29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Y irinci Dünya Savaşı sırasında 191516 yıllarında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasındaki deniz ve kara muharebelerinin, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı yaşanırken, Aras Yayıncılık çok anlamlı bir kitap yayımladı: Avedis Cebeciyan’ın “Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü, 19141918”. Ülkemizde 2015’e yaklaşılırken ve elbette 2015 yılı boyunca, Çanakkale Savaşı üstüne pek çok değerli kitap yayımlanmıştı; televizyon kanallarında izlenceler düzenlenmiş, dergiler ve gazeteler 100. yılla ilgili dosyalar, özel sayılar hazırlanmıştı. Ne ki, 19141916 arasında Çanakkale cephesinde, daha sonra da Doğu cephesinde tabip subay olarak görev yapan Cebeciyan’ın Birinci Dünya Savaşı boyunca tuttuğu günlüğünün bu yayınlar arasında özel bir yeri var. Çöküşün eşiğine geldiği bu yıllarda Almanya’nın yanında yer alan Osmanlı Devleti ordusunun Çanakkale Boğazı’nda İtilaf Devletleri ordularına karşı yurt savunmasına geçtiği bu dönemde, Anadolu’daki Ermenilere karşı insanlık facialarının yaşandığı soykırıma varan bir tehcire girişilmiş olması, Osmanlı ordusunda subaylık yapmış bir Ermeni hekimin günlüğünü hiç kuşkusuz son derece önemli ve değerli kılıyor. Ayhan Aktar’ın, kitabın başında yer verilen “Dr. Cebeciyan’ın Savaş ve Soykırım Günlüğü” başlıklı sunuş yazısı, o yıllarda yaşanan bu çelişik duruma açıklık getiriyor. “Tehcir ve kıyım yıllarında, bir Ermeni subayın sığınabileceği en sakin limanın her şeye rağmen Osmanlı ordusu olduğunu” vurgulayan Aktar, şu yorumu getiriyor: “Subayların Osmanlı toplumundaki ve kamu bürokrasisindeki itibarı, üniformanın ve omuzdaki yıldızların yarattığı dokunulmazlık duygusu, yaşanan kayıplar eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] B Avedis Cebeciyan’ın ‘Bir Ermeni Subayın Çanakkale ve Doğu Cephesi Günlüğü’, ne çok şey anlatıyor. ‘Yövmiye ömrümün tarihçe defteri’ getiriyor: “Ne de olsa, garnizonun dışı hiç de tekin değildir. Tehcir, katliam ve şiddetin yaygınlaşması Ermeniler açısından cephe gerisini belki de cepheden daha riskli bir ortama getirmiştir. Cephede hiç olmazsa düşmanın yeri bellidir ve Ermeni subayların ellerinde silahları vardır. Ama siyasi iktidardan kaynaklanan düşmanlık ve sivillerden gelen her türlü şiddetin egemen olduğu cephe gerisinde Ermeni subayların kendilerini yalnız, çaresiz ve savunmasız olarak hissettiklerini tahmin edebiliriz.” Avedis Cebeciyan, 1876 Antep doğumlu. Sonradan Beyrut Amerikan Üniversitesi olan Suriye Protestan Koleji’nde tıp öğrenimi görmüş. Urfa ve Antep’teki hastanelerde görev yaptıktan sonra, 1908’de evlendiği, Adana Amanos Hasanbeyli köyündeki Ermeni ProtesCebeciyan ailesinden pek çok kişinin 1915’te Ermenilere yönelik politikalar yüzünden katledildiğini de öğreniyoruz kitaptan. tan kilisesinin vaizi Hagop ve orduda yapılan ‘temizlik’ sonucunda subay kadrolarında eksikler olmasının, Ermeni subayları ordu içinde kalmaya zorlamış olduğunu tahmin ediyorum. Bütün ordularda olduğu gibi, Osmanlı subayları arasındaki ‘silah arkadaşlığı duygusu’ (camaraderie) Ermeni subaylara güven veren bir ortam yaratmış olmalıdır.” Aktar, “Ermeni subaylara ordu içindeki güven veren ortam”a da açıklık tam vaporun kıçına düşürdüler. Vapor, olduğumuz yerden 60 metro uzak idi. Merminin biri bize daha yakın düşünce, olduğumuz yer altı mahalın içi toz toprak ile doldu. Baktım fena, oradan kaçıp ateş hattından ırakça dik bir dağda kayaların oyukları içine sığınıp, açıkta, atılan mermileri seyre başladım. Müthiş şey amma hoş ve cazipi dikkat. Her patladığından sonra üzerimize taş ve şarapnel parçası yağmuru yağıyor idi. Allah koruyor… Vapora isabetinde, mermiden sonra derhal ince bir duman çıkmaya başladı, gittikçe arttı, lakin gidip biraz su ile söndürmeye kimse cesaret etmedi. İşte, alev çıkmaya başladı, amma her üçbeş dakikada bir mermi geliyor. Vapor, un ve peksimet ile dolu, canımız gidiyor amma ne çare! Nihayet bombardıman dindi, lakin vapor müthiş surette yanmaya başladı. Olduğum dik dağda yerimden kalkıp askerlere bir bağırdım: “Haydeyin aslanlarım, vatana hizmet edecek gün bugündür, haydeyin yangına!” 12 Ekim 1915, Akbaş Bugün öğleden evvel Doktor Harutyun Tarpinya 2 0 1 5 Kundakcıyan’ın kızı Yevnige ile Halep’e yerleşmiş. Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde askere çağrılmış. Gelgelelim, Cebeciyan’ın yaşam öyküsünden, Adana’da Ermenilere yönelik kıyımın başlamasından sonra, Yevnige’nin babası Peder Hagop Kundakcıyan’ın, Osmaniye yolu üstünde, Kilikya Protestan Kiliseler Birliği Kongresi’ne katılmak üzere yolculuk ettiği sırasında öldürüldüğünü öğreniyoruz. Bununla da kalmıyor: Bütün aile derin bir yasa gömülmüşken, Yevnige’nin iki kardeşi de öldürülüyor. Eşi askere alınan Yevnige, yalnız kalmamak için ailesinin yanına, Antep’e gidiyorsa da, bu kez de orada tehcir ve kıyımlar başlıyor. Gerçi aile, Avedis Cebeciyan Osmanlı ordusunda subay olduğu için “yumuşatılmış bir tehcir”e uğruyor; Yevnige, kayınpederi, kayınvalidesi ve çocuklarıyla birlikte Halep’e gidiyor; ama diğer Cebeciyan’lar o kadar talihli olmuyor. İki ailenin Hama ve Der Zor taraflarına sürülen pek çok üyesinden bir daha haber alınamıyor. Şimdi, 19141918 yılları arasında Ermenice harflerle Türkçeyle tuttuğu bu günlüğü okuduğumuzda, Avedis Cebeciyan’ın, Gelibolu’da savaşın en sert yüzüne tanıklık ederken, geniş ailesinden pek çok kişinin ve sevdiklerinin 1915’te Ermenilere yönelik politikalar yüzünden katlini de yaşadığının ayırdına varıyor ve ürperiyoruz. Dr. Cebeciyan’ın “yövmiye ömrünün tarihçe defteri”ni okurken, cephe gerisinden gelen uğursuz haberler karşısında sarsılışını, ailesinin derdine düşüşünü dehşetle izliyoruz. Bu kitabı okurken bir şey daha oluyor. Altmış yıl önce, çocuk yaşlarda Büyükada’da tanık olduğum 67 Eylül olayları geçiyor gözümün önünden. Sonradan, aileleriyle birlikte yurtlarını terk etmek zorunda kalan Rum arkadaşlarım geliyor hatrıma. 1915’le kıyaslanamasa da, özünde ne farkı var diye geçiriyorum aklımdan. Bütün bu yaşananlarla, sözde değil, yüreğimizde, ta içimizde gerçek anlamda yüzleşmedikçe, bu toprakların huzura, barışa erişemeyeceğini düşünüyorum. Cebeciyan’ın günlüğü, Çanakkale Savaşı ile Ermeni tehciri ve kıyımının yüzüncü, 67 Eylül’ün altmışıncı yılında ne çok şey anlatıyor bize… n MÜREKKEBİ KURUMADAN 3 Kasım 1914, Baba Nakkaş [Çatalca’da] (…) Öğle sonu Çorlu’ya gideceğimiz haberini aldık. Yol için hazırlanıyoruz. Çorlu, şimendifer [yolu] üzerinde, Kilis kadar bir şehir, keşke orada kalsak. Karadan at ile gideceğiz, öküz arabalarımız ile, ki yüzü mütecaviz [aşkın]. Öğleden sonra, akşama kmavurmalı patates pişirmeye başladık, ne keyf ile! Şimdi ortada kazan kaynıyor. Bir tarafta arkadaşın nargilesinin tütünü, olbir [öbür] tarafta benim sigaramın tütünü, ortada kazanın buğusu birbirine karışıyor. Nargilenin ve kaynayan kazanın tıkırtıları da başka. Dün gece merhum Kevork emmim ile rüyamda epeyi aldık verdik, beni meşgul etti. Bugünlük bu kadar. 3 Eylül 1915, Akbaş Öğleden sonra tekrar üzerimize bombardıman açıldı. Müthiş manzaralar gördüm. Yer altı deliğine girdik, öğle sonu yük ile dolu gelmiş olan vaporu görmüş idiler ve onu vurmak istiyorlar idi. Nihayet 14’üncü mermiyi S A Y F A 6 n 1 7 E Y L Ü L Istanbol’dan geldi. Birtakım acılı hikâyeler anlattı ki, beni çok müteessir eyledi. 46 Nisan 1916, Kırk Kilise Bugün evden bir kart alıp [kız kardeşim] Noyemi’nin Sebha dağında muhacir olduğunu, Kevork ile Garabed ağaların ise ölmüş olduklarını işitip çok müteessir oldum. 1526 Mayıs 1916, Halep Bu tarihe kadar Halep’de kaldım. Neferimiz Vahan kolera oldu. Hizmetçi Yeranig tifüs oldu. Komşumuz Nışan Efendi’nin oğlu, tifodan öldü. Halep’de gayet acılı hikâyeler işittim ki, tahammül olunmaz şeyler idiler. Allah sonunu tez getire. 2125 Ağustos 1916, Perveri Hastalarımızın sayısı 500’e yetişti. Dağlar kaçak askerler ile dolu. Vukuat çok, birbirini soyuyorlar, vuruyorlar. Evden bir kart daha aldım. Noyemi, Sebha’dan gitmiş. Nereye yetiştiği namalum; haber gelmemiş, çok müteessir oldum. n C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 3 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear