02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yerindeyse "denizi kurutmak suretiyle balığı yakalamak" niyetiyle plan hayata geçirilmişti. Planın ikinci aşaması da şöyleydi: Hızlı bir kara operasyonuyla, imhadan kurtulan direniş merkezi temizlenecek; diğer militanlarla irtibatı kesilecek ve yakalanabilenler de "mahkeme"ye çıkartılıp yargılanacaktı. Bu aşama, belli ölçüde Afganistan'da yakalanan Taliban bağlantılı insanların Guantanamo adasında tutulup yargılanmalarından örnek alınmıştı. ABDİsrail konseptine göre ideolojik, örgütsel ve askeri bakımdan İslami direnişe son vermeden Lübnan'ın "arka bahçe" ya da "Amerikan üssü ikinci bir İsrail" olması imkansızdı. Gelgelelim Hizbullah'ın kökünü kazımak, diktatör Saddam Hüseyin'in halktan kopuk zalim aygıtı Baas'ın kökünü kazımak kadar kolay değildi. Ayrıca 19912003 Irak savunması dahil, Arapların İsrailABD ittifakına karşı verdikleri savaşların tümü de klasik nizami (düzenli) savaşlardı. Sonuncusu da 1973 Ekim'de (Mısır ile Suriye'nin İsrail'e karşı) gerçekleşmişti. Halbuki Taliban ile Saddam'ın düşmesinden sonra Irak ile Afganistan'da verilen iki silahlı mücadele ile Hamas (Filistin)ve Hizbullah'ın (Lübnan) İsrail'e karşı direnişleri, klasik savaş doktrini dışındaydı. Bir anlamda kitlesel tabanı olan bu tür mücadelelerin sadece bastırılması yetmiyor. Ek olarak direnme, direnç, direniş kavramlarının halkın beyninden silinmesi; direnme için kitlelerin silahlanma ihtiyacı ve silah kaynaklarının yok edilmesi gerekiyor. C S TRATEJİ 17 "Savaşa devam" kararı, bu kez hasmın yeniden masaya yatırılması, gerçek yeteneklerinin test edilmesi, hakkındaki bilgilerin gözden geçirilmesi; keşif kolları aracılığıyla gerçekçi istihbaratın toplanması safhası demekti. Operasyonla eşgüdümlü keşif yapma safhasında, Güney Lübnan'ın orta mıntıkası esas alındı. Çünkü doğuda şimdilik çatışmak istemediği Suriye sınırı, batıda ise Hizbullah'ın sağlam mevzileri vardı. Maron RasAitronBint Cibel hattı İsrail'in ikinci safhadaki operasyonuna elverişliymiş gibi göründü. Bu yüzden İsrail zırhlı araç ve tanklarla adeta orta mıntıkaya balıklama daldı. Mekanize birliklerle keşif amaçlı bu avcı kolu, Bint Cibel yöresine doğru ilerlemeyi esas hedef belledi. Bu arada eğer şansı yaver gider de yörenin tarihi başkenti niteliğindeki şehri ele geçirmeyi başarırsa, ikincil hedef büyük bir zafer olarak ilan edilecek; yöre halkı ve özellikle Şiiler açısından ideolojik ve inançsal önemi olan bu şehrin zaptı, karşı tarafın moralini bozmuş olacaktı. Evdeki hesap çarşıya uymadı; Hizbullah militanları kararlı bir direniş sergileyip "zırhlı keşif kolu"na büyük kayıplar verdiler. Dünyanın yenilmez ordusuna sahip İsrail, dört gün boyunca sadece 1300 metre ilerleyebildi. 7 asker öldü 20'si yaralandı, 5 Mirkava tankı tahrip edildi. Hizbullah'ın sadece 3 kaybı vardı. Hizbullah, ne tam anlamıyla gerilla (düşman ilerlerken kaç, konaklarken vur) ne de düzenli ordu taktiği uyguladı. İkisinin arasında bir sentez yarattı. Bir bakıma Milli Mücadele sırasında "sathı müdafa" benzeri bir taktikti bu. Ayrıca İsrail birlikleri rahat yüzü görüp konuçlanmasın diye, Hizbullah bazı savunma noktalarını ölümüne savundu; göğüs göğüse çatışmalara girdi. Bu yüzden İsrail komuta kademesi, "Biz milislerle değil nizami özel birliklerle, İran'ın seçkin kuvvetleriyle çatışıyoruz" diye sızlandı. İsrail bir kez daha şaşkındı. Maron Ras'ta tutunamayan komuta kademesi, meseleyi siyasetçilere havale etti. Devamı haftaya.../ İsrail’in 4 ana saldırı planı ANA PLAN İsrail, harekat planını fiilen hayata geçirdi. Harekat, 7 ila 10 gün sürecekti. Her aşamada yedişer günlük bir uzatma payı öngörülmüştü. Bitirilmesi tasarlanan operasyonun 31 temmuz tarihi, aynı zamanda BM'ye bağlı Barış Gücü'nün (UNIFIL) süresinin uzatılmasına denk düşecek biçimde ayarlanmıştı. Hesaba göre, İsrail başarılı olacak ve BM de yeni şartlar ışığında kararını verecekti. Dört aşamalı harekat planı gereğince İsrail tahrip ve imha edilecek her şeyi bombalayacaktı. Tespit edilen 240 ana hedefin hemen tümü Lübnan'ın altyapısıyla bağlantılı "sivil hedefler"di. Hizbullah evleri, karargahları, irtibat büroları ve muhabere merkezleri de bombalandı. Bu arada sivil yerleşim yerleri, semtler ve mahalleler, köprü ve yollar bombalandı; yarısı çocuklardan oluşan masumlar katledildi. Hizbullah, olacakları önceden biliyormuş gibi hareket etti. Karşı önlemlerini İsrail planına göre aldı. Yoğun bombardımandan mümkün olan en az zararı görebilecek biçimde mevzilerini tahkim etti ya da gizledi. Vurucu gücünü diri tutabilecek bir dizi tedbir aldı. Nitekim ilk saldırı dalgası geçer geçmez, özellikle Katyuşa benzeri füzelerle karşı saldırıya geçerek; "yıkılmadım ayaktayım" mesajını vermekten öte bir taktik geliştirdi. İsrail'in sınır kasabalarının ötesindeki derinliklere (Hayfa, Akka ve Safad'daki askeri üsler, vs) füze fırlattı. Füzelerin yarattığı maddi ve manevi tahribat, İsrail'in 1948'den beri hiç tanık olmadığı türdendi. İsrail, bilinçli biçimde sınıra yakın mevzilerini korumak amacıyla Arap yerleşimcilerin yakınlarına tahkim etti. Top ve tanklarını kendi topraklarındaki Arap köylerinin içine veya yakınına konuçlandırdı; bazı atölye ve depolarını da Arap yoğun yerleşim birimlerinde kurdu ki, Hizbullah füzelerine hedef teşkil edecek insanlar Arap kökenli İsrail vatandaşları olsun: Sözün özü; İsrail, kendi Arap yurttaşlarını "canlı kalkan" olarak kullanmaktan çekinmemiş; planına bunu da eklemişti. gerçeği, sözkonusu yurttaşların İsrail ve Arap basınına yansıyan demeçlerinden anlıyoruz. Harekatın ilk merhalesinde askeri, güvenlik ve istihbarat düzleminde başarısız olan İsrail, Hizbullah'ın yeni taktikleri karşısında şaşırdı. Hava kuvvetleri, önceden belirlenen hedefleri vuramamıştı. Böylece (Arap hava ve kara gücünü 6 günde felç eden İsrail hava saldırısına dayanan) 1967'den beri ordu komuta kademesinde "muharebinin kaderi havadan belirlenir" doktrini, Güney Lübnan'da işlemedi. Bunu gören komuta kademesinin önünde iki seçenek vardı: Ya savaşı durdurmak ya da planın ikinci merhalesine daha hırslı biçimde geçmek. İlki, ABDİsrail projesinin çökmesi anlamına gelirdi ki, bu aynı zamanda Washington için siyasi bir felaket demekti. İkincisi, cephede prestij kaybına uğrayan İsrail askerine yeniden itibar kazandırmak anlamına da gelecekti. Zira dünyanın en sağlam zırhlısıyla kaplı Mirkava tankları ile ateşgücü yüksek, gözleme ve koruma yeteneğine sahip Saar tipi iki savaş gemisi ağır isabet alıp kullanılmaz hale gelmişti. ABD ile bazı İsrailli komutanlar bu aşamada devreye girip, ikinci tercihten yana hükümete baskı yaptılar. "Düşman Hizbullah'ın niteliğini iyi incelemeyen, onun hakkında yeterli/sağlıklı istihbarat alamadığını anlayan İsrail, bu aşamada daha ithiyatlı davranmaya özen gösterdi. Başta MOSSAD olmak üzere diğer istihbarat birimleri, işgal ettikleri Filistin topraklarında kolay yoldan satın alıp örgütledikleri ajanmuhbir ağından edindikleri istihbarattan farklı bir durumla karşılaşmışlar; Lübnan topraklarında Hizbullah'a ilişkin istihbaratı da aynı yöntemle sağlama yoluna gitmişlerdi. Dolayısıyla elde edilen bilgilerin çoğu ya eksik, ya yanlış ya da yanıltıcıydı. İsrail tankları Lübnan’dan çekilirken adeta metal bir yılan oluşturdular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle