23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

M Ü Z E C İ L İ K • KONSERVASYON Eski eser "doktorlan" işbaşında Tarihi eser niteliğinde olan tekstil eşyaların bilimsel korunması için yeni çalışmalar başladı. "Konservasyon" tekniğinin gelişmesi, önemi, ülkemizdeki durumu üzerine... Röportaj: Feryal Irez* 1923 Eylül 1994 tarihleri arasında Istanbul Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanhğı tarafından düzenlenen II. Müzecilik Seminehnde dikkat çeken konular arasında günümüz ve dünya müzeciliğinin en önemli sorunlanndan biri olan "Konservasyon" da yer aldı. Müzelerimizde yer alan zengin tarihi birikimimizi korumalıyız, ama en doğru olarak ve nasıl??? özellikle de tekatilgibi, zaman süreci içinde yıpranması gayet kolay olan bir malzemeyi gelecek nesillere yok olmadan nasıl ulaştırmalıyız??? Konu ile ilgili sonılanmızı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Nevin Enez ile, 19941995 eğitim öğretim yılında MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders vermek üzere Fulbright bursu ile gelen Washington DC Tekstil Müzesi konservatöherinden Sara Wolf yanıtladı. Sayın Nevin Enez, isterseniz söyleşimize konservasyonun tanımlanmasıyla başlayalım. Konservasyon nedir? Konservatör kimdir? Konservasyon sözcüğünün içerdiği anlam Ingilizce, Fransızca ve Ispanyolca dillerinde birbirinden biraz farklılık gösterir. Ingilizce genel kullanımda "konservasyon", "koruma" sözcüğüyle eşanlamlıdır. Bunu bugün bız de Turkçe'de aşağı yukarı aynı şekilde kullanıyoruz. Ancak müzecilik alanında kullanılan "konservasyon" sözcüğü eserın "bozunmadan korunması" ve "restorasyonu" ışlemlerının her ikısini birden kapsar. Bu durumda "konservatör" her iki alanda da çalışma yapan profesyonel kişiyi tanımlar. Oysa "restoratör" yalnızca restorasyon konusunda uzmanlığı olan kişidir. Konservasyonun tanımınıysa şöyle yapabiliriz: Konservasyon, aracılığıyla her türlü korumanın başarılabildiği bir teknolojidir. Yani konservasyon kendisi bir bilim dalı olmayıp, alana yönelik yapılan bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkartılan gerçekleri ve üretilen teknolojiyi kullanan bir disiplindir. Aynen tıp alanında olduğu gibi. Konservasyonun tanımı böyle olunca, konservatör de koleksiyonun korunmasını mümkün olan en uzun süre için teminat altına alabilecek olan kişidir. Ülkemlzdeblryıl kalacak ve konservasyon konusunda eğitim verecek olan Sara Wolf Teksas Austin'deki laboratuvarda çalışırken... Eserlerin korunup yaşatılması, neden bu kadar önemli? Müzelerin dört klasik fonksiyonu vardır: Müzeler eser toplayıp koleksryon oluştururlar, koleksiyonlarındakı eserleri korurlar, bu eserlere ilişkin araştırmaları yürütürler ve yapılan araştırmalar ışığında koleksiyonlannı yorumlayıp kamuya tanıtırlar. Bu dört klasik fonksiyon içerisinde koruma, müzelerin en temel sorumluğudur. Zira korumanın sağlanamadığı bir müze ortamında eserlerle ilgili araştırma ve eserlerin tanıtımı yapılamayacağı gibi, koleksiyon oluşturmak da gereksiz bir çaba olmaktan "ödeye geçemez. Oysa bütün bu eserler bizim insanı gelişimimızin anılarıdır. Yarın neler olabileceğini bilemiyoruz. Bugünse akmakta olan ve geleceğe karışacak olan bir gerçek. Bizler geçmişten gelen mirasın ürünlerıyiz, geleceğjmızi de bu miras aydınlatacak. Konservasyon bu mirası koruyabilmemizin tek yolu. Müzenin kendisi gibi, konservasyon da geçmişin değil geleceğin teminatıdır. Yukarıda "konservasyon"u tanım larken müzecilik alanında kullanılan "konservasyon" sözcüğü eserin "bozunmadan korunması" ve "restorasyonu" işlemlerinin her ikisini birden kapsar dediniz. Bunu biraz açar mısınız? Koleksiyonlardaki eserlerin niteliklerine bağlı olarak değışen konservasyon uygulamalannın iki türü var. Bunlardan ilki ve dünya müzecilerinin en çok gündeminde olanı "koruyucu konservasyon" (preventiva conservation), diğeriyse "restorasyon". "Koruyucu konservasyon" bugün artık uygulanabilıyor zira yapılan bilimsel araştırmalar bizlere bozunmanın mekanizmasını anlayabılme olanağını vermiş durumda. Bu konudakı bilgilenme detaylanarak ve çok süratli bir biçimde gelişmeye devam ediyor ve bunun sonucu olarak, aynen tıp alanında olduğu gibi, geçmişte kullanılan bazı teknikler eskiyor, bu bilgiler doğrultusunda yapılan çalışma veyayınlar yeniden gözden geçirilmeyi gerektiriyor. Yani aynen tıp alanında olduğu gibi gelişmeleri takip etmezseniz olayların gerisinde kalıyorsunuz. Fakat koruyucu konservasyonun temel prenâiplerı çok Kızılderililere aitpabuçlar. Üstte konso, * „ „ , . „ . . ^tt^esi durumu. Yanda ise eserin konservasyon sonrası durumu sağlam bir biçimde oturtulmuş durumda. Bugun artık bilıniyor ki bozunma kaçınılmaz değildir ve "yaşlanma" bilınen ve çoğu kontrol altına alınabılecek sebeplerin sonucudur. Bozunmaya neden olan en temel faktörier çevresel yani dıştan gelen faktörlerdir: Işık, sıcaklık, nem ve atmosferik gazlar. Bunlara, yanlış taşıma ve uygun olmayan desteklerin kullanılmasından kaynaklanabilecek mekanik hasarlar, reaktif maddelerle temastan kaynaklanabilecek kimyasal, mikroorganızmalardan, bitki, böcek ve hayvanlardan gelebilecek biyolojik hasarlar da eklenebilir. "Restorasyon"un amacı ise halihazırda eser üzerinde var olan hasarın tamiridir. Oluşmuş hasarın gerrye döndürülmesi mümkün değildir; hasar kapatılabilır, kopuşmuş parçalar yeniden birieştırılebilir, kaybolan kısımların yerine yenilerı yerleştirilebilır, zayıf kısımlar kuvvetlendirilebilir ancak bütün bu ışlemler olabilecek en mükemmel biçimde de yapılsa eser yalnızca aslına benzetilebilir. Restorason görmüş eser daha az güzel ve daha az orijinaldır. Restorasyon ve esere yapılan her bir müdahale eseri orıjinal durumundan biraz daha uzaklaştırdığından, esere yapılan müdahalenın en mjnımum düzeyde tutulmaya çalışılması etik bir zorunluluktur. Ancak bazı durumlarda hiçbir alternatif kalmaz. Bozunmanın ilerlemesini durdurmak veya eserı yeniden kullanılabilir duruma getirmek için restorasyon kaçınılmaz olur. örneğin tamamen belirsizfeşmiş, anlaşılması güç hale gelmiş bir resmı restore etmekten başka çare yoktur. Böyle bir durumda orijinalliğınden uzaklaşsa da eserin restore edilıp kazanılması, eserin tamamen kaydedılmesi ye kullanılmaz duruma gelmesine tercih edilmelıdir. Sanat eserleri özellikle de arkeolojik ve etnografik koleksiyonlarda bulunan sanat eserleri farklı bir muameleye tabi tutulmalıdırlar zira, bu eserler yapılacak araştırmalar için gerçek birer bilgi kaynağı olabilirler. Diğer yandan eserı üreten sanatçının duygulannı anlamak her za 3956
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear