Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
noloji asın antikor terapisi jünüyordu. Kanser araşbrmacılan ise farklı bir ^örüşü savunuyordu. Bu alanda az sayıda edavi söz konusu olduğu için, konvansiyoıel olmayan yöntemlere daha açıktılar ve ıabis hücreleri hedef alan ve öldüren anticorlar ürettiler. Bu nedenle antikor terapisi conusundaki teknolojik geliştneler genellike kanser çalışmalarından elde edildi. VNTİKORLAR YENİDEN ÎAHNEDE Bu başarılar enfeksiyon hastalıkları zmanlarının yeniden antikorlarla ilgilenıesine yol açtı. Sözgelimi şarbon konusuna araştırma yapan bilim adamları, biyote5r saldırılannda ortaya çıkacak enfeksiyonırın tedavisinde ve önlenmesinde monokloal antikor üretmeyi planlıyor. Hâlihazırda şarbon aşısı mevcut ollakla birlikte pek çok insan saldırı olmaın bu aşıyı olmak istemediği ve ani bir salrı durumunda kurbanların aşılanması fayı sağlamadığı için aşının yararlı olmadığı ılaşıldı. Hâttâ agresif antibiyotik tedavisi le, pek çok insanın bu saldırıdan sağ çıkasını garantilemez. 2001 yılında ABD'de eydana gelen "mektup ile şarbon saldırı'nda antibiyotik tedavisine karşın şarbon ikrobunu soluyan 11 kişi öldü. insanlara gelecek. Monoklonal antikor terapisinin potansiyel olarak yarar sağlayacağı düşünülen bir diğer kullanım alanı da bağışıklık sistemi doğru çalışmayan insanlar. Bu insanlar enfeksiyonla mücadele edebilmek için sürekli olarak antimikrobiyal ilaçlar kullanmak zorunda. Bütün bu önlemlere karşın bağışıklık sistemleri tümüyle normale dönmez. Bu nedenle daha etkili terapilere ihtiyaç duyuyorlar. New York'taki Albert Einstein Tıp Fakültesi'nden Arturo Casadevall ve meslektaşı Katerina Dadachova, ROTEİNE BAĞLANAN ANTİKOR Difteride olduğu gibi, şarbonun ölüm1 etkisi toksinden kaynaklanır, fakat tokı hücrelere "koruyucu antijen protective tigen PA" denilen protein olmadan girevı. PA'yı şarbon bakterisi üretir. Doğal feksiyon durumunda PA'ya karşı antikorşarbon ile mücadelede çok önemlidir. Biı adamları spesifık olarak PA'ya bağlanısı için tasarlanan sıçan monoklonal antirları ürettiler. Ancak bu antikorların, ,'yı ortadan kaldıracak kadar sıkıca bağımadığını keşfettiler. Iverson ve Teksas iversitesi'nden George Georgiou, bir sıı antikorunun, antijene bağlanma özellitaşıyan bölümü aynştırmayı başararak 'ya 50 misli daha güçlü bağlanmasını iladılar. Elde ettikleri ürünü sıçanlar üzede denedikleri zaman enfekte olmuş sııların hepsi yaşadı, ilaç verilmeyen sıçanöldü. ĞER KULLANIM ALANLARI Iverson ve ekıbi güçlü bağlanabilme lliğine sahip ürünün lisansını, New Jer'de merkezi bulunan Elusys Therapes isimli biyoteknoloji şirketine sattılar. ada Lesie Casey ve meslektaşları antijebağlanan kısmı "insana uygun hale geti;k" elde ettikleri ürünu tavşanlarda deiler. Hastalığa maruz kalmadan önce bu korun enjekte edildiği hayvanlar yaşadı. ey, şimdi bu antikoru maymunlar üzele denemeyi planlıyor. Daha sonra sıra kanser tedavisinde kullanılan bir yaklaşımdan yararlanarak, AIDS hastalarına musallat olan bir mantar türü ile mücadele yollarını araştırdı.Cryptococcus neoforman denilen mantar, hastalarda yüzde 68 oranında beyin enflamasyonuna neden oluyor. AIDS hastalarında mantar tedavisinde kullanılan ilaçlar pek işe yaramadığı için tedavide başarı sağlanamıyor. Casadevall ve Dadachova mantara bağlanan ancak kendisi mantar etkisi yaratmayan bir antikor üzerinde çalışmaya başladılar. Bilim adamları antikora radyoaktif metal atomlar yerleştirdiler (Bknz grafik). Böylece antikor mantara bağlanacak ve radyoaktif atomlar mantar hücrelerini öldürecekti. Böylece hastanın sağlam dokularına zarar vermeyecekti. Sıçanlara önce C.neoforman, daha sonra antikor enjekte eden ekip, 24 saat sonra radyoaktif antikor enjekte edilen sıçanların yüzde 60'ının 75 ğünden daha fazla yaşadığını tespit etti. Radyoaktif antikor almayan sıçanların tumü ise 35 gün içinde öldü. Casadevall, bu tür bir radyoterapinin gelecek için büyük bir potansiyel oluşturduğuna inanıyor. "Bu terapiyi klinik uygulamaya geçirmek için çabalıyoruz" diye konuşan Casadevall, bu tedavinin menenjit ve zatürree gibi hastalıklarda büyük yarar sağlayacağını ve kısa süre içinde başka hastalıklar için de kullanılacağını ileri sürüyor. Ortaya yeni çıkan hastalıkların tedavisi için de antikor tedavisinden yararlanılması düşünülüyor. Buna örnek olarak SARS gösterilebilir. 2002 yılında ortaya çı lerden uzak duruyorlar. CasadevaN'e göre enfeksiyon hastalıkları için geliştirilecek antikor tedavilerinin karşılaştığı en önemli sorun şirketlerin bu tutumu. Casadevall, "Ekonomik gerekçeler nedeniyle, yaşam kurtaran ilaçlar yerine Viagra gibi ilaçları tercih ediliyor" diyor. Ne var ki enfeksiyon hastalıkları için antikor terapileri kârlı olabilir. Başarı öyküsü olarak nitelendirilebilecek bir olay Synagis. Kısaca RSV (respiratory syncytial virus) denilen bir solunum yolu hastalığı ile mücadelede kullanılmak üze' re geliştirilen insana uygun monoklonal antikor, merkezi Maryland'de bulunan Medlmmune isimli şirket tarafından geliştirildi. Bu hastalık 2 yaşının altındaki çocuklarda görülüyor ve normal olarak ciddi sorunlara yol açmıyor. Ancak prematüre bebekler veya kronik akciğer hastalığı olan çocuklar gibi yüksek risk grubuna giren çocuklarda ölümcül olabiliyor. Geniş kapsamlı klinik deneylerde Synagis hastalığın şiddetini ve ölüm riskini azaltıyor. FDA tarafından onaylanan ilaç, Amerikan Pediatri Akademisi tarafından da önlem olarak tavsiye ediliyor. Şimdi doktorlar RSV mevsiminden önce ve mevsim boyunca her ay yüksek rısk grubuna giren çocuklara bu ilacı vermeye başladılar. Kısıtlı piyasasına karşın, Synagis bugün Medlmmune'nin en fazla gelir getiren ürünü. Geçen yıl satışlar 942 milyon dolara ulaştı. PAHALI TEDAVİ Antikor terapilerinin en olumsuz yanı pahalı olması. Sözgelimi Synagis ucuz bir ilaç değil. Nebraska Üniversitesi Tıp Merkezi'nden çocuk doktoru Jose Romero, bir RSV sezonunda tek bir bebeğinin tedavisinin 3.000 ile 5.000 dolara mal olduğuna dikkat çekiyor. Bu sorunlara karşın Synagis'in başarı öyküsü İngiltere'deki ImmunoPrime adındaki biyoteknoloji şirketinin ileri gelenlerinden Ian Charles'ın dikkatini çekmiş. Charles şimdi başka bir piyasaya hitap etmeyi planlıyor: Antibiyotiğe dirençlı bakteriler. ImmunoPrime özellikle methicilline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) için antikor terapisi üzerinde çalışıyor. MRSA'nın çoğunlukla hastanelerde bulaşsa da sağlıklı insanların da dışarıda bu bakteriye yakalandığı bildiriliyor. Casadevall'e göre MRSA'ya karşı antikorlar üretme konusundaki girişimler, enfeksiyon hastalıklarında son günlerde görülen trendin başlangıcı. Bakteriler antibiyotiklere karşı her gün dirençlerini artırdıkça ve piyasaya yeni çıkan antibiyotiklerin sayısı azaldıkça, Casadevall "Çok büyük bir krize girmemiz" an meselesi diyor. Casadevall'e göre antibiyotik çağı kaçınılmaz olarak son bulmak üzere. "Geniş spektrumlu antibiyotik fikri 21.Yüzyıl'da tamamen ortadan kalkacak" dile konuşan bilim adamı, "Antibiyotikler ortadan kalkınca insanlar çaresiz bu eski tedavi yöntemine dört elle sarılacak" diyor. Reyhan Oksay kan bu solunum yolu enfeksiyonu hastalığınm tedavisi için antikor terapisi çalışmaları 2003 yılında Hollanda'daki Crucell biyoteknoloji şirketinde başladı. Bu merkezdeki çalışmaların eskilerinden farkı, sıçan antikorunu insana uygun hale getirmek yerine tümüyle insan antikoru yaratmak. Sağlıklı insanların Blenfositlerinden ayrıştırılan genler üzerinde sürdürülen çalışmalar 2004 yılında sonuç verdi. Dağ gelinciklerine enjekte edilen antikorlar SARS virıisünü vucutta çoğalmasını engelledi. Crucell'den Jan ter Meulen bu antikorun insanlarda SARS'ı engelleyeceğine, hâttâ tedavi edeceğine inanıyor. ÜRETİM MALİYETİNİN YÜKSEKLİĞİ Şirketler, SARS gibi sıra dışı hastalıklar için antikorların üretilmesine, yüksek malıyet gibi olumsuzluklar nedeniyle sıcak bakmıyor. Bu nedenle bu tür girişim New Scientist, 19 Mart 2005 943 /1316 Nisan 2005