burnunun dibinde, Gran Sasso'da çok iyi korunan bir dağ kalesinden Hitler'in emri üzerine Mussolini'nin dâhiyane bir Hava Kuvvetleri planıyla kaçırılmasına katılmış, daha sonra da Alman ordusuna çok yararlı bazı gizli harekâtı yönetmişti. Bizim olumsuz kahraman hayranları bunu bilirler mi? Hiç sanmam? Neden? Çünkü Skorzeny'yi bilebilmek için en azından gündelik gazete veya televizyon dışında birşeyler okumak gereklidir. Fakat benim anlamadığım bu olumsuzluk hayranlığının kökenidir. Heyecanlı hayat isteniyorsa, kutup kâşiflerinin, Amazon ormanlarında çalışanların hayatlarının vurkırdıcı serserilerinkinden daha az tehlikeli olduğunu sanmam. Adrenalin isteniyorsa, olumlu işlerde de bu var. Ancak oralarda alınan risklerin hem insan bilgisine yaptıkları katkı nedeniyle bireye verdikleri bir tatmin hissi var; hem insanlığa yapılan katkı nedeniyle insanlığın hayranlık ve saygısını kazanmak var; hem de çoğunun, daha sonra iyi bir yaşam garantisi var. GELECEK KÖTÜ Bunların hayranlık uyandırmamasının tek bir nedeni var kanımca: Gençlerimiz yaşamlarının hiçbir döneminde ağırlıklı olarak bu tür bilgilere ulaştırılmıyorlar. Medyanın feci durumundan yukarıda bahsettik. Ya Millî Eğitim Bakanlığı? Dehşet verici! Vehbi Dinçerler isimli zatın bakanlığı esnasında hazırlatılan evrim karşıtı raporu okudum geçenlerde: O ne zır cahilane hazırlanmış, o ne düzeysiz, o ne zırva belge. Ona dayanarak mı "bilim adamlarına hazırlattık" deniyor şimdiki bakan tarafından evrim karşıtı programlar? Yapılan iş alenen suçtur, çünkü içinde çarpıtma vardır. Gençliğimiz bu tür kişilerin elinde bilgi edinmek üzere okula gönderiliyor. Mümkün müdür bu? Bu gidişe acilen dur demedikçe, eğitimimizi ve medyamızı islah etmedikçe, sonumuz pek korkunç olacaktır. Günün birinde gençliğin kendine idol seçtiği vurkırdıcalar benzeri insanlar elinde hepimiz telef olacağız. Bundan emin olabilirsiniz. Kalsiyum hapları, kolon kanseri ve kemik erimesi Yapılan iki araştırma, kalsiyumun öyle sanıldığı gibi kemik erimesi ve kolon kanseri üzerinde ciddi bir olumlu etkisinin olmadığını ortaya koydu. 36.000 kadın üzerinde sürdürülen ilk araştırmada meno996/5 22 Nisan 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear