27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 TANZANYA TANZANYA 13 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr SEYİRLİK TUNA Gezekalın Tuna’yı çok dolaştı. Bu köşede birkaç kez konu etti... Bu kez Tuna’nın kıyısından değil, dağlarından sesleneceğiz.... Yok yok, yanlış anlamayın, Tuna dağları diye bir yer yok, ama dağlardan Tuna’nın muhteşem görünüşü var. Tuna’nın en iyi göründüğü üç yer say derseniz, ben şöyle sıralarım: Viyana varoşları, Belgrad’ın Kalemegdan tepesi, Budapeşte’nin Buda tarafı... Viyana’dan başlayalım... Kentin 20 kilometre kadar dışına çıktığımızda ince gövdeli yüksek ağaçlarla örülü tepeler başlıyor. Orman da Viyana’nın içi gibi bakımlı, sanki her ağaç tek tek bir ihtiyacın var mı diye sorup ağırlamışlar. Viyana’nın bu bölgesi Osmanlı’nın iki kez kuşattığı, otağ kurduğu yerler... Hemen altımızdaki üzüm bağları o dönemde de varmış. Viyana tepelerinden Tuna, sakin mi sakin görünüyor. Hani Tuna nehri akmam diyor demiş ya, öyle bir görüntü. Viyanalılar bunu fırsat bilip yanlara kanalcıklar açmışlar, sulama bölgeleri yaratmışlar... Yeşil mi yeşil vadinin ortasından akan Tuna, üzerinde salınarak giden gemileriyle Avrupa’nın ortasından bir can damarı gibi geçiyor... Belgrad’daki Tuna ise bir buluşma yeridir. Sava ırmağı ile Tuna ırmağı burada buluşur ve büyür. Kalemegdan Osmanlı döneminden kalma adıyla bugün de yaşıyor. Meydanın çevresindeki büyük kapılardan ikisinin adı şöyle: Stambulkapıya, Zındankapıya... Burada oturup Tuna’yı seyretmek günün her saatinde güzeldir. Güneşin ışıkları ırmağın kıyısındaki ağaçlarla birlikte fırça işlevi de görür... Budapeşte’deki Tuna ise Viyana kadar sakin değildir. Mevsimlere göre yükselir alçalır, daralır genişler. Macaristan gezimdeki en güzel anlar Viyana kıyısındaki bir gün süren turun duraklarıydı. Bugün Budapeşte’nin dışına çıkmayalım, Buda tarafında Gülbaba Türbesi’nin hemen üstündeki Tuna’yı izleme burçlarıyla örülü tepeye çıkalım. Macarlar, kentin tarihi yapılarını aktif kullanımda tutarak korumuşlar. Örneğin bu yapılardan biri beş yıldızlı bir otelin parçası... Tuna’yı izleme burçlarında uzun süre kalmak zor. Sırada orada olmak isteyen turistler var... Tuna’nın güzelliklerini biraz abarttığımı düşünüyorsanız şu bilgiyi de paylaşalım: Macaristan’daki resim akımlarından birinin adı “Tuna Ressamları”... Gezekalın... Yazı ve fotoğraflar İsmet İnce ngiltere’de 20 bin kişiyle yapılan bir ankette, İ ölmeden önce görmek istedikleri 50 yer içinde, dokuzuncu sırayı Afrika’da safariye gitmek alıyor. Afrika ormanlarında safari, her insanın rüyasıdır. Ben de, bu rüyayı gerçeğe dönüştürmek için, Tanzanya’nın eski başkenti Dar Es Salam’a bir Afrika sıcağında ayak bastım. Okyanusa yüzünü çevirmiş bu kentteki kısa misafirliğim, safari bölgesi Arusha otobüsüne binmemle son buldu. Arusha, Dar Es Salaam’a beş yüz kilometre mesafede, geri bir kent. Yanı başında 5 bin 895 metre yüksekliği ile Afrika’nın en büyük dağı Kilimanjaro yükselir. Arusha, Tanzanya’da safariye katılmak isteyenlerin başlangıç noktasıdır. Kentte, tur düzenleyen çok sayıda acente mevcut. Günlük safari fiyatı 100150 dolar arasında değişiyor. Bunlardan Victoria Expedition ile sıkı pazarlık sonucu, Tarangire, Serengeti ve Ngorongoro bölgelerinde birkaç gün safari yapmak üzere, günlüğü 75 dolara anlaştım. Ertesi sabah, acente görevlileri, kaldığım otelden beni aldılar. Cipte, şoför/rehber, ahçı ve ben vardım. İlk rotamız, Tarangire hay vanlar alemi oldu. Tarangire, 1970 yılında oluşturulmuş bir ulusal park. İki bin 600 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Tüm gün, araziyi dolaştık. Gezi esnasında, çok sayıda ve değişik türde hayvanla karşılaştık. Ağustosekim arası buranın kuru sezonu. Tarangire, bu sezonda, hayvanların ana sığınak yeri durumunda. Buradaki hayvanların başlıcaları, su geyikleri, impalalar, aslan, leopar, çıta, zebra, ceylan, fil ve mandalar. Hayvanların, dallarını kemirdiği geniş gövdeli baobab ağaçlarıyla, yağışın olmadığı sezonda hayvanların temel su kaynağı durumundaki Tarangire Irmağı da bu bölgededir. Tarangire’de yağışlar kasımda başlayıp, mayısa kadar devam ediyor. Tarangire’nin en iyi ziyaret dönemi, hayvanların göç için hareketli oldukları haziranekim arasıdır. Tarangire’yi takip eden günler, safarinin Serengeti ve Ngorongoro bölümlerini oluşturdu. Serengeti, 14bin 763 kilometrekarelik bir alanı kapsayan, vahşi hayvanlarıyla ünlü bir yer. 1929 yılında ulusal park ilan edilmiş. İsmini, “sonsuz ova” anlamına gelen, yerli kabile masailerin “siringet” kelimesinden almış. Bölgenin önemli bir kısmı, ağaçlarla kaplı. İçinde zürafa, manda, su aygırı, sırtlan, kaplan, timsah ve deği şik kuş türlerini barındırıyor. Göç dönemi olması nedeniyle haziranekim arası bölgenin en iyi ziyaret dönemidir. Serengeti’de yağış kasımdan mayısa kadar devam ediyor. Bu dönemde hayvanlar kuzeyden güneye uzun bir yürüyüşe çıkarlar. Saat yönünde, daire çizerek hareket eden hayvanlar bu esnada ip gibi bir görüntü verirler. Wildebeestler, iki milyona yakın nüfusuyla, Serengeti’nin en kalabalık hayvanıdırlar. Wildebeestler, zebralar ve gazeller her yıl iki bin kilometreyi bulan göçü her yıl tekrarlıyorlar. Serengeti, aynı zamanda saatte 65 kilometre hıza sahip, avlarını hiç durmaksızın üç kilometre kovalayabilen, dünyanın en hızlı koşan hayvanı, çıtaların da merkezidir. Ngorongoro Koruma Bölgesi, 1959’da oluşturulmuş. İçinde, 20 kilometre genişliğinde, 600700 metre yüksekliğinde, ağaçlarla kaplı etrafı duvar gibi yükselen Ngorongoro Krateri yer alıyor. İsminin, Ngorongoro isimli bir Masai savaşçısından geldiği söyleniyor. Krater, 1978 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası‘na alınmış. Krater, zebralara, wildebeestlere ve muhtelif kuş türleriyle, safari dilinde “beş büyük” olarak adlandırılan aslan, fil, gergedan, leopar ve bufalolardan oluşan yaklaşık 20 bin hayvana ev sahipliği yapar. Dik yokuştaki Leira Ormanı ve sodalı göl Magadi’de yaşayan flamingolar görülmeye değer. Tanzanya steplerinde safari, sabahtan başlayıp, akşam 18.00’e kadar devam eder. Geceleri, değişik bölgelerde kurulan kamplardaki tek kişilik çadırlarda kalınıyor. Askeri görevlilerce korunan çadırlarda uykuya, civardaki muhtelif hayvan homurtu ve uğultuları eşlik ediyor. Safari esnasında, hayvanlara saygılı olunmasının ilkini oluşturduğu pek çok kural var. Buna rağmen, özellikle, bazılarının av merakı yüzünden, ormandaki hayvanların sayısı giderek azalıyor. Örneğin, dünyanın dört bir tarafında bulunan çıta, şimdi sadece bu ormanlarda görülebiliyor. Öbür yandan, 11 bin 700 yıldır hep var olan Kilimanjaro’nun karları da hızla erimekte. Şu an karlarının yüzde 80’inini kaybetmiş durumda. Sanki, yanı başındaki hayvanlarla aynı sonu paylaşır, ya da onların yok oluşuna göz yaşı döker gibi! Hayvanların nefes alabileceği tek yer Afrika ormanları ise, insanların da, ölmeden gitmesi gerekli 50 yerden birisi, Afrika ormanlarındaki safaridir. inceismet@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle