10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EKONOMİ ’İN GÖZÜNDEN 2016’YA BAKIŞ Pazartesi 28 Aralık 2015 T TÜRKİYE’NİN Yapısal sorunlarI aRTIYOR n Dış dünyaya ve piyasalara bakışı ve söylemi hatalı. n Jeopolitik riskleri büyük ölçüde arttı. n Şirketlerinin dış borcu en yüksek görünen YP ülkelerinden biri. n Orta gelir tuzağını aşacak inandırıcı bir planı yok. Bu yapıyla ve bu anlayışla yabancı yatırım sermayesi çekmesi çok zor. Bunlar artık hemen herkesin bildiği, hükümet programlarına bile yansımış sorunlar ama bu sorunların aşılmasını sağlayacak adımlar bir türlü atılamıyor ve sorunlar giderek ağırlaşıyor, Türkiye’nin dünyadaki itibarı sarsılıyor. Türkiye 2016 yılına ne yazık ki bu tabloyla giriyor ve yeni yılda da tehlikeli bir yolculuk yapacak gibi görünüyor. ürkiye hedeflerini tutturamıyor çünkü bir türlü aşamadığı yapısal ve davranışsal sorunlarla karşı karşıya. n Tasarruf oranı çok düşük, ülke dış kaynağa bağımlı.Bu nedenle ABD’deki faiz artışından olumsuz etkilenmesi olası. n Teknoloji temeli zayıf, geleceğin sektörlerinde varlık gösteremiyor. n Nitelikli insanı yetiştirecek ve çekecek ortama sahip değil. n Hukuk düzeni çok sorunlu, kimsenin adalete güveni kalmadı. n Kayıt dışı ekonomi verimlilik artışlarını sınırlıyor. n Siyasi istikrar var gibi görünüyor ama bu yüzde 50’yi dışlayan bir istikrar. n Güneydoğu bölgesinde savaş zorluyor. En kırılgan yükselen pazar ekonomileri arasında gösterilen Türkiye’nin işi zor arını öngörmenin bile fevkalade zorlaştığı bir dünyada, kargaşanın “istikrar” diye pazarlanabildiği bir ülkede yaşarken, “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu yanıtlamaya çalışıyoruz. İşimiz zor, çünkü her an yeni bir fırtınanın patlayabildiği bir okyanusta, maceraya sürüklediği yolcularla kavga ederken teknesinin kontrolünü kaybeden asabi reisin kaptanlığında tehlikeli bir yolculuk yapıyoruz. Türkiye, risklerin tırmandığı bir dünyada en riskli ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Ülkenin bir bölgesi savaş alanına dönmüş, çevremizde Rusya’nın da burnunu soktuğu büyük bir kargaşa yaşanıyor. Bu ortamda çok yönlü tehditlerle karşı karşıya bulunan Türkiye’nin nereye doğru gittiğini ve nereye varacağını kestirmek hiç de kolay değil. Dünyanın en büyük iki ekonomisinden biri haline gelen Çin ekonomisindeki yavaşlama 2015’nin ekonomi gündemine damga vurdu. Çin’de yaşanan borsa şoku ve Çin parasının devalüe edilmesi küresel piyasaları sarstı, Çin’e mal satan tüm ülkeler sarsıntıdan payını aldı, petrol ve diğer emtia fiyatlarında büyük düşüşler yaşandı. ABD Merkez Bankası’nın faiz politikası dışında yılın en çok konuşulan konusu Çin ekonomisinin geleceği oldu. 2016’da da Çin’deki gelişmeler çok yakından izlenecek. ABD Merkez Bankası’nın nicedir beklenen faiz artışını gerçekleştirmiş olması, 2008 krizinden çıkış sürecinde yeni bir aşamaya gelindiğini gösteriyor. Bugün gelinen noktada ABD ekonomisinin büyüklü 2016’da görevimiz tehlike Y OSMAN ULAGAY ğü kriz öncesindeki düzeyinin %10 üzerinde ama Avrupa ekonomisi hâlâ kriz öncesindeki düzeyine erişemedi. Dünya ekonomisinin kriz öncesindeki büyüme hızlarına erişmesi de olanaksız görünüyor. Finans devi Goldman Sachs, dünya ekonomisinin 2015 yılında %3.2, 2016’da % 3.5 büyüyeceğini öngörüyor son tahmininde. Aynı tahmine göre, gelişmiş ekonomilerin 2015’te olduğu gibi 2016’da da % 2.0 büyümesi, 2015’te % 4.4. büyüyen Yükselen Pazar ekonomilerinde ise 2016’da büyümenin % 4.9’a yükselmesi bekleniyor. Büyüme hızları altı yıldan beri gerilemekte olan Yükselen Pazar ülkelerinin 2016’da biraz toparlanmasının beklendiği görülüyor. Ancak bu durumun ülkeden ülkeye değişebileceği de belirtiliyor. Örneğin Çin’deki büyümenin 2016’da daha da yavaşlaması, Hindistan’daki büyümenin ise daha da hızlanması bekleniyor. Türkiye 2015’i en az hasarla atlatan Yükselen Pazar ülkelerinden biri oldu. Ancak şimdiye kadar durumu idare etmede başarılı olan Türkiye, kişi başına milli gelirini 10,000 doların üzerine çıkardığı 2008 yılından bu yana ‘orta gelir tuzağı’ sendromunu aşamıyor, The Economist dergisinin The World’un 2016 başlıklı yayınında Türkiye’nin kişi başına milli geliri 8,570 dolara düşmüş görünüyor. Uluslararası kuruluşların yaptıkları değerlendirmelerde de Türkiye ekonomisi en kırılgan Yükselen Pazar ekonomileri arasında gösteriliyor. 5 Türkiye ekonomisi nereye? PİYASA NOTLARI Pelin Ünker vrupa Merkez Bankası’nın (ECB) piyasa beklentilerini altüst etmesi ile başlayan 2015 yılının son ayı, küresel ekonomi için yılan hikayesine dönen Fed faiz artırımına sahne oldu. 2016 yılı piyasalarda yeni dengelerin oluşacağı, öykünün yeniden yazılacağı bir yıl olacak. Bu öykünün başrolünde atacağı her adım dikkatle takip edilecek olan  Fed varken, gelişmekte olan ülkeler; Avrupa, Japonya ve dünyanın bütüme motoru Çin diğer önemli aktörler olacak. Sözlü iletişimi ile piyasaları ürkütmeyen ABD Merkez Bankası bu başarısını sürdürebi A Başrolde Fed olacak Dolar güçlenecek lecek mi? Bunu dikkatle takip eden piyasalar için güçlü bir dolar yılı olması muhtemel gözüküyor. Dolar endeksi yıl başında 91 civarındayken yıl içinde 100 doları aştı, yılın sonuna doğru ise 98 civarına geldi. Özetle 2015’te dolar endeksi yüzde 7.7 yükseldi. Sene başında 2.34 olan dolar/TL ise 3.0477 ile zirve yaptıktan sonra 2.95 civarına geldi. Dolar/TL’nin yıllık değer kazancı yaklaşık yüzde 24 oldu. Borsa İstanbul ise aynı dönemde 13 bin puan civarında düştü. ükümetin 2016 Yılı Eylem Planı açıklandı. Eylem planında asgari ücretin 1300 liraya yükseltilmesi, emekli aylıklarına 100 TL iyileştirme, gençlerin genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi gibi işçi ve dar gelirli için kazanım sayılacak kalemlerin olması sevindirici ancak burada öncelikle başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin bu konuyu kendi seçim vaatlerinde ön plana çıkarmalarının payını göz ardı etmemeliyiz. Eylem planında çalışma hayatının esnekleştirilmesi temel hedeflerden biri. Çalışma hayatında esnekleşme; güvencelerin azalması, belirsizliğin ve eğreti çalışmanın artması demek. Sendikacı, eğitimci ve araştırmacı Doç. Dr Aziz Çelik eylem planına göre çalışanları bek Emekçinin ‘zor’ yılı H leyen tehlikeleri şöyle özetliyor: l Çalışma hayatında işçiyi koruyucu düzenlemeler azaltılacak; keyfilik, esneklik ve güvencesizlik artacak. l Özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin geçici iş ilişkisini de içerecek şekilde genişletilmesi amacıyla mevzuat düzenlemeleri tamamlanması işçi simsarlığının yasalaşması anlamına geliyor. . lKıdem tazminatı fonu yoluyla kıdem tazminatı tırpanlanacak. lÖzellikle işçilerin işe iade ve alacak davalarının mahkemeler yerine arabulucular eliyle çözülmesi hedefleniyor ve işçinin hak arama yolu sınırlanıyor. lKamu personel rejimi reformu adıyla sadece işçi için değil memur için de güvencesizlik ve esneklik artacak. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle