Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Bilim Tarihi Bilimsel keşiflerin zamanı var mıdır? "Bireyin tarihteki rolü" konusu, düşünce tarihinin herzaman en çetin konularından biri (ya da birincisi) oldu ve bu sorun üzerine sürdürülen tartışmalar günümüzde de tükenmiş değil. Çığır açan bir bilimsel keşfin zamanı, üç olgunun birden ortaya çıktığı zamandır... Osman Bahadır umhuriyet Bilim Teknik dergisinin 2 Nisan 1905 tarihli 941. sayısında "Romancı Gözüyle Einstein Nasıl Bir Yaratıcıydı?" başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda Albert Einstein'in (18791955) bilim, toplum ve kültür üzerindeki etkilerinin tartışıldığı bir konferansta Amerikalı romancı E.L.Doctorow'un yaptığı konuşmanın kısa bir özetine yer verilmekteydi. Buna göre E.L.Doctorovv, Einstein'in yaratıcılığını tartışırken, Einstein yaşamamış olsaydı görelilik kuramının ortaya atılıp atılmayacağı ya da ne zaman ortaya çıkacağı konusunu gündeme getirmekte ve kimilerinin kuramın ortaya çıkması için daha birkaç kuşak beklememiz gerekeceğine inandığını, ünlü astrofizikçi Sir Martin Rees'in ise kuramın şimdiye kadar çoktan ortaya atılmış olacağını, ancak bunun yalnızca tek bir kuramcının say'esinde olmayacağını söylediğini belirtnektedir. Bilimsel keşiflerin zamanı diye de ıitelendirebileceğimiz bu konu ya da baş<a sorunları da kapsayacak biçimde gelelleştirirsek, bireyin tarihteki rolü konu;u, düşünce tarihinin her zaman en çetin conularından biri (ya da birincisi) olmuşur ve bu sorun üzerine sürdürülen tartışnalar günümüzde de tükenmiş değildir. Ben bilim tarihinin önemli döneneçlerinden birini oluşturan diferansiyel e integral hesap metodunun Isaac Newon (16421727) tarafından keşfedilmesi erçevesinde kalarak, bilimsel keşiflerin amanı konusuna bir yaklaşımda bulunrak istiyorum. C kuvvetine eşit olduğunun matematiksel olarak gösterilmesinden geçmektedir. İşte Nevvton'u integral hesap metodunun keşfine götüren gereklilik kendisini böyle göstermiştir. 3 Yeni bir keşfin formüle edilmesine yarayacak bazı elemanter basamakların daha önceden aşılmış olması. Nevvton gravitasyonel çekim kuvvetinin formüle edilmesiyle sonuçlanan keşfinde, Galileo'nun (15641642) ve Kepler'in (15711630) keşiflerinden yararlanmıştı. Galileo'nun serbest düşme yasası ve Kepler'in dunyanın Güneş etrafındaki GEREKLİLİĞE YANIT MI? eliptik dönüş yasası onun için en temel Bu soruya yanıt vermek, Nevvton başlangıç ve esin kaynaklarıydı. Diferansiiçin zor olmaz. d büyüklüğü cisimlerin IEWTON VE KEŞFİ yel ve integral hesabın yaratılmasında da merkezleri arasındaki mesafe olmalıdır. Gerçeği olgularda ararsak, diferansikendisinden önceki matematiksel gelişme Nevvton cisimlerin bütün kütlelerinin merel ve integral hesap metodunun keşfinde çok önemli olmuştur. kezlerinde yoğunlaşEğer Descartes'ın (15961650) analimış olduğunu varsatik geometriyle ilgili keşifleri ve çalışmalaPHILOSOPH yarak hareket edebirı olmasaydı Nevvton bu keşfini yapamazleceğini düşünür. Andı. Çünkü o durumda önce geometrik kocak bu düşüncesinin ordinatlar kavramını ve daha başka şeyledoğruluğunu isbatlari keşfetmesi gerekecekti. Nevvton sadece M A T H E M A T I C A. ması gerekmektedir. Descartes'tan değil, ondan önceki ve sonBunun yolu da, cis raki birçok kişinin matematik çalışmala\BmeTff.JfEJ01Wt*1te*.CJLGı*dLİ min her bir birim kürından yararlanmıştır. pünün kendi küresel pozisyonları içindeki ARCHİMİDES NEDEN BSEt. gravitasyonel çekim ÇÖZEMEDİ? kuvvetlerinin topla1 Olf D | ] T ( Archimedes (M.Ö.287212), insanlık mının, merkezde yotarihinin tanık olduğu belki de en zeki bicunonL ğunlaşmış olduğu lim insanıdır. Doğayla ilgili üzerinde çaiışvarsayılan toplam madığı konu ve bugünden baktığımızda mton'un "Doğa Felsefesinin Matematikselllkeleri"(1687) aülı gravitasyonel çekim 'abının kapağı ve sayfalarından biri. bile doğru olarak görünmeyecek yaklaşı karşılaştığımız olgular şunlardır; 1 Çocukluğundan itibaren doğaya son derecede meraklı, her şeyin esasını anlamaya çalışan, zihinsel çalışmaktan yorulmayan, düşünsel olarak bir sorunun üzerine çok uzun süreli ve derinlemesine yoğunlaşabilen çok zeki (ve eğitim görmüş) bir insanın varlığı. Nevvton, ailesi tarafından matematiğe ve tasarımcılığa olan erken ilgisinin farkedilmesi üzerine çiftlik işlerinde başarılı olamayacağı düşünülerek Cambridge Üniversitesi'ne gonderiliyor ve burada iyi bir eğitim görüyor. 2 Diferansiyel ve integral hesap metodunun bir ihtiyaç olarak kendisini göstermesi. Nevvton Cambrıdge'deki öğreniminin son dönemlerinde gravitasyonel çekim kuvveti üzerine düşünmeye başlıyor. 1665 yılında Londra nüfusunun onda birini yok eden veba salgını üzerine Cambridge kapatılıyor ve Nevvton köyüne dönüyor. Nevvton bu hesap metodunu, işte bu sırada, köyde yaşadığı 166566 yıllarında geliştiriyor (veba salgını olmasaydı Nevvton yine de keşiflerini yapacak mıydı?). Ünlü elma, bu keşfini yapmasından once "kafasına düşmüş" durumdadır. 2 Çünkü Fgmjm^d formülüne, diferansiyel ve integral hesaptan önce ulaşmıştır. Ancak bu keşfini isbatlaması gerekmektedir ve burada gravitasyonel çekim etkileşiminde bulunan iki küresel kütle arasındaki uzaklığı ifade eden d büyüklüğüyle ilgili bir sorun vardır karşısında. d uzaklığı iki cismin yüzeyleri arasındaki mesafe midir, yoksa merkezleri arasındaki mi? Elmanın düşmesi ile Ay'ın düşmesi arasında ne fark vardır? PRINCIP IA mı yok gibidir. Birçok bilim tarihçisi, Archimedes'in, bugün dünyaya gözlerini açmış olsa, gerçekleşmiş olan bilimsel ve teknolojik keşifier ve icatlar karşısında hiç de şaşkınlığa düşmeyeceği kanısındadır. Ancak onun keşfettiği ya da çözdüğü şeyler, üzerinde kafa yorduklarının sadece çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Archimedes'in yaşamı boyunca ilgilendiği konulardan biri de, eğri kenarlı düzlemlerin alanlarının ve eğik yüzeyli cisimlerinin hacimlerinin hesaplanması problemiydi. Dolayısıyla Archimedes'in çalışmalarında özellikle integral hesap metodu bir ihtiyaç olarak kendisini göstermişti. Ama o bu metodu geliştiremedi. Yaklaşık doğru sonuçlara ulaşmış olsa bile bunlara başka metotlarla ulaştı ve diferansiyel ve integral hesap metodunu keşfedemedi. Niçin? Çünkü onun döneminde matematikte henüz fonksiyon kavramı bile gelişmemişti. Diferansiyel ve integral hesabı üzerine dayandırabileceği matematiksel basamaklar henüz yaratılmamıştı. Kanımca, çığır açan bir bilimsel keşfin zamanı, bu üç olgunun birden ortaya çıktığı zamandır. Bilim ve teknoloji tarihindeki bütün büyük keşiflerde ve icatlarda bu üç gerekliliği görebiliyoruz. Bu üç olgudan birinin yokluğu, yeni bir çığırın eşiğinde bulunmuyor olmak için yeterli bir nedendir. bahadirosman@hotmail.com 943/15 16 Nisan 2005