01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARİH İÇİNDE ROM AN ... ROMAN İÇİNDE TARİH... HâsBağçede ‘Ayş u Tarab: Nedîmler, Şâirler, Mutribler/ Halil İnalcık/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 328 s. alil İnalcık’ın bu kitabı, çok H uzun zamandır konuşulan ve beklenen bir çalışmaydı. “HâsBağçede ‘Ayş u Tarab: Nedimler, Şâirler, Mutribler”, Osmanlı sarayında padişahların hasbahçede geçirdiği hoş vakitleri ve bu âdetin İslam öncesi İran İmparatorluğu’ndan Emevî, Abbasî ve Timurî saraylarına uzanan köklü geleneğini, o dönemlerde yazılmış değerli kaynaklardan derleyerek sunan bir çalışma. Osmanlı sarayının bu meclisleri, hükümdarın ve imparatorluktaki seçkin sınıfların zevklerini ve yaşam tarzlarını yansıttığı gibi yeniden biçimlendirirdi de. İnalcık, işte bu eğlencelerin nasıl yapıldığına, bu kültürün kökünün nerelere dayandığına dair ayrıntılı dökümler sunuyor kitabında. kurmasının ve yeniden kurmasının hikâyesi olarak ele alıyor. Harman eserinde, günümüz kapitalizminin kayıtsızlığını da gözler önüne seriyor ve daha önce hiç olmadığı kadar acılar ve eşitsizliklerle bölünmüş günümüz dünyasında kapitalizmin neden daha uzun süre ayakta kalmaması gerektiğinin kanıtlarını sunuyor. “Halkların Dünya Tarihi”, geleneksel tarih anlayışının yanlışlarını düzeltmeye çabalarken iktidarların oluşturduğu köpükleri aşan dip akıntıya, derin insanlık dalgalarına dair güçlü bir fikir veriyor. tanıklık ediyor. Şehristan – Seyyahların Hayal Şehri İstanbul/ Şafak Tunç/ İstanbul Ticaret Odası Yayınları/ 344 s. eyyahların ilgisini çeken S ülkelerden en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’la ilgili birçok seyahatname yazılmış. Bu metinlerde sosyal ilişkiler, kültürel yapı bilgileri, şehrin ticaret ve siyasi hayatı gibi birçok konuda ayrıntılı bilgilere rastlamak mümkün. Bu bağlamda, seyahatnameler sadece yazıldığı zaman değil, toplumun geleceğine de ışık tutan önemli yapıtlar arasında yer alır. Şafak Tunç’un bu çalışması, İstanbul seyahatnamelerinden bir derleme. Kitap, İstanbul’da herhangi bir yer veya durum hakkında birkaç gözün yorumunu bir arada görme fırsatı sunuyor okuyucuya. 100. Yılında Jön Türk Devrimi/ Sina Akşin, Sarp Balcı, Barış Ünlü/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 800 s. kinci Meşrutiyet’in ilanının İ yüzüncü yılı dolayısıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan 100. Yılında Jön Türk Devrimi “Hürriyet”in ilanının ertesinde Osmanlı devletinin geniş bir fotoğrafını sunuyor. Taşra vilayetleri de dahil olmak üzere bütün ülkedeki coşku; eşitlik, kardeşlik ve farklı unsurları bir potada kaynaştırma ideallerinin doğurduğu büyük umut; Meşrutiyet’le birlikte canlanan basın ve yayın hayatı; bir siyasi ve toplumsal mücadeleye girişen kadınlarımız, adeta bir yapbozun parçaları gibi bir araya gelerek dönemin Osmanlı toplumunu gözümüzün önünde canlandırıyor. Osmanlı’nın Muhteşem Süvarileri: Deliler/ Abdullah Turhal/ Doğan Kitap/ 224 s. bdullah Turhal elimizdeki A çalışmasıyla, Osmanlı askeri tarihinin belki de en az bilinen unsurlarından olan Deliler Ocağı’nı, yerli ve yabancı kaynaklardan araştırarak gün yüzüne çıkarıyor. Turhal kitabında; “Aslında deliler kimdi?, İlk ne zaman ortaya çıkmışlardı? Nasıl giyinir, nasıl yaşarlardı? Nasıl savaşırlardı? Batı ordularını nasıl etkilemişlerdi?” gibi soruların peşine düşüp, bu askeri unsuru enine boyuna araştırıyor. Meraklılar kitapta adeta bir görsel şölenle de karşılaşacak. Deliler Ocağı’yla ilgili tarihi kaynaklardan bulunan resimlerin yanında, yazarın kendisinin yaptığı ilgi çeken çizimler ve maketler de yer alıyor. Midas ve Sihirbaz/ İsmet Bertan/ Günışığı Kitaplığı/ 236 s. elgeselci ve yazar İsmet B Bertan’ın, Anadolu’nun önemli tarihsel dönemlerine ışık tutan epik romanlarının dördüncüsü “Midas ve Sihirbaz”da, günümüzden 3 bin yıl önce İç Batı Anadolu’da büyük bir uygarlık kuran Frigler’in başkenti Gordion’da (Polatlı yakınları) baba mesleklerini sürdürmektense, kendilerine farklı yollar çizen dört genç anlatılıyor. Bertan’ın ayrıntılarla bezediği anlatımı sayesinde, demirçağının efsaneleriyle ünlü Frigya ülkesinden Eski Mısır’ın büyülü kentlerine uzanan okur, Ege dünyasının destansı kentlerine ve tapınaklara ulaşan eşsiz yolculuklara da tanıklık ediyor. Güçlü betimlemeleriyle, lir ve flüt ezgilerinin karıştığı, ateşbazlar, cambazlar ve şifacılarla dolu gizemli bir dünya yaratan yazar, günümüze taşınan geleneklerin ve yaşam biçimlerinin izini sürerken okurlarını kehanet, sihir ve gizemle sarmalıyor. Büyük Türk – İki Denizin Hâkimi Fatih Sultan Mehmed/ John Freely/ Çeviren: Ahmet Fethi/ Doğan Kitap/ 276 s. ohn Freely, “Büyük Türk”te J dönemin Hıristiyan dünyası ve Avrupalı krallar tarafından ‘Türklerin Şanlı İmparatorluğunun Hükümdarı ve Dünyaya Dehşet Saçan Sultan’ olarak anılan Fatih Sultan Mehmed’in otuz yıllık saltanatını, hayatını, düzenlediği seferleri ve yaptığı tüm fetihleri bir roman lezzetinde anlatıyor. Son derece canlı ve ayrıntılı bir anlatımla tarihin arka planını da gözler önüne serdiği kitabında Freely, Hıristiyan dünyasının Osmanlı’ya bakışını da paylaşıyor okuyucularla. Bade Harab IIIIII/ Erol Toy/ Cumhuriyet Kitapları/ 1194 s. ç ciltten oluşan “Bade Ü Harab” (Obadan Ulusa, Ulustan Devlete, İlk Kırılma) dizisinde Oğuz boylarının birleşerek bir imparatorluğa doğru yol alışının ve Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluşunun serüveni anlatılıyor. Erol Toy’un kaleminden bir imparatorluğun destanı anlatılırken okur o dönemde yaşananlarla Cumhuriyet tarihi arasındaki benzerliklerin izini sürmeye davet ediliyor. Tarihin Adları/ Jacques Rancière/ Çeviren: Cemal Yardımcı/ Metis Yayınları/ 144 s. on yirmiotuz yılda tarihin bir S anlatıdan (“hikâyeden”), özellikle de Napolyon veya Kanuni Sultan Süleyman gibi “büyük adlar” hakkındaki anlatılardan ibaret olup olmadığı çok soruldu. “Tarih yazmanın” hangi işlemleri uygulamak anlamına geldiği, tarihçiler, tarih felsefecileri ve sosyal bilimciler arasında uzun uzun tartışıldı. Buna karşılık, kültür tarihçisi ve filozof Jacques Rancière “Tarihin Adları”nda tarihçilerin söylemini başka açılardan mercek altına alıyor: Jules Michelet, Fernand Braudel ve Annales okulu mensupları ile E. P. Thompson gibi tarihçilerin üslup ve anlatım tekniklerini siyaset ve bilim felsefeleri açısından inceliyor; tarihçiliğin dil ve edebiyatla ilişkisini sorguluyor. Rancière, yeni bir araştırma alanı oluşturan bu üslup incelemesine “bilgi poetikası” adını veriyor. “Bilgi poetikasının” konusu, bir söylemin edebiyat olmaktan çıkıp bilim statüsü kazanmak için kullandığı yöntemler. Rancière incelemesi boyunca şu sorulara yanıt arıyor: Tahakküm üretmeyen bir sosyal bilimler söylemi nasıl inşa edilebilir? Tahakküm üreten, yani söz konusu “bilim”i muktedirlerin safına çeken mecazlar neler? Bu tür mecazlar nasıl yerinden edilebilir ¥ TARİH KİTAPLARI İmparatorluk/ Gore Vidal/ Çeviren: Deniz Gündoğan/ Literatür Yayınları/ 632 s. “İ Halkların Dünya Tarihi/ Chris Harman/ Çeviren: Uygur Kocabaşoğlu/ Yordam Kitap/ 640 s. hris Harman, insanlığın, Taş C Çağı’ndan Büyük Roma İmparatorluğu’na, ortaçağdan Aydınlanma’ya, Sanayi Devrimi’nden yirmi birinci yüzyıla uzanan büyük yürüyüşünü halklar açısından, “aşağıdan” “Halkların Dünya Tarihi” adlı çalışmasıyla anlatıyor. Kitap, insanlık tarihinin belli başlı aşamalarını, toplum biçimlerini, siyasal yapılanmaları, savaşları ve sınıf çatışmalarını özetliyor. Tarihin izlediği yolu, sıradan insanların ortak insani hedefler peşinde koşarken karmaşık toplumlar SAYFA 4 mparatorluk”, Gore Vidal’in, iki Amerikan ailesinin kurgusal öyküleri ile tarihi kişiliklerin kamuya mal olmuş gerçek öykülerini birlikte dokuyarak, kuruluşundan bugüne ‘Gayriresmi Amerikan Tarihi’ni kaleme aldığı yedi ciltlik ciltlik serinin dördüncü kitabı. Serinin diğer üç kitabı ise sırasıyla şöyleydi: “Düello”, “Lincoln” ve “1876”. “İmparatorluk”, bir yanda 20. yy.’ın şafağında Amerika’nın küresel bir güç olarak doğuşuna yol açan olaylara odaklanırken öte yanda, kendisini tarihin yaratıcısı olarak niteleyen basın imparatoru Hearst’ün kişiliğinde dönemin gazetecilik anlayışının değişimini anlatıyor. Okuyucular romanda; 1898 İspanyolAmerikan Savaşı, Filipinler’in ele geçirilişi, Başkan McKinley’in öldürülüşü, Hearst’ün Roosevelt’in başkanlığını önleme girişimleri ve nihayet Roosevelt’in başkanlık döneminin arka plandaki akışı eşliğinde, romanın başkarakteri Caroline Sanford’ın fırtınalı özel yaşamı ekseninde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle