27 Temmuz 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 ENERJİ geçirdikten sonra tekrar denizenehirlere dönen soğutma suyundaki sıcaklık farkı 30 fahrenayt ise günlük soğutma suyu miktarı dakikada 1 milyon litre, eğer bu ısı farkı 20 fahrenayt ise 3 milyon litredir. Bir nükleer reaktörün ana kazanında nükleer fisyon ile ortaya çıkan 3 birim ısı enerjisinin genelde sadece bir birimi (yüzde 33) buhar enerjisi ile türbinlerde elektrik enerjisine dönüşmektedir. Geriye kalan 2 birim (yüzde 66) atık ısı enerjisinin, reaktörün dengeli çalışabilmesi için, buhar üreten sistemden çıkarılması gerekmektedir. Bu atık ısının da nükleer santraldan çıkarılması, deniz veya nehirlerden alınan soğutma suyuna transfer yoluyla gerçekleştiriliyor. 2006 ABD Enerji Bakanlığı Ulusal Enerji Teknoloji Laboratuvarı (NETL) raporunda ABD’de elektrik üreten 103 nükleer reaktörün bir günde kullandıkları soğutma suyunun 182.4 milyar litre olarak tespit edilmiştir. Bu da her bir reaktör için bir günde ortalama 2 milyar litre soğutma suyuna karşılık geliyor. Bu miktar su, Ankara şehrinin bir günde kullandığı su miktarı olan 1 milyar litrenin 2 katına denk geliyor. Bu soğutma suyu miktarı ve santraldaki ana soğutma sistemlerindeki akış hızı genelde reaktörün efektif termal enerji üretme verimliliği ile orantılıdır. VVER1200 dizaynında efektif verimlik oranı yüzde 36 olarak gösterilmektedir. Hafif suyla çalışan reaktör tiplerinde atık ısı enerjisinin salınması tek yönlü soğutma sistemi ve kapalı soğutma sistemi olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Birinci işlemde atık ısı soğutma suyuna direk transfer edilerek tekrar denize verildiği için daha ucuz bir soğutma tekniğidir. İkincisi maliyeti ve operasyonu daha pahalı olan kapalı soğutma sistemidir; atık ısının 3’te 1’i buhar halinde soğutma kulelerinden atmosfere, kalanı da kulelerde soğutularak yeniden reaktör soğutma sistemine gönderilir. Soğutma kulelerinde buharlaşarak kaybolan su yeniden denizden çekilerek sisteme eklenir. Doğu Akdeniz, yüzde 38 tuzluluk oranıyla Kızıl Deniz’den sonra dünyadaki en tuzlu denizlerden biridir. Akkuyu Santralı tam güçle elektrik ürettiği her günde soğutma kuleleri ve diğer yardımcı soğutma sistemlerinde çevrimlenen 10 milyon metreküp suyun sadece yüzde 10’unun buharlaştığını kabul edersek, bir günde kayıp olan 1 milyon metreküp suyun geride bıraktığı atık tuz miktarı yaklaşık 40 tondur. Ve bu tuzun soğutma sisteminden devamlı denize özel mekanik ve kimyasal yöntemlerle tahliye edilmesi gerekecektir. ABD Enerji Bakanlığı’nın 2006 yılına kadar yapılan istatistik hesaplarında (NETL 2006b.POA 2006) tek yönlü soğutma sistemlerinde üretilen her kilovat saat elektrik enerjisi için gerekli soğutma suyu miktarı 120 litre ve kapalı soğutma siteminde ise 4 litre olarak verilmiştir. Buna göre Akkuyu’da kurulacak 4 bin 800 MW gücünde bir nükleer santralın Akdeniz’den alacağı deniz suyu miktarı ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ VVER1200 (AES 2006) tasarımı bir nükleer güç santralının reaktörünün bulunduğu bina soğutma tekniğine göre kilovat saat başına 4100 litre arasında olacaktır. Bu santralın yüzde 80 kapasitede çalıştığını kabul edersek, yılda 35 milyar kilovat saat olacaktır. Bu enerjinin üretilmesi sırasında bir yılda Akdeniz’den çekilecek su miktarı 35 milyar litre olacaktır. Bu kadar suyun sirkülasyonu için kullanılacak elektrik enerjisi, genelde reaktörde üretilen elektrik enerjisinin yüzde 10’u, bu santraldan alınacaktır. Ayrıca santralın bakım yakıt yenileme işlemleri sırasında veya kaza sırasında dizel jeneratörlerle yine milyonlarca ton fueloil harcanacak. Doğu Akdeniz, yüzde 38 tuzluluk oranıyla Kızıl Deniz’den sonra dünyadaki en tuzlu denizlerden biridir. Akkuyu Santralı tam güçle elektrik ürettiği her günde soğutma kuleleri ve diğer yardımcı soğutma sistemlerinde çevrimlenen 10 milyon metreküp suyun sadece yüzde 10’unun buharlaştığını kabul edersek, bir günde kayıp olan 1 milyon metreküp suyun geride bıraktığı atık tuz miktarı yaklaşık 40 tondur. Ve bu tuzun soğutma sisteminden devamlı denize özel mekanik ve kimyasal yöntemlerle tahliye edilmesi gerekecektir. kurulacak bir nükleer santralın, bölgedeki deniz yaşamına yapacağı biyolojik felaketsel etkilerini öngörebilmek için şu ana kadar mevcut nükleer santrallara ilişkin yapılmış araştırmaların bulgularına bakmak yeterli olacaktır. “Coastal Marine Review Committe”nin 2005 yılında yayımladığı resmi raporda, ABD Kaliforniya Eyaleti’nin deniz kıyılarında 20 nükleer reaktörün kuruldukları bölgelerde, soğutma suyu kanallarına günde ortalama 90 milyon balığın takıldığı ve her sene 50 bin metrik ton yetişkin balığın ve miktarı tespit edilemeyecek lavranın olduğu tespit edilmiştir. Bu raporun Güney Kaliforniya kıyılarında kurulu San Onofre Nükleer Santralı’nın bölge deniz ürünlerine verdiği zararların miktarına itiraz eden Edison elektrik şirketinin, 25 Eylül 2006 tarihli resmi itiraz mektubunda aynen şöyle yazıyor: “Bizim yaptığımız hesaplara göre; santral için denizden çekilen günde 17 milyar galon deniz suyunun içindeki lavra miktarı her metreküpte 400600 olup, her gün soğutma sistemine giren balık sayısı 25.7 milyon ile 38.6 milyon arasındadır.” İngiliz Times Online Haber Ajansı’nın 4 Nisan 2008 tarihli bir haberinde Oxford Üniversitesi’nde Dr. Peter Anderson’ın yürüttüğü araştırmanın “İngiltere’nin deniz kenarlarında elektrik üreten nükleer reaktörlerin soğutma suyuna takılan yetişkin, yavru balıkların ve lavranın ölüm oranının, ticari balık sanayisince yakalanan/avlanan balık oranın yüzde 46’sı kadar olduğu” sonucuna yer verilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2007 yılında Türkiye kara sularında avlanan toplam balık miktarı 518 bin ton ve diğer deniz ürünleri ise 70 bin tondur. Bu miktarın en az 5’te 1’inin Doğu Akdeniz kıyılarından karşılandığını kabul edersek; Akkuyu Santralı’nın ilk 10 yıl içinde bu kıyılardaki balık neslini nasıl yok edeceğini açıkça görebiliriz. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ Müdürlüğü’nün son 5 yıllık istatistiklerine göre bölgedeki ortalama hava sıcaklığı 19.8 derece, deniz sıcaklığı ise 21.6 derecedir. Ortalama hava nemliliği yüzde 70’in üzerinde olan ve ortalama deniz sıcaklığı hava sıcaklığından daha yüksek olduğu böyle bir bölge, dünyada nükleer santralın kurulduğu ilk yer olacaktır. Tek yönlü soğutma sistemi, Akkuyu’nun nemlilik ve sıcaklık değerleri göz önüne alındığında yetersizdir. Bu santralın yaz aylarında normal çalışmasını yürütebilmesi için soğutma kulelerinede soğuk hava akımı Tayfun Akgül Santralın ana soğutma miktarına ek olarak, santralın diğer ünitelerinde kullanılması gereken servis soğutma suyu, tipik bir 1000 MW’lik santral için 1 günde 300 milyon litrenin üstündedir. Akkuyu’da kurulacak 4800 MW’lik santralda bu ihtiyaç yaklaşık 1 milyar litreden fazladır. Ayrıca bu yardımcı ünitelerde sirküle edilecek tuz oranı çok yüksek deniz suyunun aksamlarda sebep olacağı korozyon oranı da çok yüksek olacaktır. Doğu Akdeniz atmosferi ve VVER1200 Akkuyu Santralı’nın kurulacağı Mersin ve Osmaniye Bölgesi’nde Devlet Meteoroloji Genel ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ sağlamak için elektrikli pervanelere ihtiyaç olacaktır. VVER1200 santralın dizayn verilerine bakıldığında, Akkuyu coğrafi şartlarında yüzde 80 kapasitede çalışabilmesi için, maliyeti de yükseltecek, bu iki soğutma sistemi de gereklidir. Her iki soğutma sisteminde bu santralda kullanılacak soğutma suyunun her gün 1 milyon tonunun buharlaşarak bölgedeki atmosferik buhar oranı ve sıcaklık derecesini daha da artıracağı ve bu buharlaşma sırasında deniz suyunda çözülmüş sülfür, klor, nitrojen gibi gazların oksitlenerek toksik gazlara dönüşeceği ve asit yağmurlarına neden olacağı bilinmektedir. 12 binden fazla deniz canlısının yaşadığı Doğu Akdeniz kıyısında ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle