Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 GEZGİN AİLESİ GÜNCEL GÖRSEL BULMACA MUTFAK KÜLTÜRÜ Anadolu’dan Afrika’ya aşure Aşure nedense zamanı geldiğinde bambaşka bir lezzetle yenir. Halbuki pastaneler ve tatlıcılarda her daim tezgahları süsler, metal kağıtlardan yapılma kaselerin içinde. Kimisi yokluktan, kimisi özlemden dolayı yer. En sonunda yıl boyunca sabırsızlıkla beklenen Muharrem ayı gelir, aşure tencereleri kaynamaya başlar. Konu komşuyu alır bir telaş. Tencere, kase alış verişleri hızlanır. En güzeli komşunun elinde bir kase aşure ile kapınızı çalmasıdır. Tüm bu heyecanın ve gelenekselliğin yaşandığı zaman dilimine Muharrem ayı adı verilir. Muhrrem ayı aşure ayı olarak da kabul edildiği gibi bu ayın onuncu günü aşure günü olarak kutlanır. İnanışa göre büyük tufanda Nuh peygamber ve yanındakiler gemiden Muharrem’in 10. gününde çıkmışlar. Gemide arta kalan malzemelerle bir yemek pişirmişler. Ve tatlı ile tuzlu karışmış ama lezzetli bir yemek çıkmış ortaya. Urfa’da ateşe atılmak istenen hazreti İbrahim, yine Muharrem ayının 10. günü kurtulmuş ateşten. Yakup Peygamber oğlu Yusuf’a kavuşmuş, Tanrı, hazreti Musa’yı bu günde kurtarıp Firavun’u boğdurmuş. Yine bu günde hazreti Muhammed’in torunu, hazreti Ali’nin oğlu Hüseyin de pınar başında su içerken şehit edilmiş. Ermeni kültüründe aşure noel zamanı pişirilirken, Rumlar cenazede pişirirlermiş. Anadolu geniş bir coğrafya olunca aşurenin de yöreden yöreye pişirilme farklılıkları var. Bu; içine koyulan malzeme, yapılış şekilleri ve inanışlara göre değişiyor. Fotoğraftaki yer neresi ve hangi ilimizde? Akdeniz’e hakim bir tepecikte kurulan ören yerinin adı ‘ana tanrıça ülkesi’ anlamına geliyor. Bölgedeki hemen tüm köylerde rastlanan ve çivi kullanılmadan tahtaların birbirine geçme tekniğiyle yapılan, Likya mezarları formundaki ‘tahıl ambarları’, geçmişin günümüze ulaştırdığı tarihi simgeler. Ören yerinin en önemli anıtı, üzerinde silahıyla betimlenen bir savaşçı kabartmasının bulunduğu lahit altı sütunu. Nekropolis alanında ayrıca iki kaya mezarı ve etrafa dağılmış birkaç dinsel sunak yeri göze çarpıyor. Ev biçimindeki bu mezarlardan birinin yan duvarı kabartmalarla süslenmiş. Öldükten sonra ruhlarının kuşlar tarafından geri getirileceğine inanan Likyalılar, mezarlarını ev benzeri bir mimari tarzda yaparlarmış. Kalıntıların bulunduğu en yüksek tepeye kurulan akropolis alanı, duvarları kiklop (taşın doğal biçimde üst üste konuluşuyla yapılan) tarzda inşa edilmiş bir iç kaleyle çevrili. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap’tan kitap armağan ediyoruz. Yanıtları, 6 Şubat Çarşamba saat 17:00’ye dek adres ve telefon numaranızı yazarak faks ya da eposta ile bekliyoruz. Geçen sayı Yanıt: Limyra, Finike, Antalya Kazananlar: Elmas Şen (İzmir), Güler Pınar (Hakkari), Mustafa Cansever (Malatya). AŞURE Malzemeler: Bir su barağı aşurelik buğday, yarım su bardağı kuru fasülye, yarım su bardağı nohut, 10 su bardağı su, üç su bardağı toz şeker, 150 gram incir, 100 gram kuru kayısı, 100 gram tatlı badem, bir tatlı kaşığı tuz, 100 gram kuru üzüm, 50 gram kuş üzümü, 50 gram dolmalık fıstık, iki çorba kaşığı nişasta. Süslemek için: nar taneleri, fındık, kuş üzümü, badem, Antep fıstığı. Yapılışı: Buğday, kuru fasulye ve nohudu geceden ıslatın. Ertesi günü buğdayı, suyuyla birlikte geniş bir tencereye alın. Üzerine suyu ekleyip yumuşayıncaya kadar orta ateşte ara sıra karıştırarak pişirin. Nohut ve kuru fasulyeyi ayrı ayrı haşlayın. İncir ve kayısıları küp küp doğrayıp ılık suda yumuşatın. Bademleri sıcak suda ikiüç dakik kaynatıp kabuklarını soyun. Tuz, nohut, kuru fasulye ve toz şekeri aşureye ekleyin. Ara sıra karıştırarak 15 dakika pişirin. İncir, kayısı, üzüm, kuş üzümü, badem ve dolmalık fıstıkları ekleyin. 10 dakika daha pişirin. Ocaktan alıp2530 dakika dinlendirdikten sonra kaselere koyun. Üzerini nar taneleri, badem Antep fıstığı ile süsleyin.