29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

K itaplar Adası M. SADIK ASLANKARA [email protected] [email protected] Roman hayatlarına yolculuk... Selim İleri “Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”nda, 97 yazar tarafından 229 yazılmış romanda, sayfalar boyunca gözler önüne serilen farklı dünyalar, bizi geçen yüzyılın yaşam kültürüne dönük veriler ya da çıktılarla yüz yüze getirmiyor yalnız. Yapıtlar arasındaki gezinti, roman sanatına dönük düşüncelere de uçuruyor okuru. er romanın bizi farklı bir dünyaya buyur ettiği düşünülmez mi? Bu yüzden pek çok kişi, yaşamının adeta roman olduğunu söylemez mi hep? Demek romanlar, böyle bir algıya yol açıyor ilkin. O halde okur, romanda başka yaşamların yer aldığı dünyadan içeri girdiğini düşünüyor olmalı, romandaki hayatla hayattaki roman sarmalının aslında bambaşka bir gerçeklik algısına yaslandığını göz ardı ederek… İşte Selim İleri, son olarak yayımladığı Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu (Everest, 2015) adlı hem çözümleyici hem bireşimci özgün yapıtıyla adeta bir “roman hayatları” destanı seriyor önümüze. Yayımlanış tarihlerine göre 1874 ile 1980 arasında yüzyıla sığdırdığı 229 romanla buluşturuyor benzersiz yapıtında okuru. Örneğin Tante Rosa için, “Sevgi Soysal, bir ‘hayat romanı’nı kısacık sahnelerde, akıllara durgunluk verici bir ironiyle kaleme getirmiştir,” (525) deyişi de bunu vurguluyor bir bakıma. İleri’nin yazım biçimiyle bu yazarların hangileri olduğunu, ayraç içinde kaç romanlarına yer açıldığını abecesel dizgilemeyle sıralayalım gelin. Sait Faik Abasıyanık (2), Adalet Ağaoğlu (3), Halide Edib Adıvar (8), Ahmed Midhat Efendi (4), Aka Gündüz (2), Oktay Akbal, Çetin Altan (2), Sermet Muhtar Alus (2), Cemil Süleyman Alyanakoğlu, Melih Cevdet Anday (2), Burhan Arpad, Falih Rıfkı Atay, Oğuz Atay (2), Yusuf Atılgan (2), Sâmiha Ayverdi (2), Selçuk Baran, Fakir Baykurt, Erhan Bener (5), Ethem İzzet Benice, Muazzez Tahsin Berkand (3), Kemal Bilbaşar (2), Salâh Birsel, Tarık Buğra (2), Necati Cumalı, Ferit Edgü, Leyla Erbil, Safiye Erol (2), Sadri Ertem (2), Memduh Şevket Esendal, Fatma Aliye, Fikret Adil, Füruzan, Reşat Nuri Güntekin (14), Hüseyin Rahmi Gürpınar (11), Güzide Sabri (5), Halikarnas Balıkçısı (3), Abdülhak Şinasi Hisar (3), Emine Işınsu, Attilâ İlhan (5), Tarık Dursun K., Esat Mahmut Karakurt, Bilge Karasu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu (8) Refik Halid Karay (10), Osman Cemal Kaygılı, S A Y F A 2 2 n 1 7 okuru yalnız roman dünyalarıyla baş başa bırakmadığı, yanı sıra yazın tarihimiz açısından da başvuru kaynağı olarak ciddi konuma ulaştığı açık. İleri, özellikle “sevdiğim romanlar” gibi sınırlama getirse de yazarlarla yapıtlarına yaklaşımda yılları da gözeterek sergilediği dizgeli, ilkeli tutum işin başında dikkati çekiyor hemen. Bu açıdan yaklaşıldığında romancılığımızın gelişim evrelerine değgin kimi ipuçlarını yakalamak olanaklı hale gelirken böylece yapıt, roman okurluğunu başaran insanımızın, nasıl bir eğri çizerek roman yazarlığına doğru evrilmiş olabileceğini de gözler önüne seriyor bir bakıma. “ROMANLAR KARASEVDALISI” SELİM İLERİ… Deselerdi ki, seksen milyon arasından en çok roman okuyan, okuma serüveni eşliğinde kazıya girişerek yapıtlar kadar yazarlarının da farklı yanlarına dikkati çekip ortaya çıkaran sekiz kişi sıralayın; bir an bile kararsızlık yaşamaz, Selim İleri’yi eklerdim bu listeye. Zaten yapıtı için kaleme aldığı kısa “Önsöz”ünün girişinde şöyle diyor İleri: “Baştan beri romanlar karasevdalısıydım. Şiirin ve öykünün inceliklerinden ürktüğüm için belki.” Sürdürüyor: “Roman sanatını bütün açılımlarıyla sevdim. Edebiyatımızın romanlarına da bu sevginin görüngesinden yaklaşmaya çalıştım. Edebiyat tarihçilerimizin hor gördüğü eserler de var bu kitapta. O eserlerin önemsenmemiş özelliklerini saptamaya çalıştım.” Nitekim İleri, Güzide Sabri’nin Ölmüş Bir Kadının Evrakı Metrukesi (1905) için “Bu roman sanki ilkel bir Anna Karenina’dır,” diyor ustalıklı çalımıyla. Şu anısını da paylaşıyor: “Leylâ Erbil, anne evinde hanımların toplaşıp yüksek sesle okunan bu romanı dinlediklerini ve ağladıklarını anlatmıştı.” (84, 85) Yine Güzide Sabri’den söz ettiği bir yazısında, “Bazı romanların, hem de daha çok, ‘edebi’ sayılmamış romanların hayatın kılgısıyla kaynaşan bir dokuları oluyor,” diye eklemişti geçmişte. (Cumhuriyet, 15.6.2004) Bunların ardından Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu adlı yapıtıyla Selim İleri’nin, üç farklı damarı aynı potada birbiriyle bütünlediği öne sürülebilir pekâlâ: 1. Yazarın, roman sanatı odağında kendine dönük tarihçesi, kendi romancığının nirengileri, bu bağlamda anıları, yazarlarla, yazın dünyasıyla ilgili sözlü belgeleri, 2. Türk romanının yüzyıllık zaman eğrisi içinde kat ettiği yol, sergilediği değişim, 3. Bütün bunların kazandırdığı birikim sonucunda Selim İleri’nin, roman sanatı üzerine okurla paylaştığı düşünsel dayanaklar… Sonuçta bu dev yapıt, okur olarak bize roman sanatını tanıtıp söz konusu romanlar aracılığıyla türü sevdirmeye yönelirken romancılığımızın tarihçesi üzerine de derli toplu bir düşünceye varmamızın önünü açıyor. İşte yaklaşan bayram günlerinde evde, gezide, yolda, plajda her yaştan insanın elden ele geçirebileceği bir yapıt… Gökten üç roman düşmüş diyelim… Kuşkusuz bunların ilki kendi yaşamınızdan yola çıkarak yapılandırabileceğiniz roman, öteki ise okuduğunuz romanlardan kalkarak kurduğunuz farklı roman yaşamları, son olarak da, Selim İleri’nin, apayrı roman yaşamları armağan eden benzersiz yapıtı Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu. Üçü de size… n K İ T A P S A Y I 1 3 3 5 Fotoğraf: Vedat ARIK H Kemal Tahir (7), Kerime Nadir (3), Samim Kocagöz (3), Reşat Ekrem Koçu, Cevdet Kudret, Mithat Cemal Kuntay, Pınar Kür, Mehmed Rauf (2), Nezihe Meriç, Muallim Naci, Nabizâde Nâzım, Namık Kemal (2), Aziz Nesin, Orhan Kemal (6), Ömer Seyfettin, Nahid Sırrı Örik (2), Erdal Öz, Aysel Özakın, Tezer Özlü, Demir Özlü, Peride Celal (5), Recaizâde Mahmud Ekrem, Reşat Enis (2), Oktay Rifat (2), Peyami Safa (5), Peyami Safa (Server Bedi) (2), Ziya Osman Saba, Sabahattin Ali (3), Safvet Nezihî, Safvetî Ziya, Samipaşazâde Sezai, Abbas Sayar, Selâhattin Enis, Selâmi İzzet Sedes, Mehmet Seyda, Sevgi Soysal (3), Suzan Sözen, Mükerrem Kâmil Su, Suat Derviş (2), Şahap Sıtkı, Şukufe Nihal, M.Turhan Tan (2), Ercüment Ekrem Talu, Ahmet Hamdi Tanpınar (3), İlhan Tarus (2), İlhami Bekir Tez, Ref’i Cevat Ulunay, Halid Ziya Uşaklıgil (4), Yaşar Kemal (5), İrfan Yalçın, Mahmut Yesarî (3), Tahsin Yücel, Halide Nusret Zorlutuna, BAŞKA YAŞAMLARLA KURULAN FARKLI ROMANLARDA DOLAŞMAK… 97 yazar tarafından 229 romanda, sayfalar boyunca gözler önüne serilen bu farklı dünyalar, bizi geçen yüzyılın yaşam kültürüne dönük veriler ya da çıktılarla yüz yüze getirmiyor yalnız. Yapıtlar arasındaki gezinti, roman sanatına dönük düşüncelere de uçuruyor okuru. Her yazar, roman anlayışı doğrultusunda yapıtını koyarken Selim İleri, kendi özgün biçemiyle bunların geniş ufuklulukla algılanabilmesi için çabalıyor. Kuşkusuz bu yazarlarla farklı yolculuklar da yapılabilirdi. Nitekim buna denk bir zamanlamayla yayımlanan Mustafa Baydar’ın Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar (İletişim, Yayına Hazırlayan: Kıvanç Koçak, 2015) adlı yapıtı bu bağlamda örneklenebilir. Selim İleri’nin, romanlarına yer açtığı yazarlardan 22’si, yuvarlamayla dörtte biri, Baydar’ın yüz yüze görüşüp yazarlıkları üzerine kendilerinden yanıtlar aldığı adlar: Halide Edip Adıvar, Oktay Akbal, Melih Cevdet Anday, Falih Rıfkı Atay, Fakir BayE Y L Ü L 2 0 1 5 kurt, Kemal Bilbaşar, Necati Cumalı, Reşat Nuri Güntekin, Abdülhak Şinasi Hisar, Oktay Rifat, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Samim Kocagöz, Aziz Nesin, Ziya Osman Saba, Peyami Safa, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar, İlhan Tarus, Tahsin Yücel. Selim İleri, ilişkilendiği yazarlarla bu bağlamdaki alışverişini aktarmakla birlikte böyle bir yola girmiyor ama. Tersine Behçet Necatigil’in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’ndeki kılavuzluğuyla örtüşür bir başucu kaynağı kazandırıyor yazınımıza. Bu nedenle aşk acısı, taşra boğuntusu, iletişimsizlik, vefasızlık, kültürel düzey farkı, törel değer, ihanet vb. İzleklerin romanımızda kapladığı boyut üzerine tutulmuş bir çetele bağlamında bile okunabilir sözgelimi yapıt. ROMANDAKİ YAŞAMDAN YAZARLARIN ROMAN YAŞAMLARINA… Bütün bunlar, Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu’nun sıradanlığı nasıl aştığını, satır arasındaki iğnelemelerin de iteklemesiyle okuru, sorgulayıcı sorumluluğa nasıl taşıdığını göstermeye yetiyor. Selim İleri, roman özetleri vererek, gününde yapılmış değerlendirmeleri, yapıtların yansıttığı saltık değeri aktarmayla da yetinebilirdi elbette, ne ki bunu aşan bir tutum sergiliyor. Bunlar bir yana, roman sanatına, romanımızla ilgili tarihçeye yönelip satır başlarıyla buna yer açarken yazar, aynı zamanda bir toplumsal tarih artalanı döşeyerek bu çentiklemeye uyan kılavuzluğunu enikonu çoksesliliğe ulaştırıyor. Bu çerçevede Sait Faik’in Havada Bulut, Kayıp Aranıyor adlı yapıtlarının, roman sanatının bizdeki ilk öncü örnekleri olduğunu vurgulaması bile başlı başına önem taşıyor: “…Havada Bulut, ‘yazmak sanatı’ üzerine derinlemesine düşünülmüş bir roman.” “…Sait Faik yenilikçi bir romanın bizde ilk temsilcilerinden biri olmuştur.” (360, 375) Buna benzer, çok sayıdaki yaklaşım öncülleri dikkate alındığında, yapıtın, C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear