19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURÎYET Ikinclteşrfn 1938 Atatürk ve ölüm Hayatın ta kendisi olan, yarattığı vatan ı medeniyetin bin bir nimetile bezeyen Kemalin kalbi bizde yaşıyor. Atatürk, Türk milletinin hayatı içinde ebediyetekadarsaklıkalacaktır Yazan: Salâhaddin Güngör İstanbul ziyaretlerinden birinde gardan •*s?şmı?&i! »5j Trakya manevralarında.* Atatürk ve ölüm... Allahım, biribirine bu kadar aykırı ıkı kelime, nasıl olup da birleşebıldıler?.. Cumhuriyetin onuncu yılmda, onun için döktüğıimuz sevinc gözyaşlannın henüz, izleri kurumadan: da tahkim ettiği eserini, Dumlupınarda Perçinliyerek, tzmirde tamam ettiği gün, onun yapacak başka işi kalmadığını sa nanlar oldu. Halbuki tarih, ona uhdesinden geleceği büyük muvaffakiyetler için, meş'alesini *Gel, seni gene ihtiyar, ellerinde fajıstn, rehber etmekte devam ediyordu. Sevincden ağlıyoruz, gozumüzun yaşısm!» Çok geçmeden, Mustafa Kemalin büDıye haykıranlann sesi, hâlâ mekteb yük inkılâblar serisi başladı. Kadın kıyayavTularının dudaklarında tatlı akisler fetlerinin bıle karakablı kitablara göre bnakıp dururken, ve asıl yürekler paralı tesbit edıldığı bir memlekette bu inkılâbyanı: Onbeşıncı yılı onu gene sıhhatte ve ardan yalnız bir tanesini başarabilmek, ayakta görmek ümidınin verdiğı büyük ancak asırlann çerçevesine sığardı. Atatürk, bütün o yapılmaz zannedilen heyecanla kutlamağa hazırlanırken; gözlorimızde umumî sevınci ıfade için topla şeyleri, bir çırpıda ve adeta bir yıldırım nan yaşların aradan henuz onbeş gun geç hızıle, neticelendırdı! meden onun mukaddes tabutu üzerine İstanbula ilk geldiğî gün... düşmesi kor talıhın ne insafsız bır cılveGbzlerimi kapıyarak, onun İstanbula «dır!.. geldiğı günün, hafızamda canlandırdığı Şu dakıkada, adeta dılim dolaşıyor: sahnelerı tekrar yaşamağa çalışıyorum. «Atatürk bldü!» dıyemiyorum. Hayatın Ertuğrul yatınm güvertesi, o dakikalar ta kendisi olan Mustafa Kemal, her adı içinde, bütun Istanbul halkının gözlenle mında bır harabeyı yıkıp yerine bır rnamu tavaf ettiği bir kâbe olmuştu. Sarayburre kuran Mustafa Kemal, bır vatan ya nunda, belki, yüz bın kişi, onu, uzaktan ratmakla kalmıyarak, yarattığı vatanı, olsun, görmeğe çalışıyordu. medeniyetin bınbır nırnetile bezeyen Su kesimlerinde insan hevenkleri sar Mustafa Kemal, nıhayet, ölümün bu ka kan vapurlar, yatın etrafmda, ateş, gbrdar tepesinden bakıp, onu bu kadar istıh müş pervaneler gibi dolaşıyorlardı. İ a r eden adam, herkes gıbi ölebılir mi?.. Atatürk, ayakta, bu sevinc delisi olBen, şu dakıkada: Hayır! dıye bağırmak istiyorum. Hayır! Ataturkun olmeğe hakkı yoktur. Büyük mılletierın iradesıni temsil eden yeryüzunun sayılı kahramarları gıbi, o da, sadece ebedî ıstırahate Lavuştu!.. Ölüm denilen ejderın elımizden aldığı; (Mustafa Kemal) ın kı'ıbından ibarettir. Kalbi ise, bızde yaşıyor. Atatürk, Türk mılletının nesı'.den nesıle taşınan el sürülmez bır eminet gıbi canı içinde saklıdır. Püşünüyorum: İlk askerî şöhreti, Anafarta sırtlarında bir yalmkılıc gibi, duşmanlarm bağnnı deldığı gün, henuz miralay rutbesınde idı. Tarıh, seyrını takib etti. Ve mirliva Mustafa Kemal Paşanın Sıvasta butun rütbelerınden sıyrılarak milletın emri altında bir nefer olarak kaldığını gördük. Mustafa Kemal, Sakarya Son cfefa Haydarpaşada trenden nın Stynoti vo Türk milletinin gözbebeği Istanbul» hakkındaki duy^ularını, şaheer bir nutuk içinde ve onun kendi ağzından dinlemek zevkine erenler arasmda ben de vardım. O tarihten sonra, Atatürkü şehirde yaptığı ziyaretlerin ve gezintilerin çoğunda, Aakaraya gidiş, gelişlerinde yüzlerce defa gördüm. Atatürk, millî şuurun cezbe haline gelmiş bir sembolü idi. Peşinden halk kütleierini bir su gibi, kendı akış seyrıne göre, zahmet çekmeden ve zahmet çektirmeden sürüklerdi. Bınlerce kişinin toplandığı bir yerde, onun gözlenle o kadar şamıl ve ihatalı bir selâm verışı vardı ki, herkes, bu selâmın kendısıne aıd olduğunu zan neUe hak kazanırdı! «Ölüm, hilkatin en tabiî kanunu oldu;unu» bize söyliyen kendisidır, Atatürk, bu değışmez kanunun dışında kalamazdı. Fakat, «ıki Mustafa Kemal vardır!» diyen de gene o olmuştur. Evet, iki Mus:afa Kemal vardır. Biri fani, öteki ebedî Mustafa Kemal! Fani Mustafa Kemalin hatırasında ebedî Mustafa Kemali, ebedî Mustafa Kemalleri selâmlıyalım. Gençliğe vasiyeti Ve her başımız sıkıldıkça, onun mu kaddes kitabına sarılarak, genclığe yaptığı vasiyeti hatırlıyahm: «Ey Türk genchği! Birinci vazifen, Turk istıklâlıni ve Türk Cumhuriyetini ılelebed muhafaza ve müdafaa etmektır. Mevcudiyetınin ve istıkbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendır. İstikbalde dahi, seni bu hazine den mahnım etmek istiyecek dahılî ve haricî bedhahlann olacaktır. Bır gün istiklâl ve cumhuriyetı mudafaa mecburiyetin« düşersen vazıfeye atılmak için içinde bu lunacağm vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmiyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsaid bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düjmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galıbiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütun orduları dağıtılmış v e ' memleketin her köşesi bilfiıl işgal edilmiş oîabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahib olanlar, gaflet, dalâlet, ve hatta hiyanet içinde bulunabihrler. Hatta bu iktidar sahibleri, şahsî menfaatlerini müstevlılerin siyasî emellerile tevhid edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde haraK ve bitab düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı.. îşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtac olduğun kudret, damarlanadaki asil kanda mevcuddur.» Trakya manevralanna aid Jıatıralardan Trakya manevralannda muş vatan çocuklarının alkışlanna, gülümsiyerek cevab vermeğe çalışırken, yatın içinde bir kaynaşma oldu. Tezahüratı daha yakından seyretmek istiyenlerden birkaç kişi, güverteye yaslanmışjardı. Rahmetli Şükrü Naıli Paşa, yan şaka, Savarona yarı ciddî müdahaleye mecbur oldu; tekü kadar sevincli görmemîştim. miz erkek ve kumandan sesile: Yedisınden yetmişine kadar ayakları Arkadaşlar, dedı, halk, buraya bidibine senlen İstanbulu, bağrma bashğı zi görmek ıçm toplanmadı! Biraz kenara o mes'ud dakıkada, Atatürk kendı veciçekılelım de, millet, sevgilısini doya doya zesini, sükutunun belâgatli dihle halka seyretsın!.. anlatıyordu: Atatürk, bu esnada, kelimenin en yük«Benirn için dünyada en büyük mükâsek ıfadesile heyecan içinde idi. fat, milletimin en ufak bir takdir ve iltiYatta, etrafına toplananlar geri çekilfatıdır!» dıkleri zaman, müthış bir alkış yağmuru Yat, limana yaklaştığı bir sırada, gadaha boşandı. yet iyi hatırlıyorum, Cumhuriyet Baş Halk, sevgilısini, arlık doya doya sey redebiliyordu. Türke müspet ve iyi bir On şu kadar senedenberi, seyahatlerinin birçoklarmda gazeteci sıfatile takib etmek serefine erdiğim Atatürkü, o gün Bir Türk dünyaya bedel dir. şey veriniz, bunu reddet mesi ihtimali yoktur. Geçen sene Trakyada yapılan manev ralarda, Atatürkün, büyük enerji kay nağından bir damlası bıle zayı olmuş değıldi. Onu, gözünde iri toz gözlükleri, başında geniş seyahat kasketıle, cepheden cepheye aslanlar gibi koşar gördükçe, içimizde tarif edilmez bir gurur hissedı yorduk. Fakat arada bır de, kablelvuku tehlikelerin verdiğı gizli bir endişe ile onu bize daha uzun seneler bağışlaması için, boşluğa ellerimizi açmaktan kendımdzi alamıyorduk. istanbula son gelişinde kendi sini «Derince» de karşılamıştık. Saçlanndaki altm tellerin, pek ziyade seyrekleştiğind, tunc renkli yüzünün yorgun bir ifade yatmda. aldığını o gece ilk defa farkettiğkn zaman muharriri kencHsme yaklaşarat flrtfsaslari içimde gizli bir damar sızladı. Bütün bir milletin, gözbebeği gibi üzenı sordu. rine titrediği adam, besbelli ki gitgide çöAtatürk, gülümsiyen bir çehre ile dönküyordu. dü ve aynen şu cümleleri söyledi: Nihayet bir gün, onun yatağa serildi HatıraJanmı, toplamağa çalışıyo ğirri haber aldık. Bir neşter de bağnmız rum, biraz sonra, onlan size söyliyece ancak bu kadar yaralıyabilirdi. ğim! Fakat, ümidimizi kesmedik. BekliyorVe her vadi gibi, bu vadini de, Dol duk. T a m bir şifaya kavu^acağı günleri mabahçe sarayına ayak bastığı dakıkad susuz bir çölde, gaibden imdad bekliyen yerine getirdi. çaresizler gibi, bekliyorduk. «Türk tarihinin serveti, Türk vatani' Nihayet bu son ümidimiz de başa çıkYeni Türkiye devleti bir tı: Atatürkün maddî varlığmı toprağa halk devletidir, halkın dev verdik! Maddî varlığmı diyorum. Bunun böyletidir. Ie olduğunda hiçbirimiz şüphe edemeyiz. SALÂHADDtN GÜNGÖR Türk neferi kaçmaz ve kaçmak nedir bilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle