26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 SAYFA 3 EYLÜL 2011 CUMARTESİ GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN “Ağacın kurdu özünden olur”muş E lmalı Tekke Köyü Abdal Musa Sultan Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Ali Eriş, geçen yılın sonlarında bölgede faaliyete geçen taş ocağı ile ilgili eylemde esip gürlüyor. Taş ocağına şiddetle karşı çıkıyordu. Herkesi mücadeleye çağırarak şunları söylüyordu: B “Bizde bilinçli Tekke köylüleri ve Aleviler olarak kutsal değerlerimize ve çevremize sahip çıkmayı bir görev olarak kabul ediyoruz. Bizleri assalar, kesseler bu yoldan dönmeyeceğiz. Dönmek istemiyoruz. Dönenleri de kınıyoruz.” Ali Eriş, aradan bir yıl geçmeden şu sözlerle tam tersi bir açıklama yapıyor. M “Mermer ocağının Tekke’ye, Abdal Musa Türbesi’ne zararı yok. Çalışmalar Akçeniş Köyü yakınlarında yapılıyor.” Dün taş ocağı konusunda sessiz kalanlarla A dönenleri kınayan, “Assalarda, kesselerde dönmeyeceğiz” diyerek üst perdeden iddialı sözler eden dernek başkanı, bugün başka bir şey söylüyor. Taş ocağını işleten firmanın açtığı tazminat davalarından mı ürktü, yada başka bir şekilde ikna mı edildi bilinmez ama keskin bir dönüş yaptığı ortada. Bu sözlerinin ardından yargı, taş ocağı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verince belki de yaptığı dönüşten pişman olmuştur. İlginç daha düne kadar birbirine karşı mücadele eden Ali Eriş ile taş ocağı firmasının avukatının aynı düzlemde buluşması. Taş ocağının Abdal Musa Sultan Türbesi’ne ve Tekke Köyü’ne uzak olduğunda birleşmesi. Bölgeyi çok iyi bilmeyenler yanılabilir ama Tekke Köyü Abdal Musa Sultan Kültür ve Tanıtma Derneği’nin başkanlık koltuğunda oturan Ali Eriş’in böyle bir hakkı yok. Aslında en iyi değerlendirdmeyi CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan yapmış. Sapan, firmanın avukatına yanıt verirken isim vermeden birilerine de şu şekilde bir göndermede bulunmuş: “ Firma ısrarla köye istihdam yarattığından, kutsal yerlere ve tarım arazilerine zarar vermediğini iddia etmektedir. Bu arada yanına çektiği birkaç köylüden söz etmektedir. Hepimizin bildiği bir söz var. ‘Ağacın kurdu özünden olur’ Bu tür işletmelerin, belirli menfaat sağlayarak köyleri böldüğünü bilmeyen yok. Birkaç kişinin firmada çalışması, bazı kişilerin bir şekilde ikna edilmesi yanlışı düzeltmez” Milletvekili Sapan, bu arada Dur Dağı’nın önemine dikkat çekiyor. Taş ocağının Abdal Musa’ya kaç metre uzaklıkta olmasının tartışılmasının yanı sıra kutsal Dur Dağı’nın yok etmesine vurgu yapıyor. Ali Eriş gibiler için kesilip biçilen Dur Dağı’nın önemi olmayabilir. Ama başta bölge insanı olmak üzere milyonlarca kişi için değerli olduğu, daha da ötesinde kutsal sayıldığını biliyoruz. Dur Dağı ve Abdal Musa’yı korumaya çalışanların morallerini bozmaması gerekiyor. Mücadeleden dönenlere takılıp kalmasınlar. Havai fişek terörü tam gaz A ir süre önce “Ağa Takılanlar”da sahillerdeki otellerin yarattığı havai fişek kirliliğine değindik. Bu konuda Manavgat’ın Kızılot Beldesi Belediye Başkanı Mustafa Keçer’in yaptığı açıklamayı gündeme getirdik. Kızılot Belediye Başkanı Mustafa Keçer, havai fişeklerin yarattığı ses ve ışıkların kuşları gece yarılarında yuvalarından uçurduğunu, sahillerdeki caretta caretta kaplumbaağalarına yuvalarından çıkan yavruların yollarını şaşırttığını söyledi. Hacettepe Üniversitesi ile yaptıkları ortak çalışma sonunda bu değerlendirmeyi yapan Başkan Keçer, sorumluluk bölgesindeki otellerde havai fişek atılmasını yasakladı. Kızılot’taki bu duyarlılık nedense diğer turizm bölgelerinde gösterilmiyor. Diğer turizm bölgelerinde her gece ardı ardına otellerden havai fişekler atılıyor. Dakikalarca süren gösteriler sonunda turizm bölgelerinin yakınları ndaki orman ve sulak alanlardaki kuşların canhıraş sesler çıkararak yuvalarından kaçtıklarına tanık olduk. Ayrıca bu gösteriler yakın çevrede yaşayan ya da tatil yapanları ciddi şekilde rahatsız ediyor. Yetkililerin havai fişek kirlid liliğine “dur” demesi gerekiyor. Bu konuda ciddi sınırlamalar getirilmeli. Önüne gelen istediği gibi bu tür gösteriler yapamamalı. Kızılot örneği, başta Antalya olmak üzere tüm turizm bölgelerinde yaygınlaştırılmalı. B Ulaşımı unutulan mahalle ayram tatili sona erdi. Günlük sorunlarımızla tekrar yüz yüze geldik. Bunların başında da toplu ulaşımda yaşanan sıkıntılar geliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 20 Ağustos’ta başlattığı yeni toplu ulaşım sistemi tartışılmaya devam ediyor. Bayram biter bitmez başlayan protestolar bunun göstergesi. Yeni sistemin yerine oturması için zamana geriksinim olduğunu biliyoruz. Alışılan düzenin değişmesine tepkilerin olması da doğal. Yarın daha iyi bir sistem kurulacaksa sıkıntı çekmeye değer. Ama aldığımız bazı duyumlar yeni sistemin uygulanabilirliği konusunda bizi düşündürüyor. “Acaba sağlam altlık üzerine kurulmadı mı? B şeklinde soru işaretlerinin artmasına neden oluyor. İşte bunlardan biri Kepez’in Göksu Mahallesi’nden geldi. Göksu Mahallesi, Toptancı Hal ile Gazi Bulvarı arasında bir yerleşim yeri. Nüfusu da 5 binin üzerinde. Bu mahallede yaşayan bir okurumuz bizi arayıp şöyle bir yakınma da bulundu: Y “Yeni sisteme geçildiğinde bizim mahalleyi unutmuşlar. Daha önce çalışan otobüs ve minibüsler kaldırıldı. Bir hafta ulaşımsız kaldık. Mahalle muhtarının çabaları sonucunda bir minibüs hattı verildi.Koskoca mahalleyi nasıl unuturlar.” Okuyucumuzun sözünü ettiği gibi bir mahallenin ulaşımı unutulmuşsa, sistemi kuranların şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri gerekir. ntalya Büyükşehir Belediyesi’nin yeni projesi dikkatimizi çekti. Belediyenin iştiraklerinden biri olan EKDAĞ A.Ş kanalı K ile”Klimalı Durak” üretimine başlanıyormuş. Üretilen ilk örnek görücüye çıkarılmış. Duraklar kullanacağı enerjiyi güneşten sağlayacakmış. Bu proje bizi heyecanlandırdı. Çünkü hem Antalya iklimine uygun hem de güneş enerjisi gibi yeni teknolojiyi içeriyor. Antalya, otobüs ve tramvay durağı sorununu uzun yıllardan beri aşamadı. Menderes Türel döneminde Büyükşehir Belediyesi, açıkhava reklam alanları ihalesi kapsamında yeni duraklar yaptırdı. Ama bu duraklar öz A Klimalı duraklar çellikle yaz aylarında Antalya iklimine uygun değildi. Durağın çatısı güneş ışınlarını içeri alıyordu. Bu hali ile az güneş gören ülkeler ve kentler için tasarlanmış gibiydi. Bu durum Türel’e aktarıldı. Türel, G “Güneşin zararlı ışınlarını süzen bir sistem olduğunda” ısrar etti. Ona göre yaz ortasında durakta bekleyenlerin sıkıntısı olmayacaktı. Ama gerçek Türel’in dediği gibi değildi. Yaz sıcaklarında durakların içinde durulması mümkün değıildi. Güneş, durak içini yakıyordu. Yurttaşlar durak dışındaki gölgeliklere sığınmak durumunda kalıyordu. Otobüsler duraklarındaki bu yanlışlık, daha sonra kurulan tramvaylarda da tekrarlandı. Tramvay durakları da yazın güneş yüzünden, kışın ise yağmur suyu aldığı için işlevsiz hale geldi. Antalya’daki tüm durakların çatısının öncelikle değiştirilip yurttaşları güneşten ve yağmurdan korur duruma getirilmesi gerekiyor. Bu arada klimalı durakların özellikle tramvay hatlarında kullanılması düşünülmeli. Çünkü bu durakları amacı dışında kullanmak isteyenler olacaktır. Yazın serin, kışın sıcak duraklardan çıkmayacak kişiler olacaktır. Bu yüzden güvenlik görevlilerinin çalıştığı tramvay duraklarında uygulanması yerinde olur. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear