17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çarşamba 9 Eylül 2015 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 3 Hasan Tahsin, şehit edildiğinde 31 yaşındaydı. Kısa hayatı İzmir’de noktalanırken Kurtuluş Savaşı da İzmir’de başladı ve bitti enizelos’un “gayretleri” ve diğer taraftan büyük devletlerin onu desteklemesi sonucunda karara bağlanan İzmir’e Yunan askerlerinin çıkarılması meselesi 15 Mayıs 1919’da uygulamaya konulmuş, işgalden bir gün önce de 14 Mayıs 1919 Çarşamba günü Amiral Galtporme ilkgi saat 09.00, diğeri saat 11.30’da olmak üzere İzmir’in Yunanlılar tarafından işgaline dair İzmir vali ve kumandanına sert bir nota vermiştir. Bu son gelişmeler karşısında oluşturulan “İlhak’ı Red Heyet’i Milliyesi” bir bildiri yayınlamış ve bugün Bahribaba Parkı olarak anılan yerdeki Yahudi Maşatlığı’nda binlerce Türk’e seslenerek İzmir’in işgalini protesto etmiştir. Buradaki mitinge katılanların amaçları, İzmir halkının Yunan işgalini sevinçle karşılamadığını göstermekti. Karışıklık ve şaşkınlık içinde bulunan bu kalabalık, sabaha kadar protesto gösterisinde bulundu. Türk tarafında sessizlik hâkimken, Kıvılcımı Hasan Tahsin yaktı V İzmir Kordonboyu’nda nındaki papazlar da karabulunan Yunan ve Rum ya ayak basan Efzun alayuyruklular, ellerinde larını takdis ettikten ve bayraklarla tezahürageleneksel tuz ve ekmek ta başladıkları gibi Rum sunma merasimi yapılkızları da mavi beyaz eldıktan sonra Albay Stavbiseleriyle sahilde toprianos komutasında Kolanıyorlardı. Sahil bonak istikametine yürüyüyunda bulunan bir banşe geçtiler. “Zito Venizedo devamlı Yunan marşlos” sloganlarıyla bir saları çalarken, İzmir Ortoatte Konak Meydanı’na doks Metropoliti ve öteki gelen Efzun alayı birlikpapazlar da işgal birliklerinin önünde gönüllü lerinin karaya çıkacaklaRum gençlerinden oluşan rı Pasaport Meydanı’nda milisler gidiyordu. KoHasan Tahsin bekliyorlardı. Sabah sanak Meydanı’nı Kemeraltı at 06.00 sularında İngiCaddesi’ne bağlayan köşe liz, Fransız, İtalyan ve Amerikan gedönülürken, alayın en önünde yerlemileri eşliğinde ilerleyen Yunan gere kadar uzanan Yunan bayrağını tamileri, saat 07.00 civarında ilk birlik şıyan Teğmen Yannis, açılan ateş soleri karaya çıkararak Alsancak ve Pa nucunda bayrakla birlikte atından yusaport karakollarını işgal ettiler. İşga varlandı. Gürültüler arasında zor dulin fiilen başlaması üzerine Rumlara yulan bu tabanca ateşinin ardından ait fabrikalar başta olmak üzere kiliortalık karışmış Efzun alayı geriye seler düdük ve çanlarını çalmaya baş dönerek denize kadar çekilmiştir. İşladılar. Metropolit Hrisostomos ve ya te Ege’de milli mücadelenin başlama sında “ilk kurşun” diye anılan olayın kahramanı Hasan Tahsin’dir... 19181919 yıllarında Hukuku Beşer yani insan hakları adıyla bir gazete çıkaran, insan haklarını savunarak emperyalizme bayrak açan Hasan Tahsin, o tarihten 31 yıl önce yani 1888’de Selanik’te doğdu. Ona Osman Nevres adını verdiler. Hasan Tahsin takma adını, 1914’te Buxton kardeşleri vurmak için Romanya’ya gittiği sırada alacak ve bir daha bırakmamamacasına benimseyecekti... Konak Meydanı’nda tabancasını ateşleyerek Yunan bayrağını taşıyan teğmeni vuran Hasan Tahsin, daha sonra kendisi de kurşun yağmuruna tutularak orada şehit düşmüştür. Kurtuluş Savaşı’nın kıvılcımını yakan Hasan Tahsin, şehit edildiğinde 31 yaşındaydı. Kısa ama renkli hayatı İzmir’de noktalanırken, Kurtuluş Savaşı da İzmir’de başladı ve İzmir’de bitti. Türk direnişini başlatan sembol ismin anısına 1973 yılında Konak Meydanı’na İlk Kurşun Anıtı dikildi. Kürt Reşo: Bir isimsiz Kahraman Süvari Çavuşu Mehmet Reşit, İzmir’e ilk giren öncü süvari birliğinin bir neferiydi 315 (1889) doğumluydu. Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı emperyalizmi karşısında çözülmeye uğradığı bir dönemin kuşağı olarak ömrü cepheden cepheye savaşlarda geçti. 1889’da Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Memelan Köyü’nde Karaalilerden Kamber ve Kutte’nin oğlu olarak dünyaya geldi. Erkek kardeşiyle birlikte on beş yaşında askere alındı. Birlikte Balkan Savaşları’na katıldılar. Kardeşi Şeyhmus 1913’te II. Balkan Savaşı’nda şehit düştü. O ise savaşmaya devam etti. I. Dünya Savaşı’nın değişik cephelerinde savaştı. Kurtuluş Savaşı başladığında Batı Cephesi’ndeki düzenli ordu birliklerinin içindeydi. Sakarya Savaşı’na katıldıktan sonra Afyon Cephesi’nde yaralandı. Hilali Ahmer’de bir süre tedavi olduktan sonra Büyük Taarruzla birlikte İzmir’e doğru yol almaya başladılar. Süvari Çavuşu Mehmet Reşit 8 Eylül 1922 gecesi İzmir’e ilk giren öncü süvari birliğinin bir neferiydi. Komutanları onlara “... Bu tehlikeli bir görev bu işte gönüllü olarak yer almak isteyenler ölüm fermanlarını künyelerine asarak bir adım öne çıksınlar!..” dediğinde Mehmet Reşit hiç tereddüt etmeden öne fırlamıştı ve o kırk kişilik öncü grupla 8 Eylül’ün geceyarısı tan ağarmadan İzmir’e girdiler. Şehirde her şey sakindi. Öncü olarak görevlerini tamamladıktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla Fahrettin Altay Paşa’ya bağlı diğer süvari birlikleriyle beraber 9 Eylül günü Belkahve sırtlarından İzmir’e Akdeniz’in mavi sularına ulaştılar. İzmir’de o gün büyük bir sevinç vardı. O sevinç yumağının arasından geçerek İzmirli kadınların evlerinde özenle diktikleri Türk bayraklarını Kordon’daki Hükümet Konağı’na ve Kadifekale’ye diktiler. 15 yaşında askere alındıktan sonra tam on sekiz yıl askerlik yapan süvari Çavuşu Mehmet Reşit’in hürriyet ve bağımsızlık için verdiği mücadele Akdeniz’in mavi sularında umut ve heyecanla noktalanmıştı. Diyarbakır’daki köyünde başta ailesi, herkes onu merak ediyordu. Onlar Reşit Çavuş’un namı diğer Kürt Reşo’nun şehit olduğunu sanıyor 1 lardı. O ise zaferden sonra tam beş ay yürüyerek yalınayak aç biilaç Diyarbakır’daki Memalan Köyü’ne ulaşabilmişti. Reşit Çavuş’un vatan sevgisi ve İzmir aşkı kurtuluşla bitmedi. Her 9 Eylül günü geldiğinde köylülerini köy meydanında toplayarak onlara İzmir Marşı’nı söyletti. Memalan Köyü İlkokulu’nda öğrencilere Mustafa Kemal’i ve bağımsızlık savaşını anlattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi onu İstiklal Madalyası ile onurlandırdı. Bu madalya onun için yaşamının en değerli hazinesiydi. İstiklal Savaşı Gazisi Mehmet Reşit yani namı diğer Kürt Reşo’nun öyküsü bu ülkenin harcının hangi zor koşullarda karıldığının en güzel örneklerinden birisidir. Şimdi, aradan 93 yıl geçtikten sonra emperyalistler ve onların içerideki yerli uzantıları Kurtuluş Savaşı’nda bu ülkenin bağımsızlık ve hürriyet harcını etnik kökenine bakılmaksızın birlikte karan yoksul Anadolu insanı üzerinden bir çatışma kültürü ve kaos stratejisi yaratmak istiyorlar. Oysa 93 yıl önce bu hürriyet ve bağımsızlık savaşını verenlerin vatan sevgisinden başka hiçbir kişisel beklentileri yoktu. Onların tek istediği bağımsız ve özgür bir vatandı. Türlü yokluklar içinde özveri ile bu mücadeleyi başarıya ulaştırdılar. Nâzım Hikmet’in devasa eseri Kuvayı Milliye Destanı’ndaki “Kartallı Kazım” örneği gibi İzmir’e ilk girenlerin başında olan Hükümet Konağı ve Kadifekale’ye Türk bayrağı çeken Diyarbakır Memalanlı Reşit Çavuş da “...Dövüştü Pir aşkına yaralandı birkaç kere ve saire ve kavga bittiği zaman ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman kavgadan önce Kartal’da bahçıvandı kavgadan sonra Kartal’da bahçıvan” dizelerinde olduğu gibi bağımsızlık mücadelemizin isimsiz kahramanlarından birisiydi. Onların anılarının eşsiz ışığı altında 9 Eylül’ün 93. Yılı kutlu olsun!... lDoç. Dr. Oktay Gökdemir Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölümü C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle