Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çağımızın mistik bestecisi ARVO PÄRT: ÂDEM’İN YAKARIŞI yüzyılın son döneminde ve 21.yüzyılın bu ilk on yılında neredeyse dünyanın her köşesinden bestecilerin dini müziğe merak sardığını görüyoruz. 20. yüzyılın karmakarışık dünyasından kaçan müzikçi kendi içine kapanıp gizemli bir dünya mı kuruyor, yoksa ana arterdeki esin kaynakları tükendiğinden uzak coğrafyalar kadar elle tutulmaz ve gözle görülmez bir dünyadan mı esin kaynakları arıyor? Bugün olgunluk, hatta yaşlılık dönemindeki nice besteci ve yirminci yüzyılın son yıllarında yitirdiğimiz nice besteci ilk gençlik yıllarını savaşların, rejim sorunlarının, hatta açlığın, yoksulluğun gündeminde geçirmiş. Böylece yaşamlarının son dönemini tanrıya yakarışla donatarak gençlik acılarını unutmaya çalışıyorlar. Rus besteci Gubaidulina, Polonyalı besteci Penderecki, Japon besteci Toru Takemitsu, Ingiliz besteci John Tavener, Yunan asıllı besteci Xenakis, bunlardan sadece birkaçı. Günümüzün en popüler bestecilerinden Estonyalı Avro Pärt da gizemli müziğiyle üne kavuşmuş. Kendisine dünyanın dört bir yanından yapıt ısmarlanıyor. En ünlü şefler ve orkestralarla dünyanın en ünlü konser salonlarında yapıtlarının ilk seslendirisi yapılıyor, en önemli plak şirketleri sürekli yapıtlarını kayda alıp piyasaya sürüyor. Arvo Part’in müziği dinleyiciyi mistik bir meditasyona sürüklüyor, derin duygularla bu dünyadan alıp götürüyor. Hatta onu Postmodern dünyanın yeniden derin düşünceye dönen temsilcilerinden birisi olarak niteleyenler var. Onu sanki bu yaşadığımız dünyadan bir insan değil de bir başka dünyadan seslenen bir yaratıcı olarak tanıtanlar da var. Besteciliği kadar antik çağlardaki sanatın bir araştırmacısı; Ortaçağdaki çalgıların ve tınıların yeniden gündeme gelmesini sağlayan mistik bir düşünür. Arvo Part 11 Eylül 1935’te Tallinn’in 50 mil güneyindeki Paide adlı kasabada dünyaya gelmiş. Daha üç yaşındayken annesiyle babası ayrılmış, o da annesiyle Tallinn’in doğu 20. 2 010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, 2011 Avrupa Kültür Başkenti Talinn’in ortak siparişi, günümüzün yaşayan en önemli bestecilerinden Arvo Pärt’in “Âdem’in Yakarışı” yapıtının dünya prömiyeri 7 Haziran’da saat 20.00’de Aya İrini Müzesi’nde yapılacak. Eser, şef Tonu Kaljuste yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, dünyadaki en iyi korolardan biri olarak ün kazanan Grammy ödüllü Estonya Filarmonik Oda Korosu ve erken dönem çoksesli müzik alanındaki başarılı yorumlarıyla tanınan Vox Clamantis tarafından seslendirilecek. Çağımızın en popüler çağdaş müzik bestecisi sayılan, 75 yaşındaki Estonyalı besteci Arvo Pärt’e konser öncesinde de festivalin “Yaşam Boyu Başarı” ödülü sunulacak. sunda Rakvere’ye yerleşmiş. Orada 78 yaşlarındayken çocuklar için müzik okuluna girmiş. Evde kendisini müziBestecinin ilk yapıtları neoğe özendiren bir ortam varklasik biçemde ve Rus bestecimış. Radyodan tanımaya başlerinin etkisindedir. Ardından 12ladığı senfonik müzik, 1415 ton yöntemini ve diziselliği izlemiş yaşlarında onu bestecilik ve bu tür çalışmaları Sovyetler arayışına yönlendirmiş. 17 Birliğinde yasaklanmıştır. Bundan sonyaşında bir piyano parçara kendini eski çağlardaki müziğin arayısıyla katıldığı yarışmaşına verir. Mitolojik çağlar, Ortaçağ sesledan derece alamamış ri, Rönesansla doğan polifoni ve zamanın ama dikkatleri üstüne çalgılarını araştırır. Böylece Tintinnabuli çekmiş. 195867 araadlı kendine özgü bir tını düzeni ve biçem sında Estonya geliştirir. Radyosundaki kayıt Kilise çanlarının seslerinden ürettiği tınılar stüdyosunda direkPärt’in müziğinde bazen teker teker duyulur, törlük yapmış bu bazen bir bütün halinde yapıt çan sesiyle bestearada televizyon ve lenmişçesine gizemli bir atmosfer yansıtır. Çan sinema için yapıtlar seslerinin doğal sonoritesi duragan, dolayısıyla bestelemiş. 1963’te devingenlikten uzak bir duyum verir. Bugün Tallinn Pärt’ın yöntemi bu nedenle çoğunlukla “gizemli Konservatuvarı’nın minimalism” olarak tanımlanır. Minimalizm, Kompozisyon son kırk yılın en güçlü akımı. Aslında yirminci Bölümü’nü bitiryüzyılla birlikte ortaya çıkan birçok karmaşık miş. Tallinn bir yaakıma karşı müziği yeniden ton duygusuna ve nıyla Doğu’ya bağlı dinginliğe kavuşturan bir tepki akımı olarak (Rusya egemenlialgılanır. Müzik kadar plastik sanatlarda da ğinde ve Ortodoks kendini gösteren minimalizm az materyal ile, kilisesinin etkisinde), zamanın ve mekanın ekonomik kullanımıydiğer yönüyle Batı’ya la, yoğun bir anlatımın peşindedir. Müzikte bağlı (Baltık kıyılarımodüllerin çok ağır ilerleyişi, yinelemelere nın ülkesi) bir kültür dayanan, sabit tonalite, sabit ritim dokusu merkezi olarak Pärt’in içinde dramatizmden uzak bir kurgudur. yaşamında büyük rol oyBir yerde dinleyene saydam bir zaman namış. 1980’de Sovyet dışı ya da zamansızlık duygusunu yaotoritelerinin baskısıyla eşi şatır. ve iki oğulunu alarak bu Ancak Pärt’in minimalizmindekentten göç etmek zorunda ki yinelemeler müziğin çekici kalmış. Bir süre Viyana’da gücü değildir. En minimalist yaşayıp Avusturya vatandaşolarak tanımlanan yapıtı lığına geçmiş, sonra Berlin’e “Sarah Doksan taşınmış. Yeni yüzyılla birlikYaşındaydı”, daha te Estonya’ya dönmüş. Halen kilise çanı Tallinn’de yaşamakta. icad edilmeden önce kullanılan, Semantron adlı, tahtaların birbirine vurmasından kaynaklanan bir rezonansa dayalı aletin sesinden yararlanmıştır. Son dönemlerinin bir başka özelliği de sözlü yapıtlarının kutsal bir tekstten kaynaklanmasıdır. St. John Passion, Te deum ve Litany, gibi metinlerden kaynaklanarak Magnificat ve Beatitudes gibi büyük çaplı yapıtlarını bestelemiştir. Toplumsal olaylara yakından ilgi duyan besteci, Rus gazeteci Anna Politkovskaya’nın Rusya’da 2006’daki katliamına büyük tepki göstermiş ve 20062007 arasında çalınan tüm yapıtlarını Anna’nın ölümüne adadığını açıklamıştır. Çağdaş müziğin güçlü ve kendine özem Mans gü bir sesidir Arvo u Akbank O r yönetimindeki Pärt. Soyut bir da Orkes Ha tra tonalite içinde Müzesi’n ziran saat 20.00’d sı, 11 e Aya İrin de Schum tutkulu bir lerinden oluşan öz ann ve Pärt’in es i huzur araeryiciyle bu el bir pro g lu yışındadır. Orkestras şacak. Akbank O ramla izleı’nın viyo d Antonio M lonsel san a atçısı e n e s e s ’e doğumun un 200. y eşlik edeceği gece eserlerinin ılında Sch de Senfonisi yanı sıra Arvo P umann’ın ä miyeri de “Los Angeles”ın T rt’in 4. y ürkiye pr a p ıl a cak Mansur, ökonser ön . Ayrıca Cem Aya İrini cesi saat sohbet ge Müzesi İç Avlu’da 18.45’de rçekleştir izleyiciler ecek. le C Schuman n Pärt’a sa ve ygı 4