08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lerle karşılaşabilecekleri tehlikesinin gözardı edilmemesi gerekir. Bu takdirde, sigortacılığa olan güven sarsılacaktır. Prim tahsilatı sorununa bakışınız? ESKtL Bu, ancak sigortalılann ödemelerini aracı kullanmadan sigorta şirketlerine yapmalarını sağlayacak bir sistemin geliştirilmesiyle ortadan kaldınlabilir. Böyle bir sistem ise, sigorta şirketlcrinin tahsüatı poiiçe bazında izlemesini sağlayacak bir sistemin geliştirilmesiyle ortadan kaldınlabilir. Böyle bir sistem ise, sigorta, şirketlerinin tahsilatı poiiçe bazında izlemesini sağlayacak bilgi işlem düzenlerini kurmaları ve halkın prim ödemelerinde banka hesaplarını kullanacak bir bilince ulaşmasını; sigona ve bankacılık bilgi işlem sistemlerinin arasında entegrasyonun sağlanmasım gerektirmektedir. Sektörün genel portföyiindeki ve hayat branşındaki DY L O t A O ulaşamamıştır. Kişi başına düşen prim miktarı ise 1991 yılı itibariyle 2.9 dolar civarındadır ki, bu tutar batı ülkeleriyle kıyaslanamayacak kadar düşüktür. Hayat sigortası branşında sağlıklı ve hızlı bir gelişmenin sağlanabilmesi için; Halkın hayat sigortaları konusunda eğitilmesi. Acentelik verilirken, şirketlerin dikkatli davranmaları ve acente eğitimine önem vermeleri. Tahsilat usulünün çağdaş hale getirilmesi ve bu amaçla prim tahsilatında bankacılık sistemlerinden ve bu sistemin otomasyon olanaklarından yararlanılması. Şirketlerin bilgi işlem metodoloji ve sistemlerini hızla yenilemeleri. Gerek halkın eğitimi gerekse sigona fonlarının enflasyona karşı korunması konularında kamu otoritelerinin yardımı gereklidir. M bir sigorta potansiyeli var. Bu hareket ve canlanmanın en önemli sebebi bu. Sigorta, Türkiye'de henüz talep edilen bir hiznıet değil, talebi yaratılmaya çalışılan bir hizmet. • • • • • • » • P A N B I D I H »mmmmmmmmmmmm ğım zaman tarife azamiydi ve devlet tarafından yapılırdı. Devlet, "Sigortacı bunun altında iş yapabiliyorsa, isterse yapsın" derdi. Sonra narh sistemine dönüldü. Arkasından sigorta şirketleri donduruldu. Üstelik de kalkınma planlarında çok çoğalırlarsa portföylerin dağılacağı yer aldı. Sigortacılık son derece hassas bîr iş ve başından itibaren para dolaşıyor. Ve nakit dolaşıyor. Dolayısıyla, bunun namuslu olmasını emniyete almak son derece de zor. İnsanlara kağıt verip paralarını alıyoruz. Maalesef geçmişimizde bu enflasyonlarla hayat sigortasında da neler geldi başımıza. Adama ev alacağını söyledik, yirmi sene sonra o parayla kapı alır oldu. Yaşanmış şeyleri unutmadan atlamamamız lazım. DETAYA KARIŞILMASIN... Detaylara kanun şek linde karıştıkça, işler bozuluyor. Tarifeyi serbest bırakır da komisyonları nasıl sabit tutarsınız? O onun parçası değil mi? Net fiyat diye bir şey vardır. Niye ben acenteme daha az komisyon teklif edemeyim? Murakebe sistemi, şirketin esasının kontrolüdür. Serbestiyi öyle bir hale getirdik ki, sigortacı Ahmet'e beş, Mehmet'e on lira diyebilir. Böyle şey olmaz. 200, 300 acentesi olan bir şirket kollardan biri bu. Türkiye'de yılda 250 bin dolayında olan, beş yıl içinde 500 bin, ileriki yıllarda 1 milyon adede ulaşması beklenen otomotiv üretimini gözönüne alırsanız, trafik sigortası sektörün belkemiklerinden olacaktır. Ayrıca, sigorta bilincinin gelişmesiyle buna ev sigortası gibi paket poliçeleri eklerseniz, göreceksiniz portföyleriniz otomatikman iki, üç misli olacak. Ikinci olarak, yıllardır tanıtım yapamıyoruz. Önümüzdeki yıllarda müşterek tanıtım, müşterek kampanya gündeme gelecek, çünkü bundan başka çıkar yolumuz yok. Buna paralel olarak tahsilat sorunu var. Bir mali tiktif olarak satarsanız, kağıt üzerinde gösterirseniz, kendi kendinizi aldatmış olursunuz. Sektörün geri kalmısjığı konusunda devlete de, şirketlere de, vatandaşa da atıf yapıyorum. Vatandaş da ödemeyim, geç vereyim derken işi suistimal etti. Bugün bir acente vaktinin yüzde ellisini senet, sepetle uğraşarak geçiriyor, pazarlamaya nasıl imkan buluyor, bunu anlamakta zorluk çekiyorunı. Aslında sigorta sektörü fon yaratabilecekkcn bunu yapamıyor. Sektör sattığını tahsil edemezse, tanıtım yapamazsa yeni satış nasıl yapacak? Yeni kurulan şirketlerin sermayesi, payı ne kadar? Neyi konuşuyoruz, rakamımız nedir? Biz böyle güdük kaldığımız sürece, komik durumlara düşeceğiz. Müşterek olarak denilsin ki, komisyonlar yetersiz, kar komisyonları düşük, vesaire... "YASAKLAMAYA İNANMIYORUM" Bugün şirketlerin en büyük sorunlanndan hiri tahsilat . Bunun nedeni de serbesti değil. Serbestlik renk, heyecan, üretim getirdi. Bundan geriye dönülmesi gibi bir endişe kimsede olmasın, bilakis komisyonların bile bu tip tartışmaları olacak. Benim hesaplarıma göre, serbest tarife yangın dalında 300 milyar lira dolayında prim kaybına yol açtı. Bu da toplasanız, Türkiye'deki bfri tane riskin kıyasıya, lüzumsuz fiyat kargaşasıyla indirümesidir ve bu reasürörün sırtına binmiştir. Şirketlerin prim kaybı bir lira olduysa, reasürörlerin 99 lira olmuştur. 1993de, bu da kendini yeni bir şekilde dengeleyecektir. Ben yasaklama diye bir şeye inanmıyorum. Bankalar ve sigorta şirketleri ayrı ayrı kanunlara bağlı konulardır. Vatandaşın varlıklarını koruma altına alıyoruz. Bir sektörü tamamen başıboş bırakamazsınız, dünyanın hiçbir yerinde yok. C o m a l Ererdi Sigorta endüstrimizin liberalleşmesindeki temel amaçlar üç aşaınada harekete geçirildi. İlk aşamada, piyasaya giriş çıkış serbest isi, yeni sigorta şirketlerinin kurullması imkanı yaratıldı. îkinci olarak, çıkartılan kanun ve yönetmeliklerle şirketlerin mali güçlerinin kuvvetlendirilmesi yönünde birtakım rasyolar getirildi. Üçüncü aşamada ise, 1990 yılının Mayıs ve Ekim aylarında iki kademede olmak üzere, sigorta tarifeleri serbest bırakıldı. Liberalleşmede en önemli olgu, fiyat rekabeti yönünde oldu. Tarife Rejimi içerisinde gerekli iş kabul ya da fiyatlandırma becerisine sahip olmayan sektör, bu konuyu sadece fiyat indirimi biçiminde algıladı ve yangın ve özellikle nakliyat branşlarında yüzde 5060'lara varan indirimlere gitti. Bugünlerde verilen fiyatların Avrupa'da uygulanan fiyatların daha altında olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak, serbest rekabetin sektörü kötü etkileyeceğini düşündüğüm zannedilmesin. Serbest rekabetin orta ve uzun vadede Türk sigorta sektörüne olumlu katkılar sağSAYFA5 gelişmeleri özetlcr misiniz? ESKİL Son yJlarda sigortacılık sektöründe kaydedilen gelişmeler memnuniyct vericidir. 19871991 ydlan arasındaki dönem incelendiğinde, sektörün kaynak birikiminin cari fiyatlarla 332.2 milyar liradan, 4.082 lirasına ulaştığı görülmektedir. Bu olumlu gelişmelerin sağlanacak rekabetçi düzen içerisinde ileriki yıllarda daha da iyileşerek devam edeceği inancındayım. Hayat sigortası branşında, aynı dönemde diğer branşlara nazaran daha dinamik bir gelişme gözlemlenmiştir. Riyazi ihtiyatlar 32.090 liradan 1.0250 liraya yükselmiş, hayat sigortasının sektör içerisindeki üretim payı ise yüzde 7'den yüzde 21'e ulaşmıştır. Fakat üretimde sağlanan bu gelişmenin ülke nüfusu gözönüne alındığında yeterli sayılması mümkün değildir. Hcnüz sigortalı sayısı ülke nüfusunun yüzde 10'una dahi TASARININ FELSEFESİ: MÜDAHALE... Yeni tasarıya da baktığıınız zaman, daha çok yasakçı bir anlayışın hakim oiduğunu görüyoruz. Her şeye müdahale ve yasaklarla denetleme... Acente şirket ilişkilerine müdahale, sigorta şirketlerinin uygulamalarına müdahale ve ağır cezalarla kontrol etme mekanizmasının, tasarının genel felsefesini oluşturduğunu görüyoruz. Belki tasarıyı hazırlayanlar cephesinden bakıldığı zaman, böyle bir düzenleme ile netice alınabileceği düşünülebilir. Ancak, bizim cephemizden bakıldığı zaman, yasaklayarak, aşırı kontrol ederek dünyada hiçbir şeyin gelişemediğini, yakın çağımızda nelerin yıkıldığını hep beraber gördük. Işletmelerin, kişilerin önünü açarak, kaabiliyetlerini ortaya çıkarmak konusunda serbestide ne kadar önemli adımlar atılırsa, o kadar gelişme olduğunu görüyoruz. Kanun aşırı detaya kaçınıştır. Kanunlar, genel prensipleri koyar ve yönetmeliklerle değişen şartlara uyum sağlarsınız. Bu kadar detay, kanunu ister istemez uygulanmaz hale getirecektir. O kadar hızlı bir değişim ve gelişme var ki, bir günümüz ertesi güne uymuyor. Talep yaratmaya uğraşıyoruz, sigortacılıktaki tablomuz bu. Talebin yaratılınadığı bir yerde, bizim o insanlara sigorta satmamız mümkün değil. Sigona kültürümüz çok dar bir kesime hitap ediyor. Kişi ya çok risk altındadır veya gerçekten o kültüre ulaşmıştır. O halde, bu talebi uyarabilmemiz için önce satış teşkilatlarımızı güçlendirmeliyiz. Bugün, Türkiye'de yedibin acente var ve kendi ayağında duran, kazanan en az yetmişbin acenteye ihtiyacımız var. Ne kadar çok kişi kapıyı çalarsa, talep o kadar uyarılacaktır. Bugün problem ne? Son zamanlarda acenteye bakışta farkh görüşler var. "Acenteler, Türkiye'de bazı sorunların sebebidir " deniyor. lamak zorundayız: 1 Ülkemizdeki sigorta şirketleri, tahsilatı poiiçe bazında takip edecek düzeyde yetenekli elemanlara, mükemmel denilebilecek kompitür sistemine sahipler mi? 2 Police biriminin tahsilatında kullanılacak araçlardan (posta çeki, banka dekonEnver YALÇINKAYA • GÜVEN SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ tu) ne tür verim alınabileceği hususunda bir araştırma yapıldı mi? ) Kredi kartı ile poiiçe birimi ödeme sistemini tiim yurt çapına yaymamız mümkün mü? iberalleşme yönünde önemli adımlar atan ve bu konuda başarılı bir yol kate4 Ankara, İstanbul, tzmir dışında acentelik yapan istihsalcilerin profesyönel bir den ülkemizde, sigortacılık sektörünü liberal ekonominin gerektirdiği uygulayapıya sahip olmadıkları, yörelerin sosyal ve ekonomik yapılarına uyun olarak tahsimalar dışında daha uzun bir süre tutmak, bu sektöre yarardan çok zarar verelat yaptıkları hususu gözönünde bulunduruldu mu? cekti kanaaündeyim. Gerçekten, uzun yıllar uygulanan tarfe rejimi sigorta Bu dört soruyu içtenlikle yanıtlayabilirsek, tahsilat yetkisini acentelerden rahatlıkşirketlerini tembelliğe sevketmiş, kalifiye eleman yetişmesini önlemiş, risk yönetimila alabiliriz veya almayabiliriz. Aksi halde sigorta şirketlerinin üretim kayıpları kaçıne gereken önem verilınemiş, teknik sigortacılık yerini komisyonculuğa bırakmış, nılmaz olacak ve tahsilat sorunu, içinde çıkılmaz bir hal alacaktır. kısaca sigortacılığın Türkiye'de gelişmesini önlemiştir. Hem ülkemiz, hem dünya öyleyse ne yapmamız gerekir? Bugünkü kötü tahsilat sistemine devam mı edeekonomisindeki köklii değişimler hem de sigortacılığımızın gelişmesine yönelik gi!im yoksa belirgin önlemler mi getirelim? Bence, tahsilat konusuna belirgin önlemrişimler, tarife rejirninin sona ermesine ve serbest tarife sisteminin başlamasına ncler getirınek zorundayız. Bu önlemler ne olmalıdır? den olmuştur. 1 Poiiçe priminin yüzde 40'ı ilk taksit olarak tahsil edilmelidir. Bu meblağ ödenBütün sigorta branşlarında, 1990 yılı içinde başlayan, ancak gerçek anlamda mediği takdirde poiiçe başlangıç tarihinden itibaren oıomatik1991 yılından itibaren uygulanan serbest tarife sisteminin buman iptale alınabilmelidir. (tptal ile ilgili TTK hükmünün degün için tam anlamı ile başarılı olduğunu söylemek maalesef ğiştirilmesi gereklidir.) mümkün değildir. Bana göre, böyle bir yargıya varılmasının tek 2 Bakiye altı taksitten herhangi birinin ödenmemesi halinde, nedeni serbest tarifenin sigorta şirketluri tarafından sadece fipoiiçe taksit taıihini takip eden onbeş gün içinde poiiçe iptal işyat indirimi olarak algılanmış olmasıdır. Halbuki, sigorta şirketlemine tabi tutulabilnıelidir. leri sigorta fiyatlarını rekabet unsuru haline getirmeyip riziko3 Sigorta şirketleri acentelerin durumunu gözönüne alarak, nun durumunu gözönüne almak suretiyle belirlemek yoluna paliçe tahsilat yetkisini acentelerden alabilmeli ve kendisi yürügitmiş ve bu uygulamaya kesinlikle riayet etmiş olsalardı, sigortebilnıelidir. tacılık sektöründe liberalleşme sonucu değişim bugünkü duBu hususların üç, beş sigorta şirketi tarafından değil, tüm sirumdan daha iyi sonuçların elde edilmesine neden olacaktı gögorta şirketleri tarafından taviz verilmeden uygulanması halinrüşündeyim. de tahsilat bir çözüme kavuşturulabilir. Bütün bu gelişmelere rağmen, sigorta sektöründeki bu değiSektörün gelişmesi için ise şuıılar yapılabilir: şimin çok yararlı olduğuna, görülen hata ve noksanlıkların önü1 Tahsilat sorunu çözümlenmeli, bu çözümün sonucu elde müzdeki günler içinde giderileceğine, asgari seviyelere inmiş edilecek likidite yatırımlara sevkedilmeli ve yüksem mali gelir olan sigorta fiyatlarının rizikonun durumuna uygun hale getirielde edilmeli, bu işleme paralel olarak şirketlerin öz kaynakları leceğine ve böylece sigorta şirketlerinin teknik karlılık oranlarıyükscltilmeli, dolayısıyla mali kapasite güçlendirilerek konsernın artacağına inanıyorum. vasyon oranlarının anırılması yoluna gidilmeli ve böylece dışa Sektörün yıllardan beri çözümlenmeyen en önemli sorıınu bağımlılık azaltılmolıdır. tahsilattır. Tahsilat sorununun yıllardan beri devam etmesini Cenel Müdür Erıver Yalcınkaya 2 Sigorta şirketlerine istihsal temin aracılar çok iyi bir şekilde tam olarak anlamak mümkün değildir.BukonudaHOTM'nın de eğitilmelidir. yayınlamış olduğu bir yönetmelik vardır. Bu yönetmeliğe göre, poiiçe priminin yüz3 Genç, dinamik, iyi eğitim görmüş, lisan bilen elemanlar istihdam edilmeli ve de 40'ı peşjn, bakiyesi altı taksitle tahsil edilebilmektedir. Bu yönetmelik hükmübu elemanlara yetişmeleri için olanaklar sağlanmalıdır. nün kesin olarak uygulanmaması, piyasadan pazar payı kaptnak maksadıyla, sigorta 4 Pazarlama faaliyetlerine önem verilmeli, pazarlama örgütleri kurulmalı, kurulşirketlerinin birbirkri ile girdiği rekabet, tahsilat sürelerinin uzamasına neden olmuş ise bu örgütlerde yetenekli elemanlar görevlendirilmelidir. maktadır. Eğer tüm sigorta şirketleri taviz vermeden HDT Müsteşarlığı'nın yayınladığı yönetmelikteki huuslara uygun olarak tahsilat yapmış olsalardı, bu tür bir so5 Halkın sigona konusunda bilgilerini ve sigortaya olan güvenlerini artıncı faaliru veya bu tür bir yasa maddesi gündeme gelmeyecekti inancındayım. yetlere girişilmelidir. Tahsilatın acentelerdan ahnması hususunun düşünüldüğü bu günlerde, sigortacı 6 Sözlü ve yazılı basında sigorta ile ilgili reklamlara yer verilmelidir. 7 İlk, orta ve liseler ile işletme fakültelerine sigortacılık dersleri konulmalıdır. olarak kendi kendimize aşağıdaki soruları sormak ve bu soruları da içtenlikle yanıt Bitmeyen sarkı: TAHSİLAT L EN BÜYÜK SORUN, TAHSİLAT Türkiye'de sorun olarak ne var? Bana göre, tek büyük sorun var, tahsilat... Tahsilatın dışındaki bütün sorunlar, değişimin sorunlarıdır. Bu dalgalanan deniz gibidir. Gelişimle birlikte sorunlar da değişecektir. Tahsilat, aslında hukuki yapıdan ileri gelen bir sorun. Bugünkü kanunlarımızda, sigorta ücretini ödemeyen bir kişinin hasarını da ödemememiz gerekir. Ancak, yargı kararlarıyla kanun maddesi o kadar uygulanmaz hale gelmiştir ki, bırakın poiiçe vermeyi, size birisi teklifname göndersin ve hasar olsun, siz bu hasarı ödemek zorundasınız. İlk yapılacak şey, tahsilat ile teminat arasındaki bağın kurulması. Sigona ücreti peşindir, ödenmeden teminat başlamaz, taksite bağlanmışsa, taksitlerdcn herhangi biri ödenmediği taktirde teminat durur hükmünün kanunlarımızda geciktirilmeden konulması gerekir. Tek bir kanun hükmüyle mesele çözülebilir. Bazı şeyleri birbirine karıştırmamak lazım. Şu anda, acente şirket ilişkisini karıştırıyoruz. Acente ile şirket münasebetleri farklı düzenlensin deniyor. Ne olsun? Acente, birden fazla şirketin acenteliğini yapamasın; poiiçe kesemcsin; tahsilat yapamasın; hasar ödeyemesin... Peki, acente ne yapacak? Sadece, hilali ahmer uğruna gidip sigcnanın tanıtımını yapacak. Böyle bir dünya yok. Ali Neyzi Sigortacılık Türkiye'de tanınmıyor, alıcısı yok ve biz satıcı olarak çalışmak zorundayız. Geldiğiniz nokta da 4 trilyon lira. Bu işin evveliyatına gitmek ve hastalığı oradan almak lazım. Ben, sigonacılığa başladıCUMHURİYET8İGORTA 1992 Alaaddin Büyükkaya tarifesiz çalışamaz. Tarife tescil ettirilir. Tarifenizi hazırlar, tescil ettirir ve onun dışında da tarife yapamazsınız. Hiç olmazsa, "Üç sene tarifenizi değiştiremezsiniz" gibi hükümler getirilmesi lazımdı. İLKE, MUTLAK İYİNİYET Eskiden beri bir tek hayat dalında serbestiyet vardı, o zaman da herkes tarifesini gizli tutmaya çalışırdı. Şimdi birdenbire herşeye serbest denildi. Bütün ömrünıce serbestiye inanmış bir insanım. Ama, bunların başka kontrolleri vardır. Bir şirket kuvvetli mi, mali bünyesi var mı, hasarını ödüyor mu? Esas mesele bu... Hakkı Atasagun Sektörde üç tane ana sorun gözlüyorum. Tüm dünyada otomotivin hız kazandığı bir dönemde, Türkiye'de trafik sigortasının komedi bir şekilde devam etmesiydi. Bu branş, şu anda portföyün yüzde 20'si dolayında. Acentelerin, özellikle üzerine eğilmesi gereken > SAYFA 12 CUMHURİYETSİOORTA1992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle