Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BİLİM FELSEFESİ Karl Popper'in toplum bilimleri felsefesi Yakın bir süre önce ölen, günümüzün en önemli toplum ve bilim felsefecilerinden Karl Popper üzerine B.Ü. felsefe bölümü öğretim üyesi Gürol Irzık'ın ikinci yazısını sunuyoruz. Gürol Irzık ilim Teknik'te yayımlanan bundan I önceki bir yazımda Karl Popper'in yanlışlamaeı felsefesini biiimsel yöntem ve tümevarım problemi çerçevesinde ele almıştım.1 Bu yazıda düşünürün siyaset ve toplum bilimleri hakkındaki görüşierine değinmek istiyorum. Bilindiği gibi Popper totaliter "kapalı toplum"a karşı liberal demokratik "açık toplum"un en kararlı savunucularından biridir. Onun açık toplum savunusunun ardında sadece siyasi bir tercih değil, aynı zamanda ve belki de daha önemlisi felsefı bir tavır vardır. Popper kendi yanlışlamaeı bilim anlayışı ile açık toplum arasında doğrudan bir ilişki kurar; ikisi de özgür ve eleştirel düşünce olmadan yapamaz. Bilimde en önemli eleştiri silahı deneysel sınamadır. Sınama sonucu başansız olan hipotezler terk edilir, onların yerini başka hipotezler alır. Benzer biçimde, bir toplumu demokratik açık bir toplum kılan en önemli unsur eleştiridir, eleştiri olanağıdır. Açık toplum en genel anlamda eleştiriye açık toplum demektir. Popper bunlar sadece ifade ve örgütlenme özgürlüğünü değil, aynı zamanda, toplumu yönetenlerin demokratik yollardan değiştirilebilmesini de anlıyor. O halde Popper'e göre eleştiri bilimi de açık toplumu da mümkün kılan en önemli unsurdur. Bilim bu nedenle ancak ve ancak açık demokratik bir toplumda serpilip gelişebilir. Popper bilimle açık toplum arasında bu tür bir ilişki kurduktan sonra totaliter toplum eleştirisine koyulur. Eleştirisi siyasi ve sosyolojik bir eleştiriolmaktan çok epistemolojiktir. Popper bir bakıma totaliter düşüncenin zihinsel dayanaklannı araştırmakta ve sorgulamaktadır.2 Ona göre totaliter düşünce tarihsicilik ile ütopyacılığın ittifakına yaslanır. Popper tarihsiciliği, toplum bilimlerinin başlıca amacının tarihsel kehanet olduğunu ve tarihin evrimini belirleyen yasalann ya da yöneliklerin (trends) keşfıyle bu amaca ulaşılabileceğini savunan görüş olarak tanımlıyor. Ütopyacılıktan ise toplumun tamamını önceden belirlenmiş katı ve değişmez bir plana göre kökten değiştirmeyi hedefleyen ideal toplum tasanmlarını anlıyor. Tarihsicilikütopyacılık ittifakının iki önemli öğesi olduğu görüşündedir Popper. Bunlardan bir tarihsel determinizm, diğeri holizm'dir. Tarihsel determinizm tarihin belirli bir yöne doğru durmadan ileriediğini, toplumun da bu tarihsel doğrultuda geliştiğini iddia eder. Gerek tarihsiciler gerekse ütopyacılar toplumun gerçek bir amacının ya da gerçek bir ereğinin olduğuna ve bunun tarihsel yasaların, yönelimlerin, ya da dönemin ihtiyaçlarının saptanmasıyla biiimsel olarak bilinebileceğine inanırlar. Holizm ise toplumun, onu oluşturan bireylerden daha fazla bir şey olduğunu savunur ve toplumsal değışimden topyekün bir değişimi anlar. Popper'e göre tarihsel determinizmle holizmi buluşturan tarihsicilikütopyacılık ittifakı çoğulcu düşünceye, açık topluma kapahdır. Tarihsel akışın yönünü saptadığını düşünen kişi ya da gruplar "doğrunun" kendi tekellerinde olduğuna inanacaklar, bu "doğru" sayesinde kehanetlerde bulunacak ve kehanetleri doğrultusunda toplumu bir an önce baştan aşağı değiştirmeye çalışacaklardır. Böylesi insanların eleştiriye tahammül etmeleri neredeyse imkansızdır. Işte Popper'a göre totaliter, kapalı toplumun kökeninde yatan epistemolojik mekanizma budur. cak" dediğimizde aşıyı zaten (şimdiden!) bulmuş oluyoruz. Dolayısıyla, "Yarınki bilgimizin içeriğini bugünden kestirebiliriz" demek bir bakıma paradoksal bir şey çünkü yarın bileceğimiz bir şeyi bugünden bilmemiz anlamına geliyor. Ikincisi, biiimsel bir öndeyi gelişigüzel bir tahmin değildir. Geleceğe ilişkin bir tahminin öndeyi olabilmesi için onun kimi doğa ya da toplum yasalarından (belli yardımcı varsayımların katkısıyla) mantıksal olarak çıkarsanabilmesi gerekir. Oysa, hiçbir doğa ya da toplum ytesası yoktur ki bize yarın neyin keşfedileceğini söyleyebilsin. Işte bu sebeplerle gelecekte neyi bileceğimizi bugünden kestiremediğimize göre, tarihin seyri bilgimizin gelişmesinden etkilendiği ölçüde önceden kestirilemez ve bilinemez olacaktır. Popper'a göre tarihsel kehanetlerin Hemen belirtmek gerekir ki, tarihsel kehanetlerin imkansızlığını savunan Popper toplum bilimlerinin asla biiimsel öndeyilerde bulunamayacağını iddia etmez. ömeğin, Popper'e göre iktisat kuramları bir toplumdaki enflasyon ve işsizlik olanına İlişkin öndeyilerde bulunabilirier. Ama bunlar koşullu ve oldukça alçakgönüllü Öndeyilerdir; yani, "şu tür bir toplumda şu tür koşullar altında şöyle olur" biçimindedir ve bu bakımdan tarihsicinin koşulsuz kehanetlerinden farklıdır. Benzer biçimde, Popper toplum yasalannın varlığını da reddetmez: "Üretkenliği artırmaksızın çalışanların gerçek gelir düzeyini yükseltmek imkanstzdır", "(Pazar ekonomisine dayanan bir sistemde) enflasyon olmadan tam istihdam sağlanamaz" gibi genel hipotezler bunlardan bazılarıdır. Popper'in yazılanndabir de, deyim yerindeyse, "süperyasalar" saptayabiliriz: "Her insan içinde bulunduğu duruma uygun davranır", "Kusursuz kurumlar inşa edilemez", "Hiçbir davranış tam istenilen sonucu vermez" gibi. Bunlar, yukanda sayılan yasalann tersine belli bir toplum (örneğin pazar ekonomisinin hakim olduğu toplum) için değil, her toplum için geçerli yasalardır. Popper'in toplum bilimleri felsefesi asıl bu tür yasalan önemser. Nitekim onun ütopyacılık eleştirisinin temelinde bu "süperyasalar"dan biri yatar. Popper'e göre ütopyacı, toplumun tamamını önceden belirlenmiş ideal, katı ve değişmez bir plana göre kökten değiştirmeyi hedefleyen kişidir. Ama ütopyacı hayal kırıklığına uğramaya mahkumdur çünkü toplumu topyekün değiştirmeye kalktığında, her eylemin umulmayan ve beklenmedik kimi sonuçları mutlaka olacağından, ne toplumu istediği yönde değiştirebilecek, ne de her şeyi aynı anda Tarihsiciliğin Eleştirisi Popper BTarihsiciliğin Sefaleti'ne 1957 yılında eklediği önsözde tarihsiciliğe karşı son derece basit, basit olduğu kadar da yıkıcı bir argüman ileri sürer: " 1 . Insan bilgisinin gelişmesi ınsanlık tarihinin seyrini büyük ölçüde etkiler. 2. Biiimsel bilgimizin gelişmesini rasyonel ya da biiimsel yöntemlerle önceden kestiremeyiz. 3. Öyleyse, insanlık tarihinin seyrini önceden kestiremeyiz. 4. Bunun antamı şudur: Kuramsal bir tarih olanağı, başka bir deyişle, kuramsal fiziğe tekabül eden tarihsel bir toplum bilim olanağı reddedilmelidir. 5. Böylece tarihsicilik çöker."3 Birinci önermenin doğruluğunu hemen herkes kabul edecektir. Biiimsel bulgular, özellikle bilimin yol açtığı teknolojik gelişmeler tarihin akışını ciddi biçimde etkilemiş ve etkilemeye artan bir ivmeyle devam etmektedir. Popper'in de belirttiği gibi yukarıdaki akıl yürütmenin can alıcı noktası ikinci önermedir. Bu önerme birçoğumuza ilk bakışta yanlış gelebilir. Yarın neyi bileceğimizi bugünden pekala kestirebileceğımizi, örneğin yakın bir gelecekte AIDS'e karşı bir aşının bulunacağını şimdiden bilebileceğimizi düşünebiliriz. Ne var ki, bu tür bir itiraz 2 nolu önermenin özünü gözden kaçırmaktadır. Bir defa, sadece bir tür aşının bulunacağını dile getiren öndeyi çok belirsizdir; ne aşının ne zaman bulunacağını söylemektedir, ne de aşının nasıl bir aşı olduğunu. Öte yandan "şöyle şöyle bir aşı buluna Ütopyacılığın eleştirisi mümkün olamamasında toplumların yerlerinde sayan ve birbirierinden yeterince soyut Popper'e göre totaliter lanmış sistemler olmaması da rol oynar. Toplumlar sürekli düşünce, tarinsicilik ile birbirlerini etkiler ve değiş ütopyacılığın 'ittifakına' dayanır. tirir. Bu etkileşim sonucunda ortaya hiç beklemediğimiz Bu ikisi, çoğulcu düşünceye, yepyeni toplumsal koşullar çı açık topluma kapahdır. kar. Işte bu umulmadık ve tahmin edilmeyen koşullardır Doğrusunun kendi tekellerinde ki tarihsicinin uzun vadeli tarihsel kehanetlerini boşa çıka olduğuna inanırlar. nr, tarihsiciliği çürütür. • Popper ne toplumun ne de doğanın tarihsel olarak belirlendiğine değiştirmeye giriştiğinden hangi eylemin inanır. Onun evreni, tıpkı insan toplumlane gibi bir sonuca yol açtığını görebilen gibi "açık", nereye evrileceği, hangi tacektir. Sebepsonuç ilişkilerini sağlıklı bir rihsel aşamalardan geçeceği belli olmabiçimde saptayamadığı için hatalanndan yan bir evrendır. "Evrimin yönünü ve niöğrenmesi de çok zor olacaktır. Dahası, teliğini belirleyen yasalar olduğu fikri, geeylemlerinin bazıları hiç de arzu etmediği leneksel olarak Tann'ya atfedilen işlevlekimi olumsuz sonuçlar verebilecek ve isrin "Doğa Yasaları"na atfedilmesi yönüntemeden birçok kişiyi mağdur edecektir. deki genel eğilımden kaynaklanan tipik Bunlar ütopyacıyı hiç planlamadığı, um4 bir on dokuzuncu yüzyıl yanılgısıdır." madığı ve istemediği sonuçlaria yüzyüze Popper'in açık toplumu açık erven dügetirecek, onu "plansız bir planlamacıya" şüncesinin tamamlayıcısıdır. 4056