02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Murat Draman ? EKOLOJİK TURİZM Sualtı Araştırmaları Derneği yöneticisi, dalış okulu sahibi SÜRDÜRÜLEBILIR TURIZM KAŞ'IN TEK ŞANSI Kendi yaptığımız bağış programları var, projeyi desteklemek için. Dalgıçlar mesela her yıl bir hatıra rozeti alıp koruma alanına 5 liralık bir yardım yapıp, o 5 liraların birikmesiyle de deniz çayırlarına çapa atılmaması için, kendi işimizi de kolaylaştıran çevreyi de koruyan düzenekler yaptırıyoruz. Bunları resmileştirmek de istiyoruz ama uzun zaman alıyor. Sualtının sürdürülebilir olarak kullanılmasında biz devredeyiz dernek olarak. Doğada aktivite yapıyor ama doğadan bir şey almıyoruz. Botanik turları yaparken çiçek toplatmıyoruz. Dalış yaptığımızda kestane, kabuk toplatmıyoruz. Balık avlamıyoruz. Bu konularda çok dikkatliyiz. Bizim istediğimiz en önemli şeylerden biri şamandıra. Çapa atınca kayalar kırılıyor, deniz çayırları yırtılıyor. Bir kere deniz çayırına çapa atıldı mı oradan yarılıyor. Bizim işimiz buna bağlı. Doğal hayat tehlikeye girerse dalış yapmaya kimse gelmez. Kaş'ın geleceğini bunda gördüğümüz için sürdürülebilir turizm tek şans Kaş için. Burayı değiştirip, plaj, güneş, alkol, eğlence havasına sokarsak zaten diğerleriyle aynı olacak. Yaprak Arda? WWF KaşKekova Proje Koordinatörü SUALTI HAYATIMIN PARÇASI Babam hafta sonları amatör balıkçılık yapardı. Beni de alırdı yanına. Şöyle komik bir şey vardı. Babam balıkları yakalar kovaya koyar, ben de onları alır teker teker geriye atardım. O zamanlardan denize bir bağım vardı. 12 yaşında dalışa başladım. Dalışı çok sevdim. Üniversiteye Boğaziçi'nde genetik okuyarak başladım. Sonra dedim ki kendi kendime, ben ne yapıyorum! Ben bu sualtını hayatımın bir parçası haline getirmek istiyorum. Deniz biyolojisi okuyabilirim. Yurtdışına gittim. Amerika'da, Florida Teknik Üniversitesi'nde su biyolojisi okudum, 20062009 arasında. Dalıyorsun canlıları sayıyorsun, birçok şey öğreniyorsun. İlk başladığım zaman Türkiye kıyılarında daldım. Bodrum, Marmaris, Kaş. Kuzey tarafta Saroz bölgesinde ve Ayvalık’ta. Ama Kaş gerçekten çok farklı. İyi ki korumuşuz, sonuçlarını şimdi görebiliyoruz. Yolda yürürken bile deniz kaplumbağası görebilir noktaya geldik. Yüksek lisans tezimi de denizel koruma alanları ve denizel biyolojik alanları üzerine yaptım. İleride doktora yaparsam yine bu alanda yapmak istiyorum. Bu alanın Türkiye'de anılan, yurtdışından insanlar geldiğinde “Evet biz bundan dolayı Kaş'a geliyoruz” dedikleri bir alan olmasını istiyorum. Biz doğayı bilen, doğayı koruyan bilinçli turistin gelmesini istiyoruz. BODRUM'UN DÖNÜŞÜ YOK Bodrum son zamanlarında artık. Turizm patlaması oldu, orayı koruyamadılar. Ben her sene daldığımda sualtının nasıl yok olduğunu gözlerimle gördüm. Dalınan resifler üzerinde, kayalıklar üzerinde tahribatı gördüm, balıkların nasıl azaldığını gördüm. Şu anda öyle bir noktada ki Bodrum, koruma altına alsak bile artık düzeltemeyiz. Geri dönüş yok. ORFOZ ÇOK KARİZMATİK Sualtında bir ıslık sesi duydum etrafıma bakındım tüpten mi geliyor diye. Meğerse yunuslarmış. O kadar etkileyici bir şey ki. Birbirleriyle farklı şekilde haberleşiyorlardı. Mesela yunus, mitolojide hem resmedilen hem de anlatılan bir canlı. Orfoz da öyle. Ben orfozu karizmatik buluyorum. Kocaman dudakları var, meraklı bir şekilde size geliyor, bir yandan da mesafesini koruyor. Heybeti var kendisinin. Biz “KaşKekova'da hayat var!” diyoruz. Ben 10 sene sonra buraya geldiğimde de Kaş'ı böyle görmek istiyorum. Dalış kulüpleriyle, otel sahipleriyle, restoran sahipleriyle, balıkçılarla bunu koruyup yolumuza devam etmeliyiz. Burası biterse devamı yok. Ciddi bir efora ihtiyaç var. Koruma tedbirleri ile zenginliğin korunması lazım. Bütün büyük balıkları yiyoruz. Küçük balıklar yosunların hepsini temizliyorlar. Çünkü onları kontrol altında tutan büyükler az. Sular yavaş yavaş ısınıyor. En son bir ay önce bir aslan balığının resmini çektik. Kızıldeniz’den gelen göçmen. Zaten iklim değişikliği burayı tehdit ediyor. Koruma bölgesindeki orfozun kaşının üzerinde zıpkın yarası var. Ama burada herkesin hatası var. Günün birinde dalgıcın biri gelmiş, ben çok seviyorum diyerek hayvana pişmiş yumurtayı yedirmiş. Orfozun çok hoşuna gitmiş arkasından gelmeye başlamış. 100 kişiden biri daha ona yemek vermiş. Şimdi o hayvan yanınıza geliyor, bekliyor bekliyor, dibinizde duruyor. Eğer siz ona yemek vermezseniz 15 dakika sonra kızıyor ve peşinizden kovalamaya başlıyor. Böyle olaylar da yaşıyoruz. O hayvanın kaşında zıpkın yarasının olmasının nedeni onun bu durumunu kullanarak avlamaya çalışan insanların da olması. Ama önüne geçemiyoruz. Gecenin ortasında gelip giriyorlar. Biz polislik yapamıyoruz. Kavga etmek durumunda kalırız. Sonra da sürdürülebilir bir turizm olmaz sonunda. Osman Doğan ? Anne babadan balıkçı KORUMAYI KENDI GELECEĞIM IÇIN YAPIYORUM 18 balıkçı var burada. Fethiye'den gelenler de var, burada avlanıyorlar. Yasağı biz kontrol ediyoruz. Ben gece gidiyorum bakıyorum bazen. Gece avlansa birileri kimin haberi olacak? Kimsenin haberi olmaz. 2 AĞUSTOS 2015 Sahil Güvenlik denk gelir yakalayabilirse, ancak. Köyden geliyor gece zıpkınla balık vuruyor. Yasak da kim bekleyecek? Maaşa bağlasınlar, biz kontrol edelim. Gece zıpkınla dalanı da var, balıkçısı da. Ben niye ihbar edeyim ki? Benim can güvenliğim ne olacak? Bir ara başıma geldi. Adamı ihbar ettim, "seni vururum" dedi. Çözüm sırayla nöbet beklemek. Ama yetkimiz olacak. Biz zaten korumayı kendi içimizde yapıyoruz. Kendi geleceğimiz için. 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle