29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Üniversite sorunu DinBilim kavgasına mı dönüşüyor? B siz birbirine karışıyor. Türkiyedeki politik ortamın söylemsel sığlığı, ugünkü öğretim tablosu ülkenin gelecebütün spesifik alanlarındaki söylemlerin niteliği için umut kırıcı dır. Öğretim dünyayı ğini de aşağı çekip kendine benzetiyor. İngilizanlamakta zorlanan politikacıların elince ya da Türkçe eğitim tartışması, tuzu kuru ünide yarım yüzyıldır büyük bir kargaşaya sürüklenversitelerin büyüklük gösterileri, araştırma yapamiştir. mayan, gerekli araçları alamayan, hocalarını Sürekli denemeler; yarım kalmış, birbiri üzebesleyemeyen ve devletle iyi geçinmeye zorlarine gelmiş, anlaşılması olanaksız programlar; nan üniversitelerin yaşam mücadeleleri bilimaraştırma kurumları yanında medreseler; genesel çalışmayı neredeyse olanaksız kılıyor. tik araştırmaları ile birlikte ilahiyat eğitimi yoBilim ve Teknoloji sayfalarında akademisyenğunlaşmaları; yönünü şaşırmış, milyonlarca inlerin tartışmalarını okuyorum. Kanımca yüksek sanı diplomalı cahiller olarak piyasaya süren bir eğitim veren kurumların bazı alanlardaki başakargaşa. rıları, ya da birisinin diğerinden Dünya literatürü ile karşılaştırılamabiraz daha nitelikli olması, İngiBugünkü öğretim yacak kalitede ders kitapları. Kutu kulizce öğretim veren kurumların tablosu ülkenin tu oyunu ile öğretim başarısının tesciAmerikanın çağdaş dünya külli. Öğretimi özel hazırlık kurslarına geleceği için türündeki egemen konumu nedevretmiş devlet politikaları. Gençler umut kırıcı dır. deniyle iyi öğrenci kütlesinin iljimnastık ve sporla isterlerse ilgileniÖğretim dünyayı gi odağı oluşturması gibi olgular, yor. Resim, Musiki, Felsefe, hatta geanlamakta üniversite sorununun doğasını ometri çocuk isterse okutuluyor. Medzorlanan değiştirmiyor. Batı’daki büyük reseye dönüşmek üzere olan içi boşalpolitikacıların merkezlerdeki üniversitelerle tılmış bir ilk ve orta öğretim. 1930’lu elinde yarım Doğu’daki üniversiteler arasınyıllarda Anadolu okullarında nasıl hoyüzyıldır büyük calara ve ders programlarına sahip oldaki farklar çok. Bunlar zamanla duğumu düşündüğüm zaman, bugünbir kargaşaya kuşkusuz azalacaktır. Fakat ünikü durum bir karabasan gibi uykularıversitelerin tümü seçilen rektörsürüklenmiştir. mı kaçırıyor. lerin hükümet ile ilişkilerinin Sürekli doğasına göre yardım görüyor. denemeler; yarım İLKEL POLİTİK SÖYLEM Bugünkü kadar üniversitelere kalmış, birbiri politik ölçütlerle böylesine tarafBu ortaöğretimin üzerine, herkesi isüzerine gelmiş, temediği mesleklere sokan bir sınav lı muamele yapan bir iktidar gelanlaşılması sistemi. Ve soru sormak alışkanlığı edimemişti. olanaksız nememiş, kutu kutu oyunu gibi bir deKuşkusuz Türkiyede ciddi, biprogramlar; ğerlendirme sürecinden geçerek istelim adamı olmayı amaç edinmiş araştırma medikleri meslekleri istemedikleri yöyüzlerce üniversite hocası var. kurumları relerde zorla öğrenen öğrenciler. Ve Milyonlarca öğrenci arasında çoğunluğu kitap okumak istemeyen dünyanın bütün akademik dereyanında bir gençlik. Kaldı ki üniversitelerin kicelerini göğüsleyecek gençler de medreseler; taplıkları da allaha emanet. Okumavardır. Herhangi bir uluslararası genetik yan politikacılar kitap için bütçe ayıarena’da Türkiyeyi görkemli olaaraştırmaları ile ramazlar. Bilimle mücadele eden porak temsil edecek birkaç bilim birlikte ilahiyat... litikacılar araştırma için kadro ve paadamımız da var. ra vermezler. Fakat bunlar Türkiye yüksek Bir çok etkinlik alanı gibi öğretim, ilkel bir poöğretiminin içine itildiği kargaşa ve kalitesizliklitik söylem ve onun uygulanmaya çalışılan praten kurtulmasına yetmez. tiğinde, entellektüel içeriğini yitirmiştir. Gazetelerin çoğu bu düzeye akort edilmiştir. TelevizİKTİDARIN SORUNU yon programları cehaletin en koyusunu destekTürkiyenin iktidar katındaki öğretim sorunu, ler niteliktedir. Türkiye’de entellektüel söylem İslam tarihinde eşi olmayan, imamhatip okulu moleküler, neredeyse kişisel, birbiriyle iletişim denen garip öğretim kurumunu eğitimin temel kuramayan, etkileşimi çok sınırlı marjinal bir sorunlarından bir haline getiren bir ideolojinin etkinliğe dönüşmüştür. Ortalığı velveleye veren ısrarla yürütülmesidir. Bu bütün dünyada yüzyılpolitik söylem gürültüsünde akıllı söylem işitlardır süren, ve sonunda Batı’yı İslam dünyasımek olası değil. Bu koşullar içinde üniversite nın egemeni haline getiren dinbilim mücadeüzerinde yapılan tartışmalarda önemli ve önemlesinin 21. Yüzyıl versiyonunun, İslam dünyasınDoğan Kuban daki tek çağdaş devlette sürdürülmesidir. Meclisdeki politikacıların çoğunluğu, çocuklarını üniversitede okutsalar da, üniversitenin karşısında görünüyor. Halk çocuklarının bilim sahibi olmasını değil, diploma alıp bir kaç kuruş fazla kazanmasını istiyor. İlk ve Orta Öğretim iflas etmiştir. Sayı arttıkça kalite düşüyor. Üniversite giriş sınavlarının garip sonuçları var. Yıllarca önce fakültede giriş dersi verirken, yeni öğrencilere hangi önceliklerle fakülteye geldiklerini sormuştum. İçlerinde hiç biri mimariyi birinci sıraya yazmamıştı. Teknik üniversitenin kendi sınavını yaptığı yıllarda hemen bütün Fakültelere o fakülteyi isteyen öğrenciler girerdi. Bugünkü seçim sisteminin insan yetiştirmede ne işe yarayacağını tartışmamız gerekir. Bugünkü uygulama üniversitenin belirli sayısal eşikleri aşmış öğrencileri depolamasından öteye bir anlam taşımamaktadır. Fakülteler, ilkokulda okuma yazma öğretir gibi, mimar olmak istemiyene zorla mimari, doktor olmak istemeyine zorla doktorluk, arkeolog olmak istemiyene zorla arkeoloji öğretilen bir tür eğitim hapishaneleri durumuna düşmüştür. Bu motivasyonsuz okumanın sonucu, hem öğrenciler katında hem hocalar katında olumsuzdur. Öğrencisi motivasyonsuz hocanın da motivasyonu olmaz. SORU SORMAYAN ÖĞRENCİLER Lisansüstü sınıflarını bütün yıl boyunca soru sormayan öğrenciler dolduruyor. Biz öğretim istatistiklerine bunları mimar. doktor, tarihçi, matematikçi olarak geçiriyoruz. Oysa bu istatistikler boş rakamlardır. Kazanacakları ünvanı kaç paraya dönüştüreceklerini bekleyen meslek adamlarından Türkiye için bir gelecek beklemek Nasreddin Hoca’nın göle yoğurt mayası çalması türünden bir şeydir. Türkiyenin yüksek öğretim sorunu, üniversiteyi bir ayak bağı, bir karşı grup olarak görüp, onu hizaya getirmeye çalışan iktidarlardan gelmektedir. Bu kavga Adnan Menderes’in öğretim üyelerine ‘kara cübbeliler‘ sıfatını takmasından buyana şiddetlenerek bugüne ulaştı. Yirbirinci yüzyılda Türk bilim adamları Avrupada bilim adamlarının 17 yüzyıldan başlayarak 19 yüzyıla kadar kiliseye karşı yaptıkları mücadeleye benzer bir mücadele içinde yaşıyor. Hükümetin bunun dışında bir öğretim perspektifi olduğunu pratikte görmedik. Bilim düşmanlığı ile küresel pazarın örtüştüğü bu ortamda Türkiye için bir kölelik geleceğinin tohumları saklıdır. Bu panoramaya baktığım zaman, öğretim üyeleri arasında üniversite yaşamına ilişkin gündelik tartışmaların bu temel mücadelenin başka yönlere kaymasına neden olmamasını diliyorum. CBT 1020/7 6 Ekim 2006 kulak gibi hastalıklara uygulanan aşıların herkese belli periyotlarda uygulanması gerektiğini; buna rağmen hastalığın tekrarlanma riskinin var olduğunu belirtti. Kolorektal kanseri tedavisinde ise uygulanan aşı sonrası, tedavi sırasında kaçabilecek küçük tortullar ve izole olarak kaçan hücreler nedeniyle bu kanserin nüksetme riskinin olduğunu sözlerine ekledi. İngiltere’deki St.George Hastanesi onkoloji servisinden doktor Gus Dalgleish prostat kanseriyle mücadele edebilecek yeni bir aşı geliştirdi. Prostat hastalarının aşıyı uygula dıktan sonra kanserin aşıya direnç gösterebileceğini ama yine de bu yöntemle olumlu sonuçlar elde edileceğini söyledi ve bir çok kanserli hasta için çare olacak etkin bir kanser aşısı bulduklarını ifade etti. Türkçe özet: Sezen Burcu Er
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear