Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Gündem Bir Hukuk Bilimcisiyle Sohbet "Düşünen insan mutlaka sınırlara çarpar; sınırlara çarpmak niyetiyle hareket etmez, farkında olmadan çarpar. Düşünce eylemi, böyle bir nitelik taşır. Düşünmek radikal bir harekettir. Ama düşünmezsen hiç biryere çarpmazsın". Bunları söyleyen Hayrettin ökçesiz. Anayasa Hukuku Profesörü, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurucusu. Fakülte'ye öğrenci alınmıyor bu dönem, bu demektir kiyavaş yavaş ortadan kalkacak. Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi sayesinde zengin bir üniversite, ama fakültesini fazla desteklemeye niyetli mi değil? Hayrettin Ökçesiz, ülkemizüniversitelerindekiyerleşik "nizama"aykırı düşen bir bilim insanı. Türkiye'deki üniversitelerden, bilim insanlarının tutumundan vs rahatsız. Sadece akademi dünyasından değil, genel hukuk sisteminden de rahatsız. "Hukuk, sanki 80 bin iiyesini beslemek için kurulan bir sistem, adliye de öyle diğerleri de.. Çatıları altındaki insanlara iaşecilik yapmak amacıyla kurulmuşlar sanki." diyor. llginç ve büyük doğruları olan biryaklaşım! "İyi bir bilim için, çağdaş bir bilim hukukuna ihtiyaç var"diyor ve ekliyor: "Ûzgürlük olmazsa bilim yapamam, bilgi üretemem.. Benden bir sürü şey istiyorlar; danışmanlık, yöneticilik falan... ama benden esas benim verebileceğim şeyi istemiyorlar. bunu verebilmem için de özgiir olmam lazım, çok büyük bir sahtekârlık var ülkemizde; Türkiye'nin kendine yaraşır bir bilim hukukuna kavuşmasıgerek.." "Hukuk bilimi anlaşılmıyor, önemi kavranmıyor; hukuk, avukatların işi sanılıyor. Anlayış bu. Oysa Hukuk, hukuk felsefesi, hukuk sosyolojisi, hukuk psikolojisi demektir. Hukuk bilimi, bunlardan oluşur. *** Peki hukuk ve bilimde önemli eksiklik olarak neyigörüyor? "Bilim yapmak için öncelikle onun yöntemini, metodolojisini tartışmamız, yazmamız gerekmekte.. Bunu yapmıyoruz. Arkaplanımızyok, yanibizimyasalarımızın, hukukumuzun altyapı birikimi neredeyse sıfır. Herşeyi, meselâ Almanya'dan alıp getiriyoruz. Orada ise yasalar 200300 yıllık bir tartışmanın sonucu oarak çıkmış. Biz bu kadar geniş tarihsel bir arkaplanı olan bu yasalan, işçilerin Mersedes araba getirmesi gibi, gidip alıyor ve ülkemize getiriyoruz. Orada yüzyıllar süren biryöntem tartışması sonucu oluşan hukuk veyasalan olduğu gibi alıp getirirseniz, sizin bir tartışma ve yöntem geliştirme sorununuz olmazsa, ortaya da böyle ceza yasası çıkar." ökçesiz, yöntem tartışmasının önemini vurgulamak için şunları da belirtiyor: "Yöntem tartışması, radikal olmayı gerektirdiği için devrim yapmaktır; fakat tabii ki yöntem tartışması yapacak hukukçu gerekir. Bunların sayıları kaç tanedir, merak ederim.." Ökçesiz, hukuktaki katı pozitivizmden de yakınıyor. "Mesela diyorlar ki 'babam olsa asarım!'.. Hayır, babası olsa bile asamaz; kendisi müthiş katı pozitivist, amayasa öyle değil, babasını asamaması için önlemini almış, onu davadan alıyor, ceza yasası ona diyor ki 'eğer babanın asılması gerekiyorsa, bunu obursalı@cumhurıyet com tr CBT İnternet adresı wwwcumhunyet com tr Cumhuriyet BİLİMTEKNÎK • No: 950 4 Hazıran 2005* îmtıyaz sahıbı.Yedı Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. adına tlhan Selçuk . Genel Yayın Muduru: İbrahimYıldız Yayın Daıuşmaıu: Orhan Bursalı • Sorumlu Mudur: Mehmet Sucu GorselYonetmen Tüles Hasdemir • Baskı: thlas Gazetecılık A.Ş. 29 Ekım Cad. No:23 Yenıbosnaîst. Idaıe Merkezi veYazışma adresi: Turk Ocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 Istanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks:0212513 85 95. Cumhuriyet ReklamYerel Süreli Yayın: Tel: 0212 512 47 78 950/34 Haziran 2005 sen değil, gerekirse babam ben asarım!'" Hayrettin Ökçesiz, ne üniversitenin ne de hukuk kurumlarının hukuku sevmedikleri inancında Peki neden? Diyor ki "çünkü o kadar çok imtiyaz elde ettiler ki, hukuku sevmez duruma geldiler. Çünkü hukuk herşeyden önce eşitlik demektir, hukuku bu nedenle sevmiyorlar, valisinden başsavcısına, siyasetçisine kadar... Peki hukuku kim seviyor? Eşitlik isteyen, imtiyazı olmayan aşağıdakiler veya onların dışında kalanlar.. Yani imtiyazlılarla eşit olmak isteyenler hukuku istiyor. Üniversitelerimizde yönetimlerden neden şikâyetçi? Dekanların rektörün esiri olduğu kanısında. Bunları söylerken gülüyor, çünkü bunları üniversite ortamında da dile getiriyor ve bu nedenle kötü adaml Dilini tutmayı becerememiş, durumu idare edemeyen azınlıktan birii Yönetici durumunda olanların, bilim insanlannın cesur olması, haklının, adaletin ve doğruların yanında yer alması gerektiği görüşünde. Tabii bunun normal bir davranış biçimi olması, öyle olduğu kabul edilmesi gereken bir olgu. Ama... "İçlerinde aman bu sosyal bir dergi, zararlı yazılar basılabilir ve başımız da derde girer' diyenleri gördükçe küçük dilimiyutar hale geldim" diyor. Zaten YÖK'ün 2547 sayılı kanunun 5. maddesinde üniversitelerin, bilimin sınırları çiziliyor, belirtiliyor; yasa zaten yöneticilerin endişelenmesini istiyor. Ökçesiz'e göre akademisyenlik unvan elde edinceye kadar. Sonra ununu ele duvara as, kuralı geçerli! Kitap kitap... Üniversitenin kitaba ihtiyacı olmaz olur mu? Ama giderek kitap gereksiz görülmeye başlandı. "İnternet var ya, benistediğimiarayıp buluyorum.. fazla kitaplarımı dağıtıyorum, siz de kitaplar için yerinizyoksa benim gibi yapın!" Vakıf üniversitelerine de sorusu var Ökçesiz'in: "Neden varlık vakfettiniz, bir heyecanınız mı vardı, üniversitelerimizde eksiklikler gördünüz de mi üniversite kurdunuz; bu sorulara yanıt vermeden vakıf üniversitesi kurulurmu?" Bilim insanı? "Yüzde bir oranında, gerçekten bilim insanı diyebileceğimiz insan var üniversitelerde, zaten onlar çölde bile olsa yeşerir, yükselir tiplerdir, volkanik yapıdadırlar.. diğerleri ise iaşeci, geçimini sağlayan insanlar".. *** Kızıyorum Ökçesiz'e, bu sözlerini yazmak durumunda bıraktığı için; dergimizi üniversitelerde boykot ettirecek, satamayacağız ve CBT'yi kapatacağız! Bizim işimiz büyük çoğunlukla, yüzde bir azınlık satış için ne yazar! Zaten yanımda fazla kalmış ve zırvalıklarıyla da zamanımı almıştı; ona nazikçe kapıyı gösteriyorum! Antalya'ya daha çoookyolu var, anca gider! Gelecek cumartesi, hukuksuz, beyaz bir sayfada buluşmak sözü ve dileğiyle!