08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜRSÜ nıaktadır. Saıış örgüıünün ilk akçesini alamnması durumunda satışın gerçckleşmesi zorlaşacaktır. Hayat sigortaları pa/arlamasını olumsuz yönte etkileyecek bu uygulamanın hayat sigorta şirketleri açısından kabul edilebilirliği zordur. Sigorta scktörünün gelişmesi, scrvis kalitesinin vc kaınuoyu sigorta bilincinin artmasıyla miimkün olabilecektir. Sigortanın kişilerin başlarına gelebilecek beklenmedik olaylarda ekonomik destek sağlayabileceği gerçeği toplumıımuzda 'benden sonra tufan' yaklaşımında kaybolnıaktadır. Sckıör gelişmesinde en önemli üç unsur ürün, bilgi işleın destcği ve satış örgütüdür." Halk Yaşam Sigorta Genel Müdürü Abdullah Karacık ise, 1988 1991 döncminde sektör içinde hayat sigortaları prim iiretim payının yüzde 7den yiix.de 2l'e çıktığını vurgııladı. Karacık, "AT üyesi ülkelerde kişi başına diişen prim orıalaması yaklaşık 400 dolar, OECD üyesi ülkeledi ise 700 dolar iken, 1990 Türkiye sinde bu değer yaklnşık 3 dolarda kalmaktadır" dedi. Karacık, şunları söyledi: "Bir başkü önemli »österge olan, primin gayri safi milli hasılaya oranına bakıldığında, ki bu göstergenin bir diğer anlamı, her bir ferdin payına düşen yurtiçi milli gelirin kaçta kaçını hayat sigortası primine ayırdığıdır, AT ve OECD ortalamaları sırasıyla yaklaşık yüzde 6 ve 7 iken, Türkiye'de bu oran binde 2 düzeyindedir. Çok daha yeni olan sağlık sigortalarının ise bugün toplam prim porttöyü içindeki payı yüzde 2 düzeyine bile ulaşamamıştır." Abdullah Karacık, sigorta primlerinin şirketler tarafından tahsilatı konusunda da, bu uygulamanın şiretlerin acentelerine destek olmalarına engel oluşturmadığını kaydetti. Karacık, "Hayat dışı sigortalar için bu noktada ilgili yönetmelikte tanımlanmıj ek bir avantaj da vardır: Teşvik komisyonları... " diye konuştu. Z i n c i r l e m e s o r u n l a r Rirlik Sigorta Gencl Müdürü Ali Yücekök de, sigorta sektöründeki liberalleşmenin gündeme getirdiği sorunları şöyle özetledi: ". Şirket sayısında artma ve kapasite fazlalığının meydana gelmesi, . Kapasite fazlalılığının etkisi ve eski şirketlerin müşteri kaybetmeme, yeni kuruluş şirkctlerin müşteri elde etme yarışının getirdiği aşırı rekabet, fiatlarda düşme, vadelerde uzanıa, hasar tesbitlerinde müşteri arzusuna göre hareket etnıe, uygun ek primler almadan klasik teminatlara ek teminatlar eklemek sonucunu getirdi. . Verilen tavizler sonucu hasar oranlarının artması, teknik karların azalması ve bilançolarını zararla kapayan şirketlerin adetlerinin artmasına, . Şirketlerin likidite sorunu ile karşılaşmalarına ve mali gelir elde etme imkanlarının azalmasına neden oldu." Ali Yücekök, sigorta primleri tahsilatınırı acentelerdcn alınması konusunda da şunları söyledi: "Asıl mesele, tahsiltın şirketçe veya acentelerce yapılması değil, sigorta priminin yasal sürelere uygun olarak şirkete intikal etmesinin teminidir. Primlerin şirkete intikal etmesindeki gecikmenin önlenebilmesinin yolu kanaatımca sigonalıyı primi ödemeye yöneltecek tedbirlerden geçmektedir. Bu hususun sağlanması da daha çok sigortalı ile primin ödenmesi aıasında bir nıenfaat ilişkisi kurmaktadır. Bu ilişki de iki şekilde sağlanabilir: . Prim hangi vade şartları ile ödenirse, hasar da aynı vade şartlan ile ödenir. . Vadeye bağlanmış primin herhangi bir taksidi vadesinde ödenmez ise, ödenene kadar geçecek devre içerisinde meydana gelccek hasarlar tenıinat dışında bırakılabilir. Primin şirkete intikalinde gecikmeye acente neden olur ise, bunun neticelerinden sorumlu tutulabilir." ^ • nı ise yüzde 15den, 1991 sonıı itibarı ile yüzde 16ya çıkmıştır. Fiyatlardaki önemli düşüşlere rağmen, bu sontıç sigorta şirketlerinin son yıllarda teknik hesapları daha iyi yapmaya başladıklarını, konservasyon ve reasürans işlcmlerinde daha hesabi davranabildiklerini göstermektedir. Bu, son derece sevindirici bir gelişmedir. 6 Mali gelirlerin ortalama artış hızlarında önemli bir değişiklik yoktur. 7 Genel giderlerin yıllık ortalama artış hızı yüzde 53den yüzde 99'a yükselmiştir. Bu artış farklılığı, maliyetlerdeki büyümeyi göstermekle birlikte, bir başka bakımdan dâ sigorta şirketlerinin eğitime, tanıtıma daha tazla kaynak ayırmaya başladıklarını içermektedir. 8 Yıllık ortalama kar artış trendinde önemli bir değişiklik görülmemektedir. 19811986 döneminde, toplam karın toplam prime oranı yüzde 13 iken, 19861991 döneminde bu oran yüzde 12'ye düşmüştür. Primlerdeki düşüşler, maliyetlerdeki yükselişler ve hasar trendindeki artışlar dikkate alındığında, sektör için bu sonuç bir başarıdır. 9 Aktif toplamının yıllık ortalama iiriışı yu/.de 55'dcn yüzde 88'e yükselmiştir. Bu sonuç, sigorta şirketlerinin toplam olarak eskiye nazaran yapısal bakımdan daha da güçlenmiş olduğunu göstermektedir. 19861991 arasındaki politika olarak ve idari olarak yasal ve yapısal harcamalar bize müsbet sonuçlarını vermeye başlamıştır. O halde, sektörde yer alan sigorta şirketlerinden teker teker gelen şikayetlerin ve olumsuzlukların sebebi ne olabilir diye düşündüğümüzde üç ihtimal karşımıza çıkmaktadır: • Sektörde iş yapmak, artık eskisi kadar rahat ve kolay değildir. Eskiye alışkanlığı olanlar, bu yeni gelişmelerden rahatsız olmaktadırlar. Veya yönetimde bozuklukJar vardır. Ya da mali yapı ile ölçeksiz işlere kalkışılınakla, sııııu hesaplanmadan girişimler yapılmakta, yapısal yeterlilik ve denetim imkanlarının ötesinde büyümeye çalışılmaktadır. < C U M H U R İ Y E T SİGORTA 1992 SUNUŞ NEOEN SİGORTACILIK?.. MBaştaraft 1. sayfada ilkini sigortacılık sektörüne yönelik düzenledik. Bugün sigorta sektörü giderek büyüyor. Bu sektörü daha iyi tanıtmak ve irdelemek için düzenlediğimiz toplantıyı, daha kalıcı bir hale getirmek için de "Sigortacılık Özel Eki" hazırladık. Dünya hangi noktada? Tüm dünyada 1989'da kendisini gösteren ekonomik büyüme hızındaki gerileme, 1990'da da artarak devam etmişti. Olayâ, sigorta sektörü açısından baktığımızda aynı tabloyu bu alanda da görmemiz miimkün. Dünya çapında toplam sigorta gelirleri 1.356 milyar dolar; bu ise 1989 ile karşılaştırıldığında, ancak yüzde 0.98'lik bir artışa tekabül ediyor. Sigorıa gelirlerindeki düşüşün ana nedeni, Japonya'daki hayat sigortalarının dururnu. Geçen üç yılda Japonya'daki sigorta gelirleri dünya liderliğini ele geçirmiş ve sürdürmüştü. 1990'da ise, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri hem nominal hem de gerçek rakamlarda bir düşüş görüldü. Hayat dışı sigortalar, A. B. D.'deki rakipsizliğini halen sürdiirüyor. Ancak, A. B. D. 1989'da diğer pazarlar karşısındaki üstünlüğünü 1990'da Asya ve Avrupa ülkeleri GÜNDEMDE ÜBERALLEŞME VARDI; karşısında kaybetti. Ne var ki, A. B. D.'nin bu üstünlüğünü kaybedişi, kıtalar arasındaki pazar paylarının eşitlenmesi şeklinde kendini gösterdi. Geçtiğimiz yıl da kişi başına en yüksek sigorta harcaması yine Isviçre'de görüldü. tsviçreliler 1990'da sigorta için ortalama 3.800 lsviçre Frangı (3000 dolar) harcadılar. Böylece, bu konudaki liderliklerini Japonya karşısında üçe, A. B. D. karşısında ikiye katladılar. 199'da gelişmiş ülkelerin toplam sigorta sektörü içinde OECD Ülkeleri hedefledikleri prim hacmine yüzde 90 oranında yaklaştılar. Avrupa Topluluğu ve EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Birliği) yüzde 2.7 ve 0.2 averajla yüzde 26.7'ye ulaştılar. Doğu Avrupa Ülkeleri ise yüzde 3.1 ile aynı düzeyde kaldılar. Asya'da ise, geçtiğimiz yıl çok parlak olmasa da önceki yıllara göre olumlu bir gelişme gözlendi. Asya kıtasındaki sigorta primleri yüzde 3.8 oranında bir yükselme gösterdi. Bu oranın Kuzey Amerika'da yüzde 3.9 düştüğü dikkate alınırşa, Asya'daki büyüme küçümsenecek boyutta dcğil. TUrkiye'de m a n z a r a 1989 yılında sigortacılık sektörüne yönelik olarak dönemin hükümeti tarafından birtakım önlemler alınmıştı. Bunlar, "Piyasaya giriş çıkışı serbest bırakmak, şirketlerin mali bünyelerini güçlendirmek çabasına girmek, gerçek tiyatın oluşması için fiyatla rın serbest bırakılması" idi. 1988'de 22'si yerli, 13ü yabancı olmak üzere 55 sigorta şirketi bulunan Türkiye'de, 1991 yılı sonunda 32si yerli 17si yabancı olmak üzere toplam 49 sigorta şirketi bulıınmaktadır. Tasarının düşündürdükleri Geçtiğimiz yılın, sektör açısından bir başka özelliği ise son otuz yılda ilk kez sigorta şirketlerinin zarar etmesiydi. Olayın bir başka boyutu da, 1991'de gerçekleştirilen 4.2 trilyon lira tutarındaki sektör prim hacminin, 1.8 trilyon lirasının tahsil edilemeyen prim alacaklarından oluşmasıydı. Toplam 49 şirket, 14 bin acente ve 50 bin çalışanı kapsayan sigorta sektörü, prim toplanıa yetkisini acentelerden alan yasa tasarısıyla yeni bir dalgalanma yaşamaya başladı. Henüz yasalaşmayan bu tasarı, şu günlerde sektörde yoğun tartışmalara neden oluyor. Cumhuriyct, bu yoğun tartışma ortamı içinde, sigorıa şirketleri ve acentcleri bir araya getiıerek, soıunun çözümlenebilmesi için uygun bir ortam yaratmaya çalıştı. Şirket ve acentelerin bu tartışma ortamına ciddi katkılırı gözlenirken, bu konuyla ilgili Panel'e Ankara'dan çağrılı olan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller ile I1DTM Tevfik Altınok'un ilgisiz kalması oldııkça düşündürücüydü. Cumhuriyel Sektörde son on yıl... "Sektördeki olumsuzlııklardan şikayet edenlerin, bunlara sebep olduğu da dikkate alınırşa, bireysel olumsuzlukların sebepleri dışardan aranmamalı ve serbestiyi zedeleyen yasal düzenlemelerden medet umulmamalı Aytekin 'I'ECE • DF.NGF. SİGORTA A. S. GENF.I. MÜDÜRÜ 1983 yılında başlayan, ekonomideki Hbeıalleşme yöııündeki köklü değişikliklerin kapsamına hirkaç yıl ara ile sigorta sektörü dc bir ölçüde alınmış oldu. Köklü düzcnlemeler ve yapısal değişiklikler sonucunda; Şirketin mali yapılarının güçlendirilmesi yönünde önenıli gelişmeler oldu. Yerli ve yabancı yeni şirketlerin sektöre katılmalarına iıııkan sağlandı. • Büyük çogunlııkla taıile sistemi kaldırılılı, iiyatlar serbest bırakıldı. I layat branşi için ayrı şirket kıırma esası getirildi. Tahsilat belli esaslara bağlandı. • Ve, daha irili uhıklı birçok değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler sonucunda, özellikle primlerin serbest hırakılmasıyla sektörde rekabet boyutları olması gerekeni aşarak ciddi sorunlar yaratır hale geldi. Genel gideıier ve hasar ödemeleri önemli artışlar göslerdi ve şirketlerin mali açıdan sorunlarını arttıran ıııentilikler yarattı. Sonuçta, bazı şirketler tasfiye oldu, bazı şirketler el değiştirdi veya devir imkanlart araştırır duruma girdile1', bazı şirketler küçülme politikası uygulamaya başladılar, bazıları da sıkı tedbirlerle laaliyetleıini siirdürme gayreti içerisine girdiler. Münierit şirketler açısından durum bu olmakla beraSAYFA 14 ber, sektörün tümüne son on yılki faaliyetleri dikkate alınarak baktığımızda, dıırumun öyle pek tazla karanlık olnıadığını görmekteyiz. Bunun böyle olup olmadığını, 1986 yılı sonunu veya 1987 yılı başını bitim veya başlangıç kabul edip, evvelki beş yıl (19811986) ile sonraki beş yılı (19861991) ana konular itibariyle mukayese ederek anlayabiliriz. 19811986 dönemi eski düzert dönemini temsil eden son beş yılı içermektedir. 19861991 dönemi ise, yukarıda bahsedilen başta serbest tarife olmak üzere sektörde yapılan değişikliklerin uygulanma dönemini kapsamaktadır. Bu iki dönemin mukayesesinden; 1 Prim üretiminin yıllık ortalama artışı yüzde 48den, yüzde 83'e yükselmiştir. 2 Hasar yıllık ortalama artışı yüzde 42'den, yüzde 90'a ulaşmıştır. Hasarın prime ortalama oranı yüzde 33'den, yüzde 35'e yükselmiştir. 3 Konservasyon primindeki yıllık ortaama artış yüzde 52'den, yüzde 100'e yükselmiştir. Konservasyon priminin toplam prim içerisindeki payı yüzde 36'dam, yüzde 57'ye yükselmiştir. D a h a iyi s i g o r t a c ı l ı k Sigorta şirketleri daha çok risk taşır ve daha çok hakiki anlamda sigortacılık yapar lıale gelmiştir. Bu, sektörün gelişmekte olduğunun en önemli işaretlerinden biridir. 4 Prim alacaklaılndaki yıllık ortalama artış lıızı yüzde 51den, yüzde 84 e, prim alacaklarının toplam prim içerisindeki ortalama payı yüzde 36'dan yüzde 43'e yükselmiştir. 1991 sonuçlarına göre, bu oranın daha da arttığı ilade edilmektedir. 5 Teknik kar yıllık ortalama artış hızı yüzde 56dan yüzde 91'e yükselmiştir. Teknik karın toplam prime ora ('umhuriyet, Sigortacılık Sektörü eki. • Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Yazı İşleri Müdürleri: I'üsun Özbilgen , Olal Başlangıç (23 Ekim 1992) Cumhuriyet'in armajjanıdır panıyla satılmaz. Siz hal lanmadınız mı? Çıktığı günden itibaren, sektör için çok önemli etkenler gerçekleştirmiş olan SİGORTA DERGİSİ, zengin içeriği ve çok yararlı ilaveleriyle, çok kısa zamanda sektör içinde kendisine çok prestijli bir yer edinmiştir. Dergide, her ay düzenlenen ve o dönemin en önemli konusunun tartışıldığı Yuvarlak Masa Toplantısı, Eksperlerle ilgili bu köşe, Bilgisayar köşesi, her ay başka bir acentenin tanıtıldığı Acente Günlüğü, sigorta şirketlerinin reklam ajanslarımn tanıtıldığı Medya gibi köşelerin dışında, her ay Dünya Raporu, şirketlerinin her türlü faaliyetlerinin yer aldığı Akiivitoler gerçekten çok yararlı ve geniş açılı makaleler, habcr yer almaktadır. Dergimize abone olarak ve bizimle bilgi alışverişinde bulunarak, (her türlü yazınızı ve haberlerinizi almaktan memnunluk duyarız) sizinle verimli işbirliğine girmeyi arzu ediyoruz. AYLIK SEKTÖR DEROİSİ adı soyadı firma adı adres : : : posta kodu telefon • : : adedi: fax . 1 yıllık 240.000.TL. TL yatırdım. Hesap Numaraları • yapı kredi banlcası laleli şubesi hesap no: 0187922 U iş bankası 4. levent şubesi hesap no: 209646 banka hesabına banka makbuzunun fotokopi ilişiktedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle