Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENGİN GÜNAYDIN Ben artık bu işte yokum Timuçin Esen / Oyuncu Oyuncuların sigortalanması kanuni zorunluluk olmalı Bu benim mesleğim. Ne kadar uzak kalabiliriz ki! 6 günde 140 dakika bölüm çekmek neredeyse imkansız. Bunu zorlamak hem kaliteyi düşürüyor hem de ekiplerin ve oyuncuların günde 1617 saat, hatta bazen daha fazla sürelerde çalışmalarına neden oluyor. Bu da inanılmaz bir sürat gerektiriyor. Bunun böyle devam edebileceğini sanmıyorum. Dizi süreleri uluslararası standartlardaki gibi 4560 dakika aralığına çekilmeli. Ayrıca Oyuncular Sendikası’nın devlet nezdinde gerekli görüşmeler de yaptığı 4/A uyarınca, oyuncuların “bağlı çalışan” olarak sigortalanmalarının kanuni zorunluluk olması gerekiyor. Bu Çalışma Bakanlığı’nca da tespit edildi. Bu sağlandığı zaman çalışma koşulları insani koşullara çekilmek zorunda kalacaktır. * 7 yıl ara verdikten sonra Gönül İşleri’nde oynuyor, dizisi mayısta bitiyor. 150 dakikayı bulan dizi süreleri, setlerdeki çalışma şartları başarılı oyuncuyu isyan ettirdi. Ve kesin kararını ilan etti. Neslihan Akdaş @nakdas 18 “Konservatuvarda okuduğum yıllarda, abim memleketimiz Tokat Erbaa’da radyo açmaya karar verdi. Benim de başında olmamı istedi (Tansu Çiller’in ‘Radyomu istiyorum’ diyerek siyah kurdele taktığı zamanlar). Radyoyu açtık. Pink Floyd, Bon Jovi filan çalıyorduk. Pink Floyd’a ‘Pink Flayt’, Bon Jovi’ye ‘Ban Javi’ diyorduk. Acayip havalıydık. Sonra abim bu radyonun geliri nereden olacak, diye sordu. Reklam alman lazım, dedim. Uğraştı, reklam bulamadı. Sonra bir gün, bir fikirle geldi. Radyoya çok fazla şarkı isteği geliyordu. Bunları paralı hale getireceğiz, dedi. Abimin bu ticari çıkışından sonra istekler paralı oldu. Radyo para kazanmaya başlamıştı. Ama çaldığımız şarkılar bayağılığın dibindeydi. Dinleyicinin duygularını kullanan ajite şarkılar isteniyordu. Pink Flayt ve Ban Javi kalmamıştı. Sonra ne mi oldu? Radyo kapandı. Bu hikâyeyi nedense Türk televizyonuna çok benzetiyorum.” Bu sözler artık televizyon projelerinde yer almayacağını açıklayan oyuncu Engin Günaydın’a ait. “Biz özel televizyon çocuklarıyız. Buranın mezun verme zamanı geldi” demişti. Şimdi kendi sinema ve tiyatro projelerine yoğunlaştı Günaydın. Zaten mesleğe de öyle başlamıştı: “Konservatuvara başladığımda televizyon pek yoktu. Dizi de pek yapılmıyordu. Bütün amacımız devlet ya da özel tiyatrolar ya da şehir tiyatrolarına girmekti. Sonrasında televizyon dizileri başladı. Süreleri kısaydı. Üstelik para da kazanabiliyorduk. Daha geniş kitlelere ulaşma şansımız vardı. Televizyon dizileri çalışma üslubu olarak tiyatronun çalışma üslubunu kullanıyordu. Her şey yolundaydı. Sahneye provalı ve ezber çıkıyorduk. Mesleğimden çok memnundum.” leyicisinin önüne çıkar oldu. Hedef şu olmuştu: Bandı yayına yetiştirelim de ne olursa olsun. Tiyatro ve sinema bu konuda tehlike altında değil şimdilik. Ama ben mesleki yolculuğuma buralarda devam etmek istiyorum. Mesleğimi severek yapmak istiyorum çünkü.” Perran Kutman / Oyuncu İki erkek birbirine kaç dakika uzun uzun bakabilir ki! Sanatta 50’nci yılım. Ne özel hayatımda ne mesleğimde başımı hiç önüme eğmedim. Ama sanattan, emekten anlamayanlar dizimi kaldırdı. Artık yapamam. Haksızlık yapılıyor. Genç oyuncular da kırılıyor. Perihan Abla 45 dakika yayınlanırdı. Şimdi 150 dakikaya çıkan diziler var. İzleyenin de zamanına yazık. Süre doldurmak için bir sahnede iki erkek birbirine kaç dakika uzun uzun bakabilir? Mümkün mü? BANT YETİŞSİN DE NE OLURSA OLSUN Bu memnun, mesut günler, yıl yıl azalmaya başladı: “Sonrasında ne olduysa dizilerin süreleri uzadı. Prova yapamıyorduk. Çünkü zaman yoktu. Sahneye hazırlıksız ve eksik çıkmaya başladık. Hatta sorun o kadar büyüdü ki, hatalı ve yanlış çekilmiş sahneler bile televizyon iz Kenan İmirzalıoğlu / Oyuncu Karadayı’dan sonra bırakıyor Diziler 60 dakika olmazsa Karadayı’dan sonra ben oynamayacağım. Türkiye’deki diziler dünyada 80 ülkeye ihraç ediliyor. Yani böyle bir değeri korumamız için bu süreleri kısaltıp sektördeki insanların mutlu bir şekilde çalışmasını sağlamamız lazım. Ben sadece kendi konforum adına söylemiyorum bunu. Bu sektörde çalışan insanların mutlu yaşaması adına söylüyorum. 26 NİSAN 2015