Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 ŞUBAT 2009 CUMARTESİ 3 Cumartesi Şairi Bu zıkkımın yanında Arnavut ciğeri ister bir Çiroz salatası ister, iki Cacık ister üç Adalet müsavat hürriyet demeye Sadece yürek ister... METİN ELOĞLU Plakların ve pikapların tozu alındı Plaklar ve pikaplar belki de hayatımızdan hiç çıkmadı. Evimizin ve zihnimizin kuytu bir köşesindeydi... Geçmişimizde bir yerde hatırlanmayı bekliyorlardı. İşte bunu ZUHAL bize Çağan Irmak, Adam filmiyle AYTOLUN Issız hatırlattı. Plaklar temizlendi, tozları alındı, sahafların yolu tutuldu... Peki bu bir moda mı, geçici bir heves mi, nostalji duygumuzun bizi huzursuz etmesi mi? Şimdilerde her evde, arabada, mağazada bir nostalji rüzgarı esiyor. Sahaflarda plak bulmaya çalışanlar mı ararsınız, pikaba nasıl ulaşabileceğini soruşturanlar mı... Büyük bir rüzgar estiği bir gerçek ancak bu rüzgar etkili mi? Peşinden giden bunca insan, her yerde çalınan bunca şarkı gerçekten yerini buldu mu? Yıllarca yaptıkları radyo programları, müzik eleştirileri, partilerle bizlere bu havayı yaşatmaya çalışan Naim Dilmener, Hakan Eren ve Hakan Tok’la konuştuk. Pikabını yaptırarak yeniden plak satın alan ve o eski günlere geri dönen Merve Arkan ve Mandala Müzik’in sahibi Cenan Alkan’la da. Ortak görüşleri bunun bir heves olduğu ve yakın zamanda tekrar zayıflayacağı yönünde. Yine de bu yaşananların iyi bir gelişme olduğunu ve genç kuşakların yeniden geçmişle tanıştığını dile getiriyorlar. Geç olsa da yeniden kavuştuğumuz eski şarkılar için, “Olması gereken oldu. Biz her zaman, ‘bugün’le yatıp kalkan, dünü de yarını da umursamayan bir ülke olduk; hemen hemen her alanda ama özellikle müzik alanında, böyle olageldi. Çok geç de, kendiliğinden de olsa, bu durum biraz değişir gibi oldu. Fazla uzun sürmeyecek olsa da, buna sevinmek gerek” diyerek başlıyor söze Naim Dilmener. “Müzik diyerek önümüze bir tabak İsmail YK konmasından çok sıkıldık” diyen Dilmener, geçmişe özlemin bir sebebini de bugünlerden memnun olmamakta aramak gerektiğini vurguluyor. Heveslerin, takıntıların kısa süreli olduğunu, birkaç ay sonra değil Ayla Dikmen’in, plağı pikabı hatırlayan kalmayacağını dile getiriyor. Tabii yine de beş on eski albüm daha yayımlanırsa bunu da kar saymak gerek. Şarkıların hep aynı olmasındansa genç kuşağın cep telefonlarından başlarını kaldırıp arkalarına bakmasının iyi bir gelişme olduğuna değinen Dilmener’e Türkiye’de müzikseverlerin beğenilerini soruyoruz. Yanıtlıyor bizi tüm samimiyetiyle: “Tuhaf bir biçimde ‘sürü’ gibi güdülür olduk. Dizinin biri ‘şu şarkı’ diyor, onu seviyoruz. Filmin biri ‘bu şarkı’ diyor, haydi, hepimiz oraya meylediyoruz. Kendi fikrimiz, kendi tavrımız kalmadı; kararlarımızı kendimiz vermiyoruz artık; bunu yapmaktan korkuyor gibiyiz. Tuhaf bir zihin tembelliği!”. programları yapan, geniş bir arşivi bulunan Eren, bir dizi veya filmin bu yapılanları tetikleyeceğini zaten öngördüklerini söylüyor. Daha önce de Aliye ve Avrupa Yakası dizilerinin attığı pasları Issız Adam’ın gole çevirdiğine dikkat çekerek... Eren’e göre de bu bir geçici heves: “Bir müddet daha sürecek bunun rüzgarı ve sonra yine biz meraklılar başbaşa kalıp eski şarkılarımızı dinlemeye devam edeceğiz.” Espirisentır Telsefe konuşmaları Nereye böyle? Telli Baba’ ya... Issız Adam’la tekrar başlayan nostalji furyası kimine göre gelip geçici bir heves, kimine göre gençlerin eski müziği tanıyıp sevmesi için bir fırsat. Kim ne derse desin plaklara ve plak kültürüne övgü evin bir köşesinde dekor olarak duran gramofonları da görev başına çağırdı. BeterUs Kurunun yanında yaş da yanar.. KURUKAFA Öğrenmenin yaşı yoktur kurusu vardır.. KURUFASÜLYE PASLARI ISSIZ ADAM GOLE ÇEVİRDİ Issız Adam filminin geriye dönüşü fitillediğini söyleyen Hakan Eren ise yıllardır bir geriye dönüşten bahsedildiğini ve böyle bir sürecin zaten yaşanageldiğini dile getiriyor. Anlamazdın ve Yalnızım Ben şarkılarının ise filmle çok iyi örtüştüğünü ve bu şekilde popülerlik kazandığını söyleyen Eren, “Filmde kullanılan şarkıların dışında başka eski şarkı her yerde çalınmıyor bence. Düne kadar sadece meraklıları tarafından takip ediliyordu, şimdi meraklı sayısı arttı sadece. Gençlerin ilgisini çekti bu popülerlik ve eski şarkılarımızı araştırmaya başladılar. Gençlerimiz için ‘Türk pop müziği nereden nereye gelmiş?’ sorusuna cevap olur hiç olmazsa” diyor. Eren de bu gelişmelerin yine de iyi olduğunu düşünenlerden. Yıllardır bu açılımda albümler ve radyo Fiks mönü Kıymalı Pırlanta Sebzeli Kuyumcu Sarma Başkan Beğendi Sözlük MUHALEFET: Kapa aç..aç kapa.. kapa aç.. İKTİDAR: Kap kaç.. kaç kap.. kap kaç.. VATANDAŞ: Kap kacak.. kacak kap..kap kacak.. Sağduyu Gözaltılara ne diyosun? Valla ben de mi botoks yaptırsam acıba?!.. Türkiye bunları konuştu Gittiği yere kadar..Boş veeer.. Umurumdaydı.. N’olur ki.. Koy ver gitsin.. Şeyimdeydi.. ‘Bu bir furya’ Hakan Tok nostaljiye dönüşün yeni bir olgu olmadığını, zaman zaman artıp azaldığını ancak hep var olduğunu dile getiriyor. Issız Adam’daki plaklara ve plak kültürüne övgünün bir zamanlar evinin baş köşesindeki plakları kim bilir ne vakit elden çıkarmışlara yeni bir heyecan verdiğini söylüyor. Filmin bir dalga yarattığı kesin ancak, Tok bunun inandırıcı bir dalga olmadığını, bu furyanın geçeceğini ve bir süre sonra eski şarkılar yine gerçek meraklılarına kalacağını vurguluyor: “Yıllardır bu şarkıların yeniden yayınlanabilmesi için gece gündüz çalışanlar var. Bunların hiçbiri Issız Adam’dan sonra başlamadı bu işlere. Bu bir avuç insanın yaptığı her iş hep ilgi gördü, alkışlandı ve bir dolu insanı peşinden sürükledi. Yani eski şarkıların farkına varan ve tadını alanlar zaten çoktan beridir bir kabileydiler ve kendi aralarında çok eğleniyorlardı. Şimdi biraz daha genel geçer bir keyif oldu bu. Herkes bir ucundan tutuyor.” Plakların geri dönüşünü ise romantik ve çekici buluyor Tok. Çünkü bugünün yaşam stiline ve hızına uygun değil plaklar. Plak iğnesi değiştirmek, antistatik bezle plak tozu almak, çalarken bir yüzü biten plağı yerinden kalkıp çevirmek gibi ritüellere zaman ayıranları “gerçekten iflah olmaz tutkunlar” ya da “geçici hevesliler” olarak tanımlıyor Tok. Eski şarkılara gönül vermişlerden biri olarak, o şarkıların bugün dillerde dolaşmasından, İstiklal Caddesi’ni çınlatmasından büyük haz duyduğunu dile getiriyor. Tabii bu farkındalık yeni keşifleri de beraberinde getirirse. Aksi halde bahsi geçen bir avuç insan eskileri duyurma çabasına devam edecek; yeni bir Issız Adam çıksa da çıkmasa da. Petşop MUSTAFA BİLGİN Pratik bilgiler Liboşların üzerindeki etiket izlerini yok etmek için üzerlerine demokrasi cilası serpip ılık bir bezle silin.. kamilmasaraci?gmail.com Demirci’yle mizah yolculuğu Cihan Demirci bugün saat 14.0016.00 arasında Saraçhane’deki Karikatür ve Mizah Müzesi’nde izleyenleri görsel söyleşiyle mizah yolculuğuna çıkaracak. Mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci, yazar çizerliğinin ötesinde uzun yıllardır mizah tarihi üzerine araştırmalarincelemeler yapıyor, mizahın tarihiteorisi ve mizahçılar üzerine zaman zaman gazetelerde ve dergilerde kapsamlı yazılar yazıyor, bu konuda kitaplar hazırlıyor. Cihan Demirci, bu çalışmaların ürünlerinden biri olarak 30 yıllık mesleki birikimiyle, “Mizah Dergiciliğimiz 140 Yaşında” başlıklı bir görsel sunum hazırladı. Sunumda ilk mizah gazetesi Diyojen’in 23 Aralık 1869’da çıkışıyla başlayan ve 2009’da 140. yılına ulaşan mizah dergiciliği serüvenimiz 2 saati bulan bir görsel sunumla anlatılıyor. Etkinlik yıl içerisinde başka şehirlere de taşınacak. (Tel: 0212521 12 64) Canon ve WWF dostluğu 10 yaşında 1961’de kurulan ve dünya çapında desteklediği 2 bin koruma projesi ve 4 bin’e yakın çalışanıyla dünyanın en büyük çevre kuruluşu konumunda olan WWF, 100’ü aşkın ülkede, iklim değişikliği, ormanlar, tatlısular, denizler, türler ve sürdürülebilirlik ana başlıkları altında projeler gerçekleştiriyor. Tüm dünyada büyük ses getiren çalışmalarıyla ünlü kuruluş, 10 yıldır Canon’la da çeşitli projeler yürütüyor. Bu yıl 10. yılını deviren birliktelik sayesinde, WWF ve Canon, küresel hayatı koruma uğraşları açısından büyük sosyal sorumluluk projelerine imza attı. Canon’la yolları ilk olarak 1998’de kesişen WWF’nin ilk projesi ‘WWF Canon Foto Galerisi’ydi. WWF’nin fotoğraf ‘Gençlere de ulaştık’ Merve Arkan babasından kalma, çocukluk yıllarına ait anılarıyla sarılı bozuk pikabını tam da bu dönemde yaptırmış. “Belki etraftaki nostalji rüzgarından etkilenmiş olabilirim. Ama onu hep yaptırmayı istiyordum” diyor. Pikabıyla beraber plakları da babadan kalma Merve’nin. Tabii yeni plaklar da katılmış arşivine. Bugün arayıp da bulamadıklarına plaklardan ulaşmış Merve. Anıları, dinlediği müziğin kalitesi ve tüm ritüelleriyle nostaljinin geri dönmesinden dolayı çok mutlu olduğunu anlatıyor. Mandala Müzik’in sahibi Cenan Alkan’a yöneltiyoruz sorularımızı. Yıllardır koleksiyonerlere ve ilgililerine plak satışı yaptıklarını ancak son iki aydır satışların arttığını dile getiriyor. Eskiden bilen, seven, takip edenlerin plak arayışına girdiklerini ancak şimdilerde çok sayıda insanın da ilgilendiğini söylüyor Alkan. Plak, internetten korsan şekilde müzik dinleyenlerin çokluğuna bakıldığında pahalı bir uğraş tabii. Önümüzdeki süreçte bu heyecanın biraz daha dineceğini söylüyor Alkan ve ekliyor: “En azından günümüz gençlerine de ulaştık.” kütüphanesini dijital hale getirmek üzere binlerce görüntü, Canon desteğiyle WWF ve WWF yararına çalışan fotoğrafçıların bilgisayarda çevrimiçi olarak kullanabilecekleri duruma getirildi. 2000’de ‘CanonWWF Panda Bus’ projesiyle devam eden birliktelik çocuklara doğayı korumaya öğretmek için Kopenhag, Dublin, Moskova, Oslo ve Paris dahil olmak üzere 13 Avrupa kentini dolaşarak, Avrupa’da 20 bin’den fazla kişiye ulaştı. Son olarak 2007’de Svalbard Arctic bölgesinde iki kutup ayısına telsiz dalgası yayan künyeler takıldı. Bu tasmalar sayesinde kutup ayılarının hareketleri, yeni ve geliştirilmiş WWF Canon kutup ayısı izleme web sitesinden (www.panda.org/polarbears) takip edilebiliyor. C MY B C MY B