Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ARALIK SAĞLIK EKİ CUMHURİYET Lekeler dışlanma nedeni ? ŞULE KÖKTÜRK Doğumsal cilt lekeleri olanlar, sosyal yaşamda çeşitli işlere alınmada sorun yaşarken, özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda ayrımcılık sebebi olabiliyor. Ayrımcılık ise grup dışına itilen çocuklarda çeşitli sosyal ve psikolojik sorunları beraberinde getiriyor. Kadınlarda daha sık görülen ve çeşitli psikolojik sorunların gelişmesine neden olabilen lekeler, günümüzde son teknoloji ürünü olan lazerlerle yüzde 95’e varan oranlarda silinebiliyor. Planstik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Dr. Tuğrul Kihtir, doğumsal lekeler ve tedavisi ile ilgili sorularımızı yanıtladı: Doğumsal leke nedir? Doğumsal leke, cilt üzerinde görülen renkleri kırmızıdan bordoya kadar değişen, değişik lekeler. Bunların çoğunluğu doğumda mevcut, bir kısmı da doğumu izleyen birkaç ay içinde oluşuyor. Bunların en sık rastladığımız türleri, hemanjiyom ve porto şarabı. İkisini nasıl ayırdedebiliriz? Doğumsal lekelerin en sık görüleni hemanjiyom türü doğumsal lekeler. Bunların yüzde 70’i doğumda mevcut oluyor, geri kalanları doğumdan sonra ortaya çıkıyor ve kız çocuklarında daha sık görülüyor. Buna karşın porto şarabı lekeleri, daha seyrek görülüyor ve kesinlikle doğumda mevcut oluyor. Sonradan bir şey ortaya çıkmışsa, hemanjiyomdur, doğumda mevcutsa, porto şarabı lekesi de olabilir, hemanjiyom da olabilir. Hemonjiyomlar ilk 6 ay içinde hızla büyüyorlar ve daha belirgin bir görünüm kazanıyorlar ve bunu izleyen 6 ay içinde bu görünümlerini koruduktan sonra, 1 yaşından itibaren gerilemeye renkleri solmaya başlıyor. 68 yaşına kadar renkleri solarak iyileşme eğilimi gösteriyorlar. 6 yaşına kadar hemanjiyomların yüzde 80’inde gerileme görülüyor. Buna karşın çocuklar okul çağına vardığı zaman, bu çocukların yüzde 50’sinde gerilemiş olmakla birlikte sabit kalarak devam ediyor. Bu lekelerin ortaya çıkış sebebi nedir? Nedeni tam olarak bilinmiyor. Bu lekeler cilt içinde bulunan damarların bir bölgede fazla olmasından kaynaklanıyor. Benleri de bunlar içinde değerlendirebilir miyiz? Benler tamamen ayrı bir olgu. Biri cilt içindeki damarların fazla sayıda bulunmasından kaynaklanırken, benler cilt içinde deriye rengini veren hücrelerin anormalliği nedeniyle gelişiyor. Benlerin, ileride kansere dönüşme riski varken, doğumsal lekelerde böyle bir risk yok. Doğumsal lekeleri olanlar daha çok sosyal, psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Tedavileri mümkün mü? Damarsal anomalilere özgün lazerler, özellikle bunların ortadan kaldırılmasını sağlıyor, yara iz gibi sorunlar bulunmuyor. Bu lekelerin rengini başka bir renge dönüştürmek yerine, tamamen silme başarısını gösteriyor. Bu lazerlerle tedavi hemanjiyom türü lekelerde, rengin yüzde 8595 arasında açılmasını, porto şarabı lekelerinin ise yüzde 4075 arasında açılmasını sağlıyor. Tedaviye ne zaman başlanmalı? Cildin daha ince olması ve lekelerdeki damarların daha küçük ve yüzeysel olması nedeniyle, tedaviye erken yaşlarda başlanması durumunda başarı oranı yükseliyor. Erken tedavi, hemanjiyomların büyümesini yavaşlatıyor ve 68 yaşa kadar olan gerilemeyi hızlandırıyor. Lazer tedavisinin başarısını etkileyen faktörler nelerdir? Yüzeyel lekeler daha derin ve kalın olan lekeleri göre, küçük olanlar da daha büyük olanlara göre, ince, ciltte pürüz yapmamış yüzeyel lekeler, pürtüklü kalın lekelere göre daha kolay tedavi ediliyor. Porto şarabı lekelerinde, yüzün yan bölümleri, boyundaki ve gövdeki lekeler tedaviye daha iyi yanıt veriyor. Nasıl bir işlem uygulanıyor? Anestezi, ameliyathane, kesi gerekmeyen bir yöntem. Lekenin üzerine yarım saat öncesinden ağrı kesici merhem sürüyoruz ve lazeri cilt üzerinden uyguluyoruz. Lezyonun büyüklüğüne göre, 1045 dakika ve 36 seans uygulama yapabiliyoruz. Sivri sinek ısırması ile eşdeğer bir ağrıya neden oluyor. Doç. Doç. Dr. Ayşe Gürbüz Rahim ağzı kanseri aşısı yolda ? SİBEL BAHÇETEPE Dünyada meme kanserinden sonra ikinci sırada yer alan rahim ağzı kanserleri bir çok kadını tehdit ediyor. Her yıl yarım milyon teşhis ve 240 bin ölümle sonuçlanan rahim ağzı kanserlerine karşı koruma amaçlı üretilen aşılar ile hastalık yüzde 70 ile 80 oranında azalabiliyor. Uzmanlar, cinsel olarak atkif olan kadınların yılda en az bir kez pap denilen tarama testinden geçmesi gerektiğini belirterek, bu aşıların önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelmesini beklediklerini söylüyorlar. Jinekolog Operatör Doç. Dr. Ayşe Gürbüz, rahim ağzı kanserlerin ve genital bölge siğillerine neden olan HPV’ye (Human Papilloma Virüs) karşı üretilen aşıların yapılan koruma amaçlı olduğunu tedavi amaçlı olmadığına dikkat çekti. Gürbüz, “Rahim ağzı kanserlerin yüzde 80’ine neden olan HPV’nin son yıllardaki önemi anlaşıldı. ABD’de yapılan araştırmalar HPV virüsünün cinsel ilişki ile geçtiğini, rahim ağzı kanseri ve kanser öncesi değişikliklerin yüzde 80’ine bu virüs neden olur” dedi. Cinsel olarak aktif kadınların yüzde 50’den fazlasında HPV’nin yol açacağı enfeksiyonlara rastlanabileceğini kaydeden Doç. Gürbüz, rahim ağzı kanserlerinin ve siğillerin büyük çoğunluğunda cinsel temasın önemli olduğunu söyledi. ABD’de, her yıl yaklaşık 15 bin kadın, rahim ağzı kanserine yakalanırken, bunlardan yaklaşık 6 bini ölüyor. Gelişmekte olan ülkelerde bu problemlerin daha büyük olduğunu ifade eden Gürbüz şöyle devam etti “Cinsel yaşamı olan kadının yılda en az bir defa tarama testinden geçmelidir. Aşının şuan için 5 yıl etkili olduğu biliniyor. Aşı HPV 6, 11, 16, 18 tiplerini içeriyorr. HPV 16 ve 18 dünya üzerindeki rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70’den fazlasına neden olurken, HPV 6 ve 11 ise dünya üzerindeki genital siğillerin yüzde 90’nından fazlasında sorumlu tutuluyor. MSD aşısı dediğimiz aşı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 2006’da onaylandı. Yeni MSD aşısı için yapılan başvurular halen beş kıtada, ülkelerin ruhsatlandırma kurumlarında değerlendirme aşamasında. Ruhsat başvurusu yapan ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Bu aşının grip aşısı gibi aşı programına dahil edilmesi bekleniyor. Aşının Türkiye’ye gelmesi için çalışmaların önümüzdeki günlerde tamamlanması bekleniyor.” Sanayi kadını kısırlaştırıyor İstanbul Haber Servisi Genetik temellerin yanı sıra, sanayide baca gazlarında bulunan “dioksin” denilen maddenin kadınlarda kısırlığa neden olduğu söyleniyor. Uzmanlar özellikle kentlerde yaşayan kadınlarda daha sık görülen ve yumurtalıklarda oluşan “Endometriyozis” hastalığına neden olduğunu ve hastalığın, adet döneminde ağrı ve kısırlık belirtileriyle ortaya çıktığını söylüyorlar. Endometriyozis’e bağlı oluşmuş karın içi yapışıklıkları ve çikolata kistlerinin tedavisi laparoskopi yöntemiyle yapılıyor. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın (IARC) yaptığı araştırma hastalığına sanayi baca gazlarında bulunan “dioksin” adındaki maddenin yol açtığını ortaya çıkardı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın C SAĞLIK EKİ Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş, son zamanlarda kadınlarda giderek yaygınlayan yumurtalıkta oluşan kist “Endometriyozis”in sanayinin artmasıyla artış gösterdiğini dile getirdi. Rahim içinde kanama yapan endometriyum tabakasının, her ay hormonların etkisiyle kanadığını anımsatan Tıraş, bu zarın yumurtalık üzerinde, içinde, arka duvarını örten karın zarında veya karın zarında olması halinde hastalığın ortaya çıktığını söyledi. Tıraş, ilk olarak 1927 yılında hastalığın tanımlandığını gelişen sanayi ile giderek artış gösterdiğini vurgulayarak, “Kistin oluşumunda hava kirliliği önemlidir. Genetik temellerin yanı sıra, sanayide baca gazlarında bulunan “dioksin” denilen madde de hastalık sıklığını artırıyor” dedi. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Editör: Hayri Arslan ? Yayın Hazırlayanlar: Şule Köktürk, Sibel Bahçetepe ? Reklam Müşteri Temsilcisi: İpek Aksoy ? Reklam Rezervasyon: Mete Çolakoğlu, Mustafa Doğan ? Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna (0212) 454 30 00