19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yunanistan yollarında motosikletçi, Haliç'te kürekçi, Uzakdoğu denizlerinde dalgıç, turnuvalarda bilardocu. Trabzon'da doğduğu ev Anne, teyze ve ölen abla Sevin Baba Daniş Bey ve Anne Seniha Hanım ADINI YAHYA KEMAL BEYATLI KOYDU Esin Eyüboğlu’nu daha iyi tanıyabilmek için önce aile geçmişine uzanmak gerekiyor. Tarihçiler Eyüboğlu ailesinin Selahattin Eyyubi’nin soyundan geldiğini belirlemişler. Eyyubi hanedanlığının yıkılmasından sonra Ortadoğu ve Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağılan ailenin bir kısmı Hasankeyf ve Silvan’a yerleşmiş. O dönem Trabzon valisi olan Yavuz Sultan Selim 1507’de Eyüboğulları’nın bir kısmını yaşadıkları bölgelerden Karadeniz’e nakletmiş ve onlara Trabzon ve Bayburt arasındaki toprakları vermiş. Eyüboğulları’nın Karadeniz macerası da böylece başlamış. Eyüboğlu ailesinin önde gelenleri imparatorluk döneminde çok önemli görevlerde bulunmuş. Ama Sultan II. Mahmut’la başlayan modernleşme hareketine başından itibaren destek vermiş. Çocuklarının eğitimlerini daima önemsemiş, kız evlatlarını da okutmuşlar. 19. yüzyılın sonlarından itibaren de saltanatın sınırlandırılması ve kademe kademe ortadan kaldırılması fikrini savunmaya başlamışlar. Esin Hanım’ın dedesi Ali Galip Bey Osmanlı Meclis i Mebusanı’ndaki törenler sırasında imparatorluğu temsil eden üniformayı giymeyi reddetmiş. “Ben padişahın değil halkın mebusuyum” demiş. Onun oğlu Eyübzade İzzet Bey de babasının yolundan yürümüş ve Osmanlı meclisine seçilmiş. Daha sonra Kuvayı Milliye’ye katılan baba ve oğul İstanbul hükümetiyle irtibatlarını kesip Erzurum Kongresi’ne katılmış. Esin Eyüboğlu’nun amcası olan İzzet Bey, 23 Nisan 1920’de kurulan ilk Cumhuriyet meclisine mebus seçilmiş. Ata binip yanındaki maiyetle birlikte Ankara’ya doğru yol alırken Çarşamba civarında eşkıyaların saldırısı sonrasında 6 Mayıs 1920’de hayatını kaybetmiş. İzzet Bey’in küçük kardeşi Daniş Eyüboğlu ağabeyinden bayrağı devralmış ve 1927 yılında milletvekili seçilerek Ankara’nın yolunu tutmuş. Ailesini de İstanbul’a taşımış. 1950 yılına kadar milletvekilliğini sürdüren Daniş Bey 1974’te İstanbul’da vefat etmiş. Esin Eyüboğlu da işte bu Daniş Bey’in kızı. Aslında iki kızı varmış. Büyüğünün adı Sevin, küçük kızının ismi Esin. Bu iki kıza da isimlerini Daniş Bey'in yakın arkadaşı büyük şair Yahya Kemal Beyatlı koymuş. İki kız kardeş Taksim’deki eski Pastör Hastanesi’nin bitişiğindeki aile evinde dünyaya gelmiş. Sevin yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayıp 1950 yılında ölünce Esin Hanım evin tek kızı olarak büyümüş. Kızlarının eğitimine çok önem veren aile küçük çocukları yabancı dil öğrensin diye özel bir İngilizce öğretmeni tutmuşlar. Esin Eyüboğlu kısa zamanda İngilizceyi sökmüş. Altı yaşındayken Taksim İlkokulu’na başlamış. Ortaokulu da İngilizce eğitim veren bir kolejde okumuş. Lise çağına geldiğinde babası onun Arnavutköy Koleji’ne gitmesini istemiş ama o Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’ni tercih etmiş. Sonradan pişman olmuş: “Eski okulumda biz sınıfa dalar ön sıraları kapardık. Her konuda konuşmamız, sorular sorup fikir beyan etmemiz serbestti. Çok rahattık. Dame de Sion katı bir rahibe okulu gibiydi. Ortaçağın Cizvit kolejlerindeki gibi eğitim verilirdi. Ben ilk derse girer girmez koşup ön sırada bir yer kaptım. Ama bu arada diğer öğrencilerin arka sıralara öncelik verdiği dikkatimi çekti. Coğrafya dersindeydik. Çok sert kadın bir hocamız vardı. Dersin ortasında bir soru sordu. Ben hemen kolumu kaldırıp elimi sallamaya başladım. Derin bir sessizlik oldu. Sonunda öğretmenimiz, "Esin Hanım siz de arkadaşlarınız gibi söz talebinde bulunur musunuz?" dedi. Arkama baktığımda onların ilkokul talebeleri gibi dirseklerini masaya dayayıp işaret parmaklarını kaldırdığını gördüm. Buna bir türlü alışamadım. Daha doğrusu böyle bir uygulamayı kabullenemedim. Uzun etekler giyerdik. Makyajın her türü yasaktı. Takı takamaz, koridorlarda bile neşeli kahkahalar atamazdık. Pazar sabahları Hıristiyanlar gibi günah çıkarırdık. Daha doğrusu hafta içinde yaptığımız irili ufaklı kabahatlerimizi itiraf etmek ve bundan pişmanlık duyduğumuzu belirtmemiz istenirdi bizden. Ben hiçbir zaman itirafta bulunmadım. Neşe de benimdi, kabahat de. Onlara neydi ki bundan? Bir birey olarak değil, sürünün sefil bir parçası olarak büyümemizi istiyorlardı. Bu sebeple de çok zor ve çatışmalı geçti lise hayatım. Ama yine de dereceyle mezun oldum." Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Sabahattin Eyüboğlu, Esin Hanım’ın babasının amca çocukları. Bir de onların kız kardeşi olan ünlü mimar Mualla Eyüboğlu var. Bedri Rahmi ile Mualla Hanım’ı tanımış. Sabahattin Eyüboğlu ise onun için çok farklıymış. İki kardeş Fransa’da zorlukla eğitim görmüş. Burslarını birbirleriyle paylaşmışlar. Çalışarak okumuşlar. Esin Eyüboğlu, Sabahattin Eyüboğlu’nun bütün kardeşler ve aile üzerinde etkisi olduğunu belirtiyor. Bedri Rahmi’yi de sanata o yönlendirmiş. Tek bir dalla yetinmemesini önermiş ona. Ve bu sayede Bedri Rahmi yazma, gravür, seramik, heykel, vitray, mozaik, hat, serigrafi, litografi gibi birçok formlarda eserler üretip öncü bir Türk sanatçısı olarak farklılık yaratmış. 9 AĞUSTOS 2015 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle