Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DİYALOO PANELDIN kisi gibi değil, bambaşka bir müessese oldu. Biz, cephenin en ileri safhasında savaşan askerleriz. Türkiye'de mecburi sigortalar dediğinıiz trafik sigortalarının yüzde 50ye yakın bir kısmı yenilenmiyor. Kontrol yok, insanımızın bilinci yok, neler satın aldığını bilmiyor, anlamıyor. Gelişme bize bağlı, çok ağır sorumluluk taşıyoruz. Bugüne kadar sektörü hiç tanıtamamışı/, hep kar gelsin, istihsali şu kadar yükseltelim demişiz. Tabii ki istihsali yükseltince sigortacılık gelişecek; ama, ondan çok daha büyük bir işlev de sigortacılığı ülkeye yaymak zorundayız. Ülkemizde gerçekleşen 4.3 trilyon liralık üretimin yüzde 70'ini serbest sigorta acenteleri gerçekleştirmekte. Bu nasıl gerçekleşmekte? (Jretimin yüzde 7()'ini gerçekleştiren acentelerin de yüzde 10'una yakın bir kısmı geçimini sadece sigortacılıktan sağlaınakta, geriye kalan yüzde 9ü'ı ise ek iş olarak sigortacılığı yapmakta. üysa, bu rakamın tersine döndüğünü düşünebilirsek, işte en pratik çözümü bulmuş oluruz. Bizim için tahsilat olayı kolay değil. Çok zorlanıyoruz; ama, bizim işimiz bıına bağlı. Bu meslek disiplinc edilmek isteniyorsa, acentelik meslek teşekkülü kısıtlamalı bir şekilde değil, gerçekten işlevini yapacak şekilde kanıında yerini almalı. Bunlarda primler ne ölçüde tahsil edüiyor, bunu da bilemiyoruz. Müessese acenteleri de çok büyük müesscseler ve sigorta primlerinin komisyonlarına heveslenerek kıırıılan acente şirketleridir; sigorta şirketlerinin bunları da çok sıkı takip edebildilerini sanmıyomm. Devlet kurumlarına gelince, Sosyal Sigortalar Kıırumu primi, elektrik, telefon paralarını bile ödemeyen KİT'lerin prim borçlarını ödemeyecekleri ortadadır. Bilançolarda ayrı gösterilmediği için, bunun da miktarını bilemiyoruz. Acentelerin müşterilerden aldıkları vadeli çek ve senetler; bu bir ödeıne aracıdır ve şirketler de bunu kabul ettiklerine göre, demek ki prim borçlarının bir kısmını bu yolla tahsil etnıeye razılar demektir. Ancak, bu miktarı bilançolarında acente borçlarından düşmüyorlar. Dolayısıyla, 1.8 trilyon liranın içerisinden çek ve senetleri düştüğümüz zaman, bu miktar çok daha aşağıya inecektir. Kaldı ki, Türkiye'de her şey taksitle satılmakta. Altıncı kademede, acentelerin müşterilerden tahsil edenıedikleri paralar var. Şirketlerin, bunları müşterilerden direk olarak toplaması miimkün değildir. Çünkü, acenteler müşterilerinin ödeme gücünü ve psikolojisini çok iyi büdiğinden, en iyi tahsilatı yapma şansına sahipler. Primlerini ödemeyen sigortalıların poliçelerini iptal etmek etkili bir yol olmayacaktır kanısındayım. Bir sürü ihtilaf ve yük getirecek, sigorta üretimi de azalacaktır. Sigortalıdan aldığı parayı şirkete vermeyen ya da geç veren acenteler vardır ve önüne gelene acentelik verildiği sürece de olacaktır. dengesinin olumlıı nitelikler taşıması olduğunu kaydeden Coşkun, "Bazı ülkeler de var ki, ne sanayileşmiş ne de doğal kaynakları güçlü ama pozitif bakiye veriyor. Olumlu bir ekonomik durum sergiliyorlar. Bunlara baktığımız zaman, özellikle hizmet sektöründe çok güçlü ülkeler olduğunu görüyoruz" dedi. HUKUKİ ZEMİN Panelin, değerlendirme turunda sözalan sektör temsilcileri de, değtşik konulardaki görüşlerini dile getirdiler. İnan Sigorta Genel Müdürü ve Sigorta Hukuku Türk Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fadıl Güvenç,"Devlet, sigorta şirketleri ve acenteler arasında hakem rolü oynamak için denetim yasasına çıkartmalı. Denetim yasası ile mukavele yasası birbirine karıştırılmamalı. Mukavele hukukunda boşluk olduğu için, ülkede acentenin tahsilat yetkisi tartışıJmakta" dedi. 1988'DE GÜNDEME GELDİ; Türk Sigorta Sektörünün Liberallesmesi Başak Sigorta Genel Müdürü Mu/affer Bilgili, Türk sigorta sektörünü Cumluıriyet'e değerlendirirken, "Sigorta şirketleri, herşeyden önce güven satan kurumlardır" dcdi. Bilgili, sorularımızı şöyle yanıtladı: Sigortacılık sektöründe liberallcşme ve değişimi nasıl değerlendiriyorsunuzi' BİLGİLİ "Sigorta Sektöriinde Liberallcşme" tanıtnı, sigorta literatürüru' Serbest Tarife Kejimi'yle giren bir tanım. Bundan, sigortalıların ufak birikimleri, prim ödemeleri sonucu oluşan f'onun şirkctlcrce, hiçbir denetime tabi tutulmaksızın serbestçe tasarrufu anlamı çıkarılmamalı. Sigorta şirketleri, herşeyden önce giiven satan kurumlardır. Prim ödeyen sigortalı, ileride bir risk gerçekleştiği lakdirde tazminatın kendisine ödeneceğine güvenerek, bıı ödemeyi yapmaktadır. Üçüncü kişilerden topladığı paralarla faalivetini yiiriiten ve yükünılülük altına giren şirketlerin mali ve teknik yöndcn kuvvetli olmaları gerekir. Sigortalıların korunması've sigorta şirketlerinin ödeıne güçlerini teminat altına almak zorıınlulıığu da devletin müdahalesini, denetimini gerekli kılmaktadır. Kanırnca, bu miidahale şirketlerin mali ve teknik bünyelerinin düzenlenmesi, denetimi, sermaye miktarı, kuruluşsona erme şartları, ayrılması gereken karşılık ve teminatlar gibi ana hiikümlerle sigorta sözleşnıesinin sigortalının haklarını ilgilendiren emredici hüküınleriyle sınırlı olmahdır, Serbest piyasa ekonomisinin yürürlükte olduğu ve serbest taıile rejiınine geçildiği hugünkü gibi bir ortamda ise nıüdahalenin daha da aza indirgenmesi, örneğin tahsilat şartlarının tesbitinin tamamen tarafları bırakılması uygun olacaktır. Zira, mali denetimin şirketleri doğal olarak tedbirli davranmaya iteceği kanısındayım. Sigorta tahsilatlarının acentelerden alınması konusundaki görüşleriniz? BİLGİLİ BiJindiği gibi, Seılnsi IHılc Kejinıi. iilkenıize aşırı fiyat indirimleri ile birlikte primlerin yasaların tanıdığı vadelerin dışında da taksitlendirilmesi, diğer bir deyişle uzun vadre tanınmasi olgusıınu da birlikte getirdi. Fiatlardaki rekabet, ödemc mehillerine de yansıdı. Bu da doğal olarak tahsilat somnunu ortaya çıkarmış bulunuyor. Sigorta primlerinin tahsil ycıkisinin acentelerden alınıp şirketlere verilmesi, kanımca meseleye yanlış tanı koymak demektir. Zira sekMuzaffer Bilgili tördeyoğun olarak yaşanan lahilat sorunu, sadece acentelerden kaynaklanan bir sorun değildir. Maalesef, en düşiin fiyat ve en uzun vadeyi bıılmak için pazarlık yapan, gerçek sigorıa bilincine sahip olınayan bir müştcri kitlesi oluşmuştur. Piyasa şartlarının kendilerini zorladığını iddia edeıı bu kitle acenteleri, dolayısıyla şirketleri olımısıız şekilde etkilemektedir. Sigorta şirketleri de hareketlenen bu rekabet ortamında sadece iiretim endişesiyle taviz vermeye zorlanmaktadır. Primlerin zamanında ödenmesi temin edilmedikçe, takside bağlanan primlere faiz uygulanmadıkça; başka bir deyişle sigorta hizmeti de bugün Türkiye'de geçerli olan diğer hizmetlerin tabi olduğu piyasa şartlarına kavuşmadıküa, acentelerin sağlıklıçalışma ortamına kavuşabilıneleri zor olacaktır. Bıı nedenle, herşeyden önce problemi iyi teşhis ederek, çözüm bıılmak gerekir. Aksi takdirde ise ekononıik gerçeklere ve ihtiyaçlara uygun olmayan kararlar ya da yasalar yine sorunu çözenıeyecek ve kısa zamanda bugün olduğu gibi uygulanabilirliğini yitirecektir. Sigorta sektörünün gelişmcsi için. neler düşünüyorsunuz? BİLGİLİ Tüıkie'deki sigorta potansiyeli ve nüfus yoğunluğu gözönüne alındığlnda, 1991 yılında elde edilen toplam 4.049 trilyon liranın çok yetersiz kaldığl rahatlıkla söylenebilir. Ancak, bu verilerden Türk halkının sigortaya bakış açısının olumsıız olduğu sonııeunun çıkarılmasının ve bunun kelaretini de halka yükleıneııin kolaycı bir yoruııı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de sigorıacılığın yeteriıue gelişmemiş olıışu Rasyonel tanıtım ve güç birliği deminin en haşında ycr alaıı bıı kunuıltıı. Güııdeıııııı en başiııda ycr alıııa.Muın ııedeni ise yıllaıdır çözülcmeycn tahsilat sorununun bu yolla çözülcceği lıakkında biı birine tamamen zıt iki görüşün kuvvetli bir şekilde çarpışmasıdır. Tahsilat sorununun nıevcut sislem içinde de çözülebileceğine iııaııan biı kişi ol.ırak, benim konuya yaklaşımım biraz değişik olacaktır. Ben, lalısilatın şirketlerce direkl olarak yapılnıası görüşünü en çağdaş, en yaıarlı yöntem olduğu için destekliyorıını. Anca bu şekilde uygulamaların standart hale getirileceğine, denetimin kolaylaşacağına ve tahsilat yükünden kurtulmuş acenıenin biiıün gücünii pazarlamaya yöneltıne.si ile üretimin artacağına inaıııyorum. Bıı nedenle bencı tarıışma, sistem ko nusıında değil, zamanlama ve altyapının hazırlannıası konularııula yapılmalıdır. Sigorta sektörünün gelişnıesi, bana göre bireysel siiorlacılığm gelişınesinc bağlı ılır. Bu da bireylerin ekononıik bakınulan olduğu kaılar, eğilim ve kiiltür bakımııv dan da belirli diizeye çıkmaları ile mümkündür. Bireylerin ekononıik durıımlaıı, ülke ekonomisinin geııel ıluıumu ile yakındaıı ilişkili olduğu için, o konuda yapılatak la/la bir şey yoktur. Lkononıi iyileşerek üyürse, bireyler de bundan psıyını alalakıır Ama, eğitirn ve tanıtım konıısıında sigoıla şirkeılerinin yapnıası gereken çok i^ vardıı. l.ğilim ve laııııınıı elkili bir şekilde yapmanın tek yolıı ise güçleıiıı birleştirilınesklir. Bugiiııe kadar çok konuşıılan, ancak gönüllü olarak gerçekleşliıi lemeyen bıı güç birliği belki zoılayıcı bir şekilde vasal yolılaıı sağlaııabilir. I k ş yıl gibi belirli bir süre için şirketler ortak bir foııa /orıııılıı olarak öıleme yapaılaı ve bıı Innla sektöriin hiivük ihlivacı olan lanılım '•" '••"• ' ••••t'M" vapılabilir M c Hule.ıi BOKA • u^KSİGOKTAGLNLLMÜDİJRI! lektörümii/deki ıleğişiııı, zaıen liberallcşmenirı soııucudıır. Ancak, libeıalleşnıe çok ani ve sektöriin ha/ırhksı/ bir döneminde yapıldığı için, değişiminde oluııı % J l u olduğu k.nl.ıı, (ilııııısuz yönleri ortaya çıkmış bıılunıııakıadır. Olumlıı yonleri özetlersek; sigortaclllğın tımeli olan islalislik ve ınaliyet kavraııılarl öğrenilmeyc başlanmışur • Şirkctler, üzerlrı iııdelı ölü lupraı"',ını alıııı, :ıl:ıil n:ı/;iı l.ıııuva omııı vııııırvc başlamışlardır. Ç a ğ d a ş çalışııı.ı M s l e ı ı ı l c ı l v c o l o ı ı ı a s y o ı ı o n p i a ı u Ç I I . M I I M I I . • Yeni sigorta üriiııleri piyasaya sunulmuştur. Lğitinı \e tanıtım laaliyetleri ağırlık kazanmıştır. Olıımsuz yönleri ise; I lazırlıksız şirketleıiıı nıali yaplları bozulnııış vı yıikiimlülüklerini yerine getirmekte zorlanır olınuşlardır. Btı duruııı, sigortalılara yansıdığııulaıı, /ateıı \eicı ııııc gelişmemiş olan toplıııııdaki sigorta biliru i zeılelenir lıale gclnıişlir. Bilirıdijİi iizere, sigorta tahsilatlarınının a e e n t c l e r d c n alınınası k o ı u ı s u , s e k t ö r güıı İKİ TARAF DA SUÇLU Iurkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Bilgi Kongar ise, konuşmasında OECD Ülkeleri'ndeki araştırmaların.n, acentelerin prim tahsilatına girmediklerini gösterdiğini söylediğinde ise özellikle acentelerin tepkilerini aldı. "Acentelerin mi şirketlerin ıni suçlu olduğu yarışına girVARSAYIMLAR DOĞRU MU? Nasih Tümay Ü/emiyorum. Büyük ihtimalle iki taratta da suç vardır" saprinde konuştuğumu/. kanıın lasarısı, bakanlık tarahndan tamasının da altını çizen Kongar, özetle şunları söyledi: hazırlanmış ve sigorta şirketleri birliğinin görüşleri alın"Şu anda yüzde 4647 diizeyinde rahsil edilememiş simıştır. Biz acentelerden tek bir kimsenin fikri alınmamışgorta primleriyle karşı karşıya kalan şirketlerin durumu tır. var. Burada, acentelerin ui. ;>oksa sigorta şirketlerinin mi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca hazırlanan kasuçlu olduğu yarışına girmiyorum. Büyük ihtimalle iki tanunda, acentelerin tahsilat yetkilerinin kaldırılmasının ÇARE DE YANLIŞ, GEREKÇE DE... Bizim hesa ralta da suç vardır. Çünkü, kanunlar açıktır, acentelerin dayanağı şu varsayımdır: Acenteler, tahsil ettikleri primtopladığı para emanet para niteliğindedir ve ertesi ayın bımıza göre, bu gruba giren paralann miktarı, ytlllk prim leri şirketlere göç edemekte, bu nedenle şirketler parasal sonuna kadar ödenmek zorundadır. Burada, acenteleriistihsali toplamının yüzde 5'ini geçmez. Primlerin acentesıkıntıya düşmekte. önce bu savın doğruluk derecesini mize hangisinin ertesi ayın sonuna kadar paralarını yatırlerce toplanmasını yasaklayan kanun, sadece toplam priaraştırmak lazım. Bu doğru değilse, bulunan çare de dıklarını soruyorum. nıin yüzde 5'inin acenteler nezdinde bir süre kalmasmı doğrıı değildir. 1991 yılı istihsalinin .^^. Sorunun tahsilattan daha önemli 4.2 trilyon lira olduğu, bunun 1.8 bir yönü var; öyle sanıyorum ki, Nasih Tümay: trilyon lirasının tahsil edilemeyen acenteler de poliçe bazında aldıkları prim olduğu söylenmekte. Bu ra"Primlerin acentelerce toplanmasını yasaklayan kanun, sadece toplam parayı bilmiyorlar. Kanunla, bu dükamdan Aralık ayı primlerini düşer zelecek sanıyorum. Bir başka yeniprimin yüzde 5'inin acenteler nezdinde bir süre kalmasmı önleyebilmek için ve geri kalan prim alacaklarının bir lik, para tahsil edilmeden tcnıinatın Görülüyor ki, kanuna gerekçe olan varsayım yanlıştır" listesini yaparsak, şunlar gözümüzc başlamayacağl hususudur. Böylece, wmmm mmm çarpıyor: Sigortalıların şirketlere ^^^~™"1"^^^^™ " •••• parayı ödemeyen sigortalı teminata doğrudan borçları; acente olan bankaların borçları; kendi kavuşmamış olacak ve bu yasalarla donatılacak. Sigorta önleyebilmek için. Görülüyor ki, kanuna gerekçe olan sigortalarını yapmak üzere kurulmuş müessese ve holdin poliçeleri de taksitlendirilebilir, ancak eğer sigorta şirketvarsayım yanlıştır. Üstelik çaresi gerekçeden de yanlıştır. acenteleri; dcvlet kurunılarının ve KİT'lerin borçları; leri ve acenteler elbirliğiyle vade farkını getirebilmeliler. Yu'zde 5'i kürtarmak için sigorta sektörü bir kargaşaya, acentelerin müşterilerinden aldıkları senet ve çeklerin şirAksi takdirde bu sektör artık bitmiştir. Yüzde 7ü'lik entküçülmeye yöneltilmektedir. ketlere ciro edilen bölümü; acentelerin müşteriden alalasyonıın olduğu bir ülkede, taksitli satışlarda yüzde 7 vaBütün yanlışları bir yana bıraksak, sigorta şirketlerinin madıkları paralar ve son olarak da acentelerin müşteride hırkı uygulanırken, sigortacılıkta bıı vade farkını göretahsilatı tek başlarına yapnıaları miimkün değildir. Sekden aldıkları halde şirketlere ödemedikleri ya da geç nıiyoruz. " tör daha da zor duruma düşecektir. Zaten, kendisine ödedikleri paralar. mukavele hükümleriyle sıkı sıkıya bağlı birkaç yüz acenPARA NEREDE?... Bir başka sigorta acentesi Yılnıaz tesinden tahsilat yapamadığını ifade edcn bir şirket, sayıBANKA, PATRON OLURSA... Şirketlerin sigonalıKöprülü de, Avrupa'dakinin tersine Türkiye'de bankalaları yüzbinleri hatta milyonları bıılan ve tamamen bağınılardan yaklaşık î'îO ıııilyaı liralık alacakları olduğu anlaşırın sigorta şirketi kurduklarını hatırlatarak, şunları söylesız sigortalılardan nasıl tahsilat yapacaktır? lıyor. Acente olan bankaların borçları yayınlarda ayrı göstli: "Bugün, madem ki acenteler parayı ödemiyorlar, Bize göre, tahsilat şirketlerin çözebileceği bir soıunterilmediği için bunun cesametini bilmiyoruz. yalnız, 21 ödettirilmiyor, acaba acenteler de paralarının tümünii dur. Her şirket kendi politikasına göre bunu düzenlemeEylül 1992 tarihli bir günlük gazetedeki haberde, (îenetahsil edebiliyorlar mı? Niçin KİT'lerin ve merkez acenlidir. Şirketlerin buna kanııni ve mukaveleden doğan rali Sigorta'nın fnıar Bankası'nı 700 milyon liralık alacağı telerinin milyarlarca liralık borçları bize yükleniyor? Devhakları vardır. Devlet, kanuna koyulacak bu hiikümlerle için mahkemeye verdiği yer alıyordu. Demek ki, acente leı, vergiyi üç taksitte alıyor; bu yürürlükte olduğuna gödetaya girmekte ve ağaca bakmaktan ormanı götemeolan bankalar da borçlarını zamanında ödemiyorlar. re, acentelerin verdiği senet ve çekler niçin borcumuza mektedir. İmar Bankası, bir acenteydi... Kaldı ki, sigorta şirketlerinıahsup gösterilmiyor? Ve, niçin bu kanun hankalaıa da nin arkasında çoğu zaman bir banka vardır. Banka, sişaınil tutulmuyor? O halde bu işte ikilik var." Panelin ikinci bölümünde bir değerlendirme yapan gorta şirketinin patronudur. Sigona şirketi, ödemesi yaImtaş Sigorta Genel Müdürü Mustafa Akarn da "Şu belGazetemiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alev pılmayan primleri kendi patronundan nasıl tahsil eder, li değil: Paranın hepsi müşterinin üzerindedir, bu bir Coşkun, dünyada bir globalleşme olduğunu ve ekonomibu da ayrı mesele!.. ekstrem; bir diğer ekstrem paranın hepsi acentenin üzesi güçlü olan ülkelerin bu dünya sisteminde yerini alacakrindedir. Ancak, gerçekte, para arada bir yerdedir. Bunu Iarmı söyledi. Güçlü ekonominin bazı göstergeleri bulunHolding ve müessese acentelerini ele alırsak, bunlar gebulmak için yapılanciddi birçalışmayı görmedim " d e d i . ^ duğunu, bunlardan en önemlisinin dış ödemeler nellikle sigorta şirketlerinin sahipleri olan holdinglerdir. SAYFA 7 SAYFA 10 CUMHURİYET SİGORTA 1992 CUMHURİYETSİGORTA 1992