14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ADIM ADIM İSTANBUL Turgay Tuna tunaturgay?yahoo.fr 10 MADRİD CEZAYİR SOKAĞI Çukurcuma’ya inerken,Galatasaray Lisesi’nin hemen arka tarafında yer alan dillere destan Cezayir Sokağı ya da namı diğer Fransız Sokağı, biz Türklerin Cezayir’e atmış olduğu ikinci büyük kazıktır. Cezayirliler, Tunuslularla Faslıların tersine bizleri pek sevmezler. Neden mi? Birincisi, 1956 yılında bağımsızlığının peşinde koşan Cezayir’e karşı Birleşmiş Milletler oylamasında her nasılsa çekimser kalarak Fransa’nın yanında yer almışız; tabii ki,Türklerden gelen bu beklenmedik hareket Cezayirlileri hayal kırıklığına uğratmış. Bu arada bizlerin o çok sevdiği ve dostluğuna inandığı Fransa, gelip geçen yıllar içinde Asala’sıyla, ekonomiksiyasi yaptırımlarla, medyasıyla bizleri adeta için için oymaya çalışmış. Bizler, başımızı döndüren o cazibeye kapılmışız ya, üstüne üstlük Cezayirlilere attığımız kazık yetmiyormuş gibi, gitmişiz, yılların Cezayir Sokağı’nın adını Fransız Sokağı olarak değiştirmişiz. Efendim amaç, “Fransız Sokağı” adıyla, restoran ve kafeteryaların müşteri kapasitesinin arttırılması, dünyaca ünlü baş döndürücü Fransız havasının estirilmesi. Tabii ki, bu beklenmedik ikinci olay, kimi Cezayir basınında yazılıp çizilerek, Türklerin attığı ikinci kazık olarak gündeme gelmiş. Hoş... Cezayir Sokağı, Fransız Sokağı’na dönüştürülmeden önce, yıllarca yarı sidik kokulu, sıvaları çatlayıp dökülmüş köhne evleriyle, kapıları önünden çöpü eksik olmayan, camları kırık pencerelerinden asılı çamaşırların sarktığı virane bir sokaktı. Gerçekten çok güzel bir seçim yapılarak bu sokak temizlendi, evler adam akıllı elden geçirilip restore edildi, kimi ünlüler buradan yer alıp dükkanlarını, restoranlarını açtılar. Gerçekten de, adı sanı anılmayan bu sokak gurur ve keyif verici örnek bir konuma dönüştürülerek yeni adını tüm aleme duyurdu. Tabii, burada yaşayan sokak sakinleri de, sokakları gibi ihya oldular. Her şey hoş güzeldi. Yeni adı da pek o kadar kötü değildi ama çok geçmeden Fransız politika ve medyasında Türkiye’ye karşı esen sert rüzgarlar bu anlamlı sokağın anlamlı adını bir anda karalara bağladı ve ister istemez, sokağın adına duyulan ufak bir nefret dalgası oluşmaya başladı. Sonunda da,sokak sakinleri oy birliği ile karar vererek, sokağın girişindeki ışıltılı Fransız Sokağı adını kaldırıp, üzerinde Cezayir Sokağı yazılı, yepyeni kocaman bir tabela astılar. Gerçi, sokağın gerçek ve resmi adı Cezayir, hiçbir zaman Beyoğlu Belediyesi tarafından değiştirilmemişti! Yarınlarda, TürkiyeFransa arasındaki ilişkiler nasıl olacaktır bilinmez; ama bilinen bir gerçek var ki, o da bu güzel, küçük ve örnek Beyoğlu sokağının, Cezayir veya Fransız adlarını politikanın değişkenliğine göre alıp taşıyacağıdır. Eğer bugüne kadar, gitmemiş iseniz, bir Beyoğlu gezintisinde Fransız, pardon Cezayir Sokağı’na gidip uğrayın; küçük bir bardak çay ya da bir fincan kahveyle buraya kazandırılmış bohem güzelliğin keyfini yaşayın. Hoşunuza gidecektir. İstasyon değil Yazı ve fotoğraflar Ümit Otan eşillikler arasındasınız. Bir yerlerden üflenen buhar Y yüzünüzü yalıyor. Bankların sürekli konukları yaşlılar. Burası bir tren istasyonundan çok botanik bahçesi. Duygulu veda anları bir ayrıntı gibi. Varsın birileri 250 kilometre hızla giden trenine binip, Sevilla’nın yolunu tutsun. Eller sallansın, geride kalanlar gözyaşı döksün. Atocha’da önemli olan, nefes almanın bahtiyarlığı. Nefes darlığı çekenler günlerinin büyük bölümünü burada geçiriyor. Gidip gelenler onların umurunda olmuyor. Nefes alabilmenin mutluluğu her şeyi silip süpürüyor. Madrid’i, İspanya’yı ve tüm dünyayı üzüntüye boğan o saldırı sabahını anımsamadan edemiyor insan. 11 Mart 2004 sabahı Atocha garına giren trende meydana gelen patlama, sessizliğin, sakinliğin sonu oluyor, yüz doksan iki kişi yaşamı nı yitirirken yüzlerce kişi de yaralanıyordu. Terörist eylemden bugüne kalan, ölenlerin anısına dikilen yüz doksan iki ağaç olmuş. İspanya Veliahd Prensi Felipe ile gazeteci Letizia Ortiz düğün kortejinin geçtiği Atocha yakınlarına ağaçlar dikilmiş ve “sizi unutmayacağız” mesajı bırakılmış. Retiro Sarayı’nın aslında bahçesi olarak düzenlenmiş on iki hektarlık bir ormanımsı parkın sonu Atocha’ya açılıyor. On yedinci yüzyılda düzenlenen bu saray parkı, İspanya iç savaşı sırasında epeyce hasar görüyor. Çeşmeleri, havuzları, heykelleri ve bahçe düzenlemeleriyle insanı yeşile “doyuran” bir yer burası. Retiro Parkı’nın yorgunluğunu atma yeri Atocha. Burası da botanik bir bahçe.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle